Bölüm 832: Aya Bakan Yılan'ın Neşesi

avatar
1597 38

Xian Ni - Bölüm 832: Aya Bakan Yılan'ın Neşesi



Çevirmen: RassNt

Editör: Alphonse

 

Wang Lin Yao Yunhai'nin has ruhunu kavradıktan sonra hiç tereddüt etmeden çantasındaki ruh bayrağının içine koydu. Hiç durmadı ve bir anda ortadan kayboldu.

 

1,000 adım uzunluktaki Aya Bakan Yılan onun peşinden fırladı ve bölge soğuk bir aura ile doldu. Bir süre aradıktan sonra ağzını açtı ve Wang Lin'den geriye kalan aurası içine çekti. Vücudundaki bütün dokunaçlar sanki keyif alıyormuş gibi etrafını sardı.

 

Fakat bir an sonra Aya Bakan Yılan ağzını kapattı, vücudu büküldü ve toprağın içinde kayboldu.

 

Biraz uzakta Wang Lin'in gözlerinde garip bir ışık belirdi ve Aya Bakan Yılan'ın kemiğinin ucuna doğru yöneldi. Yol boyunca oldukça temkinliydi. Bir terslik olduğunu fark edince hemen yönünü değiştiriyor ve kendini gizliyordu.

 

Wang Lin kendi kendine düşündü, "Aya Bakan Yılan'ın içi tehlikeli olsa da sahip olduğum kavrayış ve dikkatle birlikte tehlikede kalmayacağım! Dışarıya kıyasla içerisi daha güvenli."

 

"Bu durumda Aya Bakan Yılan'ın içinde saklanmalı mıyım? Bu yolla Yao ailesi beni öldürmek istiyorsa ilk önce Aya Bakan Yılan ile yüzleşmek zorunda kalacak!" Yüzünde soğuk bir gülümseme beliren Wang Lin hızla ilerledi.

 

Aya Bakan Yılan çok büyüktü. Onun içinde ışınlanma imkansızdı ve dikkatli olması gerektiğini de düşününce, hızı biraz yavaş kalıyordu.

 

İlerlerken aniden ifadesi değişti ve hiç tereddüt etmeden yana kaçındı. Tam bu anda yanından mavi bir buz kristali yıldırım gibi geçti.

 

Geçerken Wang Lin'in vücuduna dokunmuştu. Wang Lin bu kristalinin içindeki soğuk enerjiyi net bir şekilde hissetmişti. Bu soğuk enerji bir şekilde vücuduna işledi ve Wang Lin'in vücudunu kaskatı kesilmiş gibi hissetmesine neden oldu.

 

"Kaçamazsın!" Yavaş bir ses yankılanırken toprağın içinde 100 adımlık bir yarık oluştu ve Yao Bingyun dışarı çıktı.

 

Öldürme isteğiyle dolu gözleri Wang Lin'e baktı ve soğuk bir tonla konuştu, "Batı Bölgesi'nde masum insanları katlettin. Bugün ben, Yao Bingyun, senin hayatını alacağım!"

 

Wang Lin hızla geri çekildi ve ellerinde has enerjiyi topladı. Vücuduna birkaç kez vurdu ve içindeki soğuk enerji çözüldü. Aynı zamanda bir ağız dolusu öz has enerji tükürdü. Öz has enerji bir kılıca dönüştü ve doğruca Yao Bingyun'a fırladı.

 

Yao Bingyun soğuk bir ifadeyle sağ eliyle bir mühür oluşturdu ve ileri doğru işaret etti. Mavi bir ışık ışını belirdi ve parmağının ucunda toplandı. Ardından bir parlamayla birlikte önündeki her şey dondu ve buz yayılmaya devam etti.

 

Hatta Wang Lin'in tükürdüğü öz has enerji bile bir müddet ilerledikten sonra dondu.

 

Buzun yaklaştığını gören Wang Lin'in yüzü düştü ve hiç tereddüt etmeden geri çekildi. Rakibinin çok güçlü olduğunu ve kazanma şansının olmadığını biliyordu.

 

Yao Bingyun'un gözlerinde öldürme isteği parladı ve eliyle önündeki buza dokundu. Vücudu bir anda ortadan kayboldu.

 

"Buz kaçışı!" Wang Lin'in göz bebekleri büzüldü ve güçlü bir tehlike hissi yaşadı. Ağzını açtı ve kalkan olması için Semavi Mühür Damgası'nı tükürdü.

 

Semavi Mühür Damgası ortaya çıktığı anda, Yao Bingyun buz yoluyla hareket ederek Wang Lin'in önünde belirdi ve parmağını bastırdı.

 

Yao Bingyun parmağına bütün gücünü toplamıştı. İşaretiyle birlikte bir kan rünü ortaya çıktı ve parmağından Semavi Mühür Damgası'na doğru yayıldı.

 

"On Döngülü Ruh Hasarı Mührü!" Yao Bingyun elini hızla kaldırdı ve çabucak mühürler oluşturdu. Dokuz mühür hemen dokuz tane kan kırmızısı mührün oluşmasına neden oldu. Hepsi birer birer Semavi Mühür Damgası'nın üzerine geldi.

 

Bu kan rengi rünler çok garipti. Semavi Mühür Damgası'nın varlığını görmezden geldiler ve doğruca Wang Lin'e yöneldiler. Yüzü düşmüş olan Wang Lin bağırdı, "Mühür!"

 

Tek bir kelimeyle birlikte yüz binlerce altın rün ortaya çıkarak mühürler oluşturdu. Onlardan iki tanesi son derece güçlü auraya sahipti. Altın rünler, On Döngülü Ruh Hasarı Mührü'nün gücünü azaltmaya devam etti.

 

Fakat On Döngülü Ruh Hasarı Mührü çok güçlüydü ve neredeyse anında mühürleri delip geçti. On döngüden dört döngüye düşürülmüş olsa da yine de Wang Lin'in göğsüne indi.

 

Vücudunu deldi ve dört kırmızı ışık ışınına bölünerek has ruhuna doğru hücum etti.

 

Wang Lin'in vücudundan sesler geldi. Yüzü soldu ama gözlerinde muazzam bir öldürme isteği vardı. Semavi Mühür Damgası ile birlikte geri çekildi.

 

Bir anda çok uzaklara gitmişti.

 

"Yine ölmedi!" Yao Bingyun'un gözleri parladı. Xu Mu son derece garipti. Geçen sefer kaçışı şans ile açıklanabilirdi. Fakat bu sefer bütün gücünü kullanmıştı ve yine de bir Maddi Yang yetişimcisini öldürememişti. Bu durum kadının gözlerinin kısılmasına neden oldu.

 

"Has ruhunu koruyan bir semavi hazineye sahip olmalı!" Yao Bingyun alayla gülümseyerek ileri yürüdü. Arkasındaki buz Wang Lin'e doğru yayılmaya devam etti.

 

Has ruhu sarsılan Wang Lin peşinden öldürme isteği ile gelen Yao Bingyun'a baktı. Sağ elini kaldırdı ve kesme hareketi yaptı.

 

Aniden Göklerin Vuruşu ortaya çıktı ama hedefinde Ya Bingyun değil, yan taraftaki bir çamur katmanı vardı. Çamur gümbürtüyle çöktü.

 

"Aya Bakan Yılan sessizliği sever ve gürültüden nefret eder!" Wang Lin Aya Bakan Yılan'ın alışkanlıklarını biliyordu, o yüzden yanındaki çamur katmanlarını vurmaya devam etti.

 

Yao Bingyun'un gözlerinde bir alaycı bakış belirdi. Eğer dışarıda olsalardı onu yakalayamayabilirdi. Ne de olsa Uzaysal Bükülme konusunda Xu Mu'yu takdir ediyordu.

 

Fakat burada ışınlanmak ve dünya ile bütünleşmek imkansızdı. Eğer ona yetişmek istiyorsa bunu kolaylıkla yapabilirdi. Ayaklarının altında mavi bir ışık belirdi ve harekete geçti. Işınlanmasa da hızı çok yüksekti ve hemen yetişti.

 

Fakat tam o anda sağ elini mühür oluşturmak için kaldırdığında Xu Mu'nun gözlerinde hiç panik olmadığını ve son derece sakin kaldığını fark etti. Yao Bingyun şaşırmıştı ama düşünecek zamanı olmadığından doğruca saldırdı.

 

Tam o anda aniden Wang Lin'in saldırdığı çamur katmanlarından inanılmaz soğuk bir aura çıktı. Aniden 1,000 adım uzunlukta bir Aya Bakan Yılan Yao Bingyun ve Wang Lin'e doğru hücum etti.

 

"Bu da ne!?!" Yao Bingyun şimdiye kadar hiç Aya Bakan Yılan ile karşılaşmamıştı. Aya Bakan Yılan'ın habis görünüşü ve tüylerle kaplı vücudu Yao Bingyun'un zihninin titremesine neden oldu.

 

Aya Bakan Yılan'ın aurası bir Nirvana Kahini yetişimcisinden daha zayıf değildi!

 

Aya Bakan Yılan ortaya çıktığı anda Wang Lin hemen aurasını çekti. Bu onun son çaresiydi. Canavar çıktığında kaos olacaktı ve ancak bu şekilde kaçma fırsatı bulabilirdi.

 

Wang Lin Aya Bakan Yılan'ın takibine hazırlanmıştı. Ne de olsa Aya Bakan Yılan'ın hedefi tahmin edilemezdi. Yarı yarıya ihtimalle ya Yao Bingyun'u kovalayacak ya da onun peşine gelecekti.

 

Aniden ortaya çıkan Aya Bakan Yılan'ın vücudu büküldü ve vücudundaki tüyler havaya kalktı. Son derece hızlıydı ve Wang Lin'i en çok üzen şey ise Yao Bingyun'a bakmadan onun peşine düşmesiydi.

 

Yao Bingyun eliyle bir mühür oluşturmuştu ama bunu görünce durdu. Daha sonra Wang Lin'in peşinden giden Aya Bakan Yılan'ı takip etti.

 

Wang Lin geri çekilmeye devam etti ve hızla dönen Semavi Mühür Damgası onun peşindeki canavar ve insanı durdurmak için bir kuvvet yarattı.

 

Aya Bakan Yılan'ın vücudundaki bütün tüyler sanki heyecanlanmış gibi havaya kalktı. Wang Lin'i takip ederken kocaman ağzını açtı, sürekli yutkunuyor ve son derece rahatlamış bir ifade gösteriyordu.

 

Bu sahne Wang Lin'in irkilmesine neden oldu. O sırada Yao Bingyun'un gözleri öldürme isteğiyle doldu. Bir adım ilerleyerek Aya Bakan Yılan'ı geçti ve Wang Lin'e doğru gitti. Wang Lin'in önüne geldiğinde iki parmağıyla zengin, mavi bir ışık yaydı ve Wang Lin'i acımasızca işaret etti.

 

Wang Lin daha karşı koymadan önce Aya Bakan Yılan aniden öfkeli bir kükreme kopardı. Vücudundaki tüyler hemen uzadı ve Yao Bingyun'a doğru fırladı.

 

Yao Bingyun onun sevdiği şeyi çalıyordu. Aya Bakan Yılan'ın birçok dokunacı vardı ve hepsi de ileri fırladı. Ana vücudu da Yao Bingyun'a doğru ilerledi.

 

Wang Lin'in gözleri ışıldadı ve kararlı bir ifade belirdi. Geri çekilmekten vazgeçti ve sağ elini kaldırdı. Elinin üstündeki Çürümüş Dao Çifti ortaya çıktı. Habis canavar kemiği ruhani parıltı yaydı ve hemen bölge kötücül bir aura ile doldu.

 

Yao Bingyun'un ifadesi kasvetliydi. Önünde Wang Lin arkasında ise delirmiş canavar vardı. Gerçekten de anlamamıştı. Bu canavar açık bir şekilde Xu Mu'ya saldırıyordu, ona yardım etmeye karar verdiğinde neden öfkesi ona yönelmişti?

 

Habis aura son derece yoğundu ve Yao Bingyun'un ayaklarında gri bir ışık belirdi. Aynı zamanda Aya Bakan Yılan'ın dokunaçları yaklaştı ve iri vücudu doğruca kadına doğru çarpmaya ilerledi.

 

Yao Bingyun dişlerini sıktı ve hiç tereddüt etmeden eliyle bir mühür oluşturarak mavi bir çekirdeğin ortaya çıkmasına neden oldu. Çekirdekten hemen soğuk bir aura yayıldı. Yao Bingyun mührünü yukarı doğru işaret ettiğinde mavi çekirdekten inanılmaz bir soğukluk yayıldı.

 

Bir anda çılgınca buz katmanları belirdi. Öyle hızlı yayıldı ki Çürümüş Dao Çifti'in gri ışığı bile donmuştu.

 

Hatta Aya Bakan Yılan'ın dokunaçlarının yarısından fazlası dondu. Fakat tam o anda dört bir yandan kükreme sesleri geldi. Bunun akabinde, dört tane daha 1,000 adım uzunlukta Aya Bakan Yılan Yao Bingyun'a doğru hücum etti.

 

Yao Bingyun'un ifadesi hemen soldu ve gözleri dehşetle doldu. Mavi çekirdeği kavradı ve hiç tereddüt etmeden geri çekildi.

 

O geri çekilirken, Wang Lin'in gözlerinde öldürme isteği parladı. O daima kararlı ve cesur biri olmuştu. O anda gözleri kısıldı, bir ağız dolusu öz has enerji vücudunda toplandı ve dışarı taştı.

 

Wang Lin hızla bir kılıç oluşturdu ve Rüzgar Çağrısı'nı kullanarak ileriyi işaret etti!

 

Rüzgar Çağrısı!

 

Ortaya çıkan siyah rüzgar bir fırtına oluşturarak Yao Bingyun'a doğru yöneldi. Aynı sırada Aya Bakan Yılanlar geldiler ve kükreyerek Yao Bingyun'u kıstırdılar.

 

Yao Bingyun'un yüzünde ölümcül bir beyazlık vardı. Sayısız yıllık yetişim hayatında hiç böyle bir krizle karşı karşıya kalmamıştı. Elindeki çekirdeğe baktı ve kalbi acıdı. Fakat dişlerini sıktı ve hiç tereddüt etmeden onu ezdi!

 

Mavi çekirdek ezildiği anda içinden çılgınca bir güç patladı. Bu güç çok hızlıydı ve buzdan bir burgaç oluşturdu. Yayılırken içine aldığı her şeyi dondurdu. Güç toprağın arasındaki çatlaklardan içeri sızdı ve bir anda binlerce kilometrelik alan ince bir buz katmanıyla kaplandı.

 

"Buz kaçışı!" Yao Bingyun sol eliyle bir mühür oluşturdu ve hızla dışarı fırladı. Buzun yarattığı burgaç sayesinde buzun olduğu her yere kaçabilirdi.

 

Yao Bingyun'un figürü ortadan kaybolduğu anda, Wang Lin Rüzgar Çağrısı'nı kullandıktan sonra hiç tereddüt etmeden Yao Bingyun'u işaret etti!

 

Dur!

 

Yao Bingyun'un vücudu aniden durdu, ardından neredeyse anında normale döndü ve ortadan kayboldu. Fakat bu duraklama, siyah rüzgarın buza nüfuz etmesine olanak sağladı. Boşlukta yavaş yavaş sönen boğuk bir inilti vardı.

 

Wang Lin'in gözlerinde öldürme isteği parladı. Buz ona doğru yayılırken Semavi Mühür Damgası'nı geri çekti ve arkasına bile bakmadan hızla ayrıldı.

 

Çok geçmeden tehlikeleri dikkatle atlattıktan sonra Aya Bakan Yılan'ın kemiğinin en tepesine vardı. Burası kemik ve Aya Bakan Yılan arasındaki sinir bağlantısıydı.

 

Wang Lin buraya geldikten sonra daha da temkinli bir hal aldı. Normalde Aya Bakan Yılan ile kemik arasındaki bağlantının sıkıca mühürlenmiş olması gerekiyordu. Fakat onun daha önce kemiği oynatması yüzünden içine girilebilecek birçok açık oluşmuştu.

 

Bu açıklar Aya Bakan Yılan için son derece küçüktü ama Wang Lin için kanyon gibiydi. Vücudu titreşti ve açıklardan içeri girdi. İçeri girdiği anda aniden duraksadı.

 

Karşısında örümcek ağına benzeyen kırmızı şeritler vardı. Bu şeritlerin sonu yok gibiydi ve tüm bölgeyi kaplamıştı.

 

Wang Lin düşündü ve dikkatlice ilerledi. Karşısındaki sayısız kırmızı şeride bakarken sağ elini kaldırdı, şeritlerden birini sıktı ve merhametsizce çekti!

 

Aya Bakan Yılan gezegeni aniden sarsıldı. Büyük bir toz katmanı havaya kalktı ve hatta siyah sis aniden daraldı.

 

Wang Lin'in gözleri ışıldadı ve daha fazla tereddüt etmedi. Sağ elini kaldırdı ve çok sayıda Göklerin Vuruşu ileri fırladı. Kırmızı bağlar kesildi ve Aya Bakan Yılan'ın vücudunda şiddetli sarsıntılar oluştu.

 

Aya Bakan Yılan'ın sarsıntısı daha da şiddetlenirken etrafındaki siyah sis de geriye doğru çekildi. Bu sarsıntıyla birlikte çok miktarda toz etrafa saçılmıştı.

 

Aya Bakan Yılan'ın vücudundan antik zamanlara aitmiş gibi duran bir kükreme geldi.

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44257 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr