Bölüm 829: Dokuz Ölümlü Yok Oluş Formasyonu

avatar
1543 38

Xian Ni - Bölüm 829: Dokuz Ölümlü Yok Oluş Formasyonu



Çevirmen: RassNt

Editör: Alphonse

 

Bu açık intikam hızla kızıştı. Wang Lin, peşindeki yetişimcileri yıldırım gibi vurdu ve zihinlerinin titremesine neden oldu.

 

Wang Lin'in Ruh Dönüşümü ya da altındaki yetişimcileri öldürmemesi de hala onlara bir çıkış yolu bıraktığı anlamı taşıyordu. Fakat bu kanlı eylemin ardındaki anlam çok açıktı.

 

"Eğer bu olaya dahil olmaya devam ederlerse Ruh Dönüşümü'nün altındakiler de ölecek!"

 

Hemen sayısız öfkeli fırtına taştı. Aileleri katledilen yetişimciler delirmişti. Geri çekilmediler ve Xu Mu'dan intikam almaya yemin ettiler!

 

Fakat tereddüt içine giren yetişim ailelerinin sayısı da giderek arttı, özellikle aileleri Batı Bölgesinde olanlar için bu durum geçerliydi. İlk başta kimin başlattığı belli değildi ama kısa süre sonra hızla ayrıldılar ve yetişim gezegenlerine geri döndüler. Aniden Batı Bölgesi ablukası zayıfladı. Sayısız yetişim ailesi Wang Lin'in kanlı intikamını değerlendirdi ve uzun bir zaman sonra yavaşça geri çekildiler.

 

Ne de olsa Yao ailesinden gelecek ödül için küçüklerin ölümle yüzleşmesine neden olmak onlar için kırmızı çizginin ötesindeydi. Daha önemlisi Wang Lin'in eylemleri, asıl ilgisi aileleri için olan yetişimcilerin kalbinde bir ürperti oluşmasına neden oldu.

 

Wang Lin'in deliliğini hissedebiliyorlardı. Eğer devam ederlerse ne yapacağından emin değillerdi.

 

Batı Bölgesi'ndeki aileler dışında diğer bölgelerden gelen aileler de tereddüt etmeye başladı ama yine de ayrılmadılar. Ne de olsa onların aileleri Batı Bölgesinde değildi. Onlar için Xu Mu kesinlikle ölmüştü ve şu an sadece ölmeden önceki son çırpınışlarıydı.

 

Ne kadar çırpınsa da hala batı Bölgesindeydi. Buradan ayrılamayacağı için intikamdan bahsedilemezdi.

 

Durum bu olsa da Wang Lin ablukanın baskısının azaldığını net bir şekilde hissedebiliyordu. Fakat bu süreçte dünya ile bütünleşebilen kadının da giderek yaklaştığını hissediyordu. Neredeyse yetişmek üzere olduğu birkaç durum olmuştu.

 

Wang Lin'in kaşları çatıldı. Diğer tarafın takibi çok yakındı. Ayrıca Wang Lin'in Batı Bölgesindeki hareket alanı da hızla daralıyordu. Eğer dışarı çıkmanın bir yolunu bulamazsa en sonunda tehlikeli bir pozisyonda kalacaktı!

 

Wang Lin'in figürü yıldızların arasında belirdi ve kaşlarını çattı. Günlerce biriken öldürme isteği oldukça güçlüydü. Adeta somutlaşmıştı.

 

"Beni takip eden kadın en az orta aşama Nirvana Kahini seviyesinde. Onu kendi gücümle öldüremem, o yüzden biraz sıkıntı verici olacak!" Wang Lin'in gözleri ışıldadı ve ortadan kayboldu.

 

Tam bu sırada Yao Bingyun ortaya çıktı. Yüzü öldürme isteğiyle doluydu ve uzaklara doğru baktıktan sonra soğukça konuştu, "Kaçamazsın!"

 

Bir adım attı ve dünya ile bütünleşerek Wang Lin'in peşine düştü.

 

Wang Lin kadından kurtulma niyetiyle dünya ile bütünleşmişti. O peşindeyken buradan ayrılması zordu.

 

Kendine zarar verecek kadar dünya ile bir kalarak nihayet Yao Bingyun'dan kurtuldu. Fakat bu sadece üç gün sürdü!

 

Bu üç günde Batı Bölgesi yetişimcilerinin ablukası oldukça daralmıştı ve daire giderek küçülüyordu!

 

Ablukada güçlü bir öldürme isteği birikti! Bu öldürme arzusu öyle güçlüydü ki uzaydaki tozların itilmesine neden oldu.

 

Wang Lin geçici olarak Yao Bingyun'dan kurtulduktan sonra terk edilmiş bir gezegende belirdi.

 

Gezegene dikkatlice göz attıktan sonra gözleri ışıldadı ve mırıldandı, "Bunu kullanacağım!"

 

Wang Lin zamanının az olduğunu biliyordu. Peşindeki kadın dünya ile bütünleşmek dışında onun yerini bulabilmesini sağlayan bir yönteme de sahipti.

 

Sonuç olarak bu kısa sürede hızlı olmalıydı. Wang Lin elleriyle hızlıca mühürler oluşturdu ve terk edilmiş gezegene doğru sayısız kısıtlama gitti.

 

Bu kısıtlamalar hemen gezegene indiğinde ortadan kayboldu. Wang Lin durmadı.  Gezegenin etrafında dolanmaya devam etti ve kısıtlamalar yerleştirdi.

 

Bir saat sonra ifadesi biraz solmuştu. Bir adımla gezegene vardı. Burası harabelerle doluydu, yer çatlamıştı ve bütün denizler kurumuştu.

 

Wang Lin indikten sonra çantasına vurdu ve ruh bayrağı ortaya çıktı. Elini sallayarak bayrağı siyah sise dönüştürdü ve sis gezegenin etrafında yayıldı. Sisin içinde gözleri kapalı olan Kan Atası da vardı. Etrafında sayısız mühür vardı ve ruh bayrağının içindeki sayısı ruh tarafından çevrelenmişti.

 

Wang Lin tereddüt etmeden uzandı ve bir Hayali Yin has ruhu aldı. Onu ezdikten sonra sol eliyle bir kısıtlama yarattı.

 

Hayali Yin has ruhu titredi ve korkunç bir soğuk bakış ortaya çıktı. Wang Lin has ruhu attı ve gezegenin içinde kayboldu.

 

Wang Lin'in nefesin daralmıştı. Li Yuan gitmeden önce ona bütün Yıkım Kısıtlamalarını öğretmişti. Mirasa sahip değildi ve bu yüzden bunu tam anlamıyla kullanamayacaktı ama yine de bir dereceye kadar kullanabiliyordu!

 

Dokuz Ölümlü Yok Oluş Formasyonu onlardan biriydi! Li Yuan'a göre bu aynı zamanda üç yasaklı kısıtlamadan biriydi.

 

Bu kısıtlama için kısıtlama kalbi gerekli değildi, bol miktarda has ruh lazımdı. Li Yuan bu formasyonu kullanabiliyor olsa da gereksinimleri çok katıydı, o yüzden aslında onu daha önce hiç kullanmamıştı.

 

Wang Lin'in ifadesi biraz soluktu ama durmadı ve has ruhları kavramaya devam etti. Çok fazla Hayali Yin has ruha sahip değildi, onların çoğunu yutmuştu. Bunun yerine Yükseliş has ruhu kullanmaya karar verdi. Onların üzerine kısıtlama yerleştirip gezegene atmaya devam etti.

 

Saatler sonra Wang Lin'in yüzü iyice solmuştu. Gözleri ışıldadı ve Kan Atası'nın has ruhuna baktı. Biraz tereddüt ettikten sonra gözlerinde kararlı bir bakış oluştu. Kan Atası'nın has ruhunu aldı ve kaşlarının arasına bir kısıtlama yerleştirdi. Fakat onu gezegene atmadı ve siyah sisin içinde bıraktı.

 

Derin bir nefes aldıktan sonra gezegenin derinliklerine doğru daldı. Bütün aurasını çekerek geriye hiçbir iz bırakmadı ve hatta Li Yuan'ın ona kendini saklaması için öğrettiği kısıtlamayı da kullandı.

 

Bu gizlenme kısıtlaması son derece gizemliydi. Li Yuan onu kullandığında Wang Lin onu tespit edememişti. Fakat kısıtlama kalbi olmadan onu kusursuz yapmak mümkün değildi. Bu durumda yine başkaları tarafından tespit edilme riski olacaktı.

 

Bu yüzden Wang Lin etrafı sarıldığında onu kullanmamıştı.

 

Gezegenin derinliklerine daldı ve orada oturdu. Gözlerinde öldürme isteği parladı ve mırıldandı, "Yao ailesi ve peşimdeki diğer aileler, size bir hediye hazırladım. Bu sadece başlangıç!"

 

Alayla gülümseyerek gözlerini kapattı. Aurasından hiçbir iz yoktu, sanki yetişim gezegeniyle bir olmuştu.

 

Zaman yavaşça aktı. Üç gün sonra Bati Bölgesi'nin ablukası daralmaya devam etti. O gün, Wang Lin'in saklandığı gezegene ilk yetişimci dalgası geldi.

 

Tüm yetişimcilerin önünde bir kadın vardı, o Yao Bingyun idi. Soğuk bir ifadeyle sanki bir şeyi tahmin ediyormuş gibi sağ eliyle mühür oluşturdu. Bakışları gezegene geldi ve ardından gözleri ışıldadı, "Xu Mu burada!"

 

Yao Bingyun'un arkasında biri erkek biri kadın olmak üzere iki tane daha Yao ailesi üyesi vardı. Yüzlerinde rahatlamış bir ifade oluştu ve adam gülümsedi. "Adam büyük ihtimalle daha fazla saklanamayacağını fark etti ve buraya bir çeşit formasyon kurdu!"

 

Genç adam konuşurken bir adım ilerledi ve gezegene doğru harekete geçti. Yao Bingyun hafiften kaşlarını çattı ve onun peşinden gitti. Onlarla birlikte olan yetişim aileleri de gezegene doğru yöneldi.

 

Fakat genç adam da dahil herkes gezegenin hemen dışında durdu. Kimse gezegene girmedi.

 

Genç adam gülümsedi ve yüksek sesle konuştu, "Yoldaş yetişimciler, Yao ailesi gezegeni yok edecek, böylece ne tuzak kurmuş olursa olsun gezegenle birlikte o da yok olacak!"

 

Çevredeki gelişimciler bunu kabul ettiler ve hiç tereddüt etmeden gezegene saldırmaya başladılar.

 

Bir anda terk edilmiş gezegene doğru her çeşit has enerji büyüsü inmeye başladı. Yıldızlarda gümbürtüler yankılandı ve gezegenin büyük bir kısmı çökerken gezegen bütün olarak dağılma gösterdi.

 

Yao Bingyun kaşlarını çattı. Wang Lin'i uzun süredir takip ediyordu, o yüzden onun ne kadar akıllı olduğunu biliyordu. Böylesine büyük bir açık bırakmasına kesinlikle imkan yoktu!

 

Çok sayıda yetişimci saldırırken bol miktarda çakıl serildi ve yayılmaya başladı. Gezegende derin vadiler gibi çatlaklar belirdi. Yao ailesinden genç adam semavi büyüler kullanmaya başladığında gezegenin yıkılışı şiddetlendi.

 

Yoğun dalgalanmalar yavaşça yayıldı, ikinci yetişimci dalgası gelirken uzaklarda büyük miktarda kılıç enerjisi belirdi. Olup bitenleri gördüklerinde hiç soru sormadan onlar da yıkık gezegene saldırmaya başladı.

 

Yao Bingyun'un kaşları iyice çatılmıştı. Bir terslik olduğunu hissediyordu ama sebebini bilmiyordu.

 

Sayısız büyüyle birlikte gezegen dağılmaya devam etti ve büyük miktarda iri kum etrafa yayıldı. Bu durum tüm bölgenin kumlarla sarılmasına neden oldu.

 

En sonunda kulakları sağır eden bir patlama oldu ve güçlü bir dalgalanma yayıldı. Gezegen tamamen yıkılmıştı!

 

Bu yıkım, her şeyi anında öldürebilecek yıkıcı bir aura ile doluydu.

 

Etkinin ardından büyük miktarda kum yayılmıştı ve gezegenin çöküşü etraftaki has enerjinin bozulmasına neden oldu. Bölgede bir ölüm aurası dalgalandı.

 

O anda büyük bir ses oluştu ve uzaklardan gelen ışık ışınları arttı. Bir grup yetişimci daha gelmişti!

 

Yao Bingyun'un kalbindeki huzursuzluk daha da güçlendi. Aniden etrafına baktı ve kum tanelerinin 100,000 adımlık alana yayıldığını gördü. Bu kumlar adeta yetişimcilerin etrafını sarıyordu.

 

"Bir terslik var!" Yao Bingyun'un gözleri kısıldı ve onları uyarmak istedi.

 

Fakat tam o anda en uzaktaki tanelerden birinde mor bir yıldırım ışını belirdi. Bunun ardından hızla diğer kum tanelerini bağladı.

 

Dahası vardı. Bir anda bütün kumlardan yıldırım parıltıları geldi. Aniden 100,000 adımlık alandaki kumlar yıldırımla birbirine bağlandı.

 

Çatırdama sesleri yankılanırken 100,000 adımlık alanda bir yıldırım kafesi oluştu.

 

Tüm bunlar bir anda oldu, ne olduğunu anlamadılar. Yetişimciler durumu fark ettiğinde çoktan oluşmuştu!

 

Aynı zamanda bir Hayali Yin yetişimcisinin dalgalanmasını yayan bir parça önlerinde aniden patladı.

 

Bu patlama bir Hayali Yin yetişimcisinin patlaması kadar güçlüydü. Darbeyle birlikte Hayali Yin aşamasının altındakiler ciddi biçimde yaralandı. İki insan aniden kan tükürdü ve gözleri söndü.

 

Bu parçanın patlaması bir sinyaldi ve diğer parçalar birer birer patladı. En sonunda bütün parçaların patlamasından doğan güç bölgeyi kasıp kavurdu.

 

Bölgenin içinden öfkeli kükremeler ve bağırışlar yankılandı. İçeride hapsolmuş olan yetişimciler bu fırtınaya direnmek için çeşitli büyüler kullanırken dışarı çıkmaya çalıştılar.

 

Fakat patlamaların gücü kaynaşmıştı ve son derece güçlü olmuştu. Güç yayılırken bir yetişimci öldüğünde has ruhu da bundan kurtulamıyordu. Has ruhları fırtına tarafından yutuluyor ve ardından patlamaya zorlanarak bu kuvvetin bir parçası haline geliyordu.

 

Fakat Wang Lin'in peşinde çok sayıda Hayali Yin ve Maddi Yang yetişimcisi vardı. İlk karmaşadan sonra toplandılar. Oluşturdukları karşı saldırı çok güçlüydü.

 

Yao Bingyun'un liderliğinde her gittikleri yerde formasyonun yıkıcı gücü yerle bir oluyordu. Büzülen ve içindeki her şeyi yutan fırtına artık daha fazla yutamayacak hale gelmişti. Bunun yerine, yetişimcilerin karşı koymasıyla birlikte dışarı doğru itildi.

 

Bir süre bölge gümbürtülerle doldu. O anda siyah bir sis sessizce yayıldı ve içinden inilti sesleri yükseldi. İçinde Kan Atası'nın has ruhu yavaşça yoğunlaştı.

 

Kan Atası'nın has ruhu yoğunlaştığı anda son derece soğuk bir ses konuştu, "Patla!"

 

Bu ses yıkılmamış olan tek parçadan geldi. Bu sesin ortaya çıkmasıyla birlikte Kan Atası'nın has ruhu güçlü bir kan renginde ışık yaydıktan sonra yerle bir oldu. Has ruhun yıkılmasıyla birlikte çılgınca bir dalgalanma yayıldı.

 

Bu dalgalanmanın dokunduğu bütün yetişimciler ne kadar güçlü olurlarsa olsunlar hemen öldürüldüler.

 

Kuzey Bölgesinden bir aileden gelen bir Hayali Yin yetişimcisinin gözleri dehşetle doldu. O Kan Atası'na son derece yakındı ve Kan Atası yıkıldığı anda dalgalanma ona vurmuştu. Acıklı bir çığlık kopardıktan sonra vücudu yerle bir oldu. Has ruhu bile kaçamadı ve dağıldı.

 

Güney Bölgesinden başka bir yetişimci kaçmaya çalışırken dalgalanmanın kendisine dokunmasıyla birlikte vücudu hemen kaskatı oldu. Vücudu patlayarak kanlı bir sise dönüştü.

 

Bir anda 100,000 adımlık alanda sayısız zayiat oluştu. Wang Lin'in figürü 100,000 adımlık alanın dışında belirdi. Eliyle uzandı ve siyah sis ruh bayrağına dönüştü ve onu çantasına koydu.

 

Ardından figürü titreşti ve ileriye doğru fırladı. Tam ortadan kaybolurken, Yao Bingyun aniden yaklaştı ve iki parmağını merhametsizce bastırdı!

 

Anka gibi gözleri öldürme arzusuyla doldu ve son derece vahşiydi! Buna uzun süredir hazırlanmıştı, Wang Lin'in ortaya çıkmasını bekliyordu!

 

Bu parmağın Xu Mu'nun canını alacağından emindi. Bu parmak semavi büyü Ruh Yok Eden Mühür'ü barındırıyordu. Kişinin has ruhuna hasar vermek üzerine uzmanlaşmıştı!

 

"Ruh Yok Eden Mühür karşısında bir Maddi Yang yetişimcisinin hayatta kalma şansı yok!"

 

Wang Lin'in vücudu titredi ve 1,000 adım ötede ortaya çıkmaya zorlandı. Bir ağız dolusu kan tükürdü ve yüzüne ölümcül bir beyazlık çöktü. Fakat hiç duraksamadı ve boşlukta geri adım atarak kaçtı. 

 

"Ölmedi!" Yao Bingyun afalladı ve gözleri ışıldadı. İleri doğru fırlayarak bir kez daha takibe başladı.

 

Kan Atası'nın has ruhunun patlaması, Wang Lin'in peşindeki yetişimcilerin birçoğunun ölmesine neden olmuştu. Kimse onun böyle koza sahip olacağını beklemiyordu!

 

100,000 adımlık alanın içinde Yao ailesinden insanlar vardı. Kaçamamışlar ve patlamayla ölmüşlerdi.

 

Dalgalanmalar dağıldıktan sonra 100,000 adımlık alan kan ile doldu. Bu sefer çok sayıda insan ölmüştü. Fakat bunlar Wang Lin'in peşindeki bütün insanların az bir kısmıydı. Uzaklardan ışık ışınları geldi ve yavaş yavaş Wang Lin'in peşindeki yetişimciler burada toplandılar. Buradaki katliam onların kafalarını allak bullak etti ama ona karşı olan öldürme istekleri daha da güçlendi!

 

"Xu Mu'nun kaçmasına izin veremeyiz. Yoksa intikamı felaket olur!"

 

"Şu an bu olay artık Xu Mu ile Yao ailesi arasında değil, bu şeytanı imha etme savaşına dönüştü. Huzuru ancak Şeytan Efendi Xu Mu'yu öldürerek bulabiliriz!"

 

"Devam edin!"

 

Oraya gelen yetişimciler doğruca Wang Lin'in peşine düştüler. Yao ailesi üyeleri kan çanağına dönmüş gözlerle Wang Lin'in peşinden gittiler.

 

Bu büyük formasyonda çok sayıda yetişimci ölmüştü, o yüzden Xu Mu'nun ismi tüm Yüce Gök Yıldız Sistemi'nde çılgınca yayıldı. Hatta bazı yaşlı canavarlar bile gözlerini Yao ailesi ile Xu Mu arasındaki anlaşmazlığa çevirdi.

 

Yao ailesi ve sayısız yetişimci ailesine karşı hala hayatta olmakla kalmamış aynı zamanda çok sayıda yetişimciyi öldürerek Şeytan Efendi ünvanını almıştı. Ardından bir formasyon kullanmış ve sayısız yetişimciyi öldürerek diğerlerinin kafalarını allak bullak etmişti!

 

Hatta bazı yetişim ailelerini korkutarak takipten geri çekilmelerine neden olmuştu. Bu olay Xu Mu'nun Yüce Gök Yıldız Sistemi'nde yükselen yeni yıldız olmasına neden oldu!

 

Xu Mu ile Yao ailesi arasındaki savaşa dair haberler bazı insanlar tarafından yayıldı ve Yüce Gök Yıldız Sistemi'ndeki bütün yetişimciler tarafından duyuldu.

 

Xu Mu ismi daha da ünlendi!

 

Yıldırım Semavi Tapınağı'ndaki Bulut Pagoda'sının en tepesinde, Qing Shui gözleri kapalı bir şekilde yetişim yapıyordu. Gözlerini açtı, uzaklara baktı ve mırıldandı, "Bu çocuk benim gençliğimdeki tarzıma sahip, çok iyi!"

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44305 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr