Bölüm 806: Gizemli Yin Ocağı

avatar
1531 47

Xian Ni - Bölüm 806: Gizemli Yin Ocağı


 

Çevirmen: RassNt

Editör: Alphonse

 

Wang Lin soğuk bir homurdanmayla birlikte hareket etti ve aniden sis canavarının yanında belirdi. İki parmağıyla bir kılıç yaptı ve sis canavarından daha hızlı hareket etti. Parmaklarını doğruca sis canavarının kaşlarının arasına bastırdı ve ardından patladı.

 

Fakat yerle bir olduktan sonra dağılmadı ve bir sis bulutuna dönüştü. Sis çarpıldı ve tekrar şekillenme belirtisi gösterdi.

 

Wang Lin'in gözleri ışıldadı ve yeniden şekillenmeye hazırlanan sisin yanına vardı. Vücudunun içindeki yıldırım parmağının ucuna toplandı.

 

Aniden bir yıldırım topu belirdi. Wang Lin'in parmak işaretiyle birlikte yıldırım topu sise doğru fırladı.

 

Bir dizi patlamayla birlikte sis dağılarak duman şeritlerine dönüştü. Gözleri ışıldayan Wang Lin eliyle bir mühür oluşturdu ve doğrulttu. Daha fazla yıldırım oluştu ve bölgede şiddetli gümbürtüler yankılandı. Geriye kalan bütün sis hemen çözündü.

 

O anda diğer sis canavarları keskin kükremeler kopardı ve etraftaki insanlara doğru saldırdı. Wang Lin sakin kaldı ve bir adım ilerledi.

 

Havaya yükselerek gökyüzüne doğru parmağını kaldırdı. Yavaşça konuştu, "Yeraltı Nehri!"

 

Gökyüzünde büyük bir gümbürtü oldu ve Yeraltı Nehri ortaya çıktı. Boşluktan geldi ve güçlü bir kindar aura yayıldı.

 

Wang Lin, adeta yeraltı dünyasının lordu gibi Yeraltı Nehri'nin tepesinde durdu.

 

"Üçüncü beceri, Yeraltı Nehri'nin gücü!"

 

Akıl almaz bir emme kuvveti oluştu. Etrafa çılgınca saldıran sis canavarları hemen bundan etkilendi ve istemsizce Yeraltı Nehri'ne doğru çekildi.

 

Sadece birkaç tanesi değil hepsi dahildi. Emme kuvvetiyle birlikte kaçmaya çabalayan canavarlar sise dönüştü. Fakat direnemediler, Yeraltı Nehri'ne doğru çekilmeye devam ettiler.

 

O anda Seçilmiş Ölümsüz Klanı'nın atasının yüzünde endişeli bir ifade belirdi ve Wang Lin'i durdurmak için bağırdı, "Üst Semavi bunu yapmamalı!"

 

Wang Lin'in gözleri kısıldı. Yaşlı adam bağırdığında Yeraltı Nehri'ne çekilen siyah sisin arıtılmadığını hissetti. Aksine sis toplandı ve bir insan figürüne dönüştü.

 

Bu insan figürü belirgin bir görünüşe sahip olmayan, sis ile dolu bir siluetti. Fakat ortaya çıktığında sanki Yeraltı Nehri gücünü kaybetti ve figür doğruca dışarı çıktı.

 

Bununla birlikte ifadesi tamamen bulandı ve sadece sağ gözü belirgindi.

 

Seçilmiş Ölümsüz Klanı'nın atası hızla gökyüzünden indi. Sadece o değildi, diğer klan üyeleri de hemen yere indiler. Yaşlı adam, bu sadece sağ gözü olan insan figürünü gördükten sonra rahat bir nefes aldı. Wang Lin'e bakarak bağırdı, "Üst Semavi, lütfen buraya gelin, ondan sonra semavi düzeneği etkinleştirebilirim! Bu insansı sis canavarı. Bir büyü onu anında öldürmediği sürece aynı büyü ikinci kez ona zarar veremez!"

 

Wang Lin'in gözleri aydınlandı ve hızla geri çekildi. Tam geri çekildiğinde tek gözlü insansı sis canavarı hemen peşinden koştu.

 

Wang Lin'in gözleri soğudu ve vücudundaki yıldırım toplandı. Göz açıp kapayıncaya kadar Wang Lin'in etrafında düzinelerce yumruk büyüklüğünde yıldırım topu oluştu. Parmak hareketiyle birlikte yıldırım toplarını insansı sis canavarına gönderdi.

 

Fakat yıldırım topları yaklaştığı anda Wang Lin geri çekilerek bağırdı, "Toplan!"

 

Yıldırım topları hemen tek parça oldu ve insansı sis canavarına çarptı. Büyük bir gümbürtü oldu ve insansı sis canavarı yerle bir oldu ama hemen ardından sanki hiç hasar almamış gibi tekrar şekillendi. Wang Lin'i kovalamaya devam etti.

 

Şimdi onun vücudunda yıldırım gücü vardı. Wang Lin'i takip ederken, onun yaydığı yıldırım tıpkı Wang Lin'inki gibiydi.

 

Yıldırım, insansı sis canavarını daha da hızlandırdı. Hemen Wang Lin'e yetişti. Gözlerinde öldürme isteği parlayan Wang Lin çantasına dokundu ve semavi kılıcı çıkardı. Ardından semavi kılıcı acımasızca savurdu.

 

Hemen Göklerin Vuruşu ortaya çıktı. İnsansı sis canavarı duraksadı ve gözleri dehşetle doldu. Geri çekilmek istedi ama çok geçti.

 

İnsansı sis canavarı sessizce ikiye bölündü ve acınası bir inilti eşliğinde bol miktarda sis dağıldı. Wang Lin bir adım ilerledi ve ortadan kayboldu. Tekrar ortaya çıktığında sisin yanındaydı ve Göklerin Vuruşu'nu bir kez daha kullandı.

 

Göklerin Vuruşu ışınları ortaya çıkarken sis dağılmaya devam etti. Fakat bir an sonra sis, Göklerin Vuruşu'na direnmeye başladı. Yıkılma hızı yavaşladı ve hatta yeniden şekillenme belirtileri gösterdi.

 

Wang Lin'in gözleri aydınlandı ve sağ elini ileri doğru kaldırarak bağırdı, "Dur!"

 

Semavi durdurma büyüsü hemen bölgeyi doldurdu ve yeniden şekillenen sis anında durdu. O anda Wang Lin'in sağ elinin üstündeki Canavar Kemiği Dövmesi aniden ortaya çıktı.

 

Dev canavar ortaya çıktığı anda gözlerinden bir ruhani ışık yayıldı ve ortam habis, yoğun bir aurayla doldu. Sisten gri bir ışık yayıldı ve katılaşmaya başladı.

 

Wang Lin soğuk gözlerle parmağını katılaşan sise doğrulttu ve büyük miktarda has enerji dışarı aktı. Katılaşan sis paramparça oldu ve ardından tamamen çözündü.

 

Bu sahne Seçilmiş Ölümsüz Klanı üyelerinin gözlerinin kocaman açılmasına neden oldu. Öldürmek için çoğu zaman formasyona ihtiyaç duydukları insansı sis canavarının ilk defa bir kişi tarafından bu kadar kısa sürede öldürüldüğünü görmüşlerdi.

 

Onları daha da şok eden şey ise insansı canavarın neredeyse hiç direnememesiydi. Sürekli geri itilmiş ve en sonunda kaybolup gitmişti.

 

Parça tarafından yere yapıştırılan iri adam doğrulmaya çalıştı. Havadaki Wang Lin'e baktı ve tamamen irkildi.

 

"Bu... bir semavi..."

 

Wang Lin'in büyüleri herkesin hayallerinin ötesindeydi. Ata bile afallamıştı ve kendi kendine mırıldandı, "Çürümüş Dao Çifti..."

 

Wang Lin gözlerini yok olan insansı sis canavarından çevirdi. Ardından yaşlı adama doğru döndü ve sakince konuştu, "Şimdi beni Gizemli Yin Ocağı'na götür!"

 

Yaşlı adam derin bir nefes aldı. Gözlerindeki saygı daha da güçlendi ve hemen cevap verdi, "Bu taraftan, Üst Semavi!" Konuşurken havaya yükseldi ve yavaşça bina gruplarına doğru uçtu.

 

Wang Lin ise doğal ifadesiyle onu takip etti.

 

Bu sefer hiçbir Seçilmiş Ölümsüz Klanı üyesi onu durdurmaya cesaret edemedi. İri adamın gözleri ışıldadı ve ayağa kalktı. Ardından birkaç kez derin nefes alarak onların peşinden gitti.

 

Yaşlı adam arkasını döndü ve öfkeyle bağırdı, "Ta Shan, nankörlük yapmaya devam mı edeceksin?! Üst Semavi zaten yeterince merhamet gösterdi!"

 

Wang Lin cidden merhamet göstermişti. Ne de olsa buraya hiçbir şey bilmeden gelmişti. Eğer birisini öldürürse olayın sarpa saracağından korkmuştu, yoksa Ta Shan şimdiye ölü olurdu.

 

Ta Shan konuştu, "Ata, Ta Shan hatasını anladı. Sadece sizinle Gizemli Yin Ocağı'na gitmek istiyorum. Ne de olsa orayı iyi tanıyorum!"

 

Yaşlı adam kaşlarını çattı ve tam onu azarlamaya hazırlanırken Wang Lin sakince konuştu, "Gel, yolu göster!"

 

Yaşlı adam başını eğdi ve ya Shan'a aldırmayarak ilerlemeye devam etti. Çok hızlı değillerdi ve yarım tütsülük sürenin ardından Wang Lin binaların ötesindeki açık  alanda bir sunak gördü.

 

Bu sunak çok büyük değildi ve üzerinde birçok çatlak vardı. Sunağın altında mor bir kapı duruyordu. Üzerinde ara sıra titreşen bir rün vardı.

 

Yaşlı adam kapının önüne indi. Ardından parmağının ucunu ısırdı ve kanıyla kapının önüne bir çeşit rün çizdi. Kırmızı bir ışık parlamasıyla birlikte kapı açılma sesi yankılandı ve içerideki karanlık tünel ortaya çıktı.

 

Soğuk aura şeritleri dışarı akın etti. Soğukluk vücuda vurduğunda sanki içine nüfuz ediyordu. Eğer kişinin yetişimi eksikse bu soğuk aura, ardından yara bırakırdı.

 

Yaşlı adam yanda durdu. "Üst Semavi, burası Gizemli Yin Ocağı'nın bulunduğu yer."

 

Wang Lin ilahi hissini yaydı. Bu soğuk auranın altında çok iyi gizlenmiş semavi ruhsal enerji vardı.

 

Wang Lin sakince konuştu, "İçeri gir!"

 

Yaşlı adam başıyla onayladı ve girişe doğru yürüdü. Ta Shan bir anlık tereddütten sonra gözleri kararlılıkla doldu. Birkaç adım ilerledi ve yaşlı adamın önünü kesti.

 

Yaşlı adam kaşlarını çatarak bağırdı, "Ta Shan, ne yapıyorsun!?"

 

Ta Shan Wang Lin'e bakarak konuştu, "Burası soğuk enerjiyle dolu. Ata çok yaşlı, o yüzden uygun değil. Yolu ben göstereyim, olur mu?"

 

Yaşlı adam irkildi ve konuştu, "Soğuk enerji güçlü olsa da vücudum bunu kaldırabilir."

 

Ta Shan Wang Lin'e bakarak konuşmaya devam etti, "Üst Semavi, Ta Shan bu neslin sunak bekçisi. Sizi içeri götürebilirim!"

 

Wang Lin sakin gözlerle Ta Shan'a baktı. Gözleri adeta delici bir güç barındırıyordu ve Ta Shan'ın kalbini görebiliyordu.

 

Bu bakışlar karşısında Ta Shan yine de Wang Lin'e baktı ve bakışlarını kaçırmaya çalışmadı.

 

Wang Lin gözlerini çevirdi ve sakince konuştu, "Tamam!"

 

Ta Shan daha fazla konuşmadı. Döndü ve girişe doğru yürüdü. Wang Lin alaycı bir gülümsemeyle birlikte yavaşça takip etti. Yaşlı adamın ise kaşları çatıktı. Ta Shan'ın düşüncelerini zar zor görebilmişti. Fakat takip etmedi ve yere oturdu.

 

İçeride merdiven katmanları vardı. Merdivenlerden indiklerinde soğuk aura daha da güçlendi. Yarım tütsülük sürenin ardından Ta Shan ile birlikte en dibe indiler.

 

En dibe geldikleri anda Wang Lin'in gözleri kısıldı.

 

Girişin dibine başka bir dünya vardı. Bu alan 1,000 adım genişlikteydi ve merkezinde 100 adım büyüklüğünde bir ocak vardı. Ocağın yüzeyine sayısız dövme kazınmıştı.

 

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43991 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr