Çevirmen: RassNt

Editör: Lord Viole Grace

Beyaz saçlı adam ortaya çıktığında Wang Lin çoktan Li Yuan'ı almış ve geri çekilmeye başlamıştı. 100 metre kadar geriye çekildiler. Ölen yetişimcilerin dinmek bilmeyen çığlıklarını duyduklarında Wang Lin'in ifadesi iyiden iyiye düşmüştü.

Wang Lin, Shengong Hu ve yoldaşlarının ortaya çıktığını gördü ve bu onun tereddüt etmesine neden oldu. Fakat Li Yuan'a baktı ve harekete geçmedi.

Onun yanında, Li Yuan'ın yüzü son derece soluktu.

"Kardeş Xu... buradan ayrılamayacağımızı hissediyorum..."

Wang Lin sessizce düşündü.  Beyaz saçlı adam çok güçlüydü. Onun gizlice Kan Atası ile kıyasladı ve onun yetişiminin Kan Atası'ndan bile daha güçlü olduğu kanısına vardı.

Aslında kilit nokta bu değildi. Beyaz saçlı adam yetişimcileri yutmaya devam ettikçe yetişimi artıyordu. Bu sebeple Wang Lin bu adamın yetişim seviyesinin ne kadar yükseğe ulaşabileceğini hayal edebiliyordu.

Wang Lin Li Yuan'a baktı ve aniden sordu, "Kardeş Li, bana inanıyor musun?"

Li Yuan irkildi ve başıyla onayladı. "Kardeş Xu buradan ayrılmanın bir yolunu mu biliyor? Tabii ki Kardeş Xu'ya inanıyorum!"

Wang Lin tereddüt ettikten sonra yavaşça konuştu, "Aslında bir büyüm var ama onda henüz uzmanlaşmış değilim. Eğer yanımda biri olursa, ben zarar görmesem bile yanıma aldığım kişi büyük ihtimalle etkilenecek. Eğer kabul edersen deneyebilirim."

Li Yuan sessizce düşündü. Beyaz saçlı adamın ne kadar güçlü olduğunu görmüştü ve rakipsiz olduğunu biliyordu. Xu Mu bile onunla yüzleşirken kendisini korumakta zorlanabilirdi.

Li Yuan burada kalırsa hiç şüphesiz öleceğini hissetti! Bu hissiyat çok güçlüydü ve o anda zihnini tamamen işgal etti.

Li Yuan'ın gözleri aydınlandı, kararlılık belirdi ve konuştu, "Kardeş Xu, lütfen büyüyü kullan. Kumar oynamaya hazırım!"

Wang Lin başıyla onayladı. Li Yuan'ı Yıldırım Semavi Alemi'nde tanımıştı ve birlikte çok şey yaşamışlardı. En iyi arkadaş sayılmasalar da birçok felaket ve zorluk aşmışlardı.

Eğer Li Yuan olmasaydı Wang Lin Kan Atası'nın takibinde öleceğini düşünüyordu. Bu anlamda Li Yuan onun hayatını kurtarmıştı.

Wang Lin derin bir nefes aldıktan sonra yavaşça geri çekildi ve kalbini açtı. Dünya ile bir olma hissini tekrar anımsadığında attığı her adımda dalgalanmalar ortaya çıktı.

10'dan fazla geri adım attıktan sonra dünya ile bütünleşme hissi kaybolmamıştı. Semavi kapının yok olmak üzere olduğunu görünce ve yetişimcilerin çığlıklarını duyunca Wang Lin endişesini bastırdı ve kalbini sakinleştirdi.

Hiçbir şey düşünmüyordu ve sakinleşmek için elinden geleni yaptı.

En sonunda Wang Lin geri çekildiğinde gözlerinde sakin bir bakış oluştu. O anda dünya ile bütünleşmeye başladı ve yavaş yavaş dünya ile bir olmaya yaklaştı.

Bir süre sonra kalbinde orijinal dünya ile bir olma hissi ve ondan ayrılamaz hale gelme algısı belirdi. O anda dünya ile bir olmuşluk illüzyonu oluştu.

Gözleri kısıldı ve su gibi sakindi. Wang Lin artık geri adım atmayı bıraktı ve adım adım ilerledi. Son derece sakindi.

Ayağının altından yayılan dalgalanmalar bir kez daha belirdi. Wang Lin, afallamış Li Yuan'ı aldı ve vücudu yavaş yavaş boşlukta kayboldu.

Li Yuan, Wang Lin'den gelen güçlü bir kuvvet hissetti, sanki bir kılıç tarafından sarılmıştı. Görüşü bulandı ve artık net bir şekilde göremiyordu. Sanki tüm varlığı zamanın içinde sürükleniyordu ve sonsuzluğa uzamıştı.

Wang Lin, Li Yuan'ın kolunu tuttuktan sonra gözleri hala su gibi dingindi. İleri adım attığında o ve Li Yuan ortadan kaybolarak gerçek anlamda boşluğa girdiler.

O anda beş güçlü Maddi Yang yetişimcisi, ondan fazla Hayali Yin yetişimcisi ve çok sayıda Yükseliş yetişimcisi tarafından saldırı alan beyaz saçlı adam gürültülü bir kahkaha kopardı. Çılgınca gülerken elleriyle mühürler oluşturdu ve bazı kelimeler mırıldandı. Hemen sisin içinde bir kırmızı ışık katmanı oluştu.

Işık örtüsü üzerinde has büyülerin ve büyülü hazinelerin hiçbir etkisi olmadı, onu kıramadılar!

Shengong Hu'nun kılıcı ışık örtüsüyle çarpıştı. Uçan kılıç hemen ufak ufak parçalandı. Ters etkiyle birlikte Shengong Hu kan tükürdü ve hemen geri çekildi.

Sadece o değildi, Zhang Konglie, Tang Yanfeng ve diğer iki Maddi Yang yetişimcisi de kan tükürdüler ve geriye itildiler.

Hayali Yin yetişimcilerinin ise has ruhları titredi ve vücutları geriye savruldu.

Işık örtüsünün içindeki beyaz saçlı adam kana susamış bir sırıtışla birlikte boğuk sesiyle konuştu, "Evet, şimdi biraz savaş gücünüz var. Fakat semavi orduya kıyasla siz küçükler çok zayıfsınız, çok zayıfsınız! Ji Alemi'mi kullanmama bile değmezsiniz!"

Konuşurken kollarını açtı ve etrafındaki ışık örtüsü aniden genişledi. Hızla ilerledi ve çevredeki beyaz sisi geriye itti.

Çevredeki yetişimciler istemsizce geri çekildiler. Yavaş kalan bazıları ışık örtüsüne dokundu. Örtüye dokundukları anda çığlıklar yükseldi ve vücutları kuruyarak mumyalaştı. Has ruhları da yerle bir oldı ve has enerjileri ışık örtüsü tarafından özümsendi.

Dışarıda, yavaş kalmaktan korkan yetişimciler dehşet içinde beyaz sisten dışarı fırladılar.

Kahkaha atan beyaz saçlı adamın figürü titreşti ve geriye çekilen bir Hayali Yin yetişimcisinin arkasında belirdi. Yetişimcinin vücudunu ezdi ve tam has ruhunu yutmaya hazırlanırken aniden arkasını döndü. İlk defa gözlerinde ciddiyet ve şaşkınlık belirdi.

"Dünya ile bütünleşen dao!" Arkasını döndüğü anda vücudunu kaybeden yetişimcinin has ruhu patladı. Fakat beyaz saçlı adam buna takılmadı ve o da dünya ile bütünleşti. Ayağının altında dalgalanmalar belirdi ve vücudu hemen ortadan kayboldu.

"Semavi Alemdeki insanların bile çoğu dünya ile bütünleşen daoyu elde edememişti! Fakat bu kişi bu alanda tamamen uzmanlaşmamış!" Beyaz saçlı adam semavi kapıdan 1,000 adım uzakta tekrar ortaya çıktı ve gözlerinde garip bir ışık oluştu. Sağ eliyle acımasızca boşluğu kavradı.

"Benim için çıkın!"

Aniden dünyada devasa beş tane uzaysal yırtık belirdi. Bu yırtıklar büyüktü ve keskin bir uğultuyla birlikte adeta dünyada beş tane yarık oluşturdular.

Semavi ruhsal enerji ve has enerjiden farklı olduğu belli olan bir enerji beyaz saçlı adamdan taştı ve yırtıklara girdi. O anda bütün yetişimciler tüm dünyanın şiddetle sarsıldığına dair bir illüzyona girdiler.

Shengong Hu'nun yüzü soluktu ve yanındaki Zhan Konglie de aynıydı. Tang Yanfeng yumruklarını sıktı. Üçü birbirlerine baktılar ve gözlerindeki derin korkuyu gördüler.

Yaşlı adamın önündeki boşluktan yumuşak, boğuk bir inilti geldi. Bunun ardından semavi kapıdan 500 adım uzakta Wang Lin'in figürü belirdi. Li Yuan'ın tutan Wang Lin'in deliklerinden kan akıyordu ve gözleri karmaşayla doluydu.

O ortaya çıktığı anda, Li Yuan da bir ağız dolusu kan tükürdü. Wang Lin'in büyüsüne dayanamadığı belliydi.

Wang Lin ortaya çıktığı gibi hiç tereddüt etmedi. Hemen acımasızca Li Yuan'ı ileri fırlattı. Li Yuan'ı güçlü bir has enerji dalgası çevreledi ve onun bir yumruk büyüklüğünde kalan semavi kapıya doğru yıldırım gibi fırlamasına neden oldu.

Alayla sırıtan beyaz saçlı yaşlı adam bir adım ileri yürüdü ve hemen ortadan kayboldu. Wang Lin'in gözleri soğudu ve hiç tereddüt etmeden has enerjisi taşarak bir burgaç oluşturdu. Has ruhundan kudretli bir yıldırım çıktı ve sayısız yıldırım dalı burgaca girdi.

"Patla!" Yaşlı adam ortadan kaybolduğu anda Wang Lin hiç tereddütsüz bağırdı.

Aniden boşluğun içinde yüksek bir gürültü koptu. Bu ses öyle şok ediciydi ki çevredeki yetişimciler derin bir nefes aldı.

Wang Lin'e bakan Shengong Hu'nun gözleri kısıldı ve neşesi yerine geldi.

Sadece o değildi, Zhan Konglie de aynıydı.

"Bu o!" Tang Yanfeng kaşlarını çattı. Wang Lin'i Xu Mu olarak tanımıştı, ona karşı kazanacağından emin olamadığı kişiydi.

Aynı zamanda Wang Lin'in önündeki has burgaç yıkılırken beyaz saçlı adam Wang Lin'in önünde belirdi. Burgaç hemen yerle bir oldu ve beyaz saçlı adamın gözlerinde gizemli bir ışık ortaya çıkarken kahkaha attı. Acımasızca nefesini çekti ve yıkılan burgacın bütün has enerjisini ağzından içeri aldı.

Wang Lin hızla geri çekildi ve Li Yuan'a yetişti. Li Yuan'ı itti ve bağırdı, "Li Yuan çabuk yıldırım ocağını etkinleştir!"

Sesi yıldırım gibi Li Yuan'ın beynine ulaştı. Hala şaşkınlık içinde olan Li Yuan farkında olmadan yıldırım ocağını çıkardı. Onu çıkardığı anda vücudu sadece yumruk büyüklüğünde kalan semavi kapıya dokundu.

Ocaktan bir ışık hüzmesi çıktı ve Li Yuan'ın etrafını sardıktan sonra Li Yuan ortadan kayboldu.

Aynı zamanda Wang Lin de yıldırım ocağını çıkardı ve oradan ayrılmaya hazırlandı. O anda beyaz saçlı adamın gözleri ışıldadı ve yumuşak bir sesle konuştu, "Kapı, kapan!"

Bunu söyledikten sonra yumruk büyüklüğündeki semavi kapı hemen yerle bir olarak ortadan kayboldu.

Elinde yıldırım ocağıyla kalan Wang Lin'in gözleri soğudu. Arkasına bile bakmadı ve hemen boşluğa doğru ışınlandı. Yaşlı adam kahkahalarla Wang Lin'in peşine düştü.

"Şimdi hatırladım, sen o temkinli qi yetişimcisisin!"

Beyaz saçlı adam çok hızlıydı, o yüzden bir adımda Wang Lin'e yetişti. Kocaman eli Wang Lin'in arkasından kavramak için uzandı!

"Temkinli insanları sevmem! Ji Alemi bile seni öldüremedi. Bakalım bu sefer nasıl kaçacaksın!" Beyaz saçlı adamın gözleri kızıl ışıkla parladı ve kavrayışıyla birlikte aceleci bir hışırtı sesi geldi. Bir anda Wang Lin'in bütün kaçış yolları kapandı!

Shengong Hu gözlerini açtı ve gözleri beklentiyle doluydu!

"Lordum, lütfen bir şey yap!!"

Zhan Konglie son derece telaşlıydı ve içten içe düşündü, "Bu garip adam çok güçlü. Acaba Kıdemli onun kadar güçlü mü emin değilim!"

Tang Yanfeng ise sırıtarak Wang Lin'e baktı ve kalbinin derinliklerinden düşündü, "Bu herif güçlü olsa da biz beşimiz ve birçok Hayali Yin yetişimcisi bile bu garip adama rakip olamadık. O benimle aynı yetişim seviyesinde ve hiç şüphesiz ölecek! Nasıl öldüğünü görmek istiyorum, bu beni ileride yaşanabilecek sıkıntılardan kurtaracak!"