Bölüm 762: Fırsat (1)

avatar
1720 44

Xian Ni - Bölüm 762: Fırsat (1)


Çevirmen: RassNt

Editör: Lord Viole Grace

 


Kan Atası'nın sesi öldürme isteğiyle doluydu ve depolama uzayını doldurdu. Dağlar yıkıldı ve vadiler eridi. 1,000'den fazla kısıtlama etkinleşerek depolama uzayının son yıkılma evresine girmesine neden oldu.

 

O anda Kan Atası'nın gözleri kan çanağına dönüştü ve adeta delirdi. Hızı inanılmazdı, hemen sağlamlaştırdığı aktarım dizisinin yanına vardı.

 

Depolama uzayı adeta arkasında bıraktığı siyah alev tarafından yandı. Alev vahşiydi ve Kan Atası'nı yutmak istiyor gibiydi.

 

Kan Atası tam aktarım dizisine adım atmak üzereyken, kırmızı iğne tarafından kovalanan Wang Lin'in ifadesi aniden karardı. Semavi Muhafız'ın içindeki ilahi hissi yok edilmiş olsa da göksel muhafız henüz kan denizi tarafından tamamen arıtılmamıştı.

 

Wang Lin, Semavi Muhafız ile bağını kullanarak aktarım dizisinin parlamasını ve Kan Atasının figürünün hızla yoğunlaştığını gördü.

 

Wang Lin biliyordu ki eğer Kan Atası kaçarsa hayatta kalma şansı olmayacaktı.

 

Bu kriz anında iç geçirdi ve azimli bir karar verdi.

 

"Sözümü tamamlayamadım. İleride bunu telafi edeceğim!"

 

Aktarım dizisinin dışında, kan denizinde tutsak kalmış olan muhafızın gözleri ışıl ışıl parladı. Işık öyle güçlüydü ki tüm vücudunu kapladı ve yıkıcı bir aurayla birlikte taştı.

 

Semavi Muhafızın vücudundan adeta bir fırtına koptu ve altın ışık ışınları kılıç gibi vücudundan fırladı. Bir Hayali Yin yetişimcisinin kendini patlatarak yaratacağı güç korkunç olacaktı ve göksel muhafızın Kan Atasının büyüsünden dışarı kaçmasına olanak sağlayacaktı.

 

Kan Atası'nın büyüsü artık Semavi Muhafızı kontrol edemese de yine de o sıradışı bir büyüydü. Semavi Muhafız'ı arıttığı için kendini patlatma gücünün neredeyse yüzde altmışını azaltmayı başardı.

 

Semavi Muhafız, kendini patlatma gücünün yüzde kırkı ile hücum etti ve aktarım dizisinin yanına vardı. Kan Atası ortaya çıktığı anda Semavi Muhafız güneş gibi parladı.

 

O anda müthiş bir patlama oldu.

 

Bu yıkıcı kuvvetin altında aktarım dizisi hemen yıkıldı ve ışık zerrelerine dağılarak kayboldu.

 

Depolama uzayında, Kan Atası'nın vücudunun yarısı aktarım dizisine girmişti. Bir kükreme kopardı ve dışarı çıkmaya zorladı. Aktarım dizisinin hızla dağıldığını gördü. Sanki tek bir nefeslik sürede binlerce yıl geçmişti.

 

Bu kriz anında Kan Atası'nın vücudu garip bir ışık yaydı. Yao Xixue'nin içinde bulunduğu kısıtlama topuna baktı ve hiç tereddüt etmeden onu kırdı!

 

Depolama uzayının yıkıcı kuvveti karşısında Yao Xixue Kan Ruh Hapı'na sahip olsa bile tek bir hap yeterli olmayacaktı. Bu yüzden Kan Atası kısıtlama topunu kırarak Yao Xixue'yi diriltti. Kan Atası sahip olduğu Kan Ruh Hapı bilgisine dayanarak kızının bir tane Kan Ruh Hapı aldığını biliyordu.

 

Arkasında siyah alev geldi ve Kan Atası'ndan kırmızı ışık çılgınca yayıldı. Yıkımı geciktirerek zaman kazanmak istedi, böylece Yao Xixue'nin dirilme süreci etkilenmemiş olacaktı.

 

Kan Atası kollarını açtı ve orta aşama Nirvana Arındırıcısı yetişimi bütün kudretiyle taştı. Vücudundan kan ışığı dalgaları yükseldi ve her şeyi yutan kara alevleri engelledi.

 

Vücudu anında kaplandı ve alevler onu yakmaya başladı. Vücudunu dolduran şiddetli acıyı on binlerce yıldır hiç hissetmemişti. Fakat Kan Atası umursamadı. Bütün gücünü, Yao Xixue'nin ilahi hissinin dağılmasını engellemek için önündeki 30 adımlık alanı korumaya odakladı.

 

Birkaç nefeslik süre adeta on binlerce yıl gibi geldi. Babasının koruması altında, Yao Xixue'nin diriliş işlemi depolama uzayının yıkımından etkilenmedi.

 

Şeytan Ruh Diyarı'nda, Yao Xixue'nin Kan Ruh Hapı'nı sakladığı bölgede kırmızı ışık oluştu ve Yao Xixue'nin figürü yavaş yavaş şekillendi.

 

O ortaya çıktıktan sonra gökyüzüne doğru baktı. Gözleri hüzün ve unutulmaz bir öldürme isteğiyle doldu.

 

Kızının ilahi hissinin güvenli bir şekilde ayrıldığını gören Kan Atası'nın yüzünde nazik, babacan bir gülümseme belirdi. Ardından vücudu siyah alevlerle kuşatıldı.

 

O anda üç tane Kan Ruh Hapı çıkardı. Onları yutmak yerine ezdi!

 

Sadece 13 tane Kan Ruh Hapı kalmıştı! Çoğu Yao Xixue'deydi ve Kan Atası'nda sadece üç tane vardı! Kan Ruh Hapları dağıldı ve içlerinden mavi bir sıvı geldi. Mavi sıvı ile siyah alevler birbirlerini geçersiz kıldılar.

 

O anda tüm depolama uzayı yıkıldı ve içindeki her şey yok oldu. Hiçliğe atılmadı, tamamen yok oldu.

 

Wang Lin, saklandığı kara parçasında son derece hızlı bir şekilde hareket ediyordu. Vücudu dokuz kat kırmızı ışıkla parlarken iğneden bütün hızıyla kaçtı.

 

Fakat daha sonra kırmızı iğne onu takip etmeyi kesti ve katman katman dağılarak tamamen dağıldı... Wang Lin rahatladı ve elbisesinin terden sırılsıklam olduğunu hissetti. Nazik bir rüzgar onu buz gibi yaptı.

 

Kırmızı iğne yarı saydamdı ve yavaş yavaş kayboluyordu. Fakat tamamen kaybolmadan hemen önce dağılması durdu, döndü ve uzaklara doğru uçtu.

 

"Ölmedi mi?" Wang Lin'in gözleri dehşetle doldu ve hiç düşünmeden fırladı. Elini uzattı ve kırmızı iğneyi hapsedecek bir hapishane oluşturan has enerji tükürdü.

 

Kırmızı iğne, sanki acelesi varmış gibi keskin bir uğultu çıkardı. Hapishaneye durmaksızın çarptı ve her çarpışta Wang Lin'in yüzü birazcık soldu.

 

Gözleri soğudu ve hapishaneyi güçlendirmek için semavi ruhsal enerjisi etkinleşti. Kırmızı iğneye bakarak onu yavaşça kendine doğru çekti ve gözleri kararlılıkla doldu.

 

"Mühür!" Hapishane küçülerek iğnenin etrafını tamamen sardı. Wang Lin iğneyi aldı ve yere indi.

 

Eğer kırmızı iğne gücünün neredeyse tamamını kaybetmemiş olsaydı Wang Lin'in onu mühürlemesi imkansız olacaktı. Fakat şu an iğne en zayıf halindeydi ve Wang Lin bütün semavi ruhsal enerjiyi kullanarak onu mühürlemişti.

 

Yine de mühür hala dengesizdi, kırmızı iğne kaçmak istiyordu. Wang Lin derin bir nefes aldı ve ifadesi son derece kasvetli bir hal aldı.

 

"Kan Atası ölmedi... Ölmemiş olsa da son derece zayıflamış olmalı. Aksi takdirde bu iğne bu kadar zayıflamazdı... Kan Atası iyileştiğinde yapacağı ilk iş beni öldürmek olacak..." Kan Atası kırmızı iğneye bakarken gözleri buz gibi oldu. İğne neredeyse saydamdı ve ölüm aurası veriyordu.

 

"İğne Kan Atası tarafından geri çağırılmış olmalı. Bu fırsatı kaçıramam, risk almalıyım!" Wang Lin dişlerini sıktı ve kırmızı iğneyi attı. İğne uçarken Wang Lin onu yakından takip etti ve bu sırada vücudundaki semavi ruhsal enerjiyi ayarladı.

 

Kırmızı iğnenin üstündeki mührü onu takip etmeyi kolaylaştırıyordu. Bir iğne ve bir adam Yıldırım Semavi Alemi boyunca hızla ilerlediler. Bazen hiçbir belirti bırakmadan ortadan kayboluyorlardı.

 

Yıldırım Semavi Alemi'in boşluğunda sayısız küçük kan damlası yüzüyordu. Bu kan damlalarından mavi ışık parıltıları geliyordu ve onları muhteşem gösteriyordu.

 

Her bir kan damlasında Kan Atası'nın has ruhunun bir parçası ve büyük miktarda has enerjisi vardı. Depolama uzayı yıkıldığında üç tane Kan Ruh Hapı ve Yao ailesinin gizli bir büyüsünü kullanarak hayatta kalmıştı.

 

Kan Atası, Yüce Gök Yıldız Sistemine gelirken kendine aşırı güveniyordu ve fazladan Kan Ruh Hapı almamıştı. Eğer almış olsaydı Birlik Yıldız Sistemi'ndeki Kan Gezegeni'nde ortaya çıkmış olacaktı.

 

Bu kan damlaları boşlukta durağan değillerdi, yakınlaşıyorlardı. Hepsi bir araya geldiğinde Kan Atası uyanacaktı.

 

Bu işlem yavaş yavaş devam etti. Üç ay sonra normalde dağınık haldeki damlalar iyice yakınlaşmıştı. Hatta bazıları bütünleşmişti.

 

Kan Atası'nın has ruhu yavaş yavaş uyanıyordu. Uyandığında iyileşme hızı kat kat artacaktı.

 

O gün, kan damlalarının yaklaşık yüzde altmışı kaynaşmıştı. Kan Atası'nın has ruhu uyanma belirtileri göstermeye başladı.

 

Fakat o anda uzaklardan bir yıldırım ışını geldi. Bu, boynunun etrafında zincir olan bir Tufan Canavarıydı. Vücudunun her yerinde tılsım kağıtları vardı, o yüzden berbat görünüyordu.

 

Hatta gümüş boynuzuna ufak bir delik açılmış ve oraya demir bir halka yerleştirilmişti.

 

Canavarın gözlerinde acınası bir bakış vardı. Tüm bunlara nasıl katlandığını hayal etmek güçtü.

 

"Görünüşün nihayet bu yaşlı adamın prestijine uygun hale geldi. Gerçek bir Tufan Canavarı böyle görünür. Şunu bilmelisin ki altın boynuzlu Tufan Canavarları seni görünce iç geçirecekler. Sen en eşsiz Tufan Canavarı oldun! Bu yaşlı adama inan, evet bu yaşlı adama kaderle bağlısın!" Tufan Canavarı'nın sırtında yaşlı bir adam oturuyordu. Elinde tuttuğu zincirle Tufan Canavarını at gibi kullanıyordu.

 

Arkasından onu meteor gibi takip eden sayısız yıldırım ışını vardı. Her ışının içinde bir Tufan Canavarı vardı ve hepsinin gözlerinde koku hakimdi.

 

Yaşlı adam ara sıra elini kaldırarak canavarın gümüş boynuzundaki demir halkayla oynuyor ve gözlerinde hayran bir bakış beliriyordu.

 

"Bu yaşlı adama kaderle o kadar bağlısın ki seni o küçük yoldaşa geri vermek istemiyor..."

 

Tufan Canavarının vücudu titredi. O anda yaşlı adam onu tam anlamıyla dehşete düşürmüştü. Özellikle "kader" kelimesi adeta kabus gibiydi.

 

Bu şeyleri vücuduna yerleştirirken adamın sürekli bahsettiği kader onun asla unutamayacağı bir travma olacaktı.

 

Fakat birçok şeyden tatmin olmasa da demir halkanın görüntüsü oldukça tatmin edici görünüyordu...

 

"Evet burası. Hehe, güçlü bir Nirvana Arındırıcısı yetişimcisinin sonu bile böyle olabiliyor... Bu kader değil de nedir!" Yaşlı adam toplanan kan damlalarına baktı ve gözleri aydınlandı.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44296 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr