Çevirmen: RassNt

Editör: Lord Viole Grace

Wang Lin fırçayı tuttu ve yavaşça gözlerini kapattı. Uzun bir süre sonra aniden gözlerini açtı ve eli, metne göre yazmaya başladı. Yavaş yavaş semavinin hislerine dair izler bulmaya başladı.

Yazarken zihni giderek endişeye kapıldı. Bu, tereddüt ve kafa karışıklığının karışımı bir histi. Bu aura odada bugüne kadar varlığını sürdürmüştü.

En sonunda Wang Lin'in sağ elin aniden havada durdu. İkinci katın penceresinden dışarı baktı.

"Semavi resmi daha yeni bitirmişti ama şaşkınlığı daha da arttı. Bu kelimeleri yazdıktan sonra bir değişim oldu. Birisi gelmiş olmalı!" Wang Lin fırçayı koydu ve dışarı baktı.

Az çok bir şeyler tahmin edebiliyordu. Kağıda baktıktan sonra sağ elini salladı ve kağıt alev aldı.

Bunun ardından kağıt tutucuyu çantasına koydu. İkinci kattan indiğinde Li Yuan'ın resimleri aldığını ve çantasına koyduğunu gördü.

Wang Lin bir an tereddüt ettikten sonra konuştu, "Kardeş Li, resimleri sakladığın yere özen göstermelisin. Yabancılara göstermemen lazım, aksi takdirde büyük bir felaket olur!"

Li Yuan bir şey fark etmiş gibi başıyla onayladı.

Li Yuan sordu, "Bu depolama uzayında daha fazla büyülü hazine ya da yeşim olmalı. Kardeş Xu aramaya devam edecek mi?"

Wang Lin başını sağa sola salladı. "Kardeş Li bakabilir." Kağıdın içeriğini gördükten sonra kalbi Semavi Alem'in yıkılış sebebine dair gizemle dolmuştu.

Özellikle ikinci vadiyi gördükten sonra kalan hazineler olsa da çok az olacağını hissetti. Çünkü en önemli hazine olan canavar kemiği zaten alınmıştı!

Bu canavar kemiği muhtemelen notlarda arıtıldığı yazan kırık hazine olmalıydı.

"Tamam, kısıtlamaları kaldırırken bir yandan da etrafa bakarım. Ayrıca buradan çıkış yolunu bulmalıyım ve eğer çıkış yoksa bir çıkış yaratmak zaman alacak." Li Yuan ellerini ona doğru kenetledi ve ardından ikinci kata baktı. Fakat yukarı çıkmak yerine tapınaktan çıktı.

Wang Lin tapınağın dışına oturdu. Dokuz canavar kemiğini çıkardı ve onları incelemeye başladı. Göz açıp kapayıncaya kadar bir ay geçti.

Li Yuan bu geçen ayda fazla şey bulamamıştı, o yüzden bir süre sonra arayışı son bulmuştu. Fakat bahsetmeye değer olan şey Wang Lin'e saldıran sekiz kısa kılıçtı. Li Yuan bazı garip yöntemler kullanarak onları kontrol etmeyi başarmıştı.

Wang Lin buna oldukça şaşırmıştı ama Li Yuan'ın kısıtlamalarını düşününce anlaşılabilir bir durumdu.

Bu bir aylık sürede, Li Yuan depolama uzayının içinde hesapladığı bütün yıkılma noktalarını kısıtlamalarla doldurdu. Hatta Kan Atası'na karşı komplo kurma işine Wang Lin'den bile daha fazla ilgi gösteriyor gibiydi.

Li Yuan bu kısıtlamaların bir tanrıyı öldürmeye nasıl yardım edeceğini düşününce nefesi hızlanıyordu. Çok temkinli olsa da göze çarpan tek zayıflığı vardı, ailesinin kısıtlamalarına karşı hissettiği aşırı güvendi.

Ek olarak, eğer Kan Atası ölmezse neler olacağını da düşündü ve kararını buna göre verdi. Bu olaya bizzat katılmak yerine gizlice yardım edecekti. Ayarlamalar bittikten sonra Wang Lin'den ayrılmaya karar verdi. Ne de olsa bu olay, Wang Lin'e borcu olsa da onu aşacak kadar büyüktü.

İşin doğrusu ona gizlice yardım etmek bile onun sınırıydı. Bu noktada zaten ona yardım etmek bile çok zordu.

O gün Li Yuan yüzünde ciddi bir ifadeyle tapınağa döndü. Wang Lin'e karmaşık bir ifadeyle baktı ve derin bir iç geçirdi. Ardından sağ elini salladı ve kristal bir kısıtlama topu havalanarak Wang Lin'in önünde durdu.

"Kardeş Xu, Yıkım Kısıtlaması kullanarak 1,465 yıkılma noktası yerleştirdim. Bu kısıtlama topunu semavi ruhsal enerjin ile etkinleştirdiğinde bu depolama uzayı tamamen yok olacak!"

Wang Lin topu tuttu ve ilahi hissiyle inceledi. Bir problem olmadığından emin olduktan sonra ellerini kenetleyerek konuştu, "Çok teşekkürler!"

Li Yuan'ın ifadesi karardı ve tereddütlü bir şekilde konuştu, "Kardeş Xu, aslında eğer Kan Atası tarafından bulunmak istemiyorsan elimde bir yöntemim var. Tek yapman gereken bir mağarada gizlenmek ve Kan Atası nefretini unutana kadar oradan ayrılmamak..."

Wang Lin sakince gülümsedi, "Kardeş Li'nin iyi niyetini unutmayacağım. Eğer Kan Atası ile dövüşmenin bir yolu yoksa, o zaman Kardeş Li'ye gerçekten sıkıntı yaratabilirim."

Li Yuan sessizce düşündü ve bir süre sonra bir yeşim çıkardı. Onu Wang Lin'e vererek konuştu, "Kardeş Xu, bu ailemin Yıkım Kısıtlaması'nın bir kaydı. Ata tapınağında olmadan sana kısıtlama kalbini veremiyor olsam da ona çalışma sana yardımcı olacaktır. Auranı gizlemen için yöntemler bile barındırıyor!"

Wang Lin sessizce kabul etti ve başıyla onayladı.

Li Yuan iç geçirerek iki eliyle mühür oluşturdu ve önünde bir aktarım dizisi belirdi. Aktarım dizisi dengeli değildi, her an çökecekmiş gibiydi.

"Kardeş Xu, bu aktarım dizisi sadece üç kez açılabilir. Dikkatli olmalısın!" Li Yuan Wang Lin'e bakarak aktarım dizisine adım attı. Arkasına bakmadan yumuşak bir sesle konuştu, "Eğer sorumluluklarım olmasaydı, kesinlikle kalır ve Li ailesinin kısıtlamasının nasıl bir Nirvana Arındırıcısı yetişimcisine karşı kullanıldığına şahitlik ederdim!”

“Kardeş Xu, kendine iyi bak!" Li Yuan'ın iç çekiş sesi yankılandı. Parlayan aktarım dizisinin içinde figürü kayboldu.

Wang Lin başını kaldırdı ve gözleri soğuklaştı.  Kendi kendine mırıldandı, "Kan Atası... Yao Xixue... İkiniz de Kan Ruh Hapı'na sahip olsanız da yıkılan bir uzayda her şeyi yok eden bir gücün altında bakalım tamamen dirilebilecek misiniz!"

Wang Lin'de bir çanta vardı. Bu çanta Yao Xixue'ye aitti ama açılamıyordu. Auranın çok uzağa yayılmaması için onun üzerine kısıtlamalar yerleştirmişti.

Bu çantanın dışında, Wang Lin aslında gerçek bir Kan Ruh Hapı'na sahipti ama Dağılmış İblis ile olan savaşında kullanılmıştı. En az bir tane daha Kan Ruh Hapı'nın olduğunu biliyordu ama çantayı açamıyordu.

"Bu kişi Kan Atası bile olsa bir insanın böyle gökleri sarsan bir haptan çok fazla bulundurması imkansız. Onca yıllık tüketimden sonra korkarım ki Kan Atası'nın sınırı bir ya da iki hap olmalı."

Wang Lin gülümseyerek Yao Xixue'yi tutan kısıtlama topunu çıkardı. Artık soru sormakla ilgilenmiyordu, o yüzden kısıtlama topunu attı. Top hemen havalandı ve uzaktaki dağın içine gömüldü.

Bunun ardından Wang Lin bir adım attı ve aktarım dizisine girdi. Bir ışık parlaması oldu ve ortadan kayboldu.

"Kan Atası... bana rahat vermeyeceksen ben de Li Yuan'ın dediği gibi yaparım: Tanrıyı öldürmeye çalışmak!"