Çevirmen: RassNt

Editör: Lord Viole Grace

Wang Lin'in ifadesi karardı ve yaşlı adamın ellerindeki yıldırım zincirini görünce göz bebekleri küçüldü. Kalbi dehşetle doldu. Yıldırım has ruha ve yıldırım vücuda sahip olan Wang Lin bile yıldırım zincirini böyle basitçe tutamazdı.

Ne de olsa sadece yaydığı yıldırım bile semavi yıldırım izi taşıyordu, tüm zincirden bahsetmeye bile gerek yoktu.

Yaşlı adamın yetişim seviyesi hakkında hiçbir fikri yoktu ama son derece yüksek olduğunu hayal edebiliyordu. Ek olarak, bu yaşlı adamda hafif bir kökene dönüş hissi aldı.

Wang Lin istemsizce birkaç adım geriledi. Bu yaşlı adama tamamen yabancıydı, o yüzden tahminine göre kaderdeki kişi kendisi değildi. Kafasını çevirdi ve Li Yuan'a baktı.

Li Yuan da son derece şaşkındı. Wang Lin'in hareketini görünce onun da bu yaşlı adamı tanımadığını tahmin etti. Ardından yaşlı adamın bahsettiği kaderdeki kişinin kendisi olabileceğini düşündü. Yaşlı adamı dikkatle süzdü ve kafası karıştı. Saygılı bir şekilde konuştu, "Kıdemli, bahsettiğiniz kişi..."

Yaşlı adam yoğun sisin içinden çıktı ve gözlerini Li Yuan'a dikti. Hoşnutsuz bir halde Wang Lin'i işaret etti, "Küçük dostum, bu yaşlı adamın bahsettiği kaderdeki kişi sensin! Buraya gel!"

Wang Lin'in gözleri kısıldı ve karşılık verdi, "Kıdemli ile daha önce hiç karşılaşmadım. Nasıl kaderimiz bağlı olabilir!?"

Yaşlı adam Wang Lin'i biraz inceledi ve gülümsedi. "Hemen unuttun mu? Yaşlı adamın hapishane tünelinden kaçabilen kişi bu yaşlı adamın kaderindeki kişidir!"

Wang Lin'in ifadesi anında değişti. Yaşlı adama baktı ve biraz düşündükten sonra yavaşça konuştu, "Demek bunu yapan Kıdemliydi... Kıdemlinin bunu neden yaptığını anlamıyorum."

Yaşlı adam sabırsız bir ifade gösterdi ve ileri yürüdü. Ardından elini Wang Lin'e doğru uzatarak konuştu, "Bu kadar laf karmaşasına ne gerek var? Eğer bu yaşlı adam sen kaderdeki kişisin diyorsa öylesindir!"

Wang Lin'in ifadesi düştü ve hızla geri çekildi. Bu yaşlı adamın yetişimini göremiyordu, o yüzden savaşamazdı, tek yapabileceği kaçmaktı!

Yaşlı adam muzip bir gülümseme gösterdi ve elini uzattı. Bir anda beş kilometrelik alan güçlü bir kuvvet ile doldu. Bu kuvvet en hafif tabirle inanılmazdı ve aynı zamanda akıl almaz miktarda has enerji içeriyordu.

Tek bir el hareketi, Wang Lin'in ifadesinin solmasına ve hareket edemediğini fark etmesine neden oldu. Sanki birisi onun üzerinde Durdurma Büyüsü kullanmıştı. Yaşlı adam elini ona doğru uzatırken sadece izleyebildi.

Gözleri ışıldadı ve yaşlı adamın eli yaklaşırken dilini ısırdı. Tükürmek yerine öz kanı yuttu ve Şeytan Ruh Diyarın'daki yaşlı adamdan öğrendiği kaçış büyüsünü etkinleştirdi. Kan çoktan vücudunun içinde içsel bir döngü oluşturmuştu.

Bu içsel döngü harekete geçtiğinde, vücudu gevşedi ve bir parlamayla kayboldu. Uzaklarda tekrar ortaya çıktı ve arkasına bile bakmadan kaçtı.

Yaşlı adam hafifçe bağırdı. Gözlerinde bir nebze ilgi belirdi ve gülümsedi. "Eğer kaçmak için kendine zarar vereceği böyle inanılmaz bir büyü biliyorsa gerçekten de bu yaşlı adama kaderle bağlı kişi olmayı hak ediyor!" Ardından elini geri çekti ve boşlukta ileri doğru fırladı.

Biraz önceki kavrayışta gücünün sadece yüzde onunu kullanmıştı. Bu noktada, daha da ciddileşti ve gücünün yüzde yirmisini avucunda topladı. Tek bir avuçla boşluk yırtılırcasına büküldü ve dalgalanmalar belirdi.

Yaşlı adam bunun ardından yumuşak bir sesle konuştu, "Terse Dönüş!"

Göz açıp kapayıncaya kadar tüm boşluk sanki her şey değişmiş gibi titreşti. Wang Lin'in gözleri bulandı ve vücudu hızla geri gitti. Tıpkı kaçarken kullandığı duruşla geri gidiyordu.

Bir anda görüşünü tekrar kazandı ve yaşlı adamdan 30 adım uzakta durduğunu fark etti. Anında alnı soğuk terle kaplandı. Bu tarz bir büyü onun idrak seviyesinin üzerindeydi.

Yaşlı adam ona bakarak gülümsedi. "Neden kaçmıyorsun?"

Wang Lin biraz düşündü ve ellerini kenetleyerek saygılı bir tonla konuştu, "Kıdemlinin ne istediğini bilmiyorum ama küçüğün yetişim seviyesi Kıdemlinin istediği kadar yüksek değil."

Yaşlı adamın gözleri Wang Lin'in çantasına ilişti ve karşılık verdi, "Sorun değil. Sen bana yardım edemesen de çantandaki Tufan Canavarı edebilir. Yaşlı adama onu bir müddet ödünç ver, daha sonra geri alacaksın."

Wang Lin sessizce iç çekti.  Yaşlı adamın çantada ne olduğunu nasıl bildiğini anlamadı. Çantasına vurdu ve Tufan Canavarı'nı dışarı çıkardı. Tufan Canavarı ortaya çıktığı anda daha kükremeye bile fırsat bulamadan yaşlı adam tarafından tutuldu ve sürüklendi. Yaşlı adam gülümsedi. "Çok iyi, gerçekten de gümüş boynuzlu Tufan Canavarı, çok iyi. Küçük dostum, bu yaşlı adam sadece bu Tufan Canavarını almayacak; bütün Yıldırım Semavi Tapınağı elçilerinin Tufan Canavarları bir süreliğine bu yaşlı adama ait olacak!"

Tufan Canavarı nihayet kendine geldi ve dehşetle irkildi. Tufan Canavarı ilk defa böylesine bir davranış göstermişti.

Wang Lin, yaşlı adamın ayrılmaya hazırlandığını görünce dişlerini sıktı ve yüksek sesle konuştu, "Böyle bir yetişime sahip olan bir Kıdemli, neden bir küçüğünün malını böyle alır?"

Yaşlı adam durdu ve arkasını dönerek Wang Lin'e baktı. Gülümsedi ve gözlerinde beğeni ifadesi oluştu. "Tazminat mı istiyorsun? İlginç, fakat Tufan Canavarını öyle boş yere kullanamam!" Wang Lin'e baktı ve devam etti, "Yetişimin cidden berbat. Yıldırım has ruhu ve yıldırım vücudu, bu ne böyle? Yaşlı adam sana biraz yardım etsin o zaman!"

Yaşlı adamın sağ eli uzandı ve büyük miktarda toz elinde toplanarak bir ışık topuna dönüştü. Ardından ışık topuna bir ağız dolusu enerji tükürdü ve onu arkasına bile bakmadan attı. Işık topu doğruca Wang Lin'e doğru fırladı.

Işık topu Wang Lin'in kaçınamayacağı kadar hızlıydı, o yüzden doğruca göğsüne girdi.

Tüm bunların ardından yaşlı adam elbise kolunu sallayarak güldü. "Buraya kadar gelmişsiniz, o halde size bir binek vereyim!" Elbise kolunu sallamasıyla birlikte güçlü bir kuvvet belirdi, Wang Lin, Li Yuan ve ge isimli kadını alarak ortadan kayboldu.

"Şu demir kılıç biraz tanıdık geldi. Her neyse, elimdeki mesele daha önemli, o yüzden bunu sonra düşünürüm." Yaşlı adam elindeki Tufan Canavarına baktı. Ona baktıkça daha da keyiflendi ve gülümsedi. "Evet, bu yaşlı adam birkaç büyü kullandıktan sonra bu Tufan Canavarı zinciri çekebilir hale gelecek!"

Tufan Canavarı, yaşlı adama dikkatle baktı. Kalbi çılgınca atıyordu ama ses çıkarmaya bile cesaret edemedi.

Yaşlı adamın vücudu harekete geçti ve ardından Tufan Canavarı ile birlikte ortadan kayboldu. Fakat tam o sırada Wang Lin'in ortadan kaybolduğu noktaya baktı ve kendi kendine mırıldandı, "Onun içine ne kadar enerji koydum? Uh... sanırım biraz fazla kaçırdım... O küçük adam iyi olacaktır... Şöyle düşünelim, eğer ölmezse gerçekten de bu yaşlı adama kaderle bağlı kişidir."

Yaşlı adam yürüdü ve geride hiçbir iz bırakmadan ortadan kayboldu.

Wang Lin'in grubu yaşlı adam tarafından sisin içine gönderilmişti ve o sırada sisin içinde uğultuyla ilerliyorlardı. Bu hızı tarif etmek imkansızdı; en hafif tabirle inanılmazdı.