Bölüm 732: Zirveye Ulaşmak ve Xu Liguo'nun Habis Çıkarları

avatar
1971 47

Xian Ni - Bölüm 732: Zirveye Ulaşmak ve Xu Liguo'nun Habis Çıkarları


Çevirmen: RassNt

Editör: Lord Viole Grace


Ruh Kırbaççısı'sının yarattığı daire gevşedi. Ardından ışık ışınına dönüştü ve kayboldu.

 

Alan, onunla kaynaştıktan sonra artık fiziksel forma ihtiyacı yoktu. Adeta kişinin alanı halini aldı, görülemeyen ama yine de hissedilebilen bir şeye dönüştü.

 

Neredeyse altüst olmaya yaklaşan Xu Liguo hemen birkaç adım geriledi. Gözlerindeki dehşet hala güçlüydü. Önceki kibri tamamen gitmişti ve yüzü yalakalıkla doluydu. Hemen konuştu, "Efendinin büyüsü cidden sert. Aslında küçük Xu'nun bunu yapma sebebi efendisinin daha fazla pratik yapmasını sağlamaktı. Hatta küçük Xu'nun efendisine olan sadakati inanılmaz yüksek seviyelerde ve herhangi bir isyan düşüncesinden mahrum!"

 

Wang Lin ona baktı ve sakince konuştu, "Dışarı çıkabildiğine göre tekrar çantaya dönmene gerek yok. Bu dağın 5,000 kilometre çevresinde kalabilirsin. Git ve antik kılıç niyetini kavra!"

 

Xu Liguo irkildi, yaşlı iblisin böyle anlayışlı olacağını hiç beklememişti. Gözlerini devirdi ve hemen karşılık verdi, "Efendi, Xu Liguo senden ayrılmak istemiyor. Sana yakın olduğumda kendimi kararlı hissedebiliyorum." Konuşurken bir yandan da dikkatlice Wang Lin'e baktı.

 

Wang Lin'in ifadesi değişmedi ve başını salladı. "Öyleyse burada kal."

 

Xu Liguo gülümsedi ama kalbi acı içindeydi. "Bu iblis gerçekten de 5,000 kilometrelik alanda serbestçe dolaşmama izin mi verecek? Bu doğru değil, iblisin kişiliğine zıt bir şey. Bir hile olmalı! Hmph, neyse ki ben, Xi Liguo zeki biriyim yoksa daha fazla acı çekebilirdim."

 

Xu Liguo bunu düşünürken kendiyle gurur duydu. Hemen şekillendi ve oturdu. Bir süre sonra biraz rahatsız hissetti. Ara sıra ipucu yakalamak umuduyla Wang Lin'e baktı.

 

Wang Lin ise Xu Liguo'yu bıraktı ve çantasına vurdu. Sivrisinek ve Yıldırım Kurbağası hemen ortaya çıktı. Sivrisinek, Yıldırım Kurbağasının üstünde rahat bir halde yatıyordu. Ortaya çıktıktan sonra Wang Lin'e doğru bir çığlık attı ama ne olursa olsun ayrılmak istemiyormuş gibi Yıldırım Kurbağasının sırtında yatmaya devam etti.

 

Onlar ortaya çıktıktan sonra diğer sivrisinek canavarları da onları takip etti. Henüz larva durumunda ve büyümemiş sayılsalar da yine de vahşi görünüyorlardı.

 

Yıldırım Kurbağası ise sırtındaki aşağılık sivrisineğe alışmış gibiydi. Dışarı çıktıktan sonra karnı genişledi ve yan tarafta uyumaya hazırlanmak için bir yer buldu.

 

Kısa süre sonra Tanrı Katleden Savaş Arabası ortaya çıktı ve Tufan Canavarına dönüştü. Ortaya çıktığı anda Yıldırım Kurbağasını gördü ve kükremeye başladı.

 

Yıldırım Kurbağası'nın tembel tavrı bir anda kayboldu. Gözleri genişçe açıldı ve karnını yayarak gözlerini Tufan Canavarına dikti. Sivrisinek canavarı da Tufan Canavarına ilgiyle baktı.

 

Yanda duran Xu Liguo'nun gözleri kocaman açıldı. Dikkatli bir şekilde Tufan Canavarına baktı ve düşündü, "Efendi gerçekten de efendi. Yine aptal bir canavar bulmuş. Dövüş, elinden geldiğince dövüş. En sonunda efendi ile en uzun ilişkisi olan kişinin ben olduğumu hepiniz öğreneceksiniz! Fakat efendi gerçekten de canavarlar konusunda şanslı. Ben, yaşlı Xu çok alçakgönüllüyüm ve sadece güzeller konusunda şanslıyım!" Xu Liguo trans durumun girerek Şeytan Ruh Diyarı'ndaki küçük güzeli düşündü.

 

"Fakat antik zamanlardan beri hassaslık pişmanlık doğurur... Yaşlı iblis Wang'ın anlayamadığı bir gerçek bu." Xu Liguo oldukça üzgün hissetti. Tufan Canavarına, Yıldırım Kurbağasına ve sivrisineklere baktıktan sonra Wang Lin'e döndü. Bir çeşit yalnızlık ve gurur hissetti.

 

Hazine arıtma işlemi devam etti ama bu sefer zaman kısıtlı olduğundan odak noktası bu değildi. Wang Lin üçüncü adımda gördüklerini kullanmaya ve büyülerini ayarlamaya karar verdi.

 

Derin düşüncelere daldı. Kontrol ettiği büyüler arasında kullanabildiği en güçlü büyü Göklerin Vuruşu idi. Fakat yetişimin ilk adımını aşıp Hayali Yin aşamasına girmeden önce bütün değerli has enerjisini harcayacaktı.

 

Ondan sonra Durdurma Büyüsü vardı. Bu büyü Göklerin Vuruşu'ndan daha zayıf değildi. Eğer doğru anda kullanılırsa kilit bir rol oynayabilirdi.

 

Bunların dışında Ölüm Parmağı, Şeytani Parmak ve Yeraltı Parmağı vardı!

 

Ayrıca Yeraltı Nehri'nin üç becerisi de vardı. Yeraltı Nehri'nin dao formları, nehir ruhu formasyonu ve Yeraltı Nehri'nin gücü.

 

Yapması gereken üç parmağı ayarlamaktı! Eğer onları kullanmaya devam ederse üçüncü adıma giden yolu ciddi şekilde zarar görebilirdi. Bu üç büyü tam değildi ve vücuduna zarar verecekti. Üçüncü adım yolunda neden zarar verici olacakları konusunda bir fikri yoktu ama öyle hissediyordu.

 

Üzerine düşünürken parmağını fiskeledi ve biraz içgörü kazanmak için üç büyüyü kullandı. Büyüler arka arkaya geldi. Yavaş yavaş büyülerin hızını artırdı ve onları arka arkaya kullanmaya devam etti.

 

İpuçları aramak ve yavaş yavaş büyüleri geliştirmek için zihnindeki bulanık hissi kullanırken kaşlarını çattı. Bu işlem son derece yorucuydu, o yüzden çok geçmeden yorgunluk hissetti.

 

Kısa bir süre dinlendikten sonra bir kez daha başladı.

 

Zaman çarkı dönmeye devam etti ve iki yıl daha geçti. Bu iki yılda Wang Lin zamanının çoğunu büyüleri arıtmak için kullandı. Fakat en sonunda tatmin edici sonuçlar alamadı.

 

Wang Lin bunun sebebinin çok sabırsız olması olduğunu anlamıştı.

 

Fakat pes etmedi ve büyülerini yavaş yavaş geliştirdi. Eğer ikinci adımda olan birisi bunu görse şok olurdu. Bu geliştirme tarzı, o anki büyüden orijinal semavi büyüyü anlamak ile aynı şeydi. Wang Lin bir kenara, Tian Yunzi gibi insanlar için bile bu son derece zordu.

 

İki yıl boyunca Tufan Canavarı ve Yıldırım Kurbağası birbirine karşı oldukça düşmanca yaklaştı ama dövüşmediler. Yıldırım Kurbağası çok zayıftı ve Tufan Canavarı onun ileride tehlike oluşturma potansiyeline sahip olduğunu hissetse de onu hafife aldı.

 

Sivrisinek canavarının ilgisi ise Tufan Canavarına doğru kaydı. Sanki onun sırtına yatmak istiyormuş gibi etrafında uçtu.

 

Fakat her denemesinde başarısız oldu ama bu onun ilgisini daha da artırdı.

 

Xu Liguo ise tüm bunlara karşı küçümseyiciydi. Zaman geçtikçe Wang Lin'in onları tamamen unuttuğunu fark etti. Dikkatlice düşündükten sonra Wang Lin'den uzaklaştı ve dağda neşeyle dolaştı.

 

Fakat Wang Lin'in sözlerini unutmadı ve 5,000 kilometre sınırından öteye geçmeye cesaret edemedi. Fakat bu alandaki tek canlı olarak yavaş yavaş sıkıldı. İnsanların bu bölgeden kaçınma eğilimi Xu Liguo'nun canını bir hayli sıktı.

 

Bir buçuk yıl sonra içeri gelmeye korkan bazı yetişimciler dışarıdaydı. Onları büyüler kullanarak kandırdı ve içeri çekti. Onlarla oynadıktan sonra serbest bıraktı.

 

Fakat ondan sonra hiçbir yetişimci oraya gelmeye cesaret edemedi. Yıllar sonra bile o gelişimciler başlarına gelenleri düşününce kalpleri buz gibi olacaktı.

 

O gün son derece bunalmış bir halde bölgede ölümlülerin içeri girmesi umuduyla uçuyordu. Aniden titredi ve vücudu hemen uzun süredir hissetmediği bir heyecanla doldu.

 

Sise doğru gözlerini dikti ve heyecanla bağırdı.

 

"Nihayet birisi geldi!!!"

 

Sisin dışında yorgun ifadesiyle Zhang Xinhai belirdi ve vücudu ölüm aurasıyla doluydu. Yanında oldukça gergin orta yaşlı bir adam vardı. Bu kişi siyah cübbe giymişti ve onun yetişim seviyesi de Oluşan Ruh'un zirvesindeydi.

 

Orta yaşlı adam uzaktan siyah sise doğru tedbirli bir şekilde bakarak fısıldadı, "Baba, gerçekten gitmemiz gerekiyor mu?"

 

Zhang Xinhai ciddi bir tonla cevap verdi, "Tabii ki gitmemiz gerekiyor. Babanın ömrü dolmak üzere. Kıdemlinin isteğini yerine getirmek dışında bu seyahatin diğer amacı Kıdemliye seni varisim olarak tanıtmak. Ben öldüğümde benim yerimi alacaksın ve Zhang ailesinin varlığını sonsuza kadar sürdürmesinden emin olmak için Kıdemlinin elçisi rolünü oynayacaksın!"

 

Orta yaşlı adam tereddütle konuştu, "Ama baba bazı arkadaşlardan o kıdemlinin... Bazı garipliklerinin olduğunu duydum... Bir yıl önce birkaç arkadaş..." Daha sözünü tamamlayamadan önce Zhang Xinhai gözlerini ona dikti ve orta yaşlı adam hemen ağzını kapattı.

 

Xu Liguo tıpkı bir hayalet gibi hızla oraya yaklaştı. Siyah sisin içinde saklanıyordu, o yüzden Zhang ailesinden baba ve oğul onu fark etmediler. Xu Liguo onlara bakarken yüzü heyecanla doldu ve mırıldandı, "Evet, evet, şu yaşlı olan ölüyor ve bana karşı koyamaz. Xu deden nezaket gösterip vücudunu bırakacak. Küçük olan ise.. Hehe..." Orta yaşlı adama bakarken Xu Liguo'nun gözlerindeki heyecan giderek güçlendi. Hatta gözlerinde bir nebze ahlaksızlık da vardı...

 

Kuru kuru öksürdü ve erdemli bir ses tonuyla konuştu, "Kimsiniz? İsminizi söyleyin!"

 

Zhang Xinhai derin bir nefes aldı. Dağdan 5,000 kilometre uzakta durdu ve içeri girmedi. Bunun yerine ellerini kenetledi ve saygıyla konuştu, "Küçük Zhang Xinhai kıdemlinin isteğini yerine getirdi ve kıdemli ile görüşmek istiyor!"

 

Sesi siyah sise girerken boğuk bir hal aldı.

 

Xu Liguo gözlerini çevirerek konuştu, "Yaşlı olan gelebilir. Efendim ile görüşmeye götüreceğim!" Zhang Xinhai irkildi ve bir an tereddüt ettikten sonra siyah sise girdi. İçeri girdiği anda bir rüzgarın etrafını sardığını hissetti ve vücudu hızla yükseldi.

 

Kısa süre sonra zirveye vardı ve rüzgar dağıldı. Hemen Wang Lin'i gördü ve saygıyla konuştu, "Kıdemli, küçüğünüz sizi hayal kırıklığına uğratmadı ve Qin Ling gezegenindeki bütün kızgınlıkları topladı." Konuşurken bir yandan da toplamda bin tane yeşim çıkardı. Hepsini yere koydu ve saygıyla birkaç adım geri çekildi.

 

Xu Liguo, Zhang Xinhai'yi gönderdikten sonra heyecanla sisin kenarına geri döndü. Dışarıdaki orta yaşlı adama baktı ve konuştu, "Küçük velet, korkma içeri gel. Xu deden sana bir şeyler verecek." Orta yaşlı adamın hala tereddüt ettiğini görünce hemen bağırdı, "Niye gelmiyorsun!?"

 

Orta yaşlı adam dişlerini sıktı ve siyah sise doğru adım attı...

 

Wang Lin gözlerini açtı ve yeşimleri taradı. Hemen onların içindeki kızgınlığı hissetti. Adeta kızgınlık aurasından bir fırtına vardı.

 

Wang Lin yavaşça konuştu, "Çok iyi. Yanında getirdiğin kişi ileride Heng Yun Zirvesinin dışındaki elçim olacak!" Biraz düşündükten sonra bir hap çıkardı ve onu Zhang Xinhai'ye attı.

 

"Onu oğluna ver. Eğer yeterince yetenekliyse belki hapın içindeki aura ile Ruh Oluşturma aşamasına ulaşma şansını artırır!"

 

Zhang Xihai'nin yüzü coşkuyla doldu. Hemen hapı aldı ve hazine gibi sakladı. Ardından duygulu bir ses tonuyla konuştu, "Teşekkürler kıdemli!"

 

Wang Lin emretti, "Bu kızgınlık hayali bir şey ve tekrar yenilenecek. İleride, Zhang ailesi her yıl onları toplama görevini üstlenecek!" Ardından birkaç tane kırmızı tohum çıkardı ve onları Zhang Xinhai'ye verdi.

 

"Bunlar Semavi Yükseliş Meyveleri. İnsanlar onları eksinler ve ruhsal enerji ile büyümesini hızlandırsınlar. On yıl sonunda olabildiğince fazla eksinler."

 

Zhang Xinhai hemen başıyla onayladı.

 

Wang Lin bu tohumları Qian Kuizi'nin çantasından almıştı.

 

Zhang Xinhai ve oğlu Heng Yun zirvesinden ayrıldılar. Fakat oğul adeta bir trans halindeydi ve garip bir ifadeye sahipti, hatta bir nebze keyif vericiydi....

 

Xu Liguo ise Wang Lin tarafından cezalandırıldı! Eğer Xu Liguo'nun yaptığı şey çok kötü olsaydı Wang Lin onu doğrudan arıtacaktı.

 

Wang Lin'in 1,000 adım mesafelik çevresine hapsedilen Xu Liguo'nun yüzünde haksızlığa uğramış gibi bir ifade vardı. Artık dışarı sızmaya cesaret edemedi. Tek yapabildiği bütün gün dışarı baktı ve iç geçirmekti.

 

"Sadece fiziksel vücutlarını alıyorum ve ardından ete sahip olma hissinin keyfini çıkarıyorum. Niye bu kadar büyütülüyor, yazık..."

 

Wang Lin'in Xu Liguo'ya dikkat edecek zamanı yoktu. Xu Liguo'yu cezalandırdıktan sonra bir kez daha büyülerini kusursuzlaştırmaya odaklandı. Bu süreçte yavaş yavaş kızgınlığı Yeraltı Nehri'ne özümsedi.

 

Kızgınlığı özümsedikten sonra Yeraltı Nehri öncekinden farklı hale geldi. Kızgınlığı özümsedikten sonra Yeraltı Nehri'nin ruhu yavaş yavaş şekillendi.

 

Zaman hızla geçti. Büyüleri geliştirme işi Wang Lin'in çok enerjisini aldı. Hala başaramamış olsa da sürekli gelişme onun üçüncü adımın yönünü kavramasına olanak sağladı, o yüzden alanı yavaş yavaş güçlendi.

 

En sonunda, Qing Ling gezegenindeki 18. yılında Yaşam ve Ölüm Alanı kusursuz bir tamlığa ulaştı. Yani yeterli semavi ruhsal enerjiye sahip olduğunda gerçek anlamda birinci adımın zirvesinde olacaktı!

 

Wang Lin hala semavi yeşimlere sahipti ama yeterli olduğundan emin değildi. Yeterli olmasa da hala semavi sıvıyı içebilirdi. Bu sefer Yükseliş'in son aşamasının zirvesine ve birinci yetişim adımının zirvesine ulaşmalıydı!

 

"Yetişimin birinci adımı..." Wang Lin'in gözleri parladı.

 

"Yükseliş aşamasına ulaştığımda Antik Şeytan Bei Luo göklere karşı koyan yetişimcilerin Göksel Ceza'yı üzerine çekeceğini söylemişti. Acaba Göksel Ceza birinci adımı aşıp Hayali Yin aşamasına geçtiğimde yine gelecek mi?" Wang Lin gökyüzüne baktı ve gözleri soğudu.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44332 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr