Çevirmen: Yashiedlurci

Editör: Lord Viole Grace

Bir yıldırım huzmesi yıldızların arasında uçuyordu. Yıldırımın içinde bir miktar altın içeren gümüş boynuzlu bir Tufan Canavarı vardı. Tüm vücudunda şimşekler çakıyor ve çok görkemli görünüyordu.

Wang Lin, Tufan Canavarı'nın arkasında lotus pozisyonunda oturuyordu. Saçları hiçbir rüzgar olmamasına rağmen hareket ediyor ve gözleri parlıyordu. Sıradan görünmesine rağmen olağanüstü bir aura yayıyordu.

Eğer onu o anda gören biri olsaydı şüphesiz onun Yıldırım Semavi Tapınağı'nın bir elçisi olduğunu düşünürdü. O anda Yıldırım Daoist'e çok benziyordu.

Yıldırım Semavi Tapınağı'nın bir elçisi Wang Lin ile tanışsaydı ondan korkardı.

900 yıldan fazla süren yetişim, Wang Lin'in Yükseliş'in son aşamasına ulaşmasını sağladı, tıpkı o zamanlar Zhuque Zi'nin yetişim seviyesi gibi.

Eğer Zhuque Zi ölmeseydi bunu görse nasıl hissederdi? Sadece bir piyon olarak gördüğü küçük yetişimci bu kadar yükseğe çıkmıştı!

Son aşama Yükseliş yetişimcileri, bazı küçük yetişim gezegenlerinde yüce varoluşlar olarak kabul edilirdi. Kimse onları orada kışkırtmaya cesaret edemezdi.

Geçen yılı semavi ruhsal enerji emerek geçirdikten sonra Wang Lin sonunda bu zirveye ulaştı. Yetişim ve alanının tamamlanmasına ulaşmak için sadece bir adım daha atması gerekiyordu. Bundan sonra ikinci adıma daha da yaklaşabilirdi!

Pek çok kişi yetişimin ikinci adımına ulaşamazdı ve ilk adımdaki yetişimcilerin bunu hayal etmesi bile çok zordu.

Her ne kadar Wang Lin bu adıma ulaşmamış olsa da, Hayali Yin yetişimcileriyle birkaç kez savaşması ikinci adım yetişimcilerinin ne kadar güçlü olduğunu fark ettirmişti.

"Yetişimin ilk adımı zaten çok zordu. Bu 900 yıllık yetişimi düşündüğümde kriz her köşeyi sarmıştı. Herhangi bir dikkatsizlik ruhumun yok olmasına neden olabilirdi. Eğer Kıdemli Zhou Yi olmasaydı Yükseliş aşamasına girmeye çalışırken çoktan ölmüştüm."

“Eğer ilk adım böyleyse o zaman ikinci adımın daha zor olmalı. İkinci adımın da kendi ölüm kalım imtihanı olmalı... Acaba bunu geçebilir miyim... Ancak göklerin iradesini takip eden bir kişi ölümlü ile aynıdır ve göklere karşı çıkan biri ölümsüzdür. Dao kalbim kaldığı sürece tüm tehlikeleri yenebilirim!” Wang Lin'in gözleri ışıl ışıl parladı.

"Yetişimin üçüncü adımı da var. Tian Yunzi gibi insanlar bile ona ulaşamadı ve mücadele etmeye devam ediyorlar. Bu üçüncü adım hangi seviyede... Bir Antik Tanrı ile nasıl karşılaştırılacak..." Wang Lin'in gözlerinde bir öngörü belirdi.

Ancak üçüncü adımın şu anda çok uzak olduğunu biliyordu; ömrü sona ermeden bile kavrayamayabilirdi.

"Yetişimin üç adımı bir dağa tırmanmak gibidir; her adım bir öncekinden daha zordur. Üçüncü adımda kaç alem olduğunu bilmiyorum... Dördüncü bir adım olup olmadığını da bilmiyorum!” Wang Lin sağ eliyle Tufan Canavarı'nın kafasını hafifçe okşadı. Yıldırım elinin üzerinden geçti ama onun üzerinde hiçbir etkisi olmadı.

"Dördüncü adım var mı..." Wang Lin, yıldızlara soruyormuş gibi mırıldandı.

Kimse bu soruyu cevaplayamadı.

Yıldırım, Wang Lin'i Bin İllüzyon Gezegeni'ne getirdi. Ran Yun Gezegeni anılarının mühürlendiği yerdi, bu yüzden Wang Lin artık oraya gitmek istemiyordu.

"Yun Xia Gezegeni'ndeki bu Aya Bakan Yılan'ı keşfetmenin zamanı geldi. Çok sayıda Semavi Yükseliş Meyvesi'ne ihtiyacım var bu yüzden Huan ailesi en iyi seçim!” Wang Lin Tufan Canavarı'nı ileri sürdü. Yıldız pusulasından daha yavaş olmasına rağmen yine de çok hızlıydı.

"Asıl Beden küçük bir gezegenin ruhsal enerjisini emdi ve gücü dört yıldıza çıktı. Ancak hala yetişkin bir Antik Tanrı'nın aurası eksik. Acaba Yüce Gök Yıldız Sistemi'nde bulabilir miyim..." Wang Lin sanki aydınlanmış gibi gözleri parladı.

"Aya Bakan Yılan Antik Tanrı'nın bedeninde yaşayan bir parazittir. Orada bir Antik Tanrı'nın herhangi bir aura kalıntısı olup olmadığını merak ediyorum... " Wang Lin geçmişten bir şey hatırladı.

"O zamanlar, Tian Yun Gezegeni'nde Yetişim Birliği'nin bir elçisi Yıldız Samuru ile gelmişti. Bu yaratık Antik Tanrı'nın aurasına karşı son derece hassastı. Eğer o canavar burada olsaydı Antik Tanrı'nın aurasını bulmak için çok yardımcı olurdu.”

Tufan Canavarı uzayda uçarken kükredi. İki hafta sonra, Bin İllüzyon Gezegeni Wang Lin'in gözlerinde belirdi. Tufan Canavarı Bin İllüzyon Gezegeni'ne doğru uçtuğunda gözleri sakindi.

Yaklaştığı anda, sayısız yıldırım bulutları ortaya çıktı ve yıldırım sesi gökyüzünde yankılandı. Bu olay, anında Bin İllüzyon Gezegeni'ndeki yetişimcilerin dikkatini çekti.

Tufan Canavarı yaklaştı ve doğrudan atmosfere girdi. Havada süzülürken başını kaldırdı ve kükredi. Bu kükreme dünyadaki tüm yıldırımı temsil etti.

Gürültü, Tufan Canavarı'nın gelişiyle yaratılan tüm yıldırım bulutlarını etkiledi. Yıldırım gökten indi ve bir dizi patlama yarattı.

Tıpkı Yıldırım Daoist'in Ran Yun Gezegeni'ne geldiğinde olduğu gibi Bin İllüzyon Gezegeni'ndeki tüm yetişimciler titriyordu. Bedenleri ve ruhları yıldırımın gücünden sarsıldı.

Üçüncü mührü serbest bıraktıktan sonra Tufan Canavarı'nın kazandığı güç ve miras onu bir Hayali Yin yetişimcisinden daha güçlü hale getirmişti!

Wang Lin kaşlarını çattı. Bu kadar dikkat çekmek istemiyordu. Tufan Canavarı'nın kafasına vurdu, anında kükremeyi durdurmasını sağladı ve doğrudan yere uçtu.

Tufan Canavarı, Wang Lin'in hafızasına göre Huan ailesinin evine doğru koştu.

O yaklaşmadan önce, Huan ailesinin tüm yetişimcileri Huan Fengshen liderliğinde uçtu. Yaklaşan yıldırıma gözlerinde korku ile baktılar.

Wang Lin'in Tufan Canavarı'nın üstünde olduğunu açıkça gördüklerinde bazı kişiler yüksek sesle haykırdı.

Huan ailesinin fertleri Wang Lin'i asla unutamazdı.

Wang Lin Tufan Canavarı'nın kafasında otururken gözlerinde yıldırım kıvılcımları vardı ve sessizce "Huan ailesinin lideri, öne çık!” dedi.

Huan Fengshen derin bir nefes aldı. Öne çıktı ve saygıyla "Huan ailesinden Huan Fengshen'i Yıldırım Semavi Tapınağı'nın elçisini selamlıyor. Daha önce Efendi Elçi'yi tanımadım; umarım Efendi Elçi kusuruma bakmaz.” dedi.

Wang Lin doğal olarak açıklama yapmadı ve "Geçmişin meseleleri hakkında konuşmaya gerek yok. Çok sayıda Semavi Yükseliş Meyvesi elde etmenin bir yolu olup olmadığını sormak istiyorum!” dedi.

"Semavi Yükseliş Meyvesi?” Huan Fengshen şaşırdı ve birden acı bir şekilde "Efendi Elçi, bu…” dedi.

Wang Lin gözlerini kıstı ve Huan Fengshen'e baktı. Altındaki Tufan Canavarı homurdanmaya başladı.

Huan Fengshen bir nefes verdi ve kararlı bir bakış attı. Başını salladı ve "Unut gitsin, Huan ailesi, 100 yıl içinde Yıldırım Semavi Alemi'ne girme fırsatından vazgeçecek ve toplanan tüm Semavi Yükseliş Meyvelerini Efendi Elçi'ye verecek.” dedi.

Wang Lin'in ifadesi doğaldı ama düşünmeye başladı. Bu Huan Fengshen'in sözleri bazı ipuçları içeriyordu. Semavi Yükseliş Meyvelerinin Yıldırım Semavi Alemi ile bir ilgisi olabilir mi…

Yıldırım Semavi Alemi 100 yıl içinde açılacaktı. Wang Lin bunu daha önce Sun Xi'den duymuştu.

Wang Lin'in ifadesi sessizce başını sallarken değişmedi.

Huan ailesinin çok sayıda Semavi Yükseliş Meyvesi vardı ama yine de Wang Lin'in ihtiyacı için yeterli değildi.

"Yıldırım Semavi Tapınağı'nın adını ödünç almam ve daha fazlası için bu kuzey alanından geçmem gerekiyor gibi görünüyor!” Wang Lin Tufan Canavarı'nın kafasını okşadı.