Çevirmen: Yashiedlurci

Editör: Lord Viole Grace

Yıldırım Daoist bağırdı, "Xu Mu, sözünü tutmadın!”

Wang Lin'in bakışları sakindi. Yıldırım Daoist ciddi şekilde yaralanmıştı ve vücudunda neredeyse hiç enerji yoktu. Hayatta kalmak için Wang Lin'in şartlarını kabul etmek zorunda kaldı ve bunu yapmak Wang Lin'e, onu Semavi Muhafız'a dönüştürmek için çok iyi bir fırsat verdi.

Bir kuklaya dönüştürmek için ilk şart, dönüştürülen kişinin istekli olması gerektiğiydi!

Wang Lin sakince "Sözümü tutacağım ancak bu ikinci adım sen istekli olmadıkça işe yaramaz. Herhangi bir kazayı önlemek için has ruhunu ortaya çıkarmak zorunda kaldım.” dedi. Sağ eli hareket etti, Semavi Muhafız ve Tufan Canavarı anında Yıldırım Daoist'inin etrafını kuşattı. Yıldırım Daoist'i bir şey yapmaya kalkışırsa tereddüt etmeden saldırırlardı.

Yıldırım Daoist'in has ruhuna bakmadan, Wang Lin Yıldırım Daoist'in bedenini yakaladı. Çantasını aldıktan sonra Yıldırım Daoist'in vücudunu çevreleyen başka bir ağız dolusu has enerji tükürdü.

Yıldırım Daoist'inin has ruhu, Wang Lin'e soğuk bir şekilde baktığı sırada son derece kasvetliydi. Bu Xu Mu'nun ne tür bir damga bırakacağını görmek istedi!

Zaman yavaşça geçti, Wang Lin has enerji çıkarmaya devam etti. Has enerji yıldırım gibi Yıldırım Daoist'inin vücuduna girdi.

Göz açıp kapayıncaya kadar birkaç gün geçti. Yıldırım Daoist'in vücudu neredeyse bir deri ve bir kemik kalana kadar solmaya devam etti. Bununla birlikte yıldırım vücudunun içinde hareket ediyordu ve ayrıca son derece tuhaf görünen bakır renkli bir ışık yanıp sönüyordu.

Yıldırım Daoist'inin has ruhu her gün dikkatle izliyordu ve gözleri her zaman şokla doluydu. Başlangıçta Wang Lin'in ne yapmak istediğini anlamamıştı ama birkaç gün sonra anladı. Bu Xu Mu onu bir kuklaya dönüştürecekti!!

Gözlerindeki şok özellikle de yanındaki Semavi Muhafız kuklasına baktığında dehşete dönüştü. O anda sadece has bir ruh olmasına rağmen vücudunun soğuk olduğunu hissediyordu.

'Bu... Bu kukla onun tarafından arıtılmış bir şey olabilir mi?! Bu kişinin bu kadar korkunç bir arıtma yöntemini bilmesinin arkasında ne var!?'

Wang Lin gözlerini açtı ve bakır ışıltı veren mumyalanmış vücuda baktı. Gözlerinde gizemli bir ışık vardı.

"Bu gerçekten bir Hayali Yin yetişimcisinin bedeniydi. Herhangi bir metal malzeme içermeyen bakır seviyeydi. Birkaç göksel hazine eklersem, daha da tırmanabileceğine inanıyorum!”

Yıldırım Daoist'inin has ruhu Wang Lin'in gözlerini açtığını görünce birden bağırdı, "Xu Mu, ne yapıyorsun!? Bu yaşlı adam senin kölen olacağına söz verdi senin kuklan olacağına söz vermedi!” Birçok kez bağırdı ama Wang Lin onu görmezden geldi ve arıtmaya devam etti. Kendi vücudunun arıtılmasını izlemek Wang Lin'e olan nefretini aşırı bir noktaya çıkardı.

Ancak dikkatsizce hareket etmeye cesaret edemedi. Has ruhundaki mühür ve Semavi Muhafız, Tufan Canavarı ve üç nihai ana ruhla çevrili olması, bir hamle yaparsa ölmesi anlamına geliyordu.

"Gürültülü!” Wang Lin kaşlarını çattı ve baskın elini salladı. Ling Tianhou'nun kılıç enerjisinin iki huzmesi uçtu ve mağara anında kılıç enerjisiyle doldu. Bu kılıç enerjisi Ling Tianhou'nun tiranlık alanıyla doluydu. Kılıç enerjisinin iki huzmesinin baskısı altında, Yıldırım Daoist anında ağzını kapattı. Gözlerindeki korku, kılıç enerjisinin iki huzmesini gördüğünde daha da güçlendi.

Acı bakışları onu çevreleyen tehlikelere baktı. Bırak herhangi bir has enerjiye sahipken bunu yapmayı, tüm has enerjisine sahip olsa bile dikkatsizce acele etmeye cesaret edemezdi. En çok korktuğu şey kılıç enerjisinin iki huzmesiydi!

Yıldırım Daoist'inin has ruhu sustuktan sonra, Wang Lin'in ilahi hissi yayıldı ve tüm gezegeni kapladı. Uzun bir süre sonra gözlerini kıstı ve sağ elini kaldırdı. Etraf sallandı ve Yeraltı Nehri mağaranın dışındaki gökyüzünde belirdi.

Wang Lin bağırdı, "Yeraltı Nehri, em!”

Gökyüzündeki Yeraltı Nehri güçlü bir emiş gücü yaydı. Emme kuvveti yeryüzüne girdi ve bu terk edilmiş gezegen titremeye başladı. Sarsıntı bir deprem gibi olana kadar yavaş yavaş yoğunlaştı.

Kısa bir süre sonra metal elementi içeren cevherler yerden çekildi ve tek tek Yeraltı Nehri'ne emildi. Zamanla daha fazla metal cevheri emildi.

Uzun bir süre sonra yeryüzü yavaşça titremeyi bıraktı ve emme kuvveti kayboldu. Büyük miktarda metal cevheri eriyip yumruk büyüklüğünde üç altın sıvı topa dönüştü ve mağaraya doğru yavaşça uçtu.

Wang Lin altın sıvı toplardan birini yakaladı ve Yıldırım Daoist'in alnına büyük bir miktar has enerji ile bastırdı.

Üçüncü top da Yıldırım Daoist'in vücudunda kaybolduğunda bakır ışık kayboldu ve yerini gümüş bir parıltı aldı.

"Gümüş aşama!” Wang Lin'in gözleri rahatladı ve hala kasvetli olan Yıldırım Daoist'in has ruhuna kaydı.

"Üç bin yıl boyunca kuklam ol, sana özgürlüğünü vereceğim. Ne dersin?”

Yıldırım Daoist sessizce düşündü.

Wang Lin sakince "Hayat kurtarıcı bir büyün olsa bile, kılıç enerjimden daha hızlı olmayacak!” dedi.

Yıldırım Daoist'in önünde sadece iki yol vardı. Birincisi risk almak ve direnmekti ama hayat kurtarıcı büyüsü güçlü olsa bile, kılıç enerjisinin iki huzmesiyle karşılaştırılamayacağının farkındaydı. Her iki huzme de aynı anda saldırırsa geri çekilme şansı olmazdı!

İkincisi ise kabul etmek ve bir kukla olmaktı... Üç bin yılını özgürlüğü ile takas edecekti, tabi eğer Wang Lin sözünü tutar ve o üç bin yıl boyunca ölmezse... Yıldırım Daoist, en başından beri tek kelime etmeyen kuklaya baktı.

"Bu kuklanın vücudu çok güçlü; büyülü hazinelere karşı çıplak ellerle bile savaşabilir... Savaş sırasında ölmese gerek…”

O anda uzaktaki Yun Xia Gezegeni'nde, yoğun sis içindeki her şeyi kaplıyordu. İçeriden soğuk bir aura geliyordu bu da geçen her yetişimcinin yoldan sapmasına neden oluyordu.

Yüce Gök Yıldız Sistemi'nde, Yun Xia Gezegeni bir ölüm yeriydi. İçeri giren çok az sayıda yetişimci canlı olarak geri dönerdi.

Tam o anda, kalın sis sanki bir şeyden kaçıyormuş gibi şiddetli bir şekilde küçülmeye başladı. Sisin içindeki bu çalkalanma daha da güçlendi.

Bir anda, eski püskü kıyafetler giyen ince bir vücut son derece üzgün bir ifadeyle belirdi. Gözleri korkuyla doluydu ve önünde büyük bir fırın vardı.

Sisin dışına çıkmak üzereyken, ince yüzü zevkle doldu. Bu, yetmiş yıldan fazla bir süredir sekizinci kaçma teşebbüsüydü... Ama tam o anda, Yun Xia Gezegeni'nden hayal edilemez bir hızda uzun bir dokungaç fırladı. İnce figürü sardı ve acımasızca onu aşağı sürükledi.

Bu kişi Açgözlü'ydü. Dokungaç tarafından yakalandı ve hızla aşağı çekildi. Etrafındaki yoğun sise baktı ve gözlerinde umutsuzluk belirdi.

"Hayatım boyunca hazine aradım ve böyle bir şeyin olacağı aklıma gelmezdi... Wang Lin, bunların hepsi senin yüzünden oldu! Eğer bu lanet Yüce Gök Yıldız Sistemi'ne gelmeseydin bu yaşlı adam buraya nasıl gönderilebilirdi!?! Buraya gönderilmeseydim, bu korkunç gezegene nasıl girebilirdim?!”