Çevirmen: Yashiedlurci

Editör: Lord Viole Grace

Huan Wuqing, ışık perdesine bakmak için başını kaldırdı ve hızlı bir şekilde "Konuş!” dedi. Liu Mei'nin On Bin İllüzyonlu Göksel İblis Dao'su tamamlanmış olsaydı o zaman onu yutabilirdi. Ancak dao daha tamamlanmamıştı bu yüzden eğer vermek istemezse, daonun o daha yutamadan çökmesi çok muhtemeldi.

Liu Mei usulca "İlki Wang Lin'i öldürmeme yardım etmeniz!” Bakışları Wang Lin'in önündeki ışık perdesini deldi. Gözlerinde çok karmaşık bir nefret izi vardı.

Şimdi bile kalbi Wang Lin'e olan nefreti ile doluydu. Bu tür bir nefret, kendisinin bile gerçek dışı olduğunu hissettiği bir şeydi. Ancak kalbinin derinliklerinde, birkaç yüz yıl önce Heng Yue Tarikatı'nda gördüğü genci unutamamıştı.

Unutamadığı asıl şey, Wang Lin'in Li Muwan'a olan sevecenliğiydi.

Suzaku Mezarı'ndaki olay nefretini gerçekten tutuşturan şeydi. Suzaku Gezegeni'nden ayrıldıktan ve hamile olduğunu öğrendikten sonra nefreti daha da güçlendi.

Bununla birlikte, On Bin İllüzyon Kalpsizlik Alanı gerçek benliğinin ne olduğunu tam olarak anlayamamasına neden oldu.

Sonuç olarak kalpsizlik ve duygusallık birer duyguydu. Aralarındaki fark çok küçüktü ama mesafe dünyalar kadardı.

Bu karmaşık duygular yüzünden gerçeğin ne olduğunu bile bilmiyordu. Bu, özellikle çocuğuna baktığında, son derece karmaşık duygular hissetmesine neden oldu.

Tereddüt etmeden Huan ailesinin atası kararlı bir şekilde "Tamam, bunu başarmana yardımcı olmak için elimden geleni yapacağım!” dedi.

"İkincisi... Eğer Wang Lin'i öldüremezseniz... O zaman ona bu çantayı verin!” Liu Mei göğsünden bir çanta çıkardı. Çantaya bakarken yüzü biraz yumuşadı.

Huan ailesinin atası kaşlarını çattı ama yine de başını salladı.

Dağılmış İblis, Wang Lin'in vücudunu kontrol etti ve ışık perdesine yumruk ardına yumruk attı. Işık perdesinde sayısız dalgalanma ve çatlak ortaya çıktığında, Dağılmış İblis güldü ve bağırdı “Kırıl!”

Bu, bir kelimeden sonra düşen ve çatlayan bir aynanın sesi duyuldu ancak ses birkaç bin kat büyüdü. Bu ses göklerde ve yerde yankılandı. Huan ailesinin semavi atası tarafından bırakılan son koruyucu büyü paramparça oldu!

Dağılmış İblis yaklaştığında, dünyaya büyük miktarda iblis enerjisi yayıldı. İblis enerjisinin bir parçası olarak, Wang Lin, Liu Mei'nin Huan ailesinin atasıyla birlikte yerde oturduğunu görebiliyordu. Huan ailesinin atası gözlerini kapattı ve elini Liu Mei'nin alnına koydu. Huan ailesinin atası garip bir aura yayıyordu.

"Ha?" Dağılmış İblis irkildi. O anda, Huan ailesinin atası aniden gözlerini açtı. Gözleri gri bir ipucu ortaya çıkardı ve bir göz açıp kapayıncaya kadar havaya uçtu. Tüm vücudu duman gibiydi, hayali bir his verdi.

Dağılmış İblis ona dikkatle baktı ve sonra aslında bir gülümseme olmayan bir gülümsemeyle "Küçük çocuk, yetişim yöntemin oldukça iyi. Aslında benim Antik İblis yetişimimin bir kısmını içeriyor!”

Wang Lin'in bakışları Huan ailesinin atasında değil, Liu Mei'deydi. Gözleri kapalıydı ve aurası tamamen gitmişti…

Ne hissettiğini bilmiyordu. Wang Lin hala ilahi hissini geri çekmedi.

Huan ailesinin atası havada yoğunlaşan bir duman gibiydi. Gözlerindeki gri ışık çok güçlüydü. Derin bir nefes aldı ve sakince Wang Lin'i kontrol eden Dağılmış İblise baktı ve yavaşça "Sadece bir büyüm var. Almaya cesaretin var mı?” diye sordu.

Dağılmış İblis güldü ve "Göster bana!” dedi.

Huan ailesinin atası gözlerini kapattı. Liu Mei'nin alanını emdi ve ona verdiği semavi ruhsal enerjiyi geri kazandı. Yetişimi daha önce olduğu gibi tamamen iyileşmemiş olsa da, büyük bir fark yoktu.

Ancak Wang Lin ile kaynaşmış olan Dağılmış İblisle yüzleşmeye cesaret edemiyordu. Kaçmak isteseydi bile iblisin büyülerinden kaçamazdı. Bu yüzden tüm umutlarını bedenindeki Göksel İblis Dao'nun izine bağladı.

Liu Mei'nin alanını yuttu ve kendi alanıyla birleştirdikten sonra, sonunda Kimliksiz Göksel İblis Dao'nun bir izini üretti ama ürettiği şey çok azdı.

Huan ailesinin atası gözlerini kapattığında garip bir aura ortaya çıktı. Acı verici bir ifade takındı ve vücudu hızla soldu. Göz açıp kapayıncaya kadar bir iskelete dönüşmüş gibi görünüyordu.

Kısa bir süre sonra kemikleri bile eridi ve tamamen ortadan kayboldu. Sonunda Huan ailesinin atası tamamen ortadan kayboldu ve arkasında bir çanta bıraktı. Bu, Huan ailesinin atası daosu yüzündendi, dağılmamıştı ve yere doğru süzüldü.

Vücudu kaybolduğu anda yoğun bir gri duman kütlesi yayıldı.

Huan ailesi atasının has ruhu içerideydi!

Gri gaz çalkalandı, has ruhuna girdi ve yavaşça daha şeffaf hale gelmesine neden oldu. Sonunda has ruhu ortadan kaybolmak üzereymiş gibi oldu ama o anda Wang Lin kalbinde güçlü bir kriz duygusu hissetti.

Ancak Dağılmış İblis çok ilgi çekici bir bakış ortaya çıkardı ve "Bu büyü ilginç, çok ilginç!” dedi.

Gerçek Kimliksiz Göksel İblis Dao, tamamen bir Kimliksiz Göksel İblis olmaktı. Dünyadaki her canlı bir iblis olabilir ve bu nedenle hiçbir kimliği yoktu. Tüm yaratıkların kötü niyetini toplamak ve onu Kimliksiz Göksel İblis Dao'ya dökmek, bir kişinin kaygısız bir göksel iblis olmasına izin verecekti!

Huan ailesi atasının bedeni dağıldı ve has ruhu hiç oldu. O anda her yönden sayısız yanılsamalar ortaya çıktı. Bu yanılsamalardan korkunç aura dalgaları geliyordu. Her biri Yin ve Yang aşama bir yetişimciden daha zayıf değildi, bazıları daha da güçlüydü.

Kimliksiz Göksel İblis Dao büyüsü çok şok ediciydi ve henüz gerçek gücünü göstermemişti; bu sadece başlangıçtı.

Ancak o anda aniden Wang Lin'in kafasından bir siyah duman kütlesi ortaya çıktı. Dağılmış İblis Wang Lin'in vücudundan çıktı ve kendinden geçmişçesine bir kahkaha ile dışarı fırladı. Aynı zamanda ağzını açtı ve yutmaya başladı. Bir anda yanılsamaların çoğu onun tarafından yutuldu.

"Çok besleyici! Seni küçük çocuk bu iblisin zevklerine gerçekten uyuyorsun. Bu iblise hürmet etmek için ne getireceğini iyi biliyorsun. Zaten bir söz vermiş olmasaydım, seni gerçekten öldürmek istemezdim!” Dağılmış İblis güldü ve bir ağız dolusu daha yuttu.

Dağılmış İblis olmadan, Wang Lin vücudunun kontrolünü yeniden ele aldı. Göz açıp kapayıncaya kadar yere indi ve bir adımla Liu Mei'nin önünde durdu.

Liu Mei'nin gözleri çoktan kapanmıştı ve vücudunda hiçbir canlılık kalmamıştı. Onun yetişim zaten Yükseliş aşamasına ulaşmıştı, yani has ruhu ve alanı çoktan kaynaşmıştı. Alanını yutmak, has ruhunu da yutmak anlamına geliyordu.

Diğer tarafta Dağılmış İblis yutmaya devam etti ve sonunda tüm yanılsamalar ortadan kayboldu. Havada, Huan ailesinin yarı hayali atası bir kez daha yoğunlaştı ve yüzü acı ile doldu.

Kimliksiz Göksel İblis Dao'nun sadece bir şeridi vardı. Liu Mei'nin alanı tamamlanmış olsaydı, gerçek bir Kimliksiz Göksel İblis olurdu ve Dağılmış İblise yemek olmazdı.

Bir nefes aldıktan sonra, Huan ailesi atasının vücudu hareket etti ve kaçmaya hazırlandı.

Dağılmış İblis bir kahkaha daha attı ve iblis enerjisini yaydı. Huan ailesinin atası sarıldı ve Dağılmış İblis tarafından yutuldu.

"Küçük bebek Wang Lin, bu iblis sözünü yerine getirdi!” Dağılmış İblis aniden döndü ve kasvetli bir şekilde Wang Lin'e baktı. Sonra hiçliğe doğru bir adım attı ve iz bırakmadan ortadan kayboldu.

Çevre tamamen sessizdi, Huan ailesinin tüm üyeleri sessizdi. Bugün olan her şey onları büyük ölçüde şok etmişti ve Wang Lin'e derinden saygı duymalarını sağlamıştı.

Wang Lin sakince gözü kapalı Liu Mei'ye baktı. Uzun bir süre hiç konuşmadı.

Huan Fengshen, öne çıkmadan önce biraz tereddüt etti ve "Dost Yetişimci, Liu Mei ayrılmadan önce Huan Wuqing ile bir anlaşma yaptı. Eğer seni öldüremezse sana bir çanta vermek zorundaydı.” dedi.

Wang Lin başını kaldırdı ve Huan Wuqing vücudunu kaybettiğinde düşen çantaya baktı. Elini salladı ve çanta eline geldi.

İçinde bir hap ve bir parça yeşim vardı, başka bir şey yoktu.

Yeşim tuttu ve Wang Lin'in ilahi hissi içeri girdi…

"Hap, çocuğun kinine karşı bir panzehir. Bunu bir yıldırım yetişimcisi ile birleştir, kinin çoğu çözülecektir... O zaman, usta bana kalbinde bir iz bırakmamı söylemişti. O zamanlar bunu yapamadım... Ama şimdi yaptım.”

Hafif bir bahar rüzgarı, yeryüzündeki tozun bir kısmını kaldırarak esti. Liu Mei'nin vücuduna esti. Elmas şeklindeki bir parça yavaşça Liu Mei'nin alnından çıktı ve rüzgarla gitti.

Aynı zamanda Liu Mei'nin vücudundan daha fazla parça çıktı ve havaya uçtu. Sonunda tüm vücudu kelebek benzeri parçalara dönüştü. Hepsi rüzgara karıştı ve birlikte uçup gittiler…

Sanki Liu Mei'nin silüeti gökyüzünde ortaya çıkmıştı. Yeryüzüne baktı, saçlarıyla oynadı ve gülümsedi. Ufukta kaybolana kadar uzaklaştı…

Wang Lin gökyüzüne bakarken başını kaldırdı ve sessiz durdu.

"Yaşam ve ölümün üstünde karma vardır. Geçmişin karmatik nedeni bugünün karmatik sonucu olur... Toprak toprağa, toz toza döner. Bütün bunlar anılarının sadece bir parçası. Birinin uyanmadığı bir rüya... " Wang Lin arkasını dönüp giderken bir iç çekti.

”Gerçekten öldü mü... " Wang Lin ayrılırken, bu soruyu düşünmeye devam etmedi. Liu Mei'nin gerçekten ölüp ölmediği artık önemli değildi. Toz çöktü ve toprak toprağa karıştı.

Wang Lin'in sırtı, ufukta tamamen ortadan kayboluncaya kadar Huan ailesinin görüşünden yavaşça çıktı. Geriye kalanlar, Huan ailesinin soyundan gelen nesillerin kalıcı anılarıydı.

Wang Lin, Huan ailesini yok etmedi. Çok yorgundu, çok…

Yorgun olan vücudu değildi kalbiydi.

Sekiz yüz yıllık yetişimi boyunca çok fazla şey yaşamıştı…

Ran Yun Gezegeni'nin Düşmüş Ay Köyünde, fazladan bir aile vardı. Bu aile çok garipti, sadece iki kişiden oluşuyordu. Biri antik bir auraya sahip bir genç, diğeri ise bir bebekti.

Aynı zamanda, Yüce Gök Yıldız Sistemi'nde Açgözlü kasvetli bir ifadeyle dolaşıyordu. Vücudunda çok fazla kısıtlama vardı, onları her düşündüğünde kafa derisini uyuşturacak ve kalbini soğutacak kadar çoktu.

"Lanet olası Wang Lin, eğer onu yakında bulamazsam vücudumdaki kısıtlamalardan biri harekete geçecek ve mezarım olmadan öleceğim!”

 (E.N: Evet, yorumları alalım. Sizce Liu Mei gerçekten öldü mü? Yoksa olayın arkasında başka işler mi var?)