Çevirmen: Yashiedlurci

Editör: Lord Viole Grace

Kin ruhu, Wang Lin'in sözlerini açıkça duyabiliyordu ama gözleri soğukluk ve kederle doluydu. Wang Lin'in parmağını ısırmaya devam etti sanki Wang Lin'in, yüz yıllık kinini bir kerede hissetmesini istiyormuş gibi.

Wang Lin çocuğa uzun süre baktı ve bir nefes aldı. Vücuduna giren kin onu etkileyemezdi. İçindeki yıldırım sadece vücudunu süpürse hepsini temizlemek için yeterdi.

Bir süre düşündükten sonra, Wang Lin'in sol eli bir mühür oluşturdu ve siyah sis etrafında sayısız kısıtlama ortaya çıktı. Semavi Muhafız geri çekilirken kısıtlamalar aniden küçüldü.

Sis, kısıtlamalar ile tamamen kapatılana kadar da küçüldü.

Sonunda, Wang Lin yavaşça içindeki çocukla beraber kısıtlama topunu aldı ve Göğe Başkaldıran Boncuk'un içinde saklamak için alnına bastırdı. Has ruhunun bir kısmını, çocuğun kinini ortadan kaldırmaya devam etmesine yardımcı olmak için Göğe Başkaldıran Boncuk'un içine koydu.

Wang Lin fısıldadı "Baban elindeki meseleyle ilgilendikten sonra kapalı kapı yetişimine gidecek ve kızgınlığını ortadan kaldıracak. Ping Er, sen merak etme.” Sonra sağ eli uzandı ve anında dördüncü ruhu yakaladı. Bir Milyar Ruhlu Ruh Bayrağı'nı çıkardı ve ruhu içine attı.

"Usta Du Tian, öğrenci dördüncü ruhun gücünü geri aldı. Bir Milyar Ruhlu Ruh Bayrağı'nın gerçek gücü bir kez daha ortaya çıkacak!” Wang Lin döndü ve bakışları uzaktaki şehre düştü.

Wang Lin sakince "Dışarı Çık.” dedi.

Sun Xi dikkatle şehirden uçtu. Savaşa tanık olmuştu. Liu Mei'nin aşağılık yöntemleri ve Huan ailesi atasının gelişi olsun, hepsi kalbinin tam bir kaosa girmesine neden olmuştu.

Wang Lin ile yüz yüze geldiğinde, yetişimindeki düşüşten dolayı, kalbi huşu ve çarpıntı ile doldu.

"Sen... Kıdemli…”

Wang Lin, Sun Xi'ye baktı. Ayaklarının altındaki kılıç ışığı kararsızdı; şu anda dehşete düştüğü belliydi.

Wang Lin, iç çekti. "Kardeş Sun, böyle olmaya gerek yok…”

Sun Xi sessizce düşündü. Derin bir nefes aldı ve Wang Lin'e doğru ellerini kavuşturdu, acı bir şekilde "Xu... Kardeş Xu, üçümüz klonlarımızı daha önce senden gizledik, böylece seni bu karmaşaya sürükleyebildik ve günah keçimiz oldun... Ben…” dedi.

Wang Lin fısıldadı, "Unut gitsin, bu konu hakkında konuşmayalım. Ran ailesinin atası ve Kaygısız Sanren şu an güvende mi?”

Sun Xi hızlı bir şekilde, "Ran ailesinin atası yüzlerce yıl önce bir klon yaptı. Ran Yun Gezegeni'nden çoktan ayrıldı. Nerede olduğunu bilmiyorum ama bence bir sorunu olmamalı. Zhao Chuanwen'e gelince, bir klonu arıtamasa da has ruhunu bölen gizemli bir büyüsü var. Tahminimce uzun zaman önce Ran Yun Gezegeni'nden ayrıldı.” dedi.

Wang Lin biraz düşündü ve yavaşça: "Üçünüzden semavi yeşimleri aldığımdan dolayı elimden geleni yapacağım. İkisinin nerede olduğunu bilmediğim için ailelerini bir asır boyunca güvende tutacağım ve yaşamalarını sağlayacağım. Bu şekilde en azından görevimi yapmış olurum.” dedi.

Sun Xi şükran dolu bir şekilde baktı ve "Kardeş Xu, ben onların adına teşekkür ederim.” dedi. Sonra biraz tereddüt etti ve "Ancak Huan ailesi…” dedi.

Wang Lin başını kaldırdı ve gökyüzüne baktı. Sanki bakışları yıldızlara nüfuz ediyor ve Bin İllüzyon Gezegeni'ni görebiliyordu. Kesin bir şekilde "Huan ailesi artık var olmayacak!” dedi.

Kibirli değildi veya kendini aşmıyordu; kafasında çılgın bir fikir vardı. Liu Mei'yi öldürmesini engellemeye cesaret eden herkes ölmeliydi.

Sun Xi'nin vücudu titredi; Wang Lin'in vücudunda bir öldürme niyeti hissediyordu. Bu öldürme niyeti çok güçlüydü ve bir kez patladığında, gök ve yer kanla dolu olacaktı.

Sun Xi'nin yetişim seviyesi çok düşmüştü. Kalbi titriyordu, Wang Lin'e bakmaya cesaret edemediği için başını hemen indirdi.

Wang Lin, Sun Xi'ye bakmak için başını indirdi ve yavaşça "Ruh Oluşturma aşamasının altında yetişim yapmak herhangi bir anlayış gerektirmez; yetişim seviyeni yükseltmek için ruhsal enerji yeterlidir. Asıl Beden'inden gelen sayısız yıllık yetişim tecrübesine sahipsin bu yüzden kendi anlayışın var. Oluşan Ruh'un son aşamasının zirvesine ulaşmana yardımcı olabilirim. Ruh Oluşturma ve ötesine gelince, gerisi sana kalmış olacak. Bu şekilde hala Yükseliş aşamasına ulaşma şansın var ve hatta bunun ötesine geçmek mümkün olabilir.” dedi.

Sun Xi sessizce düşündü ve çarpık bir şekilde gülümsedi. "Yükseliş aşamasına, sırf şans eseri zar zor ulaşmayı başardım. O yaşam ve ölüm imtahanını tekrar yaşayacak cesaretim yok.…”

Yükseliş aşamasına ulaşırkenki yaşam ve ölüm imtahanını düşünen Wang Lin, bir nefes aldı ve “Yükseliş aşamasına ulaşmana yardımcı olamam. En fazla, anlayışın hala olduğu için Ruh Dönüşümü aşamasına ulaşmana yardımcı olabilirim. Bununla birlikte bu, derece sekiz bir yetişim hapı gerektirecektir ve yetişimin herhangi bir artış olasılığı olmadan sonsuza dek duracaktır.” dedi.

O zamanlar Suzaku Gezegeni'nde, Kırmızı Kelebek Suzaku ülkesinin dikkatini çekti, bu yüzden Xue Yue derece beş yetişim ülkesine terfi etti. Tarikat ustası, benzer bir yöntemle doğrudan Ruh Oluşturma aşamasından Ruh Dönüşümü aşamasına yükseldi ancak hayatında bir daha asla ilerlemeyecekti.

Şu anda, Wang Lin'in derece sekiz bir hapı vardı. Onun kontrolü altında, Sun Xi'nin hapın etkisine dayanabilmesi için bunu yapabilirdi.

Sun Xi dişlerini sıktı ve kararlılıkla, "Kardeş Xu, ikinci seçeneği seçiyorum!” dedi.

Wang Lin daha fazla bir şey söylemedi. Elini kaldırdı ve gökyüzünü işaret etti. Gökyüzü aniden karardı ve Yeraltı Nehri ortaya çıkıp dünyayı sardı.

Sun Xi'nin yetişim seviyesini arttırmak için çok fazla manevi enerji gerekiyordu. Wang Lin bunu tek başına yapamazdı. Kendi daosunu, gökteki ve yeryüzündeki manevi enerjiyi kontrol etmenin bir yolu olarak kullanmak zorundaydı.

Yeraltı Nehri genişledi ve Wang Lin'in dao niyetine girdikten sonra tüm gezegen titremeye başladı. Yeryüzünün altındaki kırık ruh damarları toplanmaya başladı.

Wang Lin sessizce, “Yeraltı Nehri'nin üçüncü yeteneği, Yeraltı Dünyası'nın Kudreti!” dedi. Yeraltı Nehri'nden bir gürleme ve güçlü bir emme gücü ortaya çıktı.

Kırık ruh damarından manevi enerji çıkarılırken tüm gezegen sallandı. Ejderhalar gibi yeryüzünün altından uçtu ve Yeraltı Nehri tarafından emildi.

Sun Xi'yi tutarken Wang Lin'in gözleri parladı. Sun Xi'yi Yeraltı Nehri'ne attı ve bağırdı “Gözlerini kapat ve yetişim yap!”

Yeraltı Nehri'nin içinde, Sun Xi, zihninin titremesine neden olan kederli çığlıklar duydu. Hızla gözlerini kapattı ve kendini yetişim yapmaya odakladı. Zengin manevi enerji vücuduna hızla giriyordu.

Kısa bir süre sonra Wang Lin çantasına vurdu ve bir derece sekiz hap çıkardı. Hapın etrafındaki balmumunu ezdi ve anında ondan zengin bir ilaç kokusu gelmeye başladı. Hapı Yeraltı Nehri'ne attı. Yarı yolda hap yeşil bir gaza dönüştü ve Yeraltı Nehri ile birleşti.

Üç gün sonra, Wang Lin'in Yeraltı Nehri içinden bir kahkaha geldi. Sun Xi gözlerini açtı ve bir ışık parlaması ortaya çıktı. Yeraltı Nehri'nden çıkarken vücudu titriyordu.

Kendi ellerine baktı ve ilahi hissiyle vücudunu taradı. Yüzü anında heyecanla doldu. Derin bir nefes aldı ve tüm vücudu neşeyle doldu.

Wang Lin'e derinden eğildi ve "Kardeş Xu'nun yardımına sonsuza dek minnettar olacağım!” dedi.

Bu günlerde, Wang Lin Yeraltı Nehri'ni kullanmaya devam etmişti. Şimdi Sun Xi çıkınca Yeraltı Nehri de ortadan kayboldu. Sakince "Yetişimin Ruh Dönüşümü’nün orta aşamasına kadar geldi ama bu sınır. Bana teşekkür etmene gerek yok; sadece görevimi yapıyordum.” dedi.

Konuşmayı bitirdikten sonra Wang Lin başını kaldırdı. Gökyüzüne baktı ve usulca “Buradaki meseleleri sana bırakacağım. Üç ailenin torunlarına çekidüzen ver ve dönmemi bekle.” dedi. Wang Lin bir adım attı ve gökyüzüne doğru ilerledi.

Atmosfer Wang Lin'i durduramadı. Bir meteor gibiydi, gezegen mühürleme oluşumunun içinden geçti. Yıldız Pusulası, onu Bin İllüzyon Gezegeni'ne yönlendiren bir gümüş ışık huzmesine dönüştü.

Bin İllüzyon Gezegeni açıkça Sun Xi'nin daha önce ona verdiği yeşimde işaretlendiği gibiydi.

Yıldızların içindeki, güçlü bir öldürme niyeti taşıyan gümüş ışık çizgisi Bin İllüzyon Gezegeni'ne kilitlendi.

Wang Lin, gümüş ışığın içinde lotus pozisyonunda oturuyordu. Sun Xi'nin yetişim yaptığı üç gün boyunca, Wang Lin bu çılgın planı hayata geçiriyordu. İleriye bakarken gözleri çok soğuktu.

'Huan ailesi yıllardır Bin İllüzyon Gezegeni'nde. Gücü son derece karmaşık ve derine kök salmış. Ancak ailede çok fazla ikinci adımda insan olduğuna inanmıyorum. Ne yazık ki şu anda sadece bir kişi var. Ne de olsa ikinci adımdaki yetişimci sayısı çok az.'

'Bu Huan ailesinin atası Liu Mei'yi korumayı kafasına koyduysa, kesinlikle yardım alacaktır. Sonuçta, Huan ailesi, Bin İllüzyon Gezegeni'ndeki güçlerden sadece biri.'

Bin İllüzyon Gezegeni'nde, Huan ailesinin atası, tüm asıl aile üyelerine gezegenin güney kesiminde toplanmaları için bir emir gönderdi ve ayrılmalarına izin vermedi. Buna ek olarak, gezegenin güney kısmını koruyucu bir ışık perdesiyle kaplayan Huan ailesinin koruma oluşumunu açmıştı.

Ancak çok fazla Huan aile üyesi vardı, bu yüzden hepsi kısa bir süre içinde geri çağırılamamıştı. Huan ailesinin atası endişeliydi, bu yüzden onları ailenin merkezine geri getirmek için aileden çok sayıda kıdemli yetişimci gönderdi.

Bin İllüzyon Gezegeni'nde toplam üç büyük yetişim ailesi vardı. Bunlar Qian, Huan ve Xu'ydu.

Üç aile arasında, Qian ailesi en büyüğü, Huan ailesi ikinci ve Xu ailesi sonuncuydu.

Qian ailesinin ikinci adımda, toplam üç yetişimcisi vardı. Bu muazzam güçle, Kuzey ve Doğu bölgelerini elinde tutan Bin İllüzyon Gezegeni'nin efendileriydi.

Huan ailesine gelince, ikinci adımda toplam iki yetişimci vardı. Bunlardan biri binlerce yıl önce Yıldırım Semavi Alemi'nin açılışı sırasında ölmüştü. Diğeri şu anki atasıydı.

Güç bakımından Huan ailesi artık Bin İllüzyon Gezegeni'nde ikinci sırada yer alacak kadar güçlü değildi. Ancak ailelerinin soyu Yıldırım Semavi Alemi'nden bir Semavi'ye kadar uzanıyordu.

Söylentiye göre sayısız yıl önce, Yıldırım Semavi Alemi çökmeden önce bu Semavi, ailenin merkezine bir miras semavi hazinesi ve bir aile koruma yeşimi bırakmıştı.

Bu yeşim, Semavi'den bir büyü içeriyordu.

Sonuç olarak, bu, Huan ailesinin atalarından biri binlerce yıl önce gitmiş olmasına rağmen konumlarını korumasına izin vermişti.

Xu ailesine gelince, kendi gizemli doğası diğer iki aileye korku salıyordu. Her türlü ipucu, Xu ailesinin Dong Lin Gezegeni'ndeki ünlü Xu ailesi ile ilişkisi olduğunu işaret ediyordu.

Dong Lin Gezegeni'nin prestiji çok büyüktü, bu yüzden Xu ailesi Bin İllüzyon Gezegeni'nde haklı bir üçüncü güç olmuştu. Neyse ki, bu Xu ailesi gerçekten düşük bir profildi ve normalde gezegenle ilgili konulara hiç katılmazdı. Bu, üç kuvvetin uyum içinde var olmasına olanak sağlıyordu ve nadiren birbirleriyle çatışıyorlardı.

Bugün, Qian ailesinin ikinci adımına ulaşan üç atasından biri, Yin ve Yang aşamasındaki yaşlı bir adam, Qian ailesinin karargahından ayrıldı ve doğrudan yıldızlara ilerledi.

Hedefi Wang Lin'di!