Çevirmen: Yashiedlurci

Editör: Lord Viole Grace

Zhou Yi ve Wang Lin'in derin bir ilişkisi yoktu ancak Semavi Alem'deki kısa tanışıklıkları Wang Lin'in ruhunun derinliklerine kazınmıştı.

Bir kadına delicesine aşık olan bir adamdı, onu bırakmaktansa kendi has ruhunu yakmayı tercih etmişti. Onun aşkı kimsenin kalbine dokunmadı. Ama has ruhunu yaktığında gözlerindeki kararlılık, onu gören herkesin kalbine dokunurdu.

Yükseliş Kristali kadar değerli bir şeyi, sadece Wang Lin'in kadın cesedini koruması için hediye etmişti…

Bu çok basit bir görevdi ama ölmeden önce onun için önemli olan tek şey buydu.

Sonra Zhou Yi, Yağmur Semavi Kılıcı için bir kılıç ruhu haline geldi, ama tutkusundan oluşan kalıntı ruhu kayboldu ve artık var olmayacaktı... O anda Zhou Yi, tüm dünya önünde paramparça olmuş gibi bir ses duydu.

Kalbi öldü ve kılıç enerjisi canlılığını yitirdi. Bedenini bir ruh olarak kullanarak, Ling Tianhou'yu hiçliğe kovaladı ve Ling Tianhou'yu öldürmeye yemin etti! O an ölümü arar haldeydi çünkü hayata olan tek bağlılığını yitirmişti…

Wang Lin, yaşamı boyunca yetişim dünyasının zulmüne tanık olmuştu. Hemen hemen herkesin kalbinde gizli bir amacı vardı. Sadece birkaç kişi onu kalbinde hatırlanmaya layıktı... Situ Nan, Dun Tian, Chi Hu, Zhou Yi…

O zamanlar sadece Ruh Oluşturma aşamasındaydı. Zhou Yi'nin önünde, o sadece sıradan bir gençti, ama bugün Wang Lin Yükseliş aşamasındaydı!

Derin bir nefes aldı ve boşluğa adım attı!

Bazı şeylerin tehlikeli olduğunu bilmesine rağmen, bilinçli bir adam olarak yapması gereken bazı şeyler vardı!

O zamanlar On Üç'ü kurtardığında, Şeytan Generali ile kendi başına savaşmıştı. Bugün, Zhou Yi'yi kurtarmak için Kılıç Azizi Ling Tianhou'nun ilahi hissi tarafından tutulsa bile durmazdı!

Boşluğa adım attığı anda, Kılıç Azizi Ling Tianhou tarafından bırakılan ilahi his, tiranlık doğasıyla ona saldırdı. İlahi his saldırısı, ona yaklaştığında cisimleşmiş gibi görünüyordu.

Bu tiranca ilahi his, gökleri delebilecek keskin bir kılıç gibiydi ve doğrudan Wang Lin'e saplandı.

Wang Lin'in en dıştaki savunması, ruh bayrağı, kılıcı engellemek için bir kalkan oluşturmak üzere toplanan 100 milyon ruh parçası olarak kükredi.

Ancak, Ling Tianhou'nun ilahi hissi çok güçlüydü! Kılıç, 100 milyon ruh parçasının oluşturduğu kalkanı deldi ve Wang Lin'e doğru ilerlemeye devam etti.

O anda, Wang Lin'in yüzünde bir kararlılık ifadesi vardı. Şu anda ilerlememesi gerektiğini açıkça biliyordu ama geri çekilirse, Zhou Yi'yi kurtarmak için bir daha asla şansı olmazdı.

Bir insanın hayatında, mutlaka yapması gereken şeyler vardır. Eğer yapmazsa, on binlerce yıl yaşasa bile, geriye bakar ve kaostan başka bir şey göremez!

Wang Lin'in kararlılığı kesinliğe dönüştü ve bir adım daha attı. O anda, Ling Tianhou'nun ilahi hissinden oluşan kılıç niyeti yaklaştı.

Tek kelime etmeden, Wang Lin sağ elini salladı ve altın semboller anında onun etrafında yoğunlaştı. Kılıç niyeti Wang Lin'in vücuduna indi. Beyaz bir yıldırım, Wang Lin'in vücudunu çevreleyen altın sembollerin üzerindeki böceklerin arasında hareket etti. Tereddüt etmeden bir adım daha ileri gitti!

Etrafındaki böceklerin yarısından fazlası kaskastı kesildi ve altın sembollerinden düştü. Wang Lin kollarını salladı ve onları çantasının içine topladı.

Bu adım, bir öncekinden birkaç kat daha yoğun bir ilahi hissi tetikledi. Bir dizi gök gürültüsü, uçurumdaki boşlukta yankılandı. Sayısız yankılar bir araya geldi ve tüm davetsiz misafirlerin ölmesini isteyen göklerin gazabı gibiydi!

Ruh bayrağındaki ruh parçaları onu hiç engelleyemedi. Bir kez daha kırıldı ve saldırı doğrudan iblis zırhına indi.

O anda, iblis zırhındaki iblis enerjisi çöktü ve Wang Lin, vücuduna çarpan muazzam bir güç hissetti. Eğer geri çekilmezse, hemen çöküp öleceğini hissetti!

Ancak bu his sadece bir duygudu; Wang Lin kendini kontrol etmesiyle, bu hissi bastırmayı başardı. Gözleri daha da kararlı hale geldi ve bir asırdır damgaladığı dağılmış iblis ilk kez onun tarafından serbest bırakıldı!

Wang Lin, bu dağılmış iblis üzerindeki baskıyı tamamen katılaştırmamıştı, bu yüzden onu ikinci has ruhuna rafine edememişti. Onu serbest bıraktıktan sonra, Wang Lin'in alnından tek boynuzu olan siyah bir iblis ruhu saldırıya geçti. Güldü ve kahkahaları iblis enerjisi doluydu. Ling Tianhou'nun kılıç enerjisini yutmaya çalışırken gözleri şaşkınlık doluydu.

İblis ruhu ortaya çıktığı anda, Wang Lin'in daha önce hiç görmediği iblis enerjisi, iblis zırhından sonsuz bir şekilde aktı. Enerji iblise girdi ve vücudunu yavaşça maddesel hale getirdi.

Ling Tianhou'nun ilahi hissini yuttu ve sonra vücudunda şiddetli bir aura patladı. Tiranlık alanı vücudunun içinde köpürmeye başladı. İblis bir kükreme çıkardı ve mücadele eden yüz ifadesinde bir berraklık vardı.

O anda, Wang Lin'in has ruhu, iblis ruhunun istikrarsızlığını fark ettiğinde titredi. Tereddüt etmeden, baskıyı harekete geçirmek için iblis ruhuna bir ilahi his şeridi gönderdi. Baskı stabil olmasa da, son yüz yıldır kazınmıştı.

Şu an aktive edilmişti, iblis ruhu anında Wang Lin'in vücuduna geri çekildi. Wang Lin'in vücudunun etrafındaki iblis zırhı bile siyah gaza dönüştüğü ve artık katı kalamadığı için etkilenmiş gibi görünüyordu. Wang Lin hızlı bir şekilde onu çantasına geri koydu. Sonra hemen bir adım daha attı ve bu sefer 30 metre ileriye doğru hareket etti!

Bununla birlikte, ikincisinden daha yoğun olan üçüncü bir ilahi his, boşluğun derinliklerinden dışarı fırladı. Gök gürültüsü gibi gürledi ve hatta Ling Tianhou'nun sesini içeriyordu.

Ses, sanki birisi büyü sözleri söylüyormuş gibi boğuktu.

Ruh bayrağı ona direnecek kadar güçlü değildi ve iblis zırhı da gitmişti. Geriye kalan tek şey yüz bin yaşam mührü idi. Üçüncü ilahi hissin etkisi geldiği anda, yüz bin yaşam mührü hızla bir milyona yükseldi. Ani genişlemeyi ödünç alarak, Ling Tianhou'nun ilahi hissini engelleyebilmişti. Ancak, bir anda, bir milyon yaşam mührü hızla söndü.

Wang Lin'in yüzündeki damarlar, kükreyip çantasına vururken şişti. Tanrı Katleden Savaş Arabası uçtu ve Tufan Canavarı'na dönüştü!

Canavar kükredi ve Wang Lin'in önüne geçip ilahi his ile çarpıştı. Tufan Canavarını kuşatan gök gürültüsü cızırdamaya başladı.

Tufan Canavarı'nın vücudu büyük miktarda gök gürültüsü saldı ve Ling Tianhou'nun ilahi hissi tarafından geri itilmeye devam etti.

Bu dinlenme anını kullanarak, Wang Lin'in yaşam mühürleri hızla bir milyona geri döndü. Gözleri soğudu. Bazen pasif savunma en iyi yöntem değildi. İçeri dalmak istiyorsa saldırmak zorundaydı.

Wang Lin bir adım öne geçti ve Ölüm Parmağı elinde aktif hale geldi. Vücudunun içindeki semavi ruhsal enerji yükseldi ve o anda Tufan Canavarı tarafından engellenen Ling Tinahou'nun ilahi hissine doğru birden fazla Ölüm Parmağı'nı attı.

Ölüm Parmakları tarafından yaratılan siyah ışıklar, Ling Tianhou'nun ilahi hissine inerken geride dalgalanmalar bırakan oklar gibi fırladı.

Wang Lin bir adım daha attı ve tekrar öne işaret etti. Şeytani Parmak ortaya çıktı ve vücudundaki semavi ruhsal enerji yükseldi. Dört damla semavi sıvı sayesinde, herhangi bir semavi yeşim kullanmamasına rağmen, semavi ruhsal enerjisi, tıpkı katliam enerjisi gibi sonsuz gibiydi.

O anda, vücudundaki semavi ruhsal enerji, iblis enerjisine dönüştü ve dağılmış iblis sayesinde bu iblis enerjisi son derece saftı. Bu enerji Wang Lin'in parmağından çıktı.

Bir atış değildi tam on atıştı!

Kısa bir süre sonra, Wang Lin sağ elini kaldırdı ve Yeraltı Nehri ortaya çıktı. Tüm büyüleri ortaya çıktıkça birkaç adım daha attı ve Ling Tianhou'nun ilahi hissini saldırı yağmuruna tuttu.

Wang Lin, hala gücün yeterli olmadığını hissetti ve gözleri soğuklaştı. Bir milyon yaşam mührünün hepsi bir milyon katliam enerjine dönüştü, tek dönüşmeyen has ruhunun içinde saklı olan yaşam mührüydü. Tek bir katliam enerjisine kaynaştılar ve saldırdılar!

Ling Tianhou'nun kılıç enerjisine gelince, Wang Lin, onu Ling Tianhou'nun ilahi hissine karşı kullanacak kadar aptal değildi. Ortaya çıktığı anda taraf değiştireceğinden korkuyordu!

O anda, tüm Gelgit Uçurumu titriyor gibiydi. Uçurumun duvarının toprağı ve kayaçları, uçurumun duvarından düşmeye başladıklarında gizemli bir güç tarafından yakalanmış gibi görünüyorlardı.

Tüm büyüler aniden Ling Tianhou'nun ilahi hissiyle çarpıştı. Aynı zamanda, Tufan Canavarı, gök gürültüsü huzmesine dönüşürken dünyayı sarsan bir kükreme çıkardı. Wang Lin'in büyüleri ile birlikte Ling Tianhou'nun ilahi hissine doğrudan yüklendi.

Su Şeytan Ülkesi'ndeki Gelgit Uçurumu'nun girişinden çıkan bir dizi boğuk ses vardı. Zemin, güçlü ses dalgaları içinden geçiyormuş gibi sürekli sallandı.

O anda, Gelgit Uçurumu'nun daha derininde olan Murong Zhuo bile, üzerindeki korkunç dalgalanmaları hissetti. Yanındaki iki kadına gelince, onlar da hızlı bir şekilde bakıştılar, gözleri dehşetle doluydu.

"Gerçekten korkunç. Buna... Wang Lin sebep olmuş olabilir mi?” Xu Fei derin bir nefes aldı ve Wang Lin'in ilahi hissini yok etmesinden kaynaklanan bu öfke ifadesi ortadan kayboldu. Kararını verdi; böyle birisini kışkırtmaya cüret edemezdi.

Güçlü dalgalanma, Gelgit Uçurumu'nun duvarlarından dibe ulaşana kadar yayılmaya devam etti. Gelgit Uçurumu'nun dibi koridorlarla doluydu. Sesler bu alana girdiğinde anında sonsuz bir şekilde yankılanmaya başladılar.

Gelgit Uçurumu'nun altındaki koridorlar, merkezinde bilinmeyene giden bir kara delik olan bir alan oluşturdu.

Koridor duvarının yarısına kadar saplanmış olan büyük bir kılıç vardı. Ses dalgası kılıca ulaştığı an, biraz gücünü kaybetti.

Ses dalgası koridorda yankılanarak yayıldı. Bu sırada, Açgözlü ve Da Lou Kılıç Tarikatı öğrencilerinin tuzağa düştüğü Ateş Şeytan Ülkesi'ndeki çıkışta. Açgözlü aniden gözlerini açtı ve gözleri parladı.

'Ling Tianhou'nun aurası! Erken gelmiş olabilir mi... Hayır, bu aura Ling Tianhou'ya ait olsa da, sadece bir parçası... Onun yanı sıra, başka bir aura var... Bu diğer aura yabancı değil, ama böyle bir zamanda ortaya çıkması, belki de nişan yüzünden…'

Açgözlü, gözlerini kapatmadan önce Da Lou Kılıç Tarikatı öğrencilerini süzerken rahat görünüyordu.

Dalgalanmalar buraya geldiğinde zaten çok zayıftı. Açgözlü dışında kimse fark etmemişti.

Da Lou Kılıç Tarikatı'nda, daoist bir cübbe giyen ve yetişim yapan Ling Tianhou aniden gözlerini açtı…