Çevirmen: Yashiedlurci

Editör: Lord Viole Grace

Gök Şeytan Şehri dışındaki Ejderha Gölünde!

Yıl boyunca Ejderha Gölü'nü koruyan çok sayıda şeytan askeri vardı. Başkentin, zamanlarını burada yetişim yaparak geçiren birçok gizli uzmanı da vardı. Ne kadar büyük bir olay olursa olsun, Ejderha Gölü hedef olmadıkça, ortaya çıkmayacaklardı.

Buradaki güçlü şeytani ruhsal enerji sayesinde, on yıl önce Göksel Ceza bile burada herhangi bir hasara neden olmamıştı.

Ejderha Gölündeki su, şeytani ruhsal enerjiyle doluydu. Gölün dibinde başka bir dünya vardı. Şeytani ruhsal enerji katmanı yeraltı mağarasına giden yolu engelliyordu.

Yeraltı mağarasında bir heykel vardı. Bu heykel tamamen siyahtı ve Antik Şeytan gibi görünüyordu.

Heykelin gözlerinden gelen şeytani bir parıltı vardı.

Heykelin altında başka bir gölet vardı. Bu gölette çok fazla sıvı yoktu, ama sıvı çok yapışkan haldeydi. Şu anda Wang Lin bu göletin içinde lotus pozisyonunda oturuyordu. Hala zırh giyiyordu, ama gözleri kapalıydı.

Ling Tianhou'ya benzeyen iri bir adam Wang Lin'in önünde oturuyordu. Tamamen mor bir kristalle örtülüydü ve vücudundaki erozyon yavaş yavaş iyileşiyordu.

Şeytani ışık şeritleri heykelden çıktı ve Wang Lin'in vücuduna girdi. Şeytani ışık vücuduna her girdiğinde Wang Lin titriyordu.

Has Ruhunun içindeki iblis, Antik Şeytan yardımıyla bastırılmış haldeydi. İblis şu anda komadaydı, ama Wang Lin'in amacı sadece bastırmak değil, onu yutmaktı!

Kendi yetişimini geliştirmek için bu dağılmış iblisi yutacaktı!

Ancak, bu dağılmış iblis çok büyüktü ve kolayca yutabileceği bir şey değildi. Wang Lin, iblisi yavaşça yuttuğu için birkaç aydır bu havuzda oturuyordu, ama yine de tamamen yutmayı başaramamıştı.

Her ne kadar durum böyle olsa da, Wang Lin sayısız kısıtlama yaratmaya devam etti ve onları iblise yerleştirdi. Bu birkaç ayda, iblise sayısız kısıtlama yerleştirmişti.

Ayrıca, Antik Şeytanın yardımıyla, Wang Lin dağılmış iblisin ruhunda bir iz bırakabilmişti. Ancak dağılmış iblis çok güçlüydü, bu yüzden iz çok zayıftı. Zaman geçtikçe, Wang Lin onu tamamen kontrol edene kadar iblisin üzerindeki izi kazımaya devam etti!

Bugün Wang Lin gözlerini açtı. Gözlerinde şeytani bir ışık parıltısı vardı.

'Şu anki yetişim seviyemle bu iblisi yutamıyorum. Sadece iblisin ruhundaki izi kazımaya devam edebilirim ve sonunda bir gün onu kontrol edebileceğim. O zaman geldiğinde, bu iblisi yutmak yerine, diğer seçenek olarak onu ikinci has ruhuma dönüştüreceğim!'

İkinci has ruh, yetişimcilerin yükseliş aşamasına ulaştıklarında kullanabildikleri eşsiz bir büyüydü. Ancak, bu herkesin başarılı bir şekilde kullanabileceği bir büyü değildir. Ana sebep, ikinci has ruh için kullanılan embriyodur!

İkinci has ruhun yaratılmasının başarı oranını embriyonun gücü belirler. Bir yetişimci ikinci has ruh ruhu yaratmayı başaramadığında, güçlü bir geri tepme ile vurulur!

Ayrıca, ikinci has ruh, yetişimcinin ağır kayıplara maruz kalmasına neden olur, bu nedenle çoğu Yükseliş yetişimcisi, ikinci has ruhu yaratmamayı tercih eder. Wang Lin'in şimdiye kadar tanıştığı hiçbir Yükseliş yetişimcisinin ikinci has ruhu yoktu ve Yükseliş yetişimcisinden yüksek kişilerin arasında ise çok azında vardı.

Wang Lin, 'Bu, bir Antik İblisin dağılmış iblislerinden biri. İkinci has ruhu yaratmak için daha uygun olan neredeyse başka bir embriyo yok. Bununla ikinci has ruhu yaratabileceğimden %100 eminim!'  diye düşündü.

'Şu anda has ruhum ve bedenim tamamen birleşti, Yükseliş yetişimimi pekiştirdi. Artık herhangi bir tehlike kalmadığına göre, hemen yapmam gereken başka şeyler var! Ling Tianhou'nun yaptığı kılıç enerjisinin kalan parçalarını elde etmeliyim. Onların çöp öğrencilerinin elinde olması israf olur!' Wang Lin'in gözleri aydınlandı ve göletin içinde ayağa kalktı.

Vücudundaki zırh onu bir şeytan generali gibi gösteriyordu; uzun, dalgalanan siyah saçları ise ona şeytani bir his veriyordu.

Zırha dokunduktan sonra, Wang Lin'in gözlerinde bir heyecan izi belirdi. Bu zırh seti çok güçlüydü! Zırhtan çıkan yoğun bir iblis enerji katmanı vardı. Ancak, Wang Lin'in onu yutamaması üzücüydü.

'Durum böyle olsa da, Şeytani Parmağı bu zırhla kullanırsam, korkarım ki yeraltı nehrimden bile daha güçlü olacak! Yetişim seviyem, bu zırhın beni ustası olarak kabul etmesini sağlayacak kadar yüksek değil, bu yüzden sadece bazı yeteneklerini kullanabilirim. Ancak, dağılmış iblisi ikinci has ruhuma dönüştürdüğümde, bu zırhın tüm gücünü kullanabileceğim!' Wang Lin, çantasından bir bilezik çıkarmadan önce zırhına dokundu.

Bu bilezik ortaya çıktığı anda, Wang Lin'in koluna sarılıp şekillenen siyah bir ışık huzmesine dönüştü.

”Ayrılıyor musun... " Antik Şeytan sesi heykelden geldi.

Wang Lin arkasını döndü. Ellerini kavuşturdu ve dedi ki, “Kıdemli Antik Şeytan bana üç kez yardım etmiş oldu. Bunu tüm kalbimle hatırlayacağım! Bu sefer anlaşmayı önceden yerine getireceğim! Ancak, bundan önce, ilgilenmem gereken birkaç sorun var ve Kıdemli Antik Şeytanın yardımına ihtiyacım var.”

Antik Şeytan biraz düşündü ve yavaşça sordu “Ne sorunu?”

Wang Lin biraz düşündükten sonra çantasına vurdu. Daha önceden Zhou Yi'nin ona verdiği pagoda'yı çıkardı.

"Bir kılıç ruhu bulmak istiyorum. Bu kulenin kendi ilahi hissi var. Onu bulmak için Kıdemli Antik Şeytan'dan yardım istiyorum.”

Antik Şeytan ilahi hissini yaydı ve şöyle dedi: "Gök Şeytan Ülkemde bu kılıç ruhunun varlığı yok. Diğer yerleri sorarsan, hiçbir fikrim yok. Şeytan Ruh Diyarı benim aramam için çok büyük. Antik Şeytanlardan birini almama yardım edersen, onu emdikten sonra geniş bir arama büyüsü yapabilirim. Bunu şu anki gücümle yapmak benim için imkansız. Eğer bir Antik İblis kulen varsa, ilahi hissini de yayabilirsin.”

Wang Lin pagodayı geri çekti ve başını salladı. Sonra mor kristalle çevrili adamı işaret etti ve "Bu adamı istiyorum!” dedi

Antik Şeytan bu sefer çok daha uzun bir süre düşündü ve sonra şöyle dedi “Onu sana vereceğim, ama 100 yıl içinde benim için bir Antik Şeytan'ı geri almalısın!”

Wang Lin'in gözleri parladı ve başını salladı. "Antik Şeytan'ın mirasına girmek ve bu gizemli Krallığı anlamak istiyorum! Büyülerimi arıtmak için!”

“Bu mesele zor değil, ama sana birçok kez yardım ettim ve sana verdiğim sözü yerine getirdim. Öte yandan, sen, henüz bir şey yapmadın bu yüzden ancak bir Antik Şeytan geri getirdikten sonra bunu konuşabiliriz!”

Wang Lin hafifçe gülümsedi. "Tamam, ama bunu sadece bir kişi olarak yapmak benim için zor olacak.”

"Bugünden itibaren sen benim elçimsin. Kimliğin artık Şeytan İmparatoru'nun üstünde. Sana yardım etme amacıyla, Gök Şeytan Ülkem, Ateş Şeytan Ülkesiyle resmi olarak savaş başlatacak. Ateş Şeytan Ülkesi'nin başkentindeki şeytani pınara ulaştıktan sonra, sana verdiğim ilahiyi unutma!”

Wang Lin ellerini kavuşturdu ve mor kristallerle çevrili büyük adama doğru uzandı. Daha sonra bir adım attı ve doğrudan Ejderha Gölü'nden ayrıldı. Bir anda iz bırakmadan ortadan kaybolmuştu.

Antik Şeytan'a, Zhou Yi'ye bakmasını ve mirasa girmesine izin vermesini istemesinin nedeni, Antik Şeytan'nın zaten onun için çok şey yapmış olmasıydı. Eğer yerine getirmek istediği daha fazla arzusu yokmuş gibi davransaydı, Antik Şeytan samimiyetinden şüphelenebilirdi.

Bu iki istek gerçekten de Antik Şeytan'dan yardım almak istediği şeylerdi, sadece Antik Şeytan'ı oyalamak için kullandığı şeyler değildi. Bu şekilde, Antik Şeytan daha fazla sabırlı olacaktı!

Wang Lin, Gök Şeytan Şehri'nden 5000 kilometre uzaklıkta, boşluktan ortaya çıktı. Çantasına koymadan önce elindeki kristale baktı.

'Bu kişinin Kılıç Azizi Ling Tianhou ile bir ilişkisi olmalı. Gelecekte bir kullanımı olabilir!' Wang Lin düşünceli bir ifade takındı. Daha sonra bir kez daha dışarı çıktı ve büyük ışınlanma büyüsünü kullandı.

Wang Lin ışınlanmaya devam etti. Hedefi Zi Shu'nun öldüğü yerdi. O kadar kolay vazgeçmek istemiyordu, bu yüzden kontrol etmeliydi. Sonuçta, Ling Tianhou'nun kılıç enerjisi çok değerliydi!

Büyük ışınlanma büyüsü güçlü bir büyüydü. Birçok kez kullandıktan sonra, Wang Lin Ateş Şeytan Ülkesi'ne girdi.

Zi Shu bir ormanda ölmüştü ve buradaki bitkilerin çoğu kurumuştu. Her yerde enkaz ve çürüyen cesetler vardı. Sonuçta birkaç ay geçmişti.

Ancak, Zi Shu'nun cesedi hala buradaydı!

Cesedinden zayıf, altın bir parıltı geliyordu ve etrafında sayısız hayvan ve kuş vardı. İlk başta cesetlerle ziyafet çekmek için buraya gelmişlerdi, ama Zi Shu'nun cesedine yaklaştıklarında anında ölmüşlerdi.

O anda, uzaktan mavi bir ışık huzmesi geldi. Mavi bir cübbe giyen orta yaşlı bir adamdı. İlahi hissini yaydıktan sonra, yerdeki Zi Shu'nun cesedini buldu. Sonra anında Zi Shu'nun cesedinden 30 metre uzağına indi.

'İşte burası! Beklediğim gibi, bu kişinin vücudunda bir hazine olmalı, yoksa bu derece bir kılıç enerjisinin serbest kalmasının başka bir yolu yok!' Orta yaşlı adamın gözleri, Zi Shu'nun cesedine bakarken sevinçle doluydu.

Zi Shu çok ücra bir yerde ölmüştü. Biri dikkatlice bakmadığı sürece, bu cesedi bulmak çok zor olurdu. Bu orta yaşlı adamın yetişim yöntemi, kuşları ve hayvanları ele geçirmesini sağlıyordu. Her ne kadar ilahi hissi güçlü olmasa da, kendini yetiştirirken, ele geçirdiği kuş bu cesedi bulmuştu.

Şaşırdı ve hemen bir şeylerin yanlış olduğunu fark etti, bu yüzden hızlı bir şekilde cesedi aramaya geldi.

Zi Shu'nun vücuduna baktı ve derin bir nefes aldı. Sonra çantasına vurdu ve çok sayıda siyah böcek ortaya çıktı. Anında cesede doğru uçtular.

Ancak, bu siyah böcekler cesede 30 metre yaklaştığında, ceset anında altın ışık patlamaları yaydı.  Altın ışığın çakmasından sonra, tüm siyah böcekler yok edilmişti.

Orta yaşlı adam şaşırmadı ve aslında mutluydu. Zi Shu'nun bedenine baktı ve mırıldandı “Burada bir hazine olmalı!” Derin bir nefes alıp büyü yapmaya devam etmek üzereyken, arkasından soğuk bir homurtu geldi.

Adam şok oldu. Aniden silkindi ve sağ elini salladı. Kollarından çok sayıda siyah bulutlar uçtu. Bu bulutlar aslında sayısız pirinç büyüklüğündeki böceklerdi. Sonra siyah bulut arkasındaki kişiye saldırdı.

Bu fırsatı kullanarak, adam birkaç adım atıp arkasına bir göz attı, ama anında soğuk bir nefes aldı.

Orada siyah zırh giyen bir adam vardı ve canavarımsı iblis enerji dalgalarıyla çevriliydi. Attığı böcekler, bu kişiye yaklaştıktan hemen sonra öldü.

Orta yaşlı adamın ifadesi değişti ve birkaç adım geri attı. Sonra ellerini kavuşturarak sordu “Bu arkadaş neden genç çırak kardeşimin cesedini almamı engelliyor?”

"Genç çırak kardeşin mi?” Zırhın içindeki adam Wang Lin'di. Işınlanarak geldikten sonra, Zi Shu'nun vücuduna sevinçle bakan bu kişiyi  görmüştü.

"Tabii ki o benim genç çırak kardeşim. Biz He Yun mezhebinin öğrencileriyiz. Bu kişinin adı Zhou Qu ve benim adım da Tong Yun. İkimiz birlikte Şeytan Ruh Diyarı'na geldik. Bir ay önce Genç Çırak Kardeş Zhou ve ben ayrıldık. Öldürüleceğini sanmıyordum! Eğer Genç Çırak Kardeş tarikattan altın bir parıltı çıkaran bir takip nesnesi taşımıyor olsaydı, bugün onu bulamazdım."Tong Yun'un hüzünlü bir yüz ifadesi vardı ve tavırları üzüntü taşıyordu.