Çevirmen: Yashiedlurci

Editör: Lord Viole Grace

Orak, yaşlı adamın giydiği zırhın iblis enerjisinden yapılmıştı. O bir iblis değildi, bu yüzden yaratmasına yardım ettiği iblis enerjisi saf değildi, yani ortaya çıkan orak mükemmel değildi. Ancak alnından çıkan illüzyon, gerçek bir iblis ruhunun parçasıydı. Bu iblis ruhuyla, normal metal orağın yapıldığı daha az iblis enerjisiyle bile iblis bıçağına dönüştürülebilirdi.

İblis ruhu, orakla birleştikten sonra iblis orağına dönüştü! Şimdi de İblisin Dao'sunu onunla taşımıştı!

Ling Tianhou'nun kılıç enerjisi ile iblis ruhu olan iblis orağı arasında hangisinin daha güçlü olduğunu kimse bilmiyordu.

Ling Tianhou'nun kılıç enerjisi Wang Lin'in parmağından uçarken bir kılıç enerjisi parlaması oldu. Bu kılıç enerjisi çok güçlüydü! Gökyüzünün rengini değiştirmesine neden oldu!

O sırada dünyadaki her şey durmuş gibiydi. Rüzgar, yağmur, gök gürültüsü ve yıldırım büyüsü ve gökyüzündeki yeraltı nehri bile loşlaştı!

Kılıç ışığı ortaya çıktığı anda, gökyüzü aniden kılıç enerjisiyle dolmuştu! Kılıcın enerjisi o kadar yoğundu ki yeraltı nehri Wang Lin'in vücuduna geri girdi. 130.000 katliam enerjisi şeridi çöktü ve yeraltı nehri ruhu 100 milyon ruh parçasına dönüştü.

Rüzgar, yağmur, gök gürültüsü ve yıldırım büyüsü de aynıydı. Kara gök gürültüsü birdenbire paramparça oldu ve taşıdığı siyah yıldırım ile yağmur damlaları çarpıştı. Rüzgar girdabı bile kılıç enerjisi ile delindi ve birden çöktü.

Kılıç enerjisi ortaya çıktığı anda diğer tüm büyüler yol açmak zorunda kalmıştı ve yanında dikkat çekememişlerdi. Bu, Ling Tianhou'nun kılıç enerjisindeki Dao'suydu!

Tiranlığın Dao'su!

Ling Tianhou tüm hayatı boyunca gururluydu ve tiranlığıyla dünyayı dolaşmıştı. Kılıç enerjisindeki tiranlık Göklerin Kudreti'ydi!

İblis orağındaki iblis illüzyonu ciddi bir ifade açığa çıkarıyordu. Orak titredi ve doğrudan Wang Lin'de atıldı.

Kılıç enerjisi orağa doğru savurulurken Tiranlığın Dao'sunu taşıyordu!

Kılıç enerjisi ve iblis orağı çarpıştığı anda Ling Tianhou'nun silueti kılıç enerjisinin arkasında belirmişti. Aynı şekilde iblis oraklarının arkasında tek boynuzlu bir iblisin illüzyonu belirdi.

Çarpıştıkları anda yer bir anda çöktü. Sonra dünyayı bölen büyük bir yarık açıldı ve hızla ilerlemeye başladı.

Gökyüzündeki bulutlar hemen ortadan kayboldu ve o anda tüm gökyüzü karardı.

İblis bıçağının arkasındaki iblis illüzyonunun yıkılmadan önce kızgın bir yüz ifadesi vardı. İblisin ardından iblis orağı da çökmüştü!

Ling Tianhou'nun kılıç enerjisi artık loştu ve geride sadece altın bir ışık şeridi bırakmıştı. Ancak bu altın ışık şeridi hala Ling Tianhou'nun Dao'sunu barındırıyordu!

İblis orağı çöktüğü anda geriye kalan kılıç enerjisi Kara Kule'ye doğru savrulmuştu.

Wang Lin, Ling Tianhou'nun kılıç enerjisini serbest bıraktıktan sonra tereddüt etmeden geri çekildi. Geri çekilmek zorunda kaldı, geri çekilmekten başka bir seçeneği yoktu! Wang Lin ayıldıktan sonra korkuya kapılmıştı. Delirdiği zamanki gibi kuleye bir adım atsaydı, şüphesiz ölecekti!

Öncesinde, siyah zırhlı yaşlı adam onu izlerken geri çekilmemişti. Ancak şimdi kılıç enerjisini serbest bıraktığına göre, bu geri çekilmek için en iyi zamandı!

Siyah zırhlı yaşlı adam, iblis orağı çöktüğünde ağız dolusu kan kustu. Zayıf görünüyordu, ama Wang Lin'in geri çekildiğini görünce dişlerini sıktı ve onu kovalamak istedi. Ancak hemen durdu, sonra yüz ifadesi değişti ve doğrudan kılıç enerjisine saldırdı.

Kılıç enerjisi doğrudan Kara Kule'ye gidiyordu. Kara Kule'nin ne kadar önemli olduğunu biliyordu!

Yaşlı adamın hızlı olmasına karşın kılıç enerjisi daha da hızlıydı. Kılıç enerjisi bir anda kulenin yanına vardı. Kuleden, kılıç enerjisinin titremesine sebep olan soğuk bir homurtu geldi, ama dağılmamıştı. Kılıç enerjisinin tiran doğası, soğuk homurdanmanın gücünü delmesine ve kuleye inmesine izin verdi.

Kara Kule'nin içinden hafif bir “Ha?" sesi geldi. Kara Kule çökmemesine rağmen üzerinde çatlaklar oluşmuştu.

'Ne güçlü bir kılıç enerjisi! Bu kılıcın enerjisini yaratan kişi, en güçlü halimde bile benden güçlü!'

Siyah zırhlı yaşlı adam, kılıç enerjisinin dağıldığını ve Kara Kule'nin çökmediğini görünce rahat bir nefes aldı. Tam o anda kuleden kalın iblis enerjisi çıktı ve doğrudan yaşlı adamın vücuduna girdi. Yaşlı adamın giydiği siyah zırh şeytani bir parıltı yaydı.

Vücudu hemen şişmeye başladı ve kısa bir sürede 9 metrelik bir deve dönüşmüştü. Giydiği zırh da onunla birlikte genişlemişti. Yaşlı adamın alnında siyah bir boynuz çıktı ve soğuk bir aura yaydı.

O anda yaşlı adam, artık bir insan değildi! Arkasını dönmeden önce acıyla kükredi. Geri çekilen Wang Lin'e baktı ve gözleri dondu!

"Küçük piç, nereye kaçacağını görmek istiyorum!” Ardından Wang Lin'in peşine düştü.

'Semavi Yükseliş Meyvesi sayesinde kazandım ama aynı zamanda Semavi Yükseliş Meyvesi yüzünden de kaybettim!' Wang Lin, gözlerini açmadan önce bir nefes aldı ve 'Bunu sadece riske atabilirim!' diye düşündü. Sağ çantaya dokundu ve elinde bir balmumumsu hap belirmişti.

Bu balmumumsu hapta sayısız sembol vardı ve Wang Lin'in kalp atışıyla birlikte titriyorlardı.

Wang Lin, ilahi hissinin bir kısmını ayırırken dişlerini sıktı ve aniden çantaya yolladı. Çantasını yokladı ve kısa bir süre sonra sayısız kısıtlamalarla mühürlenmiş küçük bir topa kilitlendi. Sonra ilahi hissini onun içine yolladı.

Topun içinde Yao Xixue'nin kıpkırmızı ve terli yüzü belirmişti. Acı ama rahatlık ile dolu garip bir yüz ifadesi vardı. Ayrıca aşağılanma ve mücadele ışıltıları da vardı.

"Yao Xixue, bana Kan Ruh Hapı'nı nasıl kullanacağımı söyle! Eğer yapmazsan, ölmeden önce çantamı parçalayıp seni boşluğa hapsedeceğim. Yaşam gücün tükenene kadar mevcut durumunu koruyacaksın!”

Wang Lin'in ilahi his mesajı doğrudan Yao Xixue'nin ruhuna yollanmıştı. Mesajı bir yıldırım gibiydi, aniden bir an için onu ayıltmıştı. Ancak vücudundaki kısıtlamaların onu çökertmek üzere olan garip bir hisse sürüklediği için hemen karşı koymaya çalışmıştı!

Yao Xixue direnerek "Kaldır... Kısıtlamaları... Kaldır... Sana... Söyleyeceğim!” dedi. Bu işkenceye katlanmaktansa Wang Lin'e her şeyi anlatmayı yeğlerdi.

Wang Lin'in ilahi hissi Yao Xixue'nin üzerinde gezindi ve vücudundaki kısıtlama hemen ortadan kayboldu. Yao Xixue rahatlamıştı. Yüzü hala kırmızı olmasına rağmen kısıtlamanın işkencesi ortadan kalktığında çok daha rahattı.

Wang Lin'i daha önce hiç bu kadar endişeli görmemişti. Gözlerini çevirdi ve onunla pazarlık etmek üzereydi.

Wang Lin ilahi hissini bölmüştü, bu yüzden sadece bir kısmı çantanın içindeyken diğer kısmı ise vücudunu kontrol ediyordu. O sırada siyah zırhlı yaşlı adam onlara yetişmek üzereydi. Wang Lin'in gözleri soğudu ve bir savaş baltası çantasından fırladı.

Bu, Dev Şeytan Klanı'nın savaş baltasıydı. Wang Lin onu çıkardıktan sonra attı ve “Patla!” diye bağırdı.

Savaş baltası titredi ve aniden güçlü bir şok dalgası yaratarak patladı. Siyah zırhlı yaşlı adam kaşlarını çattı ve soğukça homurdandı. Elini savurdu ve baltadan gelen şok dalgası hemen dağıldı.

Çantanın içinde Wang Lin " Konuşacak mısın?!” diye bağırdı. Bir düşünceyle kısıtlamalar bir kez daha ortaya çıktı. Eğer konuşmayı reddederse onu acı içinde kıvrandırmaya devam etmeye hazırdı.

Yao Xixue'nin yüzü kıpkırmızı ama gözleri korkuyla doluydu. Tereddüt etmeden Wang Lin'e Kan Ruh Hapı'nı nasıl kullanacağını hızlı bir şekilde anlattı.

O anda dış dünyada siyah zırhlı yaşlı adam savaş baltasından gelen şok dalgasını savuruyordu. Sonra sağ elini Wang Lin'e doğru uzattı.

Wang Lin dışarı çıkmadan önce Yao Xixue'yi çantanın içinde tekrar sorguladı. Eliyle Kan Ruh Hapı'nı ezdi ve sonra bir damla mavi kan çıktı!

Kaybedecek zamanı olmayan Wang Lin parmağının ucunu ısırdı ve kanıyla havada karmaşık bir sembol çizmeye başladı. Sembol tamamlandıktan sonra mavi kan damlasıyla hızla karıştı. Wang Lin onu hızla yakaladı ve kaşlarının arasına bastırdı.

O anda 9 metrelik siyah zırhlı yaşlı adam yakınlaşmıştı. Sonra Wang Lin'in kaşlarının arasında sembol belirmişti. Sembolü on binlerce kilometre uzağa fırlattı ve ufukta kayboldu.

Bütün bunları yaptıktan sonra Wang Lin aniden döndü ve gözlerindeki netlik kaybolmuştu. Bunun yerini çılgın bir öldürme ve savaş isteği almıştı!

"İhtiyar, benim için öl!” Çıldırmış olan Wang Lin'in gözleri kan kırmızısıydı. Vahşice kükredikten sonra geri çekilmek yerine yaşlı adama saldırıyordu.

Yaşlı adama koşarken aniden bedenin her yeri alevlenmişti. Bu alev vücudunun içinden geliyordu ve çok kalın ve güçlüydü!

Siyah zırhlı adamın yüz ifadesi aniden değişti. Yaklaşmak yerine geri çekildi ve geri çekilmeye devam etti!

“Sen kafayı yemişsin!” Yaşlı adamın gözlerinde şok olmuş bir ifade vardı.

Kendini imha etme! Yükseliş yetişimcisinin kendini imha etmesi! Bu patlamanın gücü yaşlı adamın bile yüzleşmek istemediği bir şeydi!

Semavi Yükseliş Meyvesi'nin gizemli gücü aklını doldurmuştu. Zaten delirmişti ve şu anda has ruhu yanıyordu. Dört semavi sıvı damlası, has ruhu yandığında kaynamaya başlamıştı.

Wang Lin'in vücudu bir meteor gibi hareket ediyordu ve doğrudan yaşlı adama doğru iniyordu. Yaşlı adamın ifadesi değiştikçe geri çekilmeye devam etti!

"Patla!” Wang Lin'in vücudundaki alev bir anda daha da güçlenmişti. Yaşlı adama baktı, vücudu aniden içindeki semavi ruhsal enerji tarafından yok edilmişti. Has ruhu da bedenle birlikte yok olmuştu ve bu inanılmaz bir şok dalgası yaratmıştı.

Normal bir Yükseliş yetişimcisi kendi kendini imha ederse, yaşlı adam en fazla yaralanırdı. Ancak Wang Lin vücudunda dört damla semavi sıvı vardı, bu yüzden aradaki fark çok büyüktü!

Kendini yok etme gücü deli gibi yayıldı. İlk yaşlı adamın vücudu vurulmuştu ve anında kan öksürdü. Vücudundaki zırh hemen ipliğe dönüştü ve kendini imha etme gücüne karşı direnmeden önce vücudunun önünde bir kalkan oluşturdu!

Yine de kalkanın bir iblisin görüntüsüne dönüşmesi sadece üç nefes sürdü. Sonra hemen yaşlı adamı terk etti ve Kara Kule'ye doğru uçtu.

Onu koruyan kalkan olmadan yaşlı adam bir anda Wang Lin'in kendini imha etme gücü tarafından vuruldu ve bedeni çöktü!

Tam onun vücudu patladığı sırada Wang Lin de kendini havaya uçururken, Kara Kule'ye baktı ve bir yumruk attı. Bu yumruk onun Dao'su, hayatı ve has ruhu tarafından oluşmuştu. Hatta Antik Tanrı'nın iradesini bile içeriyordu. Bedenindeki tüm bu güçler bu yumruk için kullanılmıştı.

Bu yumruk güçlü bir rüzgar oluşturdu ve doğrudan Kara Kule'ye doğru savruldu. Kara Kule sarsıldı ve Ling Tianhou'nun kılıç enerjisinin bıraktığı çatlaklar genişlemeye başladı. Kara Kule, bir anda yerle bir olmuştu!

Bir kolu eksik bir zırh sessizce havalandı. Ruhani bir ışığın parıltısı vardı ve bir ilahi his dışarı çıkmıştı.

"İblis kulemi yok etmeye cesaret ediyorsun! Onunla bir bağlantın olsa bile seni öldüreceğim!”

İblis kulesi, zırhın içindeki ilahi hissin yayılmasını sağlayan ve iblis enerjisi veren önemli bir araçtı. İblis kulesi olmadan, daha önce olduğu gibi Şeytan Ruh Diyarı'nın çoğunu kaplayamazdı!

Kulenin bulunduğu yerde siyah bir oluşum açığa çıkmıştı. Oluşumun içinde, lotus pozisyonunda oturan bir kişi vardı. Uzun saçları rüzgarda sallanıyordu ve vücudunda altın-mor dövmeler vardı.

Gökyüzündeki zırh alçaldı, siyah ipliklere dönüştü ve bu kişiyi kuşattı. Göz açıp kapayıncaya kadar zırhı kuşanmıştı ve tam o anda gözlerini açtı!

Yüzlerce kilometre uzakta, boşluktan bir damla mavi kan belirdi. Bu kan damlası ortaya çıktığı anda hızlı bir şekilde yakına geldi. Uçarken, kan damlası yavaşça Wang Lin'in bedenine dönüştü!