Çevirmen: Yashiedlurci

Editör: Lord Viole Grace

On Bin Şeytan Dağı'ndan geçtikten sonra soğuk homurtu kaynağının yeri Wang Lin için daha da netleşmişti. Birkaç gün sonra onun yanında sonsuz bir çorak arazi ortaya çıktı.

Çorak araziyi kaplayan sayısız enkaz vardı. Zemin çatlaklarla kaplıydı ve rüzgarın taşıdığı hoş olmayan bir koku vardı.

Wang Lin'in gözleri kan çanağı gibiydi. Semavi Yükseliş Meyvesi,  günlerce etkisi altında kaldıktan sonra tüm zihnine nüfuz etmişti. Farkındalığı birkaç kat artmıştı ve şuan ise patlamak için sadece küçük bir uyarılmaya ihtiyacı vardı.

Wang Lin'in zihnindeki tek düşünce ise "Öldür!" idi.

Çorak araziye doğru bir yıldırım hızıyla gidiyordu.

Tam o sırada Wang Lin'in altındaki zeminden bir dizi patlama meydana geldi. Sesi takiben sarı topraktan yapılmış sivri uçlu bir çubuk havaya doğru fırladı.

Sivri uçlu çubuk çıktığı anda milyonlarcası belirdi. Havada vızıldayan vahşi iğneler gibiydiler. Göz açıp kapayıncaya kadar Wang Lin sivri uçlar tarafından çevrelenmişti.

Wang Lin'in ilahi hissi çok duyarlıydı. Geri çekilmek yerine vücudunun içindeki semavi ruhsal enerji bir girdap oluşturdu. Girdabın gücü altında, tüm sivri uçlar paramparça oldu.

Siyah bir figür aniden yerden fırladı ve sivri uçlardan birine indi. Bu kişi sıska ve vücudu tamamen siyahtı. Wang Lin'e başını eğerek bakarken ve dudaklarını yalarken dört ayak üzerindeydi.

Wang Lin'in gözleri kan çanağı gibiydi, bir adım öne çıktı ve sağ başparmağıyla aşağıya doğru bastırdı. Ölüm Parmağı ortaya çıktı ve siyah bir ışık huzmesi olarak sıska yaşlı adama doğru gitti.

Yaşlı adam sırıttı. Sırıtma şekli çok karanlıktı. Ölüm Parmağıyla yüz yüze geldiğinde, sadece kaçmamakla kalmadı aynı zamanda aniden koca ağzını açtı. O sırada aniden onun arkasında bir illüzyon ortaya çıktı. Bu yanılsama yaklaşık 100 metre boyunda bir koza gibi görünüyordu ve üzerinde püstüller vardı.

Sıska yaşlı adam ağzını açtığı anda arkasındaki illüzyon kozada da büyük bir ağız belirdi. Ölüm Parmağı'nın siyah ışığını ağzına aldı ve yuttu.

Onu yuttuğu anda, arkasındaki illüzyon Koza da Ölüm Parmağı'nı yutmuş gibi davrandı. Karnı şişmişti ve tüm vücudu kıvrılmaya başlamıştı. Kozanın üzerindeki püstüller patladı ve kötü kokulu sıvıyı serbest bıraktı.

Yaşlı adamın sıska eli uzandı ve kötü sıvıyı eliyle bir irin topuna yoğunlaştırdı.

Wang Lin'e karanlık bir ifadeyle baktı ve ilk kez konuştu. "Küçük çocuk, büyün lezzetliydi, ben de sana bir hediye vereyim!” Demesiyle, elindeki irin topunu yere doğru attı.

Bu irin topu çok hızlıydı ve göz açıp kapayıncaya kadar yere inmişti. Patladığında, irini saçılıp toprakla birleşmişti.

Bir anda 10.000 metrelik bir alanda yer titremeye başladı. Kısa bir süre sonra yerden büyük miktarda irin çıktı ve aniden etrafı kuşattı. Dış halkada kalın bir irin katmanı hızla yükseldi ve güçlü bir duvar yarattı.

Yaşlı adam dudaklarını yaladı ve bir anda irinin içinde kayboldu. Kaybolduktan hemen sonra irin duvarı aniden her tarafı kapatmaya başladı.

İrin duvarı gökyüzünü ve dünyayı kaplamıştı. Kapladıktan sonra da dev bir küre biçimine gelmişti.

Yaşlı adam irin küresinin dışına çıktı. Hızlı bir şekilde sıkılaşan küreye bakıp boğuk sesiyle, “Rüzgar Şarkısı,  burada olman gerek yok, geri dönebilirsin. Sadece bir yetişimci burada istediğini yapmaya cesaret edebilir. Gök İrini ve Yeryüzü Yarası'ndan kurtulma şansı yok!” dedi.

Soğuk bir rüzgar esti ve yüzü dövmeli bir kadın yaşlı adamın 100 metre ilerisinde belirdi. Sadece çapı 100 metre daralan irin küresine soğuk bir bakış attı ve "Eğer bu kişi bu kadar kolay öldürülebilseydi Usta bizi dışarı göndermezdi!” dedi.

"Oh? O zaman bu küçük yetişimcinin Gök İrini ve Yer Yarası'ndan nasıl kaçabileceğini görmek istiyorum !” Sıska yaşlı adam gülümsedi ama gülümsemesi hemen donmuştu.

İrin küresi sadece 30 metre çapına indiğinde durakladı ve küçülmeyi kesti. İrin küresini güçlü bir savaş ve öldürme niyeti delip geçmişti.

İçinden geçen öldürme niyeti çevredeki sıcaklığın aniden düşmesine ve soğuk rüzgar esintilerine neden olmuştu.

Öldürme niyetiyle karışan savaş niyeti, sıska yaşlı adamın gözbebeklerinin küçülmesine neden oldu.

Tam o anda,  irin küresinden boğuk kükremeler geldi. Kısa bir süre sonra, bir kılıç enerjisi ışını irin küresini böldü ve dışarı saçıldı!

Bu kılıç enerjisi devasaydı. Ortaya çıktığında, gökyüzünün kılıç enerjisiyle dolmasına sebep olmuştu!

Semavi Kılıç'ın yanında başka bir kılıç daha vardı. Değerli bir kılıçtı ve kılıcın üzerinde bir iblis koç ruhunun soluk figürü ortaya çıkmıştı. Ayrıca iki kılıcın yanında bir de Yarımay Bıçağı vardı. Bu bıçak bir bıçak vızıltısı çıkardı ve soğuk bir aura yaydı.

Bu üç silahın arkasında Wang Lin vardı. Yavaşça ortadan ikiye bölünmüş olan irin küresinden adım adım uzaklaştı. Kırmızı gözleri parlıyordu ve gözlerindeki öldürme ve savaş niyeti gizemli bir ışıkla birleşmişti.

Sıska yaşlı adamın kalbi ona baktığında titriyordu. “Bu kişinin bakışları biraz korkutucu!”

Dışarı çıktığı anda Wang Lin'in önündeki üç silah ateşlenmişti. Üç huzmeye dönüştüler ve yaşlı adam ile kadına doğru fırladılar.

Kadının yüz ifadesi kasvetliydi, geri adım attı ve hemen ortadan kayboldu. Yarımay Bıçağı da ani bir vızıltı ile ortadan kaybolmuştu.

Bir dizi homurdanma ve metal çarpışması sesleri, çevredeki alan boyunca hızla yankılanıyordu.

Yaşlı adamın gözleri soğuktu. Eli bir mühür oluşturmadan önce üç silaha bile bakmadan bağırdı “ Yeryüzü Yarası!”

Yaşlı adamın etrafında 10,000 metre boyunca yer titremeye başladı. Yer sallanırken, ışık halkaları ortaya çıktı ve hızla genişlemeye başladı. İnsanların yüzlerindeki yaralara benziyordu, ama yeryüzündelerdi.

Yaşlı adam bağırdı, " Patla!” O anda enerjisi keskin bir şekilde yükselmişti ve yerdeki tüm yaralar bir anda patlamıştı.

Sonra Xu Liguo Semavi Kılıç'tan çıkıp sıska yaşlı adamı lanetledi. "Kendini patlat!” Yaşlı adama direkt saldırmak için Semavi Kılıç'ı kontrol ediyordu. Yaşlı adam sabırsız bir yüz ifadesiyle elini uzattı ve Semavi Kılıç'ı yakalamaya çalıştı.

Ona göre kılıcı, vücudu sadece yetişim seviyesindeyken tutmak zor değildi!

Xu Liguo, yaşlı adamın kılıcı yakalamaya çalıştığını görünce içinden güldü. Kaçmaya yeltenmemekle birlikte yavaşlayarak yaşlı adamı bekliyordu.

"Bu... Bu nasıl bir kılıç?!” Yaşlı adam şok oldu ve hızla geri çekildi. Ancak, Semavi Kılıç onu takip etti. Kötü koç ruhu olan kılıç etrafında bir yay çizerek yaşlı adama arkadan saldırdı.

Yeryüzündeki yaralar patladıktan sonra, 100 metre boyunda kalın bir irin duvarı ortaya çıktı ve dalgalanmalar halinde yayıldı. Wang Lin'in vücudu havada süzülürken semavi ruhsal enerjiyle doluydu. İki kılıçla başı dertte olan yaşlı adama doğru bir adım attı.

Yaşlı adam, büyüsünü kullanmak için illüzyon kozayı tekrar çağırdığında öfkeyle kükredi. Bir adımda Wang Lin alanı kırmıştı ve yaşlı adamın üzerineydi. Kan kırmızısı gözleri illüzyon kozaya baktı ve sağ elini uzattı. Katliam enerjisi şeritleri saçılarak illüzyonu delip geçmişti.

Sonra sağ elini kapattı ve geri çekti. Yaşlı adamın arkasındaki illüzyon kozadan yırtılma sesleri geliyordu. Kozayı arkasına atarken Wang Lin'in gözleri parlıyordu.

Sonra sağ eli acımasızca uzandı.

Koza havada uçarken patladı. Büyük miktarda irin dışarı sıçradı ve boşluktan boğuk bir inilti geliyordu. Koza patladığında Rüzgar Şarkısı'nın vücudu belirmişti. Yüzü solgundu ama gözlerindeki kasvet daha da belirgindi.

Yarımay Bıçağı onu yakından takip etti ve ona saplandı. Rüzgar Şarkısı elini savurdu. Şimdi elinde gümüş bir hançer vardı. Yarımay Bıçağı geri tepildiğinde metal çarpışmasının sesi duyuluyordu ancak Rüzgar Şarkısı da birkaç adım geri itilmişti.

Yarımay Bıçağı'yla savaşırken oraya yeni varmıştı ve kozanın patlamasıyla kendini ortaya çıkarmak zorunda kalmıştı.

Koza ezildikten sonra yaşlı adam kan öksürdü ve kaygılı bir hale büründü. O anda, Wang Lin baş parmağını tekrar aşağı bastırdı ve Ölüm Parmağı tekrar ortaya çıktı!

Bu sefer siyah ışık çılgın bir şekilde hücum etmişti. Bu ışık çok hızlıydı ve zaten yaşlı adama çok yakındı. Ortaya çıktığı an yaşlı adamın karşısındaydı. Yaşlı adam panikledi ve siyah ışığı yutmak için ağzını açtı. Siyah ışığı yutmasına rağmen ışık yok olmadı ve onun yerine ağzını delip geçti.

Tam o sırada Rüzgar Şarkısı elindeki hançeri fırlattı. Hançer ve Yarımay Bıçağı savaşmaya başlamıştı. Daha sonra soğuk bir esintiye dönüştü ve arkası dönük olan olan Wang Lin'e yöneldi.

Rüzgar çok hızlıydı ve neredeyse bir anda Wang Lin'e yetişmişti.

Wang Lin başını çevirmedi ama çantasına dokundu. Ruh Kırbaççısı elinde belirivermişti. Uzun kırbaç tamamen siyahtı ve ruhu titreten bir aura yayıyordu.

Rüzgar Şarkısı ona yetiştiği anda, Ruh Kırbaççısı aniden hareket etti. Rüzgar Şarkısı'nın sefil iniltisini yüksek sesli bir patlama takip etti. Boşluktan dışarı atıldı ve yüzünde kırmızı bir kırbaç izi vardı. İlk kez, şok olduğu gözlerinden okunuyordu. Şimdi öldürmek istemiyordu, mümkün olan en kısa sürede geri çekilmek niyetindeydi!

Wang Lin'in zihni, Semavi Yükseliş Meyvesi'nin uyarılması nedeniyle çoktan kaybolmuştu, bu yüzden yaptığı her şey içgüdüseldi. Rüzgar Şarkısı hızla geri çekildi. Yarımay Bıçağı ile savaşabilmesi için hızı doğuştan çok hızlıydı.

Bir gölge bile bırakmadan hızla geri çekildi.

Düşünmeden, Wang Lin avuç içini bastırdı ve aniden büyük bir el izi ortaya çıktı. Mo Lihai'yi bile korkutmayı başaran aynı isimsiz avuç izi ortaya çıktı!

Wang Lin'in katliam enerjisi avuç izinde hareket ediyordu.

Yolunda bir rüzgar esintisi yaratan avuç izi, Rüzgar Şarkısı'nın peşinden koşarak inanılmaz bir hızda hareket ediyordu. Geri çekilirken avuç izi Rüzgar Şarkısı'nın içinden geçti. Avucunun içindeki katliam enerjisi vücuduna girdi ve onu patlattı.

Hafif bir rüzgar esti ve Wang Lin'in saçlarını dalgalandırdı. Uzaklara doğru yürümeye devam etti ve önünde üç silah vardı.

Yerde et yığınları ve sonsuz miktarda ölüm aurası yayan bir mumya vardı…