Bölüm 588: Bahis (1)

avatar
2460 37

Xian Ni - Bölüm 588: Bahis (1)


Çevirmen: Hollywood Hootsman

Editör: Lord Viole Grace


"Bu turda kurallara göre şeytan generallerinin ve yardımcılarının davulu çalabilme sayıları birbirine eklenecektir!"

 

Altın zırhlı adam konuşmayı bitirdikten sonra insanların tekrardan konuşmaya başlamasına izin vermedi. Kalabalıktaki birine işaret edip konuştu, "Şeytan Generali Yu Sen, sahneye çık!"

 

Bir kişi şeytan generalleri grubunun arasından çıktı. Gözleri soğuktu ve yürürken zırhı gıcırtı sesleri çıkarıyordu. Kısa süre sonra şeytan davulunun önüne vardı.

 

Şeytan davuluna bakarken gözleri aniden parladı ve kalbindeki güçlü savaşma niyeti ateşlendi!

 

Direkt harekete geçmek yerine sessizce orada durdu ve en iyi durumunda olduğundan emin olmak için bedenindeki şeytani ruhsal enerjiyi ayarladı. Sonuçta bu davulu çalma konusunda pek emin değildi, çünkü ona göre bu davul bir kutsal yadigar gibiydi.

 

Altın zırhlı adam Yun Sen'e bakıp düşündü, 'Yun Sen, yetişimiyle dört kez çalabilmeli. Beşinci sefere zorlarsa ezilir!' Yalnızca bir bakış attıktan sonra gözlerini kapattı.

 

Herkesin bakışları Yu Sen'de toplandı fakat o bu bakışları hiç umursamıyordu. Diğerlerinin kendisini rahatsız etmemesi için gözlerini kapatıp dış dünyayı tamamen görmezden geldi.

 

Nihayetinde bedeninin etrafından havaya yayılıp yoğunlaşmaya devam eden, kötücül bir aura yaydı.

 

Tartışma dalgaları çevredeki koltuklardan yayıldı.

 

"Katliam daosunu yetiştirmek çok zordur. Bu Yu Sen onu yıllardır yetiştiriyor ve çıkan ilk kişi olduğundan korkarım ki kesinlikle ünlü olacak!"

 

"Belli olmaz, bu şeytan davulu bir antik şeytanın derisinden yapılmış. Yu Sen onu çalabilse bile geri tepmeden yaralanacaktır."

 

Sekiz başkomutan da gözlerinde ilgiyle Yu Sen'e baktı. Ancak onların diğerleri gibi konuşmasına gerek yoktu, neler olduğunu görebilmek için sadece bir bakışa ihtiyaç duydular.

 

Altı yardımcı başkomutan, başkomutanların sahip olduğu kavrayışa sahip olmasa da yüksek yetişim seviyeleri vardı, bu yüzden bu meselede yalnızca birkaç ipucu görebildiler. Yalnızca Yardımcı Başkomutan Xuan, Yu Sen'e bakmak yerine Wang Lin'e bakıyordu.

 

'Wang Lin, kaç kez çalabileceğini merak ediyorum!'

 

Tam bunu düşünürken Yardımcı Başkomutan Sarı gülümsedi. "Yardımcı Başkomutan Xuan, korkarım ki bahsimizi ben kazanacağım. Seçtiğin yetişimci bu turda tek başına olacağından şüphesiz kaybedecek!"

 

Yardımcı Başkomutan Xuan soğukça homurdanıp konuştu, "Bekle de gör, bu kişi kesinlikle düşündüğün kadar basit değil!"

 

İkisi konuşurken Yu Sen aniden gözlerini açtı ve savaş tanrısı bedenine inmiş gibi oldu. Gözlerinden çıkan ışık ay kadar parlaktı!

 

Kaplandan veya ejderhadan çıkıyormuş gibi görünen bir kükreme Yu Sen'in ağzından çıktı. Sonra Yu Sen kınından çıkan bir kılıç gibi havaya fırladı ve doğrudan savaş davuluna uçtu.

 

Havadayken iki parmağı bir kılıç oluşturdu. O an bedenindeki tüm enerji parmaklarında toplandı, sonra iki parmağını şeytan davuluna doğru sapladı.

 

Siyah davul biraz içine göçtü ancak çok küçük bir dereceye kadardı.  Biraz göçtükten hemen sonra eski haline döndü.

 

Boğuk bir davul sesi gökte yankılandı. Meydan boyunca yayıldı, tüm imparatorluk şehri boyunca duyuldu ve hatta Gök Şeytan Şehri'nin küçük bir kısmını etkiledi.

 

Davul çalındığı an Yu Sen davuldan gelen inanılmaz bir güç hissetti. Güç bedenini delip geçiyordu.

 

Yu Sen'in yüzü solgunlaştı ve gözleri öldürme niyetiyle doldu. Geri çekilmektense bir adım daha attı ve iki parmağı tekrar şeytan davuluna indi.

 

Dong!

 

İkinci davul sesi alçalan gök gürültüsü gibiydi.

 

Yu Sen bir kükreme çıkardı ve etrafındaki şeytani ruhsal enerji çeşitli yüzlere dönüştü. Bu yüzlerin her birinin farklı ifadeleri vardı fakat hepsi hızla ortadan kayboldu.

 

Her bir yüz kayboluşunda başka bir tanesi ortaya çıktı.

 

"Ruh Yutucu Katliam, ilk katman!" Yu Sen'in sesi cehennemin derinliklerinden geliyor gibiydi. Bu sözleri bağırdıktan sonra acı içindeki tüm yüzler bir çıkış yolu bulmuş gibi göründü ve delicesinde Yu Sen'in sağ eline ilerledi.

 

Tüm sağ eli kör edici mavi bir ışık yaydı!

 

Yu Sen bir kükreme çıkardı, sonra sağ eli bir avuç oluşturdu ve şeytan davuluna vurdu.

 

Daha şeytan davuluna dokunmadan gücün yarattığı rüzgar davula indi.

 

Üçüncü davul sesi etrafta yankılandı. O an yakınlardaki herkes etkilendi. Avucun yarattığı rüzgarı davula vurmak için kullanmanın arkasında bazı numaralar olsa da bu Ruh Yutucu Katliam büyüsünün ne kadar güçlü olduğunu gösteriyordu!

 

Rüzgar geçtikten sonra Yu Sen'in sağ eli davula bastırdı.

 

Üçüncü çalışın geldiği anla neredeyse aynı anda dördüncü hızla takip etti. İki ses gök gürültüsü gibi yayıldı.

 

Yu Sen hızla sağ elini geri çekti ve sonrasında kendisi de geri çekildi. Sonra nihayet dengesini sağlamadan önce birkaç bin metre geri çekildi. Yüzü kızardı ve kendini kan kusmamaya zorladı.

 

Sağ eli titriyordu ve sağ kolu üzerindeki tüm hisleri kaybetmişti. O büyüde bedenindeki şeytani ruhsal enerjinin %80'ini kullanmıştı.

 

Altın zırhlı adam yavaşça konuştu, "Dört kez! Şeytan Generali Yu Sen'ın yardımcısı, sahneye çık!"

 

Yu Sen derin bir nefes alıp konuştu, "Yardımcım yok!"

 

Altın zırhlı adamın bakışları Yu Sen'den ayrılıp başka birini seçmek için şeytan generallerinin arasına indi. İlk önce Wang Lin'e bakıp alayla gülümsedi fakat onu çağırmadı. Bunun yerine Mo Fei'ye bakıp konuştu, "Şeytan Generali Mo Fei, sahneye çık!"

 

Bunu dedikten sonra tüm tartışmalar durdu ve tüm bakışlar bir kişiye düştü.

 

Bu kişi zırh giyiyordu ve yüzünde korkunç bir maske vardı. Uzun siyah saçları kalabalıktan dışarı yürürken rüzgarda savruluyordu. Çok hızlı ilerlemiyordu ancak izleyenlere göre adımları kalp atışlarıyla tıpatıp aynı frekansa sahip gibiydi.

 

"Şeytan Generali Mo Fei, 300 yıl önce şeytan generalleri arasında bir numaraydı!"

 

"Bu kişi zamanının çoğunu sınırda geçiriyor. Söylenenlere göre Mo Fei'nin kellesi Ateş Şeytan Ülkesi'nde bayağı değerliymiş!"

 

"Bu Mo Fei'nin yetişimi çok gizemli. Şu anda kadar Büyük Dönen Disk büyüsünden başka hiçbir büyü kullanmadı. Bu kişinin davulu en az beş kez çalabileceğine eminim!"

 

"Mo Fei!" Başkomutan Yer, Mo Fei'ye bakıp bir gülümseme takınarak konuştu, "Bu çocuk Ejderha Gölü'nü bir kez daha deneyimleyebilirse en güçlü üç yardımcı başkomutandan biri olabilir!"

 

Çok zarif görünen mor cübbeli orta yaşlı bir adam gülümseyip konuştu, "Dahi sevgin Mo Fei tarafından yeşertildi mi yoksa?"

 

Başkomutan Yer kahkaha atıp gülümsedi.

 

Sonra tekrar kahkaha attı. "Bu çocuk davulu altı kez çalabilirse bir yardımcı başkomutan olmak için yeterli olmasa bile onu tavsiye ederim!"

 

Mo Fei öylece şeytan davuluna doğru yürürken herkesin bakışları onun hareketlerini takip etti.

 

Şeytan davulundan 30 metre uzaktayken durup ona baktı. Bedenini ayarlamakla zaman kaybetmeden havayı yumrukladı.

 

Dong! Davul sesi boğuk gök gürültüsü gibi meydanda yankılandı.

 

Mo Fei'nin zırhı güçlü bir rüzgar tarafından vuruluyormuş gibi göründü ve şiddetli çatırtı sesleri zırhtan geldi. Saçları da bu rüzgar tarafından delicesine geriye savruluyordu fakat bedeni hiç hareket etmedi, neredeyse yere çivilenmiş gibiydi. İfadesi bile azıcık değişmedi.

 

"O kadar da zor değilmiş." Bu kişi kıkırdayıp bir 3 metre daha ilerledi ve bir yumruk daha attı.

 

Dong!

 

Mo Fei durmadı. Yine üç metre daha ilerleyip havaya bir yumruk daha attı.

 

Dong!

 

Davulun üç çalınışı, Gök Şeytan Şehri'nin üstündeki gökte yankılanan bir antik canavarın kükremeleri gibiydi. Davulun sesleri sonu gelmeden yankılandı. Bazı seyircilerin yeteri kadar şeytani ruhsal enerjisi yoktu, bu yüzden iç yaralanmalar aldılar.

 

Üç kez çaldıktan sonra Mo Fei, şeytan davulundan ona doğru hücum eden inanılmaz bir güç hissettiğinden bir anlığına duraksadı. Bir adım daha attı ve azgın dalgaların arasında hareketsiz bir kayaymış gibi bir hal aldı.

 

Bedenini saran zırh şiddetle sallandı ancak şeytani aurasını dışarı yaydığında zırh dengelendi.

 

Mo Fei'nin gözleri yanan meşaleler gibi parladı ve ciddi bir ifade takınıp kendi kendine mırıldandı, "İlginç!" Tekrardan 3 metre daha ilerleyip bir yumruk attı.

 

Dong!

 

Bir yumruktan sonra durmayıp başka bir yumruk daha attı!

 

Dong!

 

Mo Fei kendisiyle şeytan davulu arasındaki mesafeyi kapatarak ilerlemeye devam etti. Her adım atışında bir yumruk atıyordu.

 

Dong! Altıncı çalış gerçekleştiği an neredeyse izleyen herkes tezahürat yapmaya başladı. Başkomutan Gök hariç diğer tüm başkomutanlar bile Mo Fei'nin yeteneğine takdir içeren bakışlar attı.

 

"Mo Fei!!"

 

"Mo Fei!!!"

 

"Mo Fei!!!!" Tezahürat sesleri etraftaki insanlardan geldi. Davulu altı kez çalabilen biri gökler tarafından kutsanmış bir dahi sayılırdı!

 

Davulu altı kez çaldıktan sonra hiç yaralanmadı, hatta rahatladı. Sadece bu nokta bile onu diğer tüm şeytan generallerinden üstün kıldı.

 

Altın zırhlı adam bile başını salladı. Mo Fei'nin yeteneğine olan takdir bakışları güçlüydü.

 

"Altı çalış beni durdurabilir mi?..." Mo Fei ışıl ışıl parlayan gözleriyle havaya fırladı ve şeytan davuluna vurdu.

 

Dong! Yedinci çalış yankılandı.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44247 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr