Bölüm 583: Xu Liguo (1)

avatar
2543 30

Xian Ni - Bölüm 583: Xu Liguo (1)


Çevirmen: Hollywood Hootsman

Editör: Lord Viole Grace


Hafif bir esinti meydanda esip tozu uçurdu, kıyafetleri rüzgarda savurdu. Wang Lin'in beyaz cübbesi rüzgardan dolayı savruldu, onu daha da zarif gösterdi.

 

Meydanda duran Wang Lin, tamamen sakin bir ifadeyle göğe baktı. Önündeki hiçbir şey önemli değilmiş ve o da bir gelip geçenmiş gibiydi sanki.

 

Alçak tartışma sesleri, Wang Lin meydana çıkarken izleyicilerden geldi.

 

"Mo Lihai yarışmıyor ve o Mo Lihai'nin yardımcısı olsa da nihayetinde zaferi elde etmesi çok zor olacak."

 

"Bu kişi çok küstah fakat Şeytan Generali Shi Xiao'nun meydan okumasını kabul etmeye cesaret edemedi de. Çok gülünç!"

 

"Şeytan Ruh Diyarı'na dışarıdan geliyorsan çok küstah olmamak en iyisidir, yoksa önündeki tek yol ölüm olur. Anlaşılan bu kişi burayı hala anlamamış!"

 

İnsanlar tartışırken kuzey oturma bölgesindeki Yardımcı Başkomutan Xuan alçak bir homurdanma çıkardı. Arkasında oturan biri vardı. Bu kişi orta yaşlıydı ve mavi zırh giyiyordu. Görünüşü çok düzdü fakat bir ihtişam hissi yayıyordu.

 

Bu kişi Yardımcı Başkomutan Xuan'ın homurdanmasını duyduktan sonra başını çevirip sordu, "Yardımcı Başkomutan Xuan, bu kişiyi tanıyor musun?"

 

Yardımcı Başkomutan Xuan kasvetli bir şekilde başını sallayıp konuştu, "Onu tanımıyorum." Biraz duraksadıktan sonra devam etti, "Ancak bu kişi kesinlikle ilk üçe girebilir, belki bir numara olması bile zor olmaz!"

 

Orta yaşlı adam şaşırdıktan sonra başını çevirip dikkatlice Wang Lin'e baktı ve konuştu, "Bu kişinin yetişim seviyesi yalnızca Ruh Dönüşümü'nün son aşamasının zirvesi. Korkarım ki ilk sıraya yerleşmesi o kadar da kolay olmaz!"

 

Yardımcı Başkomutan Xuan soğukça homurdandı ve konuştu, "Yardımcı Başkomutan Sarı, bahis oynayalım mı? O kişi birinci olmazsa sana Yardımcı Göksel Kehanet Bayrağı'mı veririm ancak birinci olursa sen de bana Xuan-Xuan Hapı'nı verirsin!"

 

Orta yaşlı adam kıkırdadı ve konuştu, "Olur, Yardımcı Başkomutan Xuan'ın bu kadar kendinden emin olmasını sağlayan bu kişinin hünerleri neymiş görmek istiyorum!"

 

Yardımcı Başkomutan Xuan alayla gülümsedi ve içinden düşündü, 'Seni ağır yaralasaydı sen de bu kadar emin olurdun!'

 

Tam o an bir kişi hızla şeytan generallerinin arasından çıktı. Toprak rengi bir zırh giyiyordu ve hareket etmiyormuş gibi görünmesine rağmen bir anda Wang Lin'in 300 metre yakınında ortaya çıktı.

 

"Umarım dost kardeş naziklik gösterip benimle dövüşmez!" Bu kişinin kahkahası havayı doldurdu. Çok gururluydu ve kahkahası kendine güveinin açığa çıkarıyordu.

 

"Şeytan Generali Ao Di. Bu dövüşte ortaya çıkacağını tahmin etmeliydim!"

 

"Bu kişi şeytan generallerinin arasında ortalarda sayılır fakat fırsattan istifade etmekte çok iyidir. Bazen biraz utanmaz olsa da bu fırsat kaçırılacak gibi değil!"

 

"Bu yetişimciyi yenerse Mo Lihai'yi de yenmiş oluyor. Ayrıca Mo Lihai dövüşemediğinden ilk turu geçmek için bir dövüşü kazanması gerekiyor sadece. Naziklik göstermesini istemesine şaşmamalı!"

 

Şeytan Generali Ao Di insanlara ellerini kavuşturdu, sonra Wang Lin'e bakıp gülümsedi. "Yaşamak istiyorsan hemen şimdi kabul etmen iyi olur yoksa yaklaşık aynı güçte olsak bile benim hala bir yardımcım var!"

 

Bu sözleri söyledikten sonra şeytan generallerinin çoğu iyi bir gösteri izliyormuşçasına ifadeler takındılar. Ancak birkaç şeytan generalinin farklı ifadeleri bardı ve Mo Fei onlardan biriydi.

 

Mo Fei olduğu yerde durup sakin bir ifadeyle Wang Lin'e soğukça bakıyordu.

 

Wang Lin bakışlarını gökyüzünden çekti. Ao Di'ye bakıp başını iki yana salladı ve konuştu, "Rakibim değilsin!"

 

Ao Di şaşırdıktan sonra bir deli kahkahası attı, sonra ileri atıldı ve biraz daha güldü. "Küstah adam, bakalım küstah olacak niteliğe sahip misin!"

 

Konuştuktan sonra bir adım attı ve anında iz bırakmadan ortadan kayboldu.

 

Ortadan kaybolduğunda Wang Lin'in ifadesi hiç değişmedi ve birazcık bile şaşırmadı. Sağ ayağını kaldırıp ileri bir adım attı.

 

Yer şiddetle sallandı!

 

Dalgalanmalar Wang Lin'in ayağı merkezde olacak şekilde yayıldı ve çılgınca bir miktarda semavi ruhsal enerji şok dalgalarının arkasından yayıldı.

 

O an Wang Lin'in adım attığı yer, cehennem magmasıymış gibiydi. O adımla yer parçalandı ve sayısız magma sütunu göğe fırladı. Her magma sütunu göğü delen bir kırmızı kılıç gibiydi.

 

Ao Di, Wang Lin'den 15 metre uzaktaki yerden dışarı çıkmaya zorlandı ve gözleri inanmazlıkla doluydu. Bu Toprak Kaçış Tekniği, hayat bağlı şeytani canavarıyla işbirliği içinde kullanılıyordu, bu yüzden düşman yerin çökmesine neden olacak bir büyü kullansa bile onu dışarı çıkmaya zorlamak bu kadar kolay olmamalıydı. Hatta Wang Lin o büyüyü kullandığında stratejisini değiştirip yan taraftan saldırabilmeliydi.

 

Ayrıca en önemli kısım bu 3 kilometrelik meydan sayısız kısıtlamayla doluydu, bu yüzden burada yeri çökertmek dışarıdakinden 10 kat daha zordu! Ve üstelik Toprak Kaçış Tekniği'ni kullanırken dikkatlice hareket ediyordu. Ao Di savaşırken kullanılacak en iyi yolu dikkatlice incelerdi hep.

 

Ancak o an düşünecek zamanı olmadı. Havada süzülürken Wang Lin'in bakışları keskin bir kılıç gibi direkt ona yöneldi. O bakışı gördüğünde kafası aniden uyuştu ve içine kötü bir his doğdu!

 

Hiç tereddüt etmeden geri çekildi ve sağ eli hızla alnına uzandı. Ancak o an Wang Lin bir adım attı ve anında Ao Di'nin önünde ortaya çıktı. Gri sembol kaplı eliyle Ao Di'nin sağ elini tuttu.

 

Ao Di'nin ifadesi muazzam ölçüde değişti. Wang Lin'in eli sıcak bir demir maşa gibiydi.  Kurtulmaya çalıştı lakin kurtulamadığını fark ettiğinde şok oldu! Alçak bir kükreme çıkardıktan sonra dilinin ucunu ısırdı ve Wang Lin'e bir kan kılıcı tükürdü.

 

Bu kan kılıcı ortaya çıktığı an şeytani ruhsal enerji dalgaları yaydı ve bir ejderha kaplumbağasına dönüştü. Ejderha kaplumbağası kükredi ve Wang Lin'i yutmaya kalkıştı.

 

Wang Lin'in gözleri hala sakindi. Kan kılıcı daha ona yaklaşamadan sayısız yaşam mührü katmanıyla karşılaştı. 800'den fazla katmanı geçtikten sonra kan kılıcı tüm gücünü kaybetti. Aynı anda Wang Lin, Ao Di'nin sağ eline semavi ruhsal enerji soktu. Semavi ruhsal enerji Ao Di'nin bedeninde hareket etti ve hızla yolundaki tüm meridyenleri yok etti.

 

"Dur!" Tam o an şeytan generali yarışmasından sorumlu altın zırhlı adam gözlerini açtı ve soğuk bir bakış attı.

 

Wang Lin'in gözleri parladı. Hem durmadı hem de zaten yok edilen meridyenleri bir kez daha yok etmek için daha fazla semavi ruhsal enerji gönderdi. Sonra onu bıraktı ve Ao Di'nin bedeni eylemsizlik yüzünden uzağa fırladı.

 

Ao Di havada uçarken bedeninden patlama sesleri çıktı ve çok miktarda bir kan sisi bedeninden dışarı fışkırdı. Acı, muazzam acı! Hissettiği tek his buydu! Bedenindeki şeytani ruhsal enerji deli gibi semavi ruhsal enerjiye direndi. İki enerjinin birbiriyle savaşma süresi, cehennemden geçiyormuş gibi hissetmesine neden oldu!

 

Yardımcı Başkomutan Xuan derin bir nefes aldı. Bu sahne, ona Wang Lin'le dövüştüğü zamanı hatırlattı. Ao Di'yi o zamanki kendisi gibi gördü.

 

"Bu ne cüret!" Altın zırhlı adam göğe uzandı ve güneşten çıkan bir altın ışık hızla elinde toplandı. Güneş ışığı hızla bir altın mızrağa yoğunlaştı ve o an altın zırhlı adam elinde güneşi tutuyormuş gibiydi. Sonra mızrağı Wang Lin'e fırlattı!

 

Wang Lin altın mızrağa hiç bakmadan bir adım atıp ortadan kayboldu. Havadaki Ao Di'yi tuttu ve onu şiddetle salladı!

 

Ao Di, bir enerji dalgası sağ elinden bedenine girip çatırtı seslerinin çıkmasına neden olurken kuvvetli bir güç tarafından vuruluyormuş gibi hissetti!

 

Tüm kemikleri etinden ayrılıp parçalara ayrıldı. Bedeninin her yerinden gelen acı, meridyenlerinin yok edildiği zaman duyduğu acıdan katlarca daha yoğundu.

 

Wang Lin elini açtı ve Ao Di yere düştü, havaya toz kaldırdı. Ao Di'in artık bir geleceği yoktu fakat ölmemişti de.

 

Tüm bunları yaptıktan sonra Wang Lin aniden arkasını döndü ve eli bir mühür oluşturdu. Yaşam mühürleri sağ eline toplanmaya başladı ve o an altın mızrak yaklaştı.

 

Bu mızrağın gücü şok ediciydi, gökleri delecekmiş gibi görünüyordu. Fırlatıldığı an Wang Lin mızrağın üzerine kitlenmiş olduğunu hissetmişti. Yaklaştığında Wang Lin'in gözleri, kısıtlama çözümlediği zamanlarda olduğu gibi parladı. Kararlı bir bakış atıp avcuyla mızrağa vurdu!

 

Bu avuç mızrağının vızıldamasına neden oldu, sonra Wang Lin diğer avucuyla bir kez daha vurdu. İki avuç da farklı noktalara vurdu ve sonra Wang Lin bedenini hareket ettirdi, mızrağın yanından geçip gitmesini sağladı.

 

Wang Lin sağ elini çekip soğuk bir şekilde altın zırhlı adama baktı ve konuştu, "Bunun anlamı da ne, lordum? Kuralları çiğnemek mi istiyorsunuz!?" Wang Lin'in ifadesi sakin olsa da çok temkinliydi. O altın mızrak çok güçlüydü!

 

Altın zırhlı adam Wang Lin'e anlamlı bir bakış attıktan sonra sağ elini sıktı. Wang Lin'in yanından geçen altın mızrak titreyip güneş ışığı parçalarına çöktü ve ortadan kayboldu.

 

O an etraf çok sessizdi ve herkes bu inanılmaz sahneye bakarken tamamen şaşıp kalmış haldeydi! Buradaki insanlar, bir şeytan generalinin bir yabancı tarafından böylece dövüldüğüne inanamıyordu. Ölmemiş olsa da tüm meridyenleri ve kemikleri paramparça olmuştu. Böyle bir şekilde harcanmıştı!

 

Şeytan İmparatoru'nun ona çok değerli Gök Şeytan Hapı'nı vermeye razı olması imkansızdı, çünkü başkomutanlar bile bir tanesini elde etmek için sayısız başarı göstermeliydi. Ao Di gibi değersiz bir şeytan generali nasıl olur da bu hapı alabilirdi?

 

Bu Ao Di şiddetli bir savaştan sonra kaybetmiş olsaydı etraftakiler bunu kabullenebilirdi fakat bu savaş bir anda sonuca varmıştı.

 

Bu an, Şeytan Ruh Diyarı'nın insanları olarak gururlarını paramparça etti. Çok az vaka hariç bir şeytan generalinin bu duruma kadar hiç dövülmediğini söylemek gerekirdi.

 

Bir şeytan generalinin bir yabancı tarafından böyle dövülmesine gelince, bu ilk seferdi!

 

Öldürme niyetiyle de dolu birçok şaşkın bakış Wang Lin'in üzerinde toplandı.

 

Meydanın kenarındaki şeytan generallerinden ağır nefes alma sesleri geldi. Wang Lin'e olan bakışları tamamen değişmişti!

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44247 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr