Bölüm 578: Katliam Daosu!

avatar
2553 35

Xian Ni - Bölüm 578: Katliam Daosu!


Çevirmen: Hollywood Hootsman

Editör: Lord Viole Grace


Wang Lin'in bulunduğu nehrin 3 kilometre karşısındaki iki katlı bir restoranın ikinci katında, iki kişi pencere kenarında oturuyordu ve bakışları Wang Lin'e çevriliydi.

 

Her iki adam da siyah cübbe giyiyordu. Biri yaşlı diğeriyse biraz daha gençti.

 

Yaşlı adam konuştu, "Çok güçlü!"

 

Genç adam parlayan gözleriyle yavaşça konuştu, "O kişi Ruh Dönüşümü aşamasında olmalı!"

 

"Yetişim seviyesi ne olursa olsun, Ata onu yakalamak istiyorsa hiçbir yere kaçamaz!" Yaşlı adam bardağını kaldırıp bir yudum aldı.

 

Sonra konuştu, "Oraya adam gönder, Ata'yı bekletme!"

 

Genç adam hafifçe gülümseyip yumuşakça masaya vurdu. O vuruşla ilk katta oturan siyah cübbeli adamlardan biri ayağa kalktı. Bu adam orta yaşlıydı ve yıldız gibi gözleri vardı. Restorandan çıktı ve bir kılıç enerjisi ışını şeklinde Wang Lin'e doğru uçtu.

 

Wang Lin nehir kenarında oturuyordu. Tekne nehrin yarısındaydı fakat zither müziği hala kulaklarına giriyordu. Tamamen müziğe dalmış haldeydi ve yüzü bir huzur hissi açığa çıkarıyordu.

 

Kılıç enerjisi, Wang Lin'e doğru uçarken güçlü bir öldürme niyeti taşıyordu. Şu anda birkaç kilometre içinde tek bir kişi yoktu, bu bölge terk edilmiş gibiydi sanki.

 

Nehirdeki tekne bu anormalliği fark etmiş gibiydi ve hemen hızlandı.

 

Kılıç enerjisi aniden yaklaştı ve bir anda 3 kilometreyi geçti. Wang Lin'in etrafındaki tüm otlar, güçlü bir rüzgar esmiş gibi bir tarafa eğildi.

 

Zither müziğiyle karışık güçlü uğuldama sesinin kendine has bir çekiciliği vardı!

 

Wang Lin hala başını çevirmedi ve hatta o kişiye  bakamdı bile. Gelen kılıç enerjisine sağ baş parmağını kaldırdı ve bir kez daha Ölüm Parmağı'nı kullandı.

 

Siyah ışık ışını bir kez daha fırladı. Kılıç enerjisine doğru ilerlerken çok hızlıydı. Neredeyse bir anda iki taraf çarpıştı!

 

Çöküp bir adamın figürünü açığa çıkarırken kılıç enerjisinden bir inilti geldi. Adamın yüzü çok solgundu ve bir ağız dolusu kan kustuktan sonra deli gibi geri çekildi. Neredeyse hiç tereddüt etmeden daha da geri çekildi.

 

Fakat Ölüm Parmağı çok hızlıydı, bir anda o kişiyi yakaladı ve göğsüne kazındı.

 

Adam bir kükreme çıkardı ve çok miktarda şeytani ruhsal enerji saldı. Bedenini yere inmeye zorladı fakat adam geri itilmeye devam etti. Nihayetinde etrafındaki şeytani ruhsal enerji çöktü ve bir kez daha kan kusup yere düştü.

 

Bedeninden bir gir gaz şeridi Wang Lin'e doğru uçtu.

 

Wang Lin hala Ölüm Parmağı'nın nereye gittiğine dikkat etmeye zahmet göstermedi ve sessizce zither müziğini dinlemeye devam etti.

 

3 kilometre uzaktaki restoranda genç adam aniden ayağa kalktı ve nehrin diğer tarafındaki Wang Lin'e baktı. Uzun bir süre sonra derin bir nefes alıp geri oturdu.

 

Yalnızca yaşlı adamın ifadesi hala öncekiyle aynıydı.

 

Genç adam ciddi bir tonda konuştu, "Enerjisini kısıtladığından tam yetişim seviyesini göremiyoruz!"

 

Yaşlı adam Wang Lin'e bakıp yavaşça konuştu, "Bu kişinin yetişim seviyesi Ruh Dönüşümü'nün orta aşaması olmalı. Ancak o zaman bir ilk aşama Ruh Dönüşümü yetişimciyle aynı yetişime sahip 4 numarayı böyle öldürebilir. 3 numarayı gönder!"

 

Genç adamın gözleri parlayıp bir parça savaşma hevesi açığa çıkardı. Başını iki yana sallayıp usulca konuştu, "3 numarayı göndermeye gerek yok, ben gideceğim!"

 

Konuşurken bir kez daha ayağa kalkıp Wang Lin'e baktı.

 

"Sen mi?" Yaşlı adam kaşlarını çattı.

 

"Unutma, ben 2 numarayım!" Genç adam ikinci kattan indi.

 

"2 numaranın yetişim seviyesi bir son aşama Ruh Dönüşümü yetişimcisininkine eşit ve Ruh Dönüşümü'nün son aşamasının zirvesinden sadece bir adım uzak. O gidiyorsa savaşın sonucu belli!" Yaşlı adam şarap bardağını kaldırdı ve daha fazla nehir kenarına bakmadı bile.

 

Genç adam restorandan çıkarken nehirden gelen bir esinti kıyafetlerini geri uçurdu. Yavaşça Wang Lin'e doğru ilerlerken rüzgara karşı yürüdü.

 

Kendi bahçesinde yürüyormuşçasına 3 kilometreyi çok sakin bir şekilde yürüdü. Attığı her adım, sonsuza dek artıracakmış gibi aurasının gücünü arttırdı.

 

Wang Lin'den 100 metre uzakta durdu. Şu anki hali tamamen şeytani ruhsal enerjiyle çevriliydi fakat garip olan şey, şeytani ruhsal enerjisine karışmış biraz semavi ruhsal enerji olmasıydı.

 

Semavi ve şeytani ruhsal enerjilerinin birleşimi yavaşça etrafı dolduran garip bir aura yarattı! Bu mekanın sahibiymiş gibi orada durdu, elini bir sallayışıyla dünyanın renklerini değiştirebilecekmiş gibiydi.

 

Wang Lin o kişiye bakmadı. Nehirdeki tekne yavaşça uzakta kayboldu ve zither müziğinin sesi yavaşça kulaklarına girip ona özel bir his verdi.

 

100 metre uzaktaki kişiye gelince, Wang Lin gelişigüzel bir şekilde elini salladı ve Ölüm Parmağı bir kez daha ortaya çıktı!

 

Ölüm Parmağı, Wang Lin'in önünde bir kez daha bir siyah ışık ışını olarak cisimleşti ve yıldırım gibi genç adama doğru fırladı.

 

Genç adam sırıttı. Geri çekilmek yerine ileri bir adım attı ve sağ eli bir mühür oluşturdu. Etrafındaki şeytani ruhsal enerji hemen elinin yakınında yoğunlaşıp yumruğu büyüklüğünde bir ışık küresi oluşturdu.

 

Işık küresinin ortaya çıktığı an, Ölüm Parmağı'nın geldiği andı. İki taraf tereddütsüz çarpıştı ve Ölüm Parmağı'nın siyah ışığı ışık küresine emilmiş gibi göründü.

 

Genç adam konuştu, "Kendini bir şey sanıyorsun!" Ancak tam konuşmayı bitirdiğinde ifadesi değişti.

 

Bir siyah sis şeridi aniden ışık küresinde belirdi. Neredeyse bir anda siyah sis küreyi doldurdu ve küre bir siyah ışık küresine dönüştü. Aynı anda kürenin üzerinde çatlaklar belirdi. Küre parçalanıp siyah ışık direkt kendisine fırlarken genç adamın ifadesi kasvetleşti.

 

Hızla geri çekilirken eli mühürler oluşturdu ve birer birer ışık küreleri ortaya çıktı. Neredeyse bir anda 100'den fazla ışık küresi ortaya çıktı ve siyah ışık ışınını engellemeye yöneldi.

 

Siyah ışık kaybolup, ışık küreleri birbiri ardına çöküp dururken ortaya çıkmaya devam etti. Ancak bir ışık küresi her çöktüğünde siyah ışık daha da sönükleşiyordu. Yalnızca sekiz ışık küresi kaldığında siyah ışık ışını tamamen ortadan kayboldu.

 

Genç terle kaplı alnıyla derin bir nefes aldı, hala oa bakmayan Wang Lin'e baktı ve konuştu, "Bu siyah ışık büyüsünün en güçlü hamlen olduğunu tahmin ediyorum. Bu büyünün gerçekten güçlü olduğunu itiraf ediyorum, 4 numara ile 5 numaranın ölmesine şaşmamalı! Ancak en güçlü büyün benim tarafımdan kırıldı, bakalım başka nasıl hareketlerin varmış!"

 

O an tekne yavaşça uzakta kayboldu ve zither müziği Wang Lin'in kulaklarından kayboldu. Wang Lin ayağa kalkıp gence doğru döndü. Aniden gözlerini açtı, içlerindeki kırmızılığı açığa çıkardı. Sonra katliam aurası Wang Lin'in gözlerinden keskin bir kılıç gibi fırladı!

 

Gümm Gümm Gümm!

 

Genç adamın zihninde aniden sayısız yıldırım belirmiş gibiydi sanki! Sanki huzurlu nehrin üstünde gerçek yıldırımlar belirmişti! Muazzam bir öldürme niyeti Wang Lin'in gözlerinden fırladı ve anında genç adamın semavi - şeytani ruhsal enerjisini* delip geçerek gözlerinden girip zihnine kazındı. Bedeni yıldırım çarpmış gibi sertleşti ve uzuvları kontrolsüzce titremeye başladı. (E.N: semavi- şeytani ruhsal enerji, yabancıların ikisini birleştirmesiyle oluşan enerji)

 

"Bu... Bu..." Genç adamın kalbi titredi ve kafası uyuştu. Bir kılıç alnını delip geçmiş gibi kaşlarının arasından bir acı geliyordu.

 

Genç adam kalp atışlarının hızlandığını açıkça duyabiliyordu ve zihni çökmek üzereymiş gibi hissetti. Sonra bedeni çıplak bir şekilde bir düşmanla yüzleşiyormuş gibi soğuklaştı.

 

Yürürken yarattığı güçlü aura, bir bakışla tamamen çöktü.

 

Restoranın ilk katından bakan tüm siyah cübbeli adamlar şok dolu bakışlar attı. Hepsi uzakta olsa da o an oradalarmış gibi hissettiler. Bedenlerinden çıkan ter hemen kıyafetlerini ıslattı.

 

Yetişim seviyeleriyle bunun neden olduğuna, 3 kilometre uzaktaki bir bakışın neden onlara boğazlarında bir kılıç varmış gibi hissettirdiğine ve neden ölüm üzerlerine yaklaşıyormuş gibi hissettiklerine dair hiçbir fikirleri yoktu. 3 kilometre uzaktaki o adam katliam tanrısına dönüşmüş gibiydi!

 

İkinci kattaki yaşlı adamın gözleri parladı, sorna çabucak ayağa kalktı ve anında önündeki masanın patlamasına neden oldu.

 

Sakin yüzü aniden muazzam ölçüde değişti! Bedenindeki semavi - şeytani ruhsal enerji, öfkeli bir ejderha gibi içgüdüsel olarak kabardı.

 

Yaptığı her şeyi refleks olarak yapmıştı, o bakışa karşı direnememiş olsaydı ağır yaralanıp ölecekmiş gibi hissetmişti. Gözleri belirsizlikle doluydu, az önceki o bakıştaki öldürme niyeti ayrıca maddeseldi!

 

"Katliam Daosu! Bu Katliam Daosu! O kişi, öldürme niyetinin neredeyse maddesel hissettireceği öyle bir bakışa sahip olmak için ne kadar insan öldürdü?! O çok güçlü, hem de çok!"

 

Wang Lin'e olan bakışları çok ciddileşti ve o yalnızca Semavi Muhafızlarla yüzleşirken bu kadar ciddi olurdu!

 

"Çok korkunç! Yetişim seviyem onunkiyle aynı olsa da kesinlikle onunla aynı güçte değilim. Bir an önce gitmeliyim!" Bu kişi tereddüt etmedi. Bedeni hareket etti ve ışınlanmak üzereydi fakat anında boşluktan çıkmaya zorlandı.

 

İfadesi muazzam ölçüde değişti ve daha fazla ışınlanmaya çalışmayıp hemen ayağa kalktı. O an saldığı semavi - şeytani ruhsal enerji ikinci katın çökmesine neden oldu. Restorandan dışarı fırladı ve ne pahasına olursa olsun kaçmak üzereydi.

 

Ancak tüm bedeninden soğuk terler akarken anında gökte durdu. Wang Lin 3 metre önünde sakince ona bakıyordu.

 

"Yetişimimi böldün ve yine de gitmek mi istiyorsun?"

 

Yaşlı adam kederli bir gülümseme açığa çıkardı ve gözlerinde bir parça delilik vardı. Hiç tereddüt etmeden hayatı boyunca hiç dokunmak istemediği mühre dokundu ve bedenindeki semavi - şeytani ruhsal enerji anında patladı!

 

Yok edici bir aura çöken restoranı sardı, gürleme sesleri açığa çıkardı.

 

Sağır edici patlamadan sonra 300 metre içindeki her şey sessizleşti.

 

Wang Lin 300 metre uzakta ortaya çıktı. İfadesi normal olsa da gözlerinde bir parça kasvet vardı. Hafifçe kıyafetlerindeki tozu silkti ve uzağa yürüdü.

 

Nehirde, bedeninden gri gaz şeritleri çıkıp Wang Lin'in arkasından giderken genç adam yavaşça yere yığıldı...

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44297 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr