Bölüm 566: Hu Pao, Yaşlı Adam ve Zırh

avatar
2729 22

Xian Ni - Bölüm 566: Hu Pao, Yaşlı Adam ve Zırh


Çevirmen: Hollywood Hootsman

Editör: Lord Viole Grace


Ruh Arıtma Kabilesi'nin merkezindeki vadi yalnızca Wang Lin'e ait olan bir bölgeydi. Şu anda Wang Lin, önünde tek dizinin üstüne çökmüş On Üç'le birlikte vadinin içinde oturuyordu. On Üç'ün gözleri heyecanla doluydu.

 

Wang Lin kabileye döneli çoktan üç gün olmuştu ve On Üç onun tarafından bir büyüyle kendine getirilmişti.

 

Kendine geldikten sonra On Üç anında Wang Lin'i gördü ve kalbi hemen heyecanla dolup taştı. Wang Lin, On Üç'ten bu yıl olanları genel hatlarıyla öğrendi.

 

Hu Pao hakkında konuştuktan sonra Wang Lin nefesini verdi. Hu Pao'nun Kara Hapishane'den kayboluşu çok garipti. Zirve son aşama Ruh Dönüşümü ilahi hissiyle tüm şehri taramış ve Hu Pao'ya dair hiçbir iz bulamamıştı.

 

Hu Pao Wang Lin'inn öğrettiği ruh arıtma tekniğini yetiştiriyordu, bu yüzden nihayetinde ruh parçalarının kontrolü Wang Lin'e aitti. Fakat Wang Lin, Hu Pao'nun arıttığı ruh parçalarına dair bir iz bulamadı.

 

'Hu Pao ölmediyse gizemli bir yerde olmalı. Onu bulamamanın başka bir nedeni olamaz...' Wang Lin biraz düşündükten sonra Hu Pao meselesinin peşini bıraktı. Çoktan elinden geleni yapmıştı.

 

Başını kaldırıp On Üç'e baktı. Hu Pao'yla On Üç'ü Antik Şeytan Şehri'ne götürmesinin bir nedeni de onları sınamaktı.

 

İkisi sınamayı geçerse onlara yeni teknikler öğretecekti. Hu Pao için ruh arıtmanın yanı sıra ruh çıkarma da vardı!

 

Ancak bu ruh çıkarma büyüsü, ruh arıtmadan çok daha fazla çaba gerektiriyordu. Wang Lin değiştirmiş olsa da onu gelişigüzel öğretmezdi.

 

On Üç'e gelince, ilk baştaki On Üç'e Antik Tanrı Taktiği'ni verme fikri anında atıldı. Antik Tanı Taktiği asla öğrenemeyeceği bir şeydi!

 

Ancak bu yıl boyunca On Üç, Wang Lin'in sınamasını tam notla geçmişti. Wang Lin, On Üç'ün en az on yıllar boyunca ona tamamen sadık olacağını hissedebiliyordu.

 

Suzaku Gezegeni'nde Wang Lin Dev Şeytan Klanı'yla birçok kez etkileşime geçmişti. Dev Şeytan Klanı Atası'nı öldürdüğünde çantasını almıştı. O antik tanrı kanı damlasının yanı sıra içinde yeşimler de vardı.

 

Bu yeşimlerin arasında, Dev'in Dokuz Yetişimi denilen bir beden yetişim tekniği kayıtlı bir yeşim vardı. Elde ettiği zaman Wang Lin ona yalnızca bakmış ve sonrasında unutmuştu. Şimdi On Üç'e bakarken çantasına dokundu ve camgöbeği bir yeşim elinde belirdi.

 

Wang Lin yeşimi ilahi hissiyle taradı ve düşündü, 'İşte bu!' Dev'in Dokuz Yetişimi toplamda dokuz seviyeye sahip bir beden arıtma tekniğiydi. Dokuz ilahiyi de ezberledikten sonra son üç seviyeyi sildi ve yeşimi On Üç'e fırlattı!

 

On Üç heyecanlı bir şekilde yeşimi yakaladı. Wang Lin'e duyduğu minnettarlık zaten tarif edilemezdi. Yere diz çökerek birkaç kez secde etti ve konuştu, "Ata, On Üç hayatının geri kalanı boyunca yalnızca sizi dinleyecek!"

 

"Ruh Arıtma Kabilesi'ni iyi koru. Gidebilirsin!" Wang Lin sağ elini salladı ve hafif bir esinti On Üç'ü vadiden çıkardı.

 

Wang Lin tek başına vadinin içinde oturdu. Gök siyah sisle kaplıydı. Bu siyah sis Bir Milyar Ruhlu Ruh Bayrağı tarafından oluşturulmuştu ve onu kullanarak en etkili yöntemle ruh parçalarını besliyordu.

 

'Antik Şeytan Şehri'ndeyken bayrağı burada bırakmakta bir sakınca görmedim. Ancak başkent çok uzakta, bayrağı burada bırakamam!' Wang Lin gökteki siyah sise baktıktan sonra gözlerini kapatıp yetişim yapmaya başladı.

 

O anda, Ruh Arıtma Kabilesi'nin çok uzak batısında, neredeyse Gök Şeytan Ülkesi'nin yarısı uzaklıkta, ucu bucağı görünmeyen bir çöl vardı.

 

Bu yer, Şeytan Ruh Diyarı'nda çok vahşi bir yer olarak bilinirdi!

 

Söylentilere göre sayısız yıl önce burası Şeytan Ruh Diyarı'nın bir antik savaş alanıydı. Milyonlarca kilometrelik bölge cesetlerle kaplıydı ve yer koyu kırmızıya boyalıydı. Bir bakış bile insanın kalbini titretmeye yeterdi.

 

Bu antik savaş alanının dışında, dış dünyayla tüm bağlantıyı kesen görünmez bir kısıtlama vardı!

 

O an bu antik savaş alanında oturan bir genç adam vardı. Önünde 100'den fazla küçük bayrak vardı. Bu bayraklar rüzgarsız hareket edip yavaşça etrafında dönüyordu.

 

Bedenini bir siyah sis şeridi sarıyordu ve bu siyah sisin varlığı orada yatan çok sayıda ruhun uyanmasına neden oluyordu.

 

Bir ruh parçası her uyandığında şiddetli bir siyah gaz şeridi yerden fırlıyordu. Birkaç kez siyah sisle döndükten sonra küçük bayraklardan birine giriyordu.

 

Genç adamdan 300 metre uzakta siyah cübbeli bir yaşlı adam vardı. Bu kişi genç adama soğukça baktı ve bir tütsü çubuğunun yanacağı süre kadar sonra konuştu, "Tamam, bitir!"

 

Genç adam başını salladı, sonra eli bir mühür oluşturdu ve tüm küçük bayraklar siyah ışık saçıp eline indi. O an genç adam gözlerini açtı!

 

Yaşlı adamı görür görmez ayağa kalktı ve saygıyla konuştu, "Hu Pao Kurtarıcı'yı selamlıyor!"

 

Yaşlı adam başını sallayıp konuştu, "Çok iyi! Ruh arıtma yeteneğinle bu antik savaş alanındaki tüm ruh parçalarını arıttığın zaman Şeytan Ruh Diyarı'nda adımını atamayacağın yer kalmayacak!"

 

Hu Pao heyecanla dolu bir şekilde konuştu, "Tüm bunlar kurtarıcının sayesinde! Hayatımı kurtardınız, büyüler öğrettiniz ve ruh parçalarını arıtmam için buraya getirdiniz. Hu Pao bunları sonsuza dek hatırlayacak!"

 

Yaşlı adam hala soğuk olan ifadesiyle konuştu, "Büyünün garip olması ve daha önce hiç görmemiş olmam olmasaydı seni kurtarmazdım. Ayrıca önceki efendin Antik Şeytan Şehri'ne döndü, Şeytan Generali'yle dövüştü ve On Üç'ü kurtardı. Bir adım geç kaldım!"

 

Hu Pao karmaşık bir ifade sergileyip konuştu, "Buradaki tüm ruh parçalarını arıtabilirsem yapacağım ilk iş Wang Lin'i öldürmek olacak!" (E.N: Acıma yetime...)

 

Yaşlı adam Hu Pao'ya bakıp konuştu, "Her şeye rağmen sana ruh arıtma büyüsünü öğreten oydu. Neden bu kişiyi öldürmekte ısrarcısın?"

 

Hu Pao biraz düşündükten sonra alayla gülümsedi. "Bana ruh arıtma büyüsünü öğretse de art niyetleri vardı. Wang Lin, Sima Yan'ı kızdırmasaydı Kara Hapishane'ye atılmazdım!"

 

"Kara Hapishane'deki ilk birkaç ayda Wang Lin'in gelip beni kurtaracağına dair umudum vardı ancak zaman geçtikçe o umudum yok oldu. İşkence görürken neredeydi? Kötü muamele görürken neredeydi?"

 

"Nihayetinde onun beni kurtarmasına dair tüm beklentilerim nefrete dönüştü. O olmasaydı o duruma düşmezdim... Neyse ki Kurtarıcı beni kurtardı ve o gün uyandığımda bir daha asla köle olmayacağıma yemin ettim!"

 

Yaşlı adamın soğuk yüzü yavaşça hafif bir gülümseme sergiledi ve konuştu, "Güzel. Böyle kararlı düşüncelerin var, ilgimi çeken biri olmana şaşmamalı!" Sonra yaşlı adam arkasını dönüp bir adım atarak iz bırakmadan kayboldu.

 

Hu Pao yumruğunu sıkarak uzağa baktı ve kendi kendine mırıldandı, "On Üç çok saf ve Wang Lin tarafından aldatılıyor. Karanlık Hapishane'de geçirdiğim aylarda Wang Lin'in beni ve On Üç'ü feda edilebilir piyonlar olarak gördüğünü fark ettim! Wang Lin, ruh bayraklarımı kullanıp on milyonlaca ruh parçası salacağım gün yüzünün alacağı şekli merak ediyorum! Bakalım on milyonlarca ruh parçama nasıl direneceksin?"

 

"Dünya Yok Edici tekniğini kullanarak dördüncü seviyeye yetişim yaptığımda sonsuz şeytani ruhsal enerjiye sahip olacağım.  Wang Lin, Sima Yan, bekleyin siz!"

 

Hu Pao'nun gözleri yoğun öldürme niyeti saçtı.

 

Bu antik savaş alanın derinliklerinde simsiyah bir kule vardı. Bu kule onlarca metre uzunluğundaydı ve etrafında ışık halkaları vardı. Bu halkalar ona gelen tüm ışığı emebiliyormuş gibiydi. Uzaktan bakıldığında kule etrafında bir ihtişam havasına sahip gibiydi.

 

Siyah cübbeli adamın figürü kulenin dışında ortaya çıktı. Derin bir nefes aldı ve kuleye adım attı. Kulenin tepesinde iki diziyle de diz çöktü.

 

Önünde bir zırh seti vardı! Bu zırh çok eski görünüyordu ve kesinlikle bu çağdan değildi. Zeki gözler ona bakacak olsaydı anında bu zırhın ardında olağanüstü bir tarihe sahip olduğunu fark ederdi!

 

Hala oldukça sağlamdı ve simsiyahtı. Üzerine kazılı sayısız desen vardı ve hepsi de bulutlardı.

 

Bu bulutlar da simsiyahtı ve garip bir his veriyorlardı.

 

Uzaktan bakıldığında bu zırh seti odada bağdaş kurarak oturan biri gibi görünüyordu ve karşı konulamaz bir ihtişam hissi yayıyordu. Siyah gaz dalgaları zırhtan çıkıp kuleyi doldurdu.

 

İki ruhsal ışık aniden bir çift göz gibi miğferin içinde belirdi ve bakışları yaşlı adama düştü. O an dışarıdaki dünya, bir göksel ruh inmiş gibi hafifçe titredi.

 

Yaşlı adam derin bir nefes alıp konuştu, "Astınız kontrol etti ve Gök Şeytan Ülkesi'nin Şeytan İmparatoru Akrep'in çoktan 1.000 yıl önce son adımı atmış olması gerektiğini fakat güçle onu bastırdığını buldu!"

 

Miğferin içindeki ruhsal ışık parladı ve görünmez bir soğukluk zırhtan çıktı. Yaşlı adamın bedeniyle zihni titredi ve soğuk ter alnını kapladı.

 

Uzun bir süre sonra ruhsal ışık bir mesaj gönderiyormuş gibi yaşlı adamın gözlerine indi. Birkaç nefeslik süreden sonra ruhsal ışık kayboldu ve zırh normale döndü. Zırhın etrafındaki gizemli güç de ortadan kayboldu.

 

Yaşlı adam, tüm bedeni terle kaplı halde konuştu, "Emredersiniz!" Sonra ayağa kalktı ve saygıyla kulenin en üst katından çıktı. Sonra ilk kata döndü ve lotus pozisyonunda oturdu. Bu sefer açıkça daha rahattı.

 

'Bu Hu Pao denilen çocuk bir sürü ruh parçası emebilirse, ruh arıtma tekniğinin gizemli doğası ve simya yeteneğim birleştiğinde yetişimi kısa sürede hızla artabilir. Sonra şeytan muhafızlardan biri olabilmesi için tüm ömrünü ve potansiyelini bir saatlik güce yoğunlaştırabilsin diye efendinin Anlık Tekniği'ni yetiştirmesine izin vereceğim!'

 

'Bu ruh arıtma büyüsü çok gizemli fakat içinde gizli bir kusur varmış gibi hissediyorum. Ancak efendi çok uzun süre uyanık kalamaz, onun zamanını böyle küçük konularla harcayamam...'

 

'Hu Pao o gizemli büyüyü bilmiyor olsaydı niteliği ve yetişimiyle bir şeytan muhafızı olmaya yeterli olamazdı! Bu deney başarılı olursa gidip o Ruh Arıtma Kabilesi'ni kontrol etmeliyim!'  (Ç.N: Yetenekli arkadaşların zırh çizimini aşağı yorumlara beklerim :)

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44339 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr