Çevirmen: Hollywood Hootsman

Editör: Lord Viole Grace

O an altın ışık yaklaşıp elindeki kan formasyonuyla çarpıştı.

Kan formasyonu çöküp de altın ışık parçaları Yao Xixue'nin bedenine girerken boğuk bir güm sesi duyuldu.

Yao Xixue kendini kontrol edemeyip bir ağız dolusu kan kustu. Semavi ruhsal enerjisi, bedenine giren altın ışıkla savaşmak için deli gibi hareket etti.

Altın ışık bedene girdiğinde meridyenlerle ete çok fala zarar verirdi. Yalnızca semavi ruhsal enerji kullanılarak durdurulabilirdi, çünkü ikisi birbirini etkisiz hale getiriyordu!

"Sen ve önceki adam ölmezse mağaraya girmeye hak kazandığınız anlamına gelir!" Orta yaşlı adamın sesi su kadar sakindi.

Yao Xixue bunu duyduktan sonra lotus pozisyonunda oturup tüm dikkatini bedenindeki altın ışığı etkisiz hale getirmeye odakladı. Bedeninin içinde olanlara o kadar odaklanmıştı ki ona bakan soğuk gözleri fark etmedi.

Altın ışığa karşı direnmesinin en kritik anında bir gölge, platformun altındaki boşluktan bir meteor gibi fırladı.

Bu figür bir hasır şapka giyiyordu, yıldırım kadar hızlı hareket ediyordu ve bir anda platforma vardı. Hiç durmadan uzandı ve Yao Xixue'nin çantası uçtu. Aynı anda sağ eli uzandı ve Yao Xixue'nin kaşlarının arasına işaret etti.

O an Yao Xixue aniden şok dolu gözlerini açtı. Sıyrılmak istedi fakat yeterince hızlı değildi, bu yüzden elinden yalnızca parmağın kaşlarının arasına inmesini çaresizce izlemek geldi.

Bir yok edici güç kaşlarının arasından bedenine girdi ve meridyenleri boyunca hareket ederek yol boyunca meridyenlerini yok etti.

Aynı anda bedenindeki kalan az miktardaki semavi yeşim bu yok edici güç tarafından dağıtıldı. Bu ve az önceki saldırının kılıç enerjisi gücü yüzünden Yao Xixue kan kusup 10 metre geriye savruldu. Yere indiğinde kaşlarının arasında bir gri gaz şeridi belirdi, yaşam mührüne dönüştü ve tüm bedenini sardı.

Tüm gücüyle bağırırken Yao Xixue ağzının kenarlarından çıkan kanı kontrol edemedi, "Wang Lin!"

"Ölmemi mi istiyorsun? O kadar dolay değil!" Soğuk bir ses figürden geldi. İnce figür hasır şapkayı çıkardı. Bu Wang Lin'di!

Yao Xixue'nin gözlerindeki şok çok güçlüydü. Wang Lin'in ortaya çıkışı tamamen beklentilerinin dışındaydı. Hayatta kalmayı başarmış olsa bile ağır yaralanmış olmalıydı ve burada böyle ortaya çıkmamalıydı.

Ayrıca öncesinde ilahi hissini yayıp ona dair hiçbir iz bulamamıştı.

Wang Lin düz ifadesiyle Yao Xixue'ye baktı. Yaşanan her şey gizlice Wang Lin tarafından planlanmıştı. Bunun son platform olduğunu öğrendiği andan itibaren plan yapmaya başlamıştı.

Yao Xixue'yi tam gücünü kullandığına inandırarak kandırmak için şeytani düşünceyi kullanarak risk almıştı. Sonra kılıç enerjisi bedenine girdiği an hiç tereddüt etmeden bedenindeki semavi kristali parçalamıştı.

Kışladayken üç gün uğraşıp Yao Xixue'nden aldığı semavi yeşimlerin üçte birini bir semavi kristale dönüştürerek beklenmedik bir durum yaratmıştı.

Semavi kristal parçalandığında büyük miktarda bir semavi ruhsal enerji serbest kalmıştı. Normalde bu kadar çok semavi ruhsal enerji serbest kaldığına oturup yetişim yapmak zorunda kalırdı ve birazcık bile batırsaydı meridyenleri çok miktarda semavi ruhsal enerji tarafından zarara uğrardı.

Ancak kılıç enerjisi bedenine girdiğinde semavi ruhsal enerji kılıç enerjisini etkisiz hale getirerek çok iyi bir iş çıkarmıştı.

Sonra hemen planına göre hareket edip Yunque Zi'nin verdiği hasır şapkayı taktıktan sonra gizlice platforma dönmüştü!

Bu hasır şapka çok sayıda kısıtlama içeriyordu ve sahibi Yunque Zi'nin bir orta aşama Yükseliş yetişimcisi olduğundan bu hazine çok güçlüydü. Bu hasır şapkanın özelliği ilahi hissi gizlemekti ve Wang Lin birçok kez bu şapkayı kullanmış ve her seferinde de çok yararlı olmuştu!

Diğer kişi Yükseliş aşamasına ulaşmadığı sürece onu fark etmek imkansız olurdu!

Yao Xixue nasıl olur da bunu bilelebilirdi!?

Wang Lin, Yao Xixue'nin çantasını tutup sakince konuştu, "Dost yetişimci Yao, tekrar karşılaştık."

Yao Xixue'yle konuşuyor olsa da bakışları taş kapının önündeki orta yaşlı adama kaydı.

Orta yaşlı adamın bakışları hala sakindi, sanki önündeki her şey yokmuş gibiydi.

Yao Xixue dişlerini sıkıp konuştu, "Adi herif!"

Wang Lin hafifçe gülümsedi. Ona hakaret eden birçok insan vardı fakat her daim kazanan haklı, kaybeden de haksızdı. Bu yetişim dünyasının kuralıydı ve daima Wang Lin'in aklındaydı. Gülümsedi. "Dost yetişimci Yao bana sahte bir hap verdi ve buraya girmenin tehlikesini gizledi. Tek yaptığım birazcık intikam almak, beni bu kadar övmene gerek yok!"

"Babam Kan Atası bunu öğrenirse, Tian Yunzi'nin öğrencisi olsan bile kesinlikle seni öldürür! Ayrıca buraya gelmeden önce bir Ruh Kan Hapı aktive ettim!" Yao Xixue'nin yüzü, kandan yoksun bir şekilde çok solgundu.

"Kendini diriltmek için Kan Ruh Hapları'n varken seni neden öldüreyim ki? Onu kullanmak için ilk önce ölmelisin, bu yüzden ben de tüm bedenini mühürlemek için bir büyü kullanacağım. Bedeninde semavi ruhsal enerji kalmadığına göre nasıl öleceksin bakalım!" Wang Lin bir gülümseme takındı ve bu gülümsenin içinde bir parça karanlık vardı.

Yao Xixue'nin yüzü solgundu ve bedeninde hiç güç yoktu. Wang Lin'in dediği gibiydi, bedeninde semavi ruhsal enerji kalmamıştı ve meridyenleri parçalanmıştı. Normalde bedeni böyleyken ölürdü ancak bedenindeki mühür onu hayatta tutmak için yaşam gücü dalgaları gönderip duruyor, onu bu yaşamla ölüm arasındaki döngüde hapsediyordu.

Yaşamı ve ölümü bu döngüde sıkışıp kalmıştı!

"Yaşamla ölüm arasında ölemeden sıkışıp kalmış bir şekilde seni binlerce yıllık yalnızlığa maruz bırakmam için yapmam gereken tek şey seni bir yerde mühürlemek. Kendini öldürmek için dilini ısırmaya çalışsan bile alnındaki mühür seni engelleyeceğinden başaramazsın! Bakalım Kan Ruh Hapı'yla şimdi nasıl dirileceksin!" Wang Lin'in sesi sakindi ve Yao Xixue'nin kulaklarına girdiğinde ifadesini büyük ölçüde değiştirdi.

Wang Lin bunları söylerken istemsizce Suzaku Gezegeni'nde yetişiminin Dev Şeytan Klanı Atası'yla Xue Yue'nin yetişimcisi tarafından yok edildiği zamanı hatırladı. Bir harcanmış haline geldikten sonra haydutlar tarafından su hapsine atılmıştı. Orada bilinmeyen bir süredir mühürlü olan bir dişinin iskeletini bulmuştu!

Wang Lin içinden düşündü, 'Bu dünyadaki her şeyde bir döngü var!'

İleri birkaç adım atıp Yao Xixue'nin önünde durdu. Sonra eli büyük memelerine doğru uzandı. Yao Xixue dudağını ısırdı ve gözleri yoğun öldürme niyeti ve aşağılanma açığa çıkardı.

Eli memelerinin arasına uzanırken Wang Lin bu bakışı hiç umursamadı. Araştırırken anında bedeninin yumuşaklığını hissetti.

Yao Xixue gerçekten nadir bir güzellikti ve mevkisi de insanları cezbediyordu. Kan Atası'nın kızı olduğundan normalde herkesten üstündü ancak bugün bu konuma düşmüştü.

Wang Lin gülümseme olmayan bir gülümsemeyle yumuşacık memesini sıktı ve elini geri çektiğinde üç çanta tutuyordu.

Yao Xixue'nin gözlerindeki aşağılanma, dişlerini gıcırdatıp Wang Lin'e bakarken çok şiddetliydi. Uzun yıllardır yetişim yapıyor ve bakire bedenini koruyordu, daha önce hiç bir erkekle bu kadar yakın temas kurmamıştı!

Çantaları kaldırdıktan sonra Wang Lin konuştu, "Dost yetişimci Yao, bir anlaşma yapmaya ne dersin?"

Yao Xixue Wang Lin'e baktı ve tek kelime etmedi!

Wang Lin hafifçe gülümsedi. "Seni ömrünün sonuna kadar mühürleme niyetindeyim ancak bu Şeytan Ruh Diyarı'nda 500 yıllık bir süre kısıtlaması var. Bu yüzden sana sorular soracağım ve cevap verdiğin her soru için 50 yıl eksilteceğim. Ne dersin?"

Yao Xixue derin bir nefes alıp biraz düşündü. Sonra soğukça sordu, "Doğru söyleyip söylemediğini nereden bileyim?"

Wang Lin çenesini ovuşturup konuştu, "Cevap vermek zorunda değilsin!"

Yao Xixue soğukça Wang Lin'e bakıp homurdandı. "Sor!"

"Yalan söylersen şu an bilmesem bile ileride bilirim. O zaman mührünü bozmadığım için beni suçlama!"

"İlk soru, neden bu kadar çok bu mağaraya girmek istiyorsun?" Wang Lin'in sorusu çok akıllıcaydı, çünkü birçok şeyi kapsıyordu.

Yao Xixue başını çevirip taş kapıya baktı. Taş kapının dibindeki orta yaşlı adamın hala sakin bir ifadesi vardı.

"Sadece girmek istiyorum, nedeni falan yok!"

"Bunu sen istedin!" Wang Lin'in gözleri soğuklaştı ve eli mühürler oluşturup yere düşerek bir kısıtlama döngüsü çemberi yaratan kısıtlamalar açığa çıkardı. Git gide Wang Lin daha fazla kısıtlama yarattı ve yerdeki kısıtlama çemberi bir siyah ışık yaymaya başladı.

Tüm bunları yaptıktan sonra Wang Lin Yao Xixue'yi tutup onu çembere fırlattı. Sağ eli bir mühür oluşturdu ve usulca konuştu, "Mühürle!"

Bİr kelimeyle kısıtlama çemberi hızla küçülüp Yao Xixue'yi sardı. Bir anda bir kısıtlama küresi oluşturdu!

Wang Lin elini salladı, kürenin küçülüp çantasına uçmasını sağladı.

Tüm bunları yaptıktan sonra Wang Lin taş kapının önündeki orta yaşlı adama dönüp konuştu, "Girmeye layık mıyım?"

Orta yaşlı adam hala sakin olan ifadesiyle yavaşça konuştu, "İkiniz birlikte üç kılıç enerjisi saldırısına dayandınız, doğal olarak girmeye layıksın. Fakat mağaranın içindeki her şey Efendi tarafından mühürlenmiştir, mührü açamazsan hiçbir işine yaramaz!"

Wang Lin acele etmeden biraz düşündükten sonra sordu, "Bu mağara ne?"

"Efendi'nin mağarası!"

"Efendin kim?"

"Efendi, Efendi'dir. Ne demek Efendi kim!?"

Wang Lin orta yaşlı adama baktı. Biraz düşündükten sonra sordu, "Bundan önceki 11 platformdaki altın semboller neydi?"

Orta yaşlı adam yavaşça konuştu, "Bir koruma büyüsü ancak Efendi mağarayı mühürledikten sonra merkezi kontrol kalmadığından korumlar gücünün çoğunu kaybetti. Aksi takdirde ikiniz hayatta buraya ulaşamazdınız!"

Wang Lin parlayan gözleriyle sordu, "Ben içerideyken başka biri üç kılıç enerjisi saldırısına dayanabilirse o da mağaraya girebilecek mi?"

"Mağaranın içindeki bir mührü kırabilirsen mağaraya girme hakkını kazanırsın. Bundan sonra mağara otomatikman mühürlenir ve ölmediğin sürece başka kimsenin girmesine izin vermez."

Wang Lin tekrar sordu, "Bu mağara sayısız yıldır var, daha öncesinde girenler oldu mu?

"Evet, ama hepsi öldü!"

"Buradan nasıl çıkarım?"

"Bir mührü kırarsan çıkabilirsin!"

Wang Lin düşündü. Daha fazla sorarsa mağara ruhunun cevap vermeyeceğini biliyordu. Biraz düşündükten sonra soru sormayı bırakıp taş kapıya yürüdü.

Wang Lin'in taş kapıdan geçtikten sonra önünde beliren şey, bir ölümlü kralının kraliyet sarayına çok benzeyen saray gruplarıydı. Bir sarayın ön kapısının tam önünde ortaya çıktı.

Zayıf bir semavi ruhsal enerji bölgeyi sarıyordu. Derin bir nefes aldı ve anında ferahlamış hissetti. Sonra ileri bir adım attı fakat hemen başını eğip yere baktı.

Yer yeşil taşlarla döşeliydi ve çok düzdü. Wang Lin çömelip eliyle yere dokundu ve ifadesi hemen garipleşti.

"Semavi yeşim..."

Wang Lin ilahi hissini yaydı ve hemen etrafın mühürleyici kısıtlamalarla çevrili olduğunu fark etti. İlahi hissinin çekilmesi, yayılmasıyla neredeyse bir oldu.

'Buradaki tüm yapılar semavi yeşimlerden inşa edilmiş.' Wang Lin semavi yeşim konusunda çok hassastı ve şimdi önünde her şeyi semavi yeşimden yapılmış bir yer varken derin bir nefes alamadan edemedi.

'Maalesef ki hepsinin üzerinde çok güçlü mühürler var. Aksi takdirde kesinlikle hepsini kazardım!' Wang Lin acınası bir bakışla semavi yeşim yoluna baktı.

Yaklaşık 30 metre önünde dev bir hap fırını vardı. Hap fırının üzerinde kolu kalındığında delikler vardı ve bu deliklerden beyaz duman çıkıyordu.

Hap fırının yüzlerce metre ötesinde üç katlı bir yapı vardı.

Wang Lin ileri yürüdü, hap fırının yanında durdu ve deliklerden içeri baktı.

Fırının dibinde bir su birikintisi vardı ve beyaz duman bu su birikintisinden çıkıyordu.

'Buraya giren ilk kişi ben değilim. Belki de önceden bu hap fırının içinde haplar vardı ve başka biri tarafından alınmıştır.' Wang Lin'in gözleri, hap fırınına bakarken küçüldü.

Üzerinde bir kısıtlama mührü vardı ancak kırılmış durumdaydı. Çok belli bir şekilde uzun zaman önce biri tarafından kırılmıştı.

Dikkatlice etrafa baktıktan sonra Wang Lin binaya doğru yürüdü. Binanın önünde durup ona baktı. Bu bina mühürlüydü ve ona giden üç merdivenin her birinin üzerinde bile bir mühür vardı.

'Bu bir hepsi bağlantılı mühür. Kısıtlama aktive olduğuna binanın içindeki ve dışında her şeyi bir kısıtlamaya dönüştürüp tüm binayı mühürleyebilir! Bu mühürleme yöntemi antik zamanlarda bile çok nadirdi. Okuduğum bazı kitaplarda bunun Semavi Alem'den geldiği ve semavi kısıtlamalar olarak geçtiği kayıtlıydı!'

Wang Lin etrafına bakıp mırıldandı, “Bu mağara kısıtlamalarla dolu. Bu gerçekten de bir semavinin mağarası olabilir mi?..”

Bunu düşünürken Wang Lin daha da temkinli hale geldi. Önündeki binadaki kısıtlamalar çoktan başka biri tarafından kırılmış olsa da yalnızca etrafını dikkatlice kontrol ettikten sonra bir adım atardı.

Binada üç kat vardı ve Wang Lin yalnızca dikkatlice gözlemledikten sonra girip binada ilerledi. Bu çok zaman alsa da Wang Lin'in binadaki tüm kısıtlamaları açıkça görmesini sağladı.

Bu bina tamamen boştu, ne bir masa ne de sandalye kalmıştı. Yerde eskiden sandalyeler ve masalar olduğunu gösteren izler olmasaydı Wang Lin onların biri tarafından alındığını düşünmezdi.

Wang Lin kendisiyle dalga geçti. “Bir semavinin mağarasındaki sandalyelerle masalar bile normal olmamalı, alınmaları gayet mantıklı!”

Bu üç katlı bina tamamen boştu. Wang Lin içeride tek bir şey bile bulamadı ve tüm kısıtlamalar çoktan kırılmıştı. Ancak dikkatlice baktıkça bu kısıtlamaların hepsinin tek bir kişi tarafından kırılmadığını fark etti, kullanılan en az üç farklı yöntem vardı.

Yöntemlerden biri antik kısıtlamaları kullanıyordu ve çok ustacaydı. Bu yolla kırılan kısıtlamalar bir erik çiçeği şekline dağılırdı. Wang Lin daha önce bu yöntemi antik kayıtlarda görmüştü, buna 18 Erik Çiçeği Kısıtlaması deniyordu!

Buradaki kısıtlamaların çoğu bu yöntemle kırılmıştı. Açıkça aynı kişi tarafından yapılmıştı.

Bu kısıtlama antik yetişim dünyasında çok ünlüydü fakat çok az insanın öğrenebileceği bir şeydi. Öğrenciler bile mevkilerine bağlı olarak daha fazla öğrenebilirdi, bir öğrenci en fazla 9 kısıtlamaya kadar öğrenebilirdi. Yalnızca tarikat ustası 18 kısıtlamaya kadar öğrenebilirdi!

Tam çıkacakken Wang Lin'in gözleri aniden küçüldü. Masalarla sandalyelerinin alındığını gösteren yerdeki işaretlere baktı!