Bölüm 554: Altı Çizgili Altın Sembol

avatar
2762 22

Xian Ni - Bölüm 554: Altı Çizgili Altın Sembol


Çevirmen: Hollywood Hootsman

Editör: Lord Viole Grace


'Söylentiye göre tüm Şeytan Ruh Diyarı bir zamanlar bir semavi imparatorun mağarasıydı. Bu yer de semavi imparator tarafından yaratılmış olabilir mi?' Wang Lin biraz düşündükten sonra etrafına baktı. Daha fazla bunu düşünmeyip kendini sakleştirerek alanını kavramaya başladı.

 

Yaşam ve Ölüm Alanı, Şeytan Ruh Diyarı'nda girmeden önce çoktan bedeniyle birleşmişti. O an kalbi alanına daldı. Sol eli ölüm, sağ eli yaşamdı ve aralarında Sonsuzluk Nehri vardı.

 

Alanına dalmış olmasına rağmen Wang Lin'in gardı hiç düşmedi. İlahi hissinin birazını bedeninin etrafında döndürüyordu, bu sayede Yao Xixue bir şey yaparsa anında tespit edebilecekti.

 

Wang Lin çok kurnazdı, bu yüzden kendisi bunu akıl edebildiyse Yao Xixue'nin de akıl edebileceğini biliyordu. Yani harekete geçmek için iyi bir zaman değildi.

 

Yetişim yaparken Yaşam ve Ölüm Alanı'nın görüntüsü yavaşça etrafında belirdi. Kavramaya devam ettikçe ruhsal bir duruma girdi ve etrafındaki her şey zihninde apaçık bir şekilde belirdi.

 

Gökten düşüp platformda toplanan gizemli bir gücü belli belirsiz hissedebildi.

 

Bu güç sessizce Yao Xixue'nin etrafında yoğunlaşıp çevresinde döndü.

 

Wang Lin'in kalbi, tüm dikkatini hemen gizemli güce yoğunlaştırırken titredi. Gizemli güç Yao Xixue'nin etrafında dönerken aniden kaşlarının arasındaki noktaya doğru hareket edip orada yoğunlaştı.

 

O an altın bir ışık Yao Xixue'nin kaşlarının arasından çıktı. Üç nefeslik süre sonra altın ışık dağıldı ve gözlerini açtı.

 

İki göz bebeğinde de parlayan atlın semboller vardı. Bu sembollerden her biri üç çizgiden oluşuyordu. Karmaşık olsalar da Wang Lin birazını anlayabildi.

 

Yao Xixue'nin altın semboller içeren gözlerine baktığında Wang Lin'in kalbi şiddetle titredi. Zihnine yıldırım çarpmış, kalbinde gök gürültüsü gürlemiş gibiydi. Tuo Sen'le ilk karşılaştığında yaşadığı hissin aynısını yaşadı. O an Yao Xixue, bir son aşama Ruh Dönüşümü yetişimcisi olmayı bırakmış ve Wang Lin'in savaşamayacağı çok güçlü bir ölümsüze dönüşmüş gibiydi!

 

Bu his çok kuvvetliydi, Wang Lin'in ruhuna dalgalanan güçlü dalgalar gibiydi. Tian Yunzi bile Wang Lin'in kalbini böyle titretemezdi.

 

Wang Lin'in kalbi şiddetle titredi ancak dao kalbi sağlam olduğundan anında bir şeylerin yanlış olduğunu fark etti. Bu ihtişamı veren Yao Xixue değil de gözlerindeki altın sembollerdi.

 

Wang Lin derin bir nefes alıp kalbindeki titremeyi bastırdı. Daha fazla ona ilgi göstermedi ve bunun yerine alanını kavramaya odaklandı. Önceden sembollere sahip olmadığını çok iyi hatırlıyordu, bu yüzden onların az önce beliren gizemli güçle büyük bir bağlantısı olmalıydı.

 

Yao Xixue'nin gözleri bir anlığına açıldıktan sonra onları tekrar kapattı ve sessizce yetişim yapmaya geri döndü.

 

Wang Lin, Reenkarnasyon Döngüsü'nün Yaşam ve Ölümü'ne daldı. Geçmişten sahneler zihninde canlandı. Yaşamla ölümü öğrenişi, yaşıman ne olduğunu öğrenişi, ölümün ne olduğunu öğrenişi, Yaşam ve Ölüm Parşömeni'ni açışı ve nihayetinde alanın bedenine girişi. Tüm bunlar Wang Lin'in kalbinden akıp geçti.

 

Bilinmeyen bir süre sonra o gizemli güç bir kere daha platformda belirdi.

 

Yao Xixue aniden gözlerini açtı. Gözlerinden çıkan altın ışık göz kamaştırıcıydı. Normal bir ifadeyle boşluğa baktı.

 

Gizemli güç çabucak ortaya çıkıp Wang Lin'in etrafında dönmeye başladı.

 

O an Wang Lin'in zihni gizemli bir duruma ulaştı, rüya görüyor gibiydi. Figürleri bir bir aydınlatırken bir halüsinasyonlar dünyasına girmiş gibi hissetti.

 

Hiçbir şeyi açıkça göremiyordu fakat aynı anda her şeyi açıkça görebiliyor gibiydi.

 

Bu çelişkili his rahatsız hissetmesine neden oldu.

 

Ona bir şey anlatmaya çalışıyormuş gibi kulaklarında vızıldayıp duran alçak kadın veya erkek sesi mırıltıları vardı. Ancak dikkatlice dinlemeye çalıştığında hiçbir şey bulamadı.

 

Bu his uzun bir süre sürdü, Wang Lin'in zaman kavramını unutmasına yetecek kadar uzun.

 

Kulaklarının yanındaki ses yavaşça şiddetlendi ve önlerindeki figürler yavaşça daha net hale geldi.

 

Tam her şey gözlerinin önünde netleşecekken hepsi aniden bir illüzyona döndü ve sessizce kaybolmaya başladı. O an Wang Lin, her şey tam bu netleşme ve kaybolma durumdayken bu fırsatı değerlendirdi.  Gözleri parladı ve Semavi Katliam Tekniği'nin tek yaşam mührü hemen alnında yoğunlaştı.

 

"Benim adım Qing Lin..." Net bir ses hemen kulaklarının yanında belirdi fakat bu ses yalnızca bir anlığına sürdükten sonra kayboldu.

 

Wang Lin tam zamanında harekete geçmişti. Yaşam mührünü çok erken kullansaydı bu sesi asla duymazdı. Bu sesi duyabilmesinin tek nedeni yaşam mührünü doğru zamanda kullanmasıydı!

 

Bakmak yerine dinlemeyi seçti, çünkü görme genellikle kişinin düşünceleri tarafından engellenirken bir ses daha gerçek bir şekilde bilgi iletebilirdi!

 

Tüm bunlar kaybolduğu an Wang Lin rüyadan uyanmış gibi gözlerini açtı. Artık gözlerinden şiddetli bir altın ışık parlıyordu.

 

Altın ışık altı nefeslik süre sürdükten sonra kayboldu. O an altın semboller gözlerinde ortaya çıktı. Bu semboller altı çizgiden oluşuyordu ve çok karmaşık gözüküyordu.

 

Yao Xixue'nin ifadesi çirkindi. Wang Lin'in kavraması sırasında bir altı çizgili sembol elde edeceğini düşünmemişti.

 

Wang Lin gözlerini açtığı an Yao Xixue'ye baktı ve anında semboller hala orada olsa da dayanamadığı güçlü ihtişamın artık olmadığını fark etti. Bir nedenden ötürü bir hor görme hissi kalbinde ortaya çıktı.

 

Wang Lin'in bakışı Yao Xixue'yi çok rahatsız etti, bu yüzden refleks olarak başka tarafa baktı. Soğukça konuştu, "Altın sembollerle Saygın Ejderha Yolu'nda yürüyebiliriz. Gidelim!" Sonra ejderha yoluna adım atıp hızla ilerledi.

 

Wang Lin'e baktığında gözlerindeki altın sembollerin söndüğünü fark etmemişti bile. Bir ateş böceği ayla karşılaşmış gibiydi, ikisi de parlak olsa da karşılaştırıldıklarında ataş böceği doğal olarak daha sönüktü.

 

Wang Lin elini gözlerinin önüne getirdi. Gözleri avucuna baktığında avucuna net bir sembol yansıdı.

 

'Bu altın sembol de neyin nesi?..' Wang Lin Saygın Ejderha Yolu'na doğru yürüyüp yavaşça ilerlerken düşündü.

 

Ejderha yolunun altı sonsuz, yıldızlı bir hiçlikti. Düşme durumunda hayatta kalıp kalınmayacağı belli olmasa da düşme düşüncesi insanın ödünü patlatmaya yeterdi.

 

Ejderha yolu yavaşça sola ve sağa yöneldi. Bir ölümlü bu yolda olsaydı ölümüne korkardı ancak yetişimciler için bunun hiçbir etkisi yoktu.

 

İkisi, uzağa uzanan yolu takip ederken önlü arkalı çok hızlı hareket etti.

 

Bu yolun sonu yok gibiydi. İkisi üç gün hiç dinlenmeden yol aldı ancak önlerindeki yol uzamaya devam etti.

 

Yao Xixue'nin ifadesi normaldi. Buraya birçok gez gelmişti, bu sayede daha yolun yalnızca üçte birini aştıklarını biliyordu.

 

Günler sonra başka bir dev platform Saygın Ejderha Yolu'nun önünde ortaya çıktı. Platformda duran bir eşya vardı.

 

Bu eşya yaklaşık 10 metre yüksekliğinde bir heykeldi ve platformun merkezinde duruyordu. Bu bir insanın heykeliydi ancak bu erkek heykelin çok büyük kulakları ve kolları vardı.

 

Yao Xixue ejderha yolunda yürümeyi bıraktı, çok arkasında olmayan Wang Lin'e baktı ve konuştu, "Burası ilk mühür! Her birimiz bir kat kıracağız. Ben ilk katı, sen de ikinciyi kıracaksın!"

 

Wang Lin normal ifadesiyle sakince konuştu, "Tamam!"

 

Yao Xixue daha fazla konuşarak zaman kaybetmedi. Havaya atladı ve yıldırım gibi platforma atıldı. Bedeni platforma indiği an bir altın ışık otomatikman gözlerinden yayıldı. Bu altın ışık altın sembolleri içeriyordu ve onunla birlikte platforma indi.

 

Heykel titredi ve içinden beyaz gaz çıktı. Sonra aniden gözlerini açıp acımasız bir bakış attı. Ayağını kaldırıp tüm platformu titreten bir adım attı.

 

Yoğun bir öldürme niyeti o adımla birlikte hemen yayıldı.

 

Yao Xixue havada süzüldü. Şimdiye kadar bu heykelle birkaç kez başa çıktığından onu çok iyi biliyordu. Sağ eliyle çantasına dokunup bir yeşim çıkardı. Bu yeşim kan kırmızısıydı ve açıkça normal bir yeşimden farklıydı.

 

"Mühürle!"

 

Bir kelimeyle Yao Xixue yeşimi fırlattı. Yeşim havada parçalandı ve göz açıp kapayıncaya kadar heykeli saran yoğun bir kan kırmızısı ışığa dönüştü.

 

Kan kırmızısı ışık heykeli kuşatıp üzerine bir kan kırmızısı kıyafet atılmış ve kendisini hapsetmiş gibi görünmesine neden oldu. Ne kadar sıkı debelenirse debelensin heykel kan mührünü kıramadı.

 

Yao Xixue'nin güzel figürü yavaşça yere indi. Dönüp Wang Lin'e baktıktan sonra platformun diğer ucuna doğru döndü. Platformun diğer tarafından başka bir Saygın Ejderha Yolu vardı.

 

Wang Lin'in göz bebekleri küçüldü. Bu heykelin yetişiminin bir ilk aşama Ruh Dönüşümü yetişimcisinden aşağı kalır yanı yoktu. Zekadan yoksun olmasına rağmen o adımın gücü çok kuvvetliydi. Büyü kullanmasına veya özgürce hareket etmesine izin verilseydi kesinlikle onla başa çıkmak zor olurdu.

 

Ancak birkaç saniye önce Yao Xixue onu kolayca mühürlemişti. Bu, Wang Lin'in ona dair tamamen yeni bir görüş edinmesine neden oldu.

 

Wang Lin içinden düşündü, 'Bu kadar güçlü olduğuna göre o yeşim babası tarafından arıtılmış olmalı!' Platforma atlarken düşüncelerini hiç dışa yansıtmadı. Kan kırmızısı ışıkla kaplı heykelin yanından geçtiği an ona doğru döndü ve bir altın ışık parıltısının kaybolduğunu görür gibi oldu.

 

Wang Lin'in ifadesi, sıradaki ejderha yoluna adım atarken hiçbir şey açığa çıkarmadı. Yola adım attığında arkasını dönerek gelişigüzel bir şekilde heykele baktı ve arkasına döndüğü an alnındaki yaşam gözlerine yoğunlaştı. Bakışları kan kırmızısı ışığı delip geçti ve heykelin üzerindeki parlayan sembolü gördü!

 

Bu sembolün yalnızca bir çizgisi vardı ve çok netti!

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43991 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr