Bölüm 511: Savaş!

avatar
2884 22

Xian Ni - Bölüm 511: Savaş!


Çevirmen: Hollywood Hootsman

Editör: Lord Viole Grace


İki Da Lou Kılıç Tarikatı kıdemlisi yerde derin ayak izleri bırakarak bedenleri geri uçarken ikisi de neredeyse aynı anda kan kustu.

 

Bıraktıkları her ayak izi yerin hafifçe titremesine neden oldu.

 

Gri gaz yayılırken ondan bir şerit kılıç gibi fırladı. Hedefi iki kıdemli değildi, gizlice Işıltılı Altın Meyvelerini hasat etmeyi deneyen Ruh Oluşturma'daki yaşlı adam Lu Songyi'ydi.

 

Lu Songyi'nin ifadesi büyük ölçüde değişti. Zamanında sıyrılamayacağını bildiğinden ışınlanmaya başladı. Burada ışınlanmanın tehlikeli olduğunu biliyordu ancak o anda asıl endişelenmesi gereken konu bu değildi. Figürü bükülmeye başladı ve kaybolmak üzereydi.

 

Ancak gri gaz ona doğru yaklaşırken gri gazın içinden soğuk bir homurdanma geldi.

 

Homurdanmadan sonra gri gaz aniden vardı ve bükük uzayı kırıp geçti. Göz açıp kapayıncaya kadar gri gaz tam ışınlanacakken Lu Songyi'nin bedenine yöneldi.

 

"Sen!" Lu Songyi'nin ifadesi büyük ölçüde değişti ve konuşmak üzereydi fakat bedeni aniden titredi ve bir balon gibi genişlemeye başladı.

 

Bu sahne çok garipti. Lu Songyi'nin bedeni sınırına ulaştıktan sonra BOOM diye patladı! Bir Da Lou Kılıç Tarikatı Ruh Oluşturma yetişimcisi böyle patlamaya zorlandı.

 

Bumm, bumm, bumm! Çok miktarda et ve kan yere yağarken ses hala vadide yankılanıyordu.

 

Zayıf bir kan sisi etrafı sardı.

 

Kan sisinin içinde mor giyimli bir figür yavaşça vadiye girdi!

 

Bu kişinin başının arkasında gelişigüzel bir şekilde salınmış uzun saçları vardı. Yüzü yakışıklı değildi fakat bu kişi bu dünyadan değilmiş hissi yayıyordu. Parmağının etrafında iki küçük ejderha gibi hareket eden iki gri gaz ışını vardı.

 

Belinde üzerinde "Yedi" kelimesi kazılı bir mor nişan vardı!

 

Wang Lin'in ortaya çıkışı tüm vadinin sessizleşmesine neden oldu.

 

Guo Xingyi'nin yüzü azıcık bile kan bulundurmadan tamamen solgundu ve bedeni hafifçe titriyordu. Sağ eli parmaklarını beyazlaşana kadar kılıcını sıktı.

 

Küçük çırak kız kardeşi dehşet dolu bir görünüm sergiledi. Nihayetinde daha fazla dayanamayıp diz çökerek kustu. Yüzü bir ölününki kadar solgundu.

 

Da Lou Kılıç Tarikatı'nın üyesi gibi görünmeyen mavi cübbeli genç adama gelince, kan gibi tadı olan bu havadan derin bir nefes alırken öncekinden daha da kendinden geçmiş gibi göründü.

 

Bu üçünün dışında Qian Qin adlı kadın rahatsız ve cebelleşen bir ifade sergiledi.

 

Bu küçüğün yetişimi ve zihniyeti, iki kıdemlininkiyle karşılaştırabilecek kadar güçlü değildi. Her ne kadar kalpleri sarsılmış ve işlerin kötüye gittiğini fark etmiş olsalar da ifadeleri sakin ve yalnızca biraz çirkindi.

 

Wang Lin'in ifadesi bakışları her birini süpürüp geçerken sakindi. Sonra eli rastgele havaya işaret etti ve gri gaz şeritleri vadideki parçalanmış etlerden çıkıp hızla bir araya geldi.

 

Büyük bir gri gaz bulutu oluştu ve hızla Wang Lin'in parmağına ilerledi.

 

Çok miktarda gri gaz Wang Lin'in parmağında birleşerek parmak ucunda bir küre oluşturdu. Küre çok bulanıktı ve gizemli bir güç içeriyordu, bakanlar ona bakmayı bırakamıyordu.

 

Wang Lin'in gözleri, gelişigüzel bir şekilde parmağını sıkarken sakindi. Kürenin içinden bir enerji dalgalanması çıkıp bir tırnak büyüklüğüne kadar küçülmesine neden oldu. Wang Lin onu eliyle kavradı ve elini açtığında gri kaz küresi gitmişti.

 

Da Lou Kılıç Tarikatı'nın Shi Fang'i Wang Lin'in belindeki nişana baktıktan sonra kelimesi kelimesine konuştu, "Göksel Kader Tarikatı, mor bölümün yedinci öğrencisi, Wang Lin!"

 

Wang Lin elini çektikten sonra Shi Fang'e bakıp konuştu, "Bir soruma cevap verirseniz birinizin gitmesine izin veririm!"

 

Shi Fang evrendeki en komik şeyi duymuşçasına kahkaha atmaya başladı. Sağ eli bir mühür oluşturdu ve göğe işaret etti, sonra güçlü bir kılıç enerjisi sırtındaki kından geldi. Kılıç enerjisi yeşildi ve göğe yükseldi.

 

Shi Fang alayla gülümsedi, "Wang Lin, bir orta aşama Ruh Dönüşümü yetişimcisi olsan da bizim ilk aşama Ruh Dönüşümü yetişimimiz ve tarikattan aldığımız hazinelerle bizi öldürsen bile nihayetinde ağır yaralanırsın. O zaman bir buçuk ay sonra açıldığında Doğu Şeytani Ruh Denizi'ne nasıl gideceksin?!"

 

Çoktan Doğu Şeytani Ruh Denizi'ne girmek için seçilen insanların listesi hakkında söylentiler duymuştu. Yeni kabul edilen mor bölümün yedinci öğrencisinin seçilerinden biri olduğunu da duymuştu.

 

Şimdi Wang Lin'i görünce kumar oynmaya karar verdi! İkisi de tam güçte misilleme yapıp onu yarayabileceğinden Wang Lin'in kendilerine karşı pervasızca hareket etmeye cüret edemeyeceğine dair kumar oynadı. Bu Wang Lin'in Doğu Şeytani Ruh Denizi'ne yapacağı yolculuğu mahvederdi.

 

Kısa kıdemli Wang Lin ortaya çıktığından beri hiç konuşmamıştı fakat gözleri ona kilitliydi. Şimdi Wang Lin'in sözlerini duyunca gizlice bir şeylerin yanlış olduğunu fark etti. Gözlemlerine göre bu kişi önceden dikkatlice düşünmeden bir işe kalkışacak biri değildi. Bu kişiyle konuşmaktansa diğer kıdemliyle takım olup bu şansı şimdi saldırmak için kullanmayı tercih ederdi. Ruh Dönüşümü'nün ilk aşamasındaki yetişimleriyle bir orta aşama Ruh Dönüşümü yetişimcisine karşı kazanma şansları zaten yüksek değildi.

 

Kısa kıdemli dişlerini sıkıp tek kelime etmeden hareket etmeye başladı. Çantasına vurdu ve elinde kan kırmızı bir bayrak belirdi. Bir sallayışla bayraktan bir kan sisi çıkıp anında tüm bedenini kapladı.

 

"Ölümünle yüzleş!" Kısa kıdemli, eli mühürler oluştururken ve onları vahşice avuçlarına gönderirken bağırdı. Kan kokusu taşıyan kanlı avuç izleri aniden kan sisinde ortaya çıkıp Wang Lin'e doğru fırladı.

 

Aynı anda kısa kıdemli dilini ısırıp çok miktarda kan özü tükürdü. Bu kanın renginde bir sarılık vardı ve kanı tükürdükten sonra kısa kıdemli ilahi söylemeye başladı. Bir hayalet gibi ilahi söyleyip duyulmasını zorlaştırdı fakat gizemli bir güç göklerden inmişçesine aniden ortaya çıktı.

 

"Göksel Hayalet Yutuşu!" İlahiyi bitirdikten sonra kısa kıdemlinin gözleri parladı. Yüksek sesli bir bağışla hafif altın sarısı kan özü gizemli bir şekilde hareket etmeye başladı ve göz açıp kapayıncaya kadar ortadan kayboldu.

 

Kaybolduğu an 30 metre uzunluğundaki illüzyon bir kafa aniden kısa kıdemlinin arkasında belirdi. Bu kafa çok büyüktü ve yeşilimsi siyahtı. Kafada saç yoktu ve kötücül bir hayalete benziyordu. Kafa illüzyon olsa da maddesel gibi görünüyordu ve soğuk bir aura yayıyordu.

 

Kafa ortaya çıkar çıkmaz kükredi ve kısa kıdemlinin arkasından uçup Wang Lin'e doğru atıldı.

 

Kısa kıdemli bağırdı, "Saldır!"

 

Shi Fang dişlerini sıktı. Tek kelime etmeden eli bir mühür oluşturdu ve elini kılıç gibi savurdu. Sırtındaki kılıç yer parçalayan bir kılıç vızıltısı çıkarıp aniden vahşi bir ejderha gibi Wang Lin'e doğru atıldı.

 

Aynı anda Shi Fang hala şanslarının çok yüksek olmadığını fark etti, bu yüzden bir ağız dolusu kan özü tükürdü. Sonra lotus pozisyonunda oturup avcunun ortasıyla kan özünü yakaladı. Sonra bir kürkeme çıkardı ve kan özünü alnına vurdu.

 

Sağır edici bir küt sesiyle Shi Fang'ın bedeni titredi ve bir yeşil ışık küresi alnından çıktı. Yeşil ışıkta Shi Fang'ın has ruhu aniden dışarı uçtu, sonra ağzını açtı ve kör edici, yeşil bir ışık ağzından parladı. Yeşil ışık, üzerine parmak uzunluğunda bir söğüt yaprağı oyulmuş bir kılıca dönüştü. Has ruhu bu kılıca girdi ve hızla az önce gönderdiği kılıç enerjisini takip etti.

 

"Ölümünle yüzleş!"

 

Da Lou Kılıç Tarikatı'nın iki ilk aşama Ruh Dönüşmü yetişimcisi varını yoğunu ortaya koyuyordu.

 

Wang Lin'in ifadesi orada dururken sakndi ve bakışları aynı kaldı. Bir adım attı, elini kaldırdı, havaya bastırdı ve parmaklarında siyah ışık belirdi.

 

Ölüm Parmağı!

 

Bir parmakla on binlerce ruh ölür!

 

Bir parmakla vadideki tüm otlar kahverengiye dönüştü ve zaten solmuş yapraklar bile çökmeye başladı. Sadece gövdeler çökmüyordu, kökler bile çöküyordu.

 

Wang Lin'e doğru ilerleyen kanlı avuçlar bu parmakla çarpıştı ve hiç bir duraksama olmadan hepsi anında çöktü.

 

Ancak sadece çökselerdi bu Ölüm Parmağı'nın gerçek gücünü göstermezdi! Az önce parçalanan bir kanlı avuç yavaşça geri çekiliyordu ancak daha çok uzağa geri çekilemeden Ölüm Parmağı'nın gücünden dolayı anında Wang Lin'in parmağına doğru geri çekildi.

 

Bu sahne son derece hızlı gerçekleşti. Dışarıdan bakıldığında Wang Lin'in başparmağı kanlı avuçlara bastırdığında kanlı avuçlar baş parmağı tarafından emiliyormuş gibi görünüyordu ve başparmağı şu anda kan kırmızısıydı.

 

Kan avucunun gücünü emdikten sonra Wang Lin'in gözleri daha da soğuklaştı. Başparmağı hem durmadı hem de daha hızlı hareket etti. Wang Lin, Shi Fang'ın kılıç enerjisinin yanından geçti ve sonra hemen başparmağını ruhsal kafanın kaşlarının arasına bastırdı.

 

Ruhsal kafanın gözleri ruhsal bir ışık yaydı ve Wang Lin'in başparmağı varır varmaz ağzını açıp Wang Lin'in parmağını yuttu.

 

"Ha?" Wang Lin'in gözleri parladı ve bir gülümseme takındı. "Yutmak istediğine göre gönlünce yutmana izin vereceğim!"

 

Sonra Wang Lin'in başparmağı, Wang Lin kanlı avuçlardan emdiği tüm gücü kafaya ittirirken kırmızı ışık saçmaya başladı. Aynı anda Ölüm Parmağı'ndan gelen her şeyi yok edebilecek bir yok edici güç şeridi de kafaya girdi.

 

Ruhsal kafa anında genişlemeye başladı. Anında geri çekilmeye başlarken kafadan bir çığlık geldi fakat daha 10 metre geri çekilemeden bir gümbürtüyle patladı.

 

Kısa kıdemlinin yaşam büyüsü yok edilmişti, bu yüzünün anında soluklaşmasına ve bir ağız dolusu kan kusmasına neden oldu. Arkasını dönüp hiç tereddüt etmeden kaçarken gözleri dehşetle doluydu.

 

Ödü patlamıştı!

 

Bir keresinde bu Göksel Hayalet Yutuşu'nu bir orta aşama Ruh Dönüşümü yetişimcisine karşı kullanmıştı. O orta aşama Ruh Dönüşümü yetişimcisi nihayetinde onu yok edebilmiş olsa da yok edene dek başı tehlikedeydi. Wang Lin bu kadar gelişigüzel bir biçimde yok edebilmişti, nasıl olur da kaçmazdı?

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr