Bölüm 500: Bir Yükseliş Yetişimcisiyle Savaş

avatar
3131 25

Xian Ni - Bölüm 500: Bir Yükseliş Yetişimcisiyle Savaş


Çevirmen: Hollywood Hootsman

Editör: Lord Viole Grace


Bu kükreme gökleri deldi. Diğer altı bölümün tüm öğrencileri şok oldu. Daha önce hiç böyle bir hazine görmemişlerdi, bu yüzden boyun eğmez kükremeyi duyduktan sonra Wang Lin'in kalplerindeki pozisyonu bir adım yükseldi.

 

Konuklardan bazıları bile gözlerinden gizemli ışıklar saçtı. Hatta bazı yaşlı canavarlar düşünceli ifadeler takındı.

 

Kılıç Azizi Ling Tianhou bile ruh canavarı ortaya çıktığında şaşırmış bir bakış attı.

 

Wang Lin havada süzülüp bağırdı, "Ye onu!"

 

Ruh canavarı ileri atılırken kükredi. Hızı çok süratliydi ve Chen Tao'ya doğru ilerliyordu.

 

Chen Tao'nun gözlerinde bir parça savaşma hevesi belirdi ve eli bir mühür oluşturdu. Bir anda elinde aniden mor bir kükre belirdi ve ruh canavarı vardığı an Chen Tao'nun elindeki mor küre çöktü.

 

Bir patlamayla şok dalgası etraftaki yetişimcilerin çoğunun kulaklarının zarar görmesine neden oldu. Chen Tao kımıldamadan olduğu yerde durdu fakat kıyafetlerinde birçok delik vardı, onu çok dağınık gösteriyorlardı.

 

Ruh canavarı ise yüzlerce metre geri itildi. Bedenini salladıktan sonra bir kükreme daha çıkardı ve tekrar deli gibi atıldı. Bu sefer bedeninde zincirler belirdi ve dümdüz olana kadar çekildiler. Zincirin bir ucu bedenine diğeri de savaş arabasına bağlıydı.

 

Chen Tao'nun gözlerinde savaşma hevesi kahkaha atarken daha da güçlendi. "Ne güzel bir canavar! Çok ilginç!"

 

Sonra kıyafetlerinin üst kısmını yırtıp gövdesini açığa çıkardı. Çantasına vurdu ve uzun, siyah bir ip elinde belirdi. Bu ip canlı gibiydi. Ortaya çıktığı an balığımsı bir koku yayıldı ve ıssız bir aura yaydı.

 

"Canavar, Toprak Ejderhası Tendon'um tek başına bir şeytani gezegende 500 yıl boyunca hayatta kaldı. Ölü bir şeytani ejderhadan çıkarıldı. Bu ejderha tendonundan kaçabilecek misin bakalım!" Sonra Wang Lin'i tamamen görmezden gelerek ileri bir adım atıp ejderha tendonunu doğrudan ruh canavarına savurdu.

 

Ruh canavarı kükreyip hızla ilerledi. Ejderha tendonundan sıyrılıp bir anda Chen Tao'nun yanında belirdi ve onu yemeye kalkıştı.

 

Chen Tao bir kahkaha attıktan sonra bedeni titredi ve yoldan çekildi. Ejderha tendonunu imkansız bir açıyla hareket ettirip bir anda ruh canavarının boynunun etrafına sardı.

 

Aynı anda Chen Tao ruh canavarının başının üzerine gitti. Acımasızca ejderha tendonunu tutup konuştu, "Canavar, bakalım şimdi nereye kaçacaksın!"

 

Wang Lin'in ifadesi hala sakindi. Elini kaldırıp mühürler oluşturmaya başladı, sonra savaş arabasına işaret edip usulca konuştu, "Savaş arabası, beşinci mühür, açıl!"

 

Sonra Wang Lin'in elinde bir siyah ışık parlaması belirdi ve aynı anda dev ruh canavarı birdenbire titredi. Kısa süre sonra daha önce hiç görülmemiş bir hiddet ruh canavarının gözlerinde belirdi.

 

Aniden başını kaldırıp hiddetle kükredi. Bu kükreme hem onun boyun eğmez tabiatını içeriyordu hem de on binlerce yıllık hapsin ardından salınmanın sevinciyle doluydu.

 

Wang Lin savaş arabasını elde ettiğinde düzgünce kullanma mirasını da almıştı. Ancak çok güçsüzdü ve daha düşmanı yaralamadan kendisini yemesi daha olasıydı.

 

Bu yüzden Wang Lin savaş arabasındaki mühürleri hiç açmamıştı.

 

Beş mührün birincisini ilk kez açıyordu, bu gücünün büyük ölçüde artmasına neden oldu!

 

Tanrı Katleden Savaş Arabası semavi tanrıları öldürebilecek bir şeydi, nasıl bu kadar zayıf olabilirdi? Beş mühür açıldığında gücü akıl almaz bir raddeye ulaşacaktı.

 

Ancak Wang Lin'in şu anki yetişimiyle ilk mührü açmak bile çok tehlikeliydi. Kontrol edemezse savaş arabasının geri tepmesini çekmek zorunda kalacaktı.

 

Ancak yetişimi Ruh Dönüşümü'nün orta aşamasına ulaştığından biraz güveni vardı, aksi takdirde bu kadar kolayca mührü bozmaya karar vermezdi.

 

İlk mühür açıldığında hem ruh canavarının aurası değişti hem de arabanın üzerindeki azılı sivri uçlar değişmeye başladı.

 

Bu sivri uçlar hareket etmeye başlayıp daha da büyüyerek öncekinden daha da azılı göründüler. Ayrıca sivri uçlardan siyah ışık dalgaları geliyordu.

 

Siyah ışık zincirlerden hareket edip ruh canavarının bedenine girdi.

 

Ruh canavarı çılgınca kükredi ve bedeni aniden katlarca büyüdü, birkaç on metreden birkaç yüz metreye büyüdü. Yükselen bir canavar olarak orada durdu ve bedenini şiddetle salladı.

 

Üzerinde duran Chen Tao'nun ifadesi ilk defa değişti!

 

Ruh canavarından siyah ışık dalgaları çıktı ve Chen Tao'ya doğru hızla ilerledi.

 

Chen Tao ejderha tendonunu bir eliyle tuttu ve etrafında mor ışık küreleri ortaya çıkarken diğer eliyle bir mühür oluşturdu.

 

Siyah ışık yaklaştıkça mor ışık kürelerinin hepsi çöktü. Şiddetli patlamaların arasında Chen Tao boğuk bir inilti çıkardı.

 

O an ruh canavarının büyük başı siyah ışıkla kaplandı. Sonra ruh canavarı aniden bedeni çöküyormuşçasına siyah ışık ışınlarına dağıldı.

 

Nihayetinde geriye yalnızca hiçbir şeyi tutmayan ejderha tendonu ve yüzünde çirkin bir ifadesi olan Chen Tao kaldı.

 

Önünde dairesel olarak dönen siyah ışık ışınları vardı. Neredeyse göz açıp kapayıncaya kadar siyah ışık ışınları Chen Tao'dan 100 metre uzakta tekrar ruh canavarını oluşturdu!

 

İlk mührü açtıktan sonra ruh canavarının saldırıları yalnızca yemeye dayanmıyordu, artık bazı kalıtsal yeteneklerini de kullanabiliyordu.

 

Chen Tao'nun ifadesi çirkin olsa da gözlerindeki savaşma hevesi daha da güçlendi. Aniden dönüp Wang Lin'e bakarak kasvetli bir şekilde konuştu, "Küçük çırak kardeşim, artık küçük çırak kardeşim olacak niteliklere sahipsin! Ancak bu niteliklerin bir bedeli vardır!"

 

Wang Lin Chen Tao'ya bakarak yavaşça konuştu, "Sen benim kıdemli çırak kardeşim olacak niteliklere sahip değilsin!"

 

Chen Tao Wang Lin'e bakarak bir kahkaha patlattı ve konuştu, "Bu canavarla savaşmak biraz zaman kaybettirecek fakat seni yakalarsam hiçbir yere kaçamaz!"

 

Rakibi bir Yükseliş yetişimcisiydi, bu yüzden Wang Lin onunla savaşamayacağını biliyordu fakat böylece pes edemezdi. Kaybetse bile bu kişiye kendisinin uğraşılacak biri olmadığını öğretmek istiyordu.

 

O an Chen Tao fırladı. Wang Lin'in ifadesi sakindi ve hiç hareket etmedi. Onun yerine sağ elini kaldırdı. Bu sefer serçe parmağını uzattı.

 

Situ Nan Wang Lin'e üç öldürücü büyüsünün sonuncusunu nihayet öğretmeden önce çok uzun bir süre tereddüt etmişti. Situ Nan çok ciddi bir tonda bu büyüyü Ruh Dönüşümü'nün son aşamasına ulaşmadan önce gelişigüzel kullanmamasını söylemişti. Wang Lin bunu Ruh Dönüşümü'nün ilk aşamasında kullanmaya kalkışsaydı daha düşmana zarar veremeden bir ilk aşama Ruh Dönüşümü yetişimcisinin dayanamayacağı geri tepmeyi çekerdi.

 

Yalnızca Ruh Dönüşümü'nün orta aşamasına ulaştıktan sonra zar zor kullanabilirdi fakat tam gücünde kullanmamalıydı, aksi takdirde yine geri tepmeyi çekerdi.

 

Ruh Dönüşümü'nün son aşamasında bile bu üçüncü öldürücü büyüyü kullanırken dikkatli olmalıydı!

 

Yalnızca Yükseliş aşamasına ulaştıktan sonra bu büyüyü istediği gibi kullanabilirdi!

 

Wang Lin'in sağ serçe parmağı Chen Tao'yu işaret etti. O anda bedeninde semavi ruhsal enerji kalmadı ve hatta yaşam aurası yavaşça kayboluyordu. Artık bedeninde yaşam yoktu.

 

Bu sahne etraftaki yetişimcilerin çoğunu şok etti.

 

Tian Yunzi'nin gözleri bile daha dikkatlice bakarken ciddileşti.

 

Kılıç Azizi Ling Tianhou Wang Lin'e bakıp gizemli bir gülümseme takındı.

 

"Bu çocuk fena değil!"

 

Etraftaki yetişimciler arasında sırtında dev kırmızı bir su kabağı asılı kırmızı yüzlü bir yaşlı adam vardı. Ayyaş bir şekilde geğirirken Wang Lin'e bakıp mırıldandı, "Nede bu büyü buraya gelirken karşılaştığım delinin kullandığı büyüyle tıpatıp aynı?"

 

Chen Tao Wang Lin'den bir buçuk metre uzaktayken aniden içini uzun zamandır hissetmediği bir tehlikesi hissi kapladı. Bunu hissettiği son zaman bazı yaşlı ustalarla yüzleştiği zamandı.

 

O an Wang Lin'in tüm yaşam aurası kayboldu. Yalnızca gözleri parlaktı ancak ölümün soğukluğuyla doluydular. Bu bakış Chen Tao'nun şok olmasına neden oldu!

 

"Bu bakış da ne?! Kalpsizlik daosunu yetiştirenler bile böyle bir bakış atamaz!"

 

Wang Lin usulca konuştu, "Yeraltı Parmağı!"

 

Yeraltı Parmağı Situ Nan'ın öldürücü büyülerinin sonuncusuydu!

 

Bu büyüyü yetiştirmek, kavramayla öğrenilebilen diğer iki büyü gibi değildi. Bu üçüncü büyü yalnızca Yeraltı Yükseliş Yöntemi'ni yetiştirip onu yeraltı dünyasına girmek için kullandıktan sonra öğrenilebilirdi. Bu büyü yalnızca yaşamla ölüm arasındaki geçişi deneyimledikten sonra kavranılabilirdi.

 

Situ Nan Yeraltı Yükseliş Yöntemi'ni yetiştirirken yaşamla ölüm arasındaki geçiş hakkında aydınlanma kazanabilmiş ve sonra bu öldürücü büyüyü yaratmak için onu semavi büyüyle birleştirmişti.

 

Situ Nan bir keresinde bu büyünün gücünün eksik semavi büyününki kadar güçlü olmasa da bambaşka seviyelerde olmadığı konusunda gururla övünmüştü!

 

Bu büyü özgürce kullanabilmek için kişinin önce Yükseliş aşamasına ulaşması gerekmesinin nedeni buydu.

 

Serçe parmağının bir işaretiyle gök aniden karardı ve şimşekler gökte çaktı. Aynı anda gök bir çift dev el tarafından açılmış gibi göründü ve büyük bir dağ ve nehir parşömeni gökte belirdi.

 

Bu Yeraltı Parmağı Wang Lin'in alanını harekete geçirdi. Parşömeden deli gibi gri gaz dalgaları çıkıp akıl almaz bir hızda bir araya gelmeye başladı ve bir ikinci Yeraltı Parmağı oluşturdu.

 

Etraftaki yetişimcilerden biri haykırdı, "Yaşam ve Ölüm Alanı!"

 

O an tüm yetişimcilerin bakışları Wang Lin'e düştü.

 

İki Yeraltı Parmağı Chen Tao'ya doğru çok hızlı bir şekilde hareket etti.

 

Chen Tao'nun gözlerindeki savaşma hevesi bedeni titreyip iki elini de kaldırırken güçlendi. İki ayrı yarım ay şekilli altın ışık avuçlarında belirdi.

 

Yeraltı Parmakları geldiği an Chen Tao ikisini de engelledi.

 

Gök parçalayan bir ses Chen Tao'nun bedeninin önünde yankılandı. Gök bir kasırga tarafından parçalanmış gibi gözüktü ve Yaşam ve Ölüm Alanı kayboldu.

 

Wang Lin'in bedeni on metrelerce geri çekildi ve sonra bir ağız dolusu kan kusmadan önce bir kez daha on metrelerce geri çekildi. Bedenindeki semavi ruhsal enerji Chen Tao'ya bakıp kasvetli bir şekilde konuşurken tamamen kaos içindeydi, "Pes ediyorum!"

 

Chen Tao ise kollarını geri çekerken normal bir ifadeye sahipti ve Wang Lin'e aldırışsız bir bakışla baktı. Gözlerindeki savaşma hevesi hem kaybolmadı hem de ciddi bir tonda konuşurken daha da şiddetlendi, "Yükseliş aşamasına ulaştığında tekrar dövüşeceğiz, yedinci kardeş!"

 

Chen Tao derin bir nefes alıp bedenindeki şiddetli semavi ruhsal enerjiyi bastırdı. Wang Lin'in saldırısı tamamen Chen Tao'nun beklentilerinin dışındaydı! Dönüş yolunda başına talihli olaylar gelmemiş ve Yükseliş'in orta aşamasına ulaşmamış olsaydı saldırıya dayanabilse de kesinlikle yaralanırdı!

 

Tian Yunzi Wang Lin'e baktı. Gözlerindeki takdir daha da şiddetlendi ve gülümsedi. "İkiniz de mor bölüme aitsiniz ve öğrencilerimsiniz, birbirinize karşı kin tutmayın. Chen Tao, bugün sen kazandın, mor bölümün gerçek öğrencisi olacaksın!"

 

Sonra Tian Yunzi kaşlarının arasına işaret etti ve kristal berraklığında bir mor kristal alnından çıkıp eline indi.

 

Sonra kristali fırlattı. Chen Tao'ya doğru bir mor ışık ışınında uçtu ve Chen Tao'nun kaşlarının arasındaki noktaya girdi.

 

Tian Yunzi yavaşça konuştu, "Bu unvanı elde ettiğin ilk sefer değil, tek başına yavaşça onu kavra!"

 

Chen Tao derin bir nefes alarak Tian Yunzi'ye başını eğip saygıyla konuştu, "Öğrenciniz ustaya teşekkür ediyor!"

 

Tian Yunzi başını salladıktan sonra bakışları etraftaki yetişimcilere çevrildi. Ellerini kavuşturup nazikçe konuştu, "Millet, doğum günü kutlamam bitti sayılır. Dost yetişimciler, ilgilenmeniz gereken önemli meseleler yoksa lütfen Göksel Kader Tarikatı'mda birkaç gün daha dinlenin ki dao hakkına konuşup anlayışlarımızı karşılaştırabilelim!"

 

Etraftaki yetişimcilerin çoğu kibarca karşılık verdi fakat neredeyse hepsi hemen ayrıldı. Bir gün içinde on binlerce ışık ışını Göksel Kader Tarikatı'ndan uzağa uçtu.

 

Kılıç Azizi Ling Tianhou gülümserken bir adım atıp ışık ışınına dönüşerek uzağa uçtu. Uçarken konuştu, "İhtiyar Tian Yunzi, sözümüz gereğince üç ay sonra Doğu Şeytan Ruh Denizi'nin kapısının dışında buluşacağız. Göndereceğin insanları seçsen iyi olur!"

 

Tian Yunzi'nin bakışları ciddileşirken başını salladı. Sonra Wang Lin'e dönüp konuştu, "Wang Lin, beni atasal ruha ibadet etmeye takip et. Daha sonra usta sana bir yasak büyü öğretip bir hayat kurtarıcı hazine verecek. Sonrasında benim altımdaki gerçek bir öğrenci olacaksın!"

 

Wang Lin saygıyla karşılık verdi ve gözleri parladı.

 

Yasak büyü! Yalnızca gerçekten Tian Yunzi'nin öğrencisi olup atasal ruha ibadet ettikten sonra Tian Yunzi'nin bir semavi büyüyü taklit ederek yarattığı yasak büyüye çalışabilirdin. Bu on binlerce insanın dilediği bir fırsattı.

 


Editör Notu: Evett sonunda 500.bölüme ulaşmış bulunmaktayız. İnşallah nice 500 lere diyelim. 4 ay önce başlayan serüvenimizde kesintisiz bölümler ve bol bol toplularla buraya kadar gelebildik. Bunu kutlamak adına güzel bir şeyler yapmak da lazım tabi :D 200 lerden beri başımın etini yediğiniz olay sonunda gerçekleşiyor, Xian Ni premium oluyor :D Hem de tamı tamına 50 bölümle premium serileri domine etmeye geliyoruz :D  Bir aksilik çıkmazsa yarın yayınlanacak ve hemen ardından hız kesmeden aksama yaşamadan periyodik olarak bölümlerimiz gelmeye devam edecek. Beğenilerinizi ve incelemelerinizi seriden, yorumlarınızı da bölümlerden esirgemeyin :D Herkese iyi okumalar, iyi eğlenceler :D :D








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44309 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr