Çevirmen: Hollywood Hootsman

Editör: Lord Viole Grace

Zhao Xinmeng Wang Lin'e baktı. Biraz düşündükten sonra aniden gülümseyip usulca konuştu, "Seni hafife aldım. Yedinci kardeş, pes ediyorum!" Sonra mor bölümün öğrencilerinin olduğu yere geri gitti.

Ancak tam o an birden bire ufuktan bir mor ışık ışını hızla oraya doğru uçtu.

Diğer atlı bölümün öğrencileri uzaktaki mor ışık ışınına baktı. Yarısından fazlası mor ışığı gördükten sonra garip yüzler yaptı.

Tian Yunzi'nin ifadesi aynı kaldı. Mor ışığa bakmadı bile, elleri arkasında ve sakin bir yüzle olduğu yerde durdu.

Mor ışık hızla yaklaştı ve 300 metre uzakta durup orta yaşlı bir adamı açığa çıkardı. Bu kişinin yanakları çok soluktu ve çok sıskaydı, soğuk aura yayan keskin bir uzun kılıç gibi görünüyordu.

Bu aura Kılıç Azizi Ling Tianhou'nun öğrencilerinin aurasını çok benziyordu.

Mor bir cübbe giyiyordu, kıyafetleri neredeyse Wang Lin'in ve Bai Wei'ninkilerle aynıydı. Orada durup ellerini Tian Yunzi'ye doğru kavuşturarak konuştu, "Öğrenci Chen Tao ustayı selamlıyor!"

"Bu o!" Bai Wei'nin gözleri ciddileşti.

Dördüncü kız kardeş Zhao Xinmeng bu kişiye bakarken gözlerinden karmaşık bir ifade geçti.

"Mor bölümün altıncı kardeşi!"

"Sun Yun'dan önce gerçek öğrenci unvanını tutan kişi!"

"Ustayı çok uzun zamandır takip ettiği söyleniyor. Sun Yun'a kaybettiğinde kendini dışarıda eğitmek için Göksel Kader Tarikatı'ndan gitti!"

Alçak tartışma dalgaları diğer altı bölümün öğrencilerinden geldi.

Tian Yunzi'nin bakışları Chen Tao'ya düştü. Takdir eden bir bakış atıp konuştu, "Geri dönebildin. Çok iyi!"

Chen Tao konuşurken dışarıda geçirdiği günlerde çok şey atlattığı yüzünden anlaşılıyordu, "Öğrenciniz aslında geç kalmayacaktı fakat Siyah Mürekkep Gezegeni'nin yanından geçerken orada nadir bir hazine gördüm. Onu ustaya hediye olarak vermek istedim ve bu yüzden geç kaldım."

Tian Yunzi kahkaha atıp sordu, "Nasıl bir hazine dikkatini çekti?"

Chen Tao'nun ifadesi çantasına vurup elinde bir eşya belirirken sakindi.

Bu eşya altı renkli bir çiçekti. Çiçeğin kendisi beyazdı fakat altı yaprak kırmızı, turuncu, sarı, yeşil, camgöbeği ve maviydi.

Altı farklı renk beyaz çiçeği abes göstermiyordu. Aksine ona bu dünyadan değilmiş hissi veriyorlardı.

Chen Tao çiçeği ileri gönderip saygıyla konuştu, "Bu gizemli çiçek yüzündendi! Öğrencinizin bilgisi yeterli değil, bu yüzden bu çiçeğin ne olduğunu çıkaramıyorum. Fakat Siyah Mürekkep Gezegeni'nde bunun için savaşan üç yüksek kalite ıssız canavar vardı. Öğrenciniz merak ettiğinden onu aldı."

Çiçek yavaşça Tian Yunzi'ye doğru uçup önünde durdu. Tian Yunzi çiçeğe bakarak biraz düşündükten sonra konuştu, "Bu çiçeğe Yedi Renkli Sır denir. Kök atması 10 yıl, yaprak çıkarması 100 yıl, tomurcuklanması için 1.000 yıl ve açması için 10.000 yıl gerekir. Her açışında altı kez açana kadar bir renk salar. Yedinci açışında yedi renkli bir ışık yayar."

"Canavarlar bu çiçeği sever ve bir canavar altı renkli ışığı yaydığında onu yerse canavara çok fayda sağlar. Göksel bir hazine olarak kabul edilir. Yetişim Birliği'ne göre 93. sırada olduğuna inanıyorum. Kıdemli Sun, haklı mıyım?" Tian Yunzi konuşurken Kıdemli Sun'a doğru baktı.

Kıdemli Sun hafifçe gülümseyip başını salladı. "Öyle. Bu Yedi Renkli Sır ancak daha tamamlanmamış ve son yaprağı oluşturmamış. Ancak Tian Yunzi'nin büyüsüyle yedinci yaprağının da oluşması uzun sürmez."

Tian Yunzi sağ elini kaldırıp çiçeği yakaladıktan sonra gülümseyip konuştu, "Peki, bunu kabul edeceğim!"

Chen Tao'nun gözleri parladı. Sonra üç mor bölüm öğrencisine bakıp sakince konuştu, "Görünüşe göre mor bölümüm git gide küçülüyor. Bai Wei, Zhao Xinmeng, ben yokken nasıldınız?!"

Bai Wei'nin ifadei biraz tuhaftı. Hiçbir şey söylemedi.

Zhao Xinmeng ise karmaşık bir ifade takındı. İç çekip konuştu, "Ustanın doğum günü kutlaması için kesinlikle geri döneceğini biliyordum!"

Chen Tao Zhao Xinmeng'e baktıktan sonra Wang Lin'e bir göz attı ve daha fazla Wang Lin'e dikkat etmedi.

"Sun Yun nerede?"

Zhao Xinmeng iç çekip bir ses iletimi gönderdi. Chen Tao'nun ifadesi karardı. Başını çevirip Zhao Xinmeng'e baktıktan sonra bakışlarını Wang Lin'e çevirip konuştu, "Sen yedinci kardeş misin? Adını söyle!"

"Wang Lin!" Wang Lin'in gözleri sakindi. Chen Tao ortaya çıktığından beri yetişimini saklamıyordu. Wang Lin belli belirsiz yetişiminin Ruh Dönüşümü aşamasını geçip Yükseliş aşamasında olması gerektiğini görebildi.

Yükseliş'in hangi aşamasında olduğunu ise Wang Lin anlayamıyordu.

"Yedinci kardeşim olmaya layık değilsin! Sun Yun benim tek yedinci kardeşim!" Chen Tao'nun ifadesi bakışlarını Wang Lin'den çekerken sakindi.

Tian Yunzi hala öğrencilerini gözlemliyordu. Konuşmayıp gülümsedi.

Chen Tao saygıyla Tian Yunzi'ye bakıp kararlılıkla konuştu, "Usta, öğrenciniz gerçek öğrenci pozisyonumu geri kazanmak istediği için bu sefer geri döndü. Umarım usta razı olur!"

Tian Yunzi hafifçe gülümseyip konuştu, "Şu anda mor bölümde yalnızca senin ve yedinci kardeşinin gerçek öğrenci unvanını almaya hakkı var. İkinizin arasından yalnızca biriniz gerçek öğrenci unvanını alacak."

Chen Tao soğuk bir gülümseme takınıp ileri adım attı. Bir adımla Wang Lin'in önüne varabildi. Wang Lin'nin 30 santim uzağına giden bir mühür fırlatırken eli yıldırımdan hızlı hareket etti.

Wang Lin'in bedeni hızla geri çekilirken bir dizi sağır edici kükreme duyuldu ve Dev Şeytan Klanı Baltası mührün gücünü engellemek için önünde belirdi. Aynı anda sol kolundaki metal semavi ruhsal enerji kullanıldı ve bu sayede birkaç on metre geriledikten sonra kendini dengeleyebildi. Orada durup kasvetli bir ifadeyle Chen Tao'ya baktı.

Wang Lin bunca zamandır tetikteydi. Önceki saldırı ona saldırmak için değil de şoka uğratmak içindi. Saldırı havaya inse de şok dalgası onu geriye savurabildi. Wang Lin açıkça böyle bir güçle aşık atamazdı.

Wang Lin Chen Tao'nun daha da şok olduğunu bilmiyordu. Az önce kullandığı büyü çok güçlüydü ve doğrudan temas etmiş olmasa da şok dalgası Ruh Dönüşümü'nün orta aşamasındaki değersiz bir veleti yüz metrelerce geriye savurabilmeliydi. Nihayetinde Wang Lin'i bastırmayı başarmış olmalıydı ve gerçek öğrenci pozisyonunu elde etmek için daha fazla bir şey yapması gerekmemeliydi.

Ancak yalnızca Wang Lin'in birkaç on metre geri çekilmesine neden oldu. Bu hem onu bastırmadı hem de savaşmak istediği için Wang Lin'i geri itmiş gibi görünmesine neden oldu.

Chen Tao soğukça Wang Lin'e bakarken kaşlarını çatıp Wang Lin'in reddedemeyeceği bir tonda konuştu, "Pes et!"

Wang Lin Chen Tao'ya bakarken bakışları yavaşça soğuklaştı. Bu kişinin daha güçlü olduğu gün gibi ortadaydı. Sol elini kaldırıp beş döngü metal semavi ruhsal enerjiyi gönderdi.

Beş döngü metal semavi ruhsal enerji fırarlarken döndü. Göz açıp kapayıncaya kadar Chen Tao'nun önüne vardı.

Chen Tao ona bakıp usulca konuştu, "Bu büyüyü böyle kullanmazsın!" Sonra sağ parmağını ileri işaret etti ve sonra metal semavi ruhsal eneri girdabı aniden durup yüksek sesli, vızıltı sesleri dalgaları çıkardı.

Chen Tao altın girdaba vurarak bir kere daha dönüp gücünün daha da artmasına neden oldu. Açıkça altıncı döngüye ulaşmıştı.

Chen Tao durmayıp üç kere daha girdaba vurdu. Göklerle yeri yok edebilecekmiş gibi hissettiren bir aura altın girdaptan yayıldı. O an girdap dokuz döngü sınırına ulaştı!

Chen Tai başını kaldırıp Wang Lin'e küçümsemeyle baktı. Sağ elini öne bastırarak altın girdabın yön değiştirip Wang Lin'e doğru ilerlemesine neden oldu.

Wang Lin'in yüzü hızla geri çekilirken kasvetliydi. Baltayı tuttu, havaya atladı ve baltayı salladı.

Bir sağır edici kükremenin ardından 3 metreden daha uzun bir balta enerjisi ışını baltadan çıkıp altın girdaba doğru alçaldı.

Balta enerjisi altın girdaba indikten sonra biraz yavaşlamasına neden oldu fakat hala Wang Lin'e doğru ilerliyordu.

Wang Lin yaklaşan tehlikeyi hissetti fakat hiç paniklemedi. Elini havaya kaldırıp kılıç gibi aşağı savurdu. Gümüş ışık aniden altın girdabın üzerinde belirdi ve aynı anda ışınlanma yeteneği Wang Lin tarafından kullanıldı. Ancak hedefi kendisi değil de gümüş ışıkla kaplı altın girdaptı.

Wang Lin tek tek ışınlanma büyüleri oluşturdu ve göz açıp kapayıncaya kadar her şeyi tamamladı. Usulca konuştu, "Büyük Işınlanma!"

Konuştuğu an altın girdap 1 metre uzağında olduğundan yok edici aurasını hissedebiliyordu fakat yüzünde en ufak bir panik izi yoktu.

Dokuz döngü girdap hızla yaklaştı fakat Wang Lin'den otuz santim uzaktayken etrafındaki gümüş ışık şiddetle sallanmaya başladı. Sonra hiç var olmamış gibi kayboldu.

Bu sahne etraftaki yetişimcilerinin hepsinin bakışlarının odaklanmasına neden oldu.

Tian Yunzi'nin gözlerinde bir parça takdir belirdi ve başını salladı.

Chen Tao'nun gözleri parladı. Önceden yaptığı gibi daha fazla Wang Lin'i küçümsemedi.

Tüm bunlar çok kısa bir zamanda oldu. Girdabın kaybolduğu anla neredeyse aynı anda Wang Lin baltayı kaldırdı. Eli çok uzakta olmayan savaş arabasına doğru fırlattığı bir mühür oluşturdu ve konuştu, "Ruh canavarı, ortaya çık!"

Öncesinde Chen Tao savaş arabasına bir bakış atıp çok dikkat etmemişti. Şimdi ondan canavarımsı, boyun eğmez bir aura yayılırken aniden başına ona doğru çevirdi.

Aynı anda dev ruh canavarı hızla yoğunlaşıp sağır edici bir kükreme patlattı.