Bölüm 492: Antik Şeytan

avatar
3044 18

Xian Ni - Bölüm 492: Antik Şeytan


Çevirmen: Hollywood Hootsman

Editör: Lord Viole Grace


Zhao Xinghsa aniden yukarı baktı ve başının üstünde dev bir şeytanın illüzyonu belirdi. Bu şeytan 300 metreden uzundu ve iki boynuzu vardı. Bulanık bir illüzyon olsa da güçlü bir şeytani aura yayıyordu.

 

Bu şeytan çok büyüktü ve şeytanın bulanık bedeninde parlayan hafif, mavi çizgiler vardı. Kılıç gibi görünen tırnakları olan büyük eli bile bu şeyin ne kadar anormal olduğunu gösteriyordu.

 

O an şeytanın gözleri kapalıydı fakat kafası her an uyanabilirmiş gibi ileri geri sallanıyordu.

 

Şeytanın bedeni kafasından aşağı doğru gittikçe bulanıklaşıyordu. Altında soluk yüzlü Zhao Xingsha vardı. Bu büyüyü kullanmanın yükünün hafif olmadığı ortadaydı.

 

Zhao Xingsha'nın altında titreyen garip bir sembol vardı. Bu sembol her parladığında şeytan daha da katılaşıyordu ve aynı anda Zhao Xingsha'nın bedeni zayıflıyordu.

 

Bu nesne belirdiği an çeşitli tarikatlardan gelen tüm yetişimciler şok oldu ve çabucak dağıldı.

 

Altı Yükseliş yetişimcisinin bile gözleri garip bir ışık saçtı.

 

Geçen yedi günde tek kelime etmeyen, dikkati yalnızca Wang Lin'in şeytani alevi kullandığını gördüğünde çekilen, buradaki tek son aşama Yükseliş yetişimcisi, Su Bulutu Tarikatı'nın baş kıdemlisi kaşlarını çatıp usulca konuştu, "Antik Şeytan!"

 

Sesi belirsizlikle doluydu, çünkü kendisi bile emin değildi.

 

Jiang Tianzun'un yanında bir yaşlı adam ciddi bir tonda konuştu, "Dost yetişimci Jiang, bu gerçekten bir keresinde beliren efsanevi Antik Şeytan olabilir mi?"

 

Jian Tianzun biraz düşündükten sonra cevap verdi, "Çok benziyor!"

 

Wang Lin'in gönderdiği ana ruhsal şeytanı görseler de yine de Zhao Xingsha'ya atladılar.

 

Zhao Xingsha'nın gözleri, elini kaldırıp boşluğa işaret ederken gizemli bir ışık saçtı. Zhao Xingsha hareket ederken üstündeki dev illüzyon da hareket etti. Dev şeytanın eli yavaşça yükseldi ve ve o da Zhao Xinghsa'nın yaptığı gibi boşluğa işaret etti.

 

Karmaşık bir aura aniden Zhao Xingsha'nın parmaklarından yayılmaya başladı. Aslında o aura Zhao Xingsha'nın üstündeki illüzyonun parmağından geliyordu.

 

Bu aura ruhsal enerjiden çok daha güçlüydü ve semavi ruhsal enerjiden güçsüz değildi, Wang Lin'in şeytani alevinin patlamasının gücüne denkti.

 

Jian Tianzun derin bir nefes alıp konuştu, "Şeytani güç!"

 

Wang Lin'in gözleri, Zhao Xinghsa'nın işaret ettiği yerde kırmızı bir girdabın belirdiğini gördüğünde ciddileşti. Ana ruhlar kontrolü kaybedip kırmızı girdaba doğru çekikmeye başladı.

 

Zhao Xingsha'nın yüzü solgundu fakat illüzyonun yüzü mavileşmeye başladı ve gözleri her an uyanabilecekmiş gibi titredi.

 

Wang Lin'in gözleri soğuklaştı. Bir düşünceyle elinde ruh bayrağı belirdi. Bir sallamayla bayrak büyüdü, sonra ana ruhları kırmızı girdaptan çıkardı.

 

Wang Lin ana ruhları kurtarır kurtarmaz Zhao Xingsha'nın üstündeki şeytan yer parçalayan bir kükreme çıkardı. Gözleri aniden açıldı, bakan her canlının kalbini titretebilecek bir bakış açığa çıkardı. Gözleri çok soğuktu, kalpsizlik yolunda yürüyen yetişimcilerden bile daha soğuktu ve tüm duyguları koparıp atanların gözlerinden bile daha deliciydi.

 

Wang Lin böyle bir bakışı yalnızca göklerin elçisinde görmüştü!

 

Gözlerini açtıktan sonra dev şeytan illüzyonu sağ elini kaldırıp Wang Lin'e doğru uzandı. Aynı anda Zhao Xingsha da bedeninin kontrolünü kaybetmiş gibi sağ elini kaldırdı.

 

Wang Lin tek kelime etmeden hızla geri çekildi ve mühürler yapmaya başladı. Sonra savaş arabasının yanına geri çekilip avucuyla ona vurdu.

 

Boyun eğmeyi reddeden ruh canavarı belirdiğinde savaş arabasından sağır edici bir kükreme geldi. Vahşi gözleri anında şeytana odaklandı ve başka bir kükreme çıkardı. Ruh canavarı hemen başka hiçbir şeyi umursamayarak şeytana doğru atıldı.

 

Şeytanın gözleri parladı. Wang Lin'i bıraktı ve ruh canavarına doğru döndü. Hedefini değiştirdikten sonra aniden ruh canavarına doğru uzandı.

 

Ruh canavarı savaş arabasını doğrudan şeytanla çarpıştırmak için çekerken boyun eğmez kükremesi etrafı doldurdu.

 

Ancak çarpışma sonucu çıkan sağır edici bir kükreme yankılandıktan sonra ruh canavarı şeytanın elinden geçip doğrudan şeytanın bedenine girdi.

 

Dev şeytan gizemli bir ifade sergiledi ve sonra elini göğsüne uzattı. Bir şekilde göğsünden ruh canavarını çıkardı, sonra soğukça ruh canavarına baktı ve onu yutmaya yeltendi.

 

"Kötücül varlık! Bu yaşlı adam için dur!" Bir kükreme birdenbire Göksel Kader Tarikatı'nın ana tarikatından geldi.

 

Bu ses ortaya çıktıktan sonra şeytan bir süre mücadele ettikten sonra iç çekti ve ruh canavarını bıraktı. Bedeni anında bir yeşil ışık ışını olana kadar küçüldü, sonra Zhao Xingsha'ya geri döndü.

 

Zhao Xingsha'nın alnındaki sembol birkaç kez daha şiddetle parladıktan sonra nihayet kaybolmaya başladı. Zhao Xingsha geri tepmeyi bastırırken bir ağız dolusu kan kustu. Sonra Wang Lin'e bakıp ürpertici bir gülümseme takındı.

 

Ruh canavarı serbest kaldıktan sonra ne mücadele etti ne de kükredi. Zhao Xinghsa'ya baktıktan sonra savaş arabasına döndü ve tekrar canavar kapanına dönüştü.

 

O an kırmızı bir bulut ufuktan uçtu ve çok sayıda kırmızı bulut kırmızı bir cübbe giyen yaşlı bir adamın şeklini alana kadar toplandı. Bu kişinin yüzü ateş kırmızısıydı, buram buram şarap kokuyordu ve arksında büyük bir su kabağı taşıyordu. Ortaya çıktıktan sonra geğirip gözlerini devirdi ve azarlamaya başladı, "Niçin dövüşüyorsunuz? Siz dövüşüyorsunuz diye o kemik torbası Tian Yunzi sizi cezalandırmam için beni gönderdi! Tam da şarabımı içiyordum!"

 

Wang Lin'in ifadesi canavar kapanını yakalarken sakindi. Sonra masalara yöneldi ve dördüncü kardeşten üç yer uzakta bir sandalye çıkardı. Bu onun yeriydi.

 

Kollarını salladı ve sonra oturdu.

 

Zhao Xingsha kırmızı yüzlü yaşlı adama bakıp ellerini kavuşturarak konuştu, "Öğrenci Amca-Usta Chi Lie'yi selamlıyor."

 

Kırmızı yüzlü yaşlı adam Zhao Xingsha'ya bakıp sordu, "Beni tanıyor musun?"

 

Zhao Xingsha başını sallayıp saygıyla konuştu, "Öğrenci 2.000 yıl önce Göksel Kader Tarikatı'na girdiğinde Amca-Usta'yla bir kere karşılaştı."

 

Yaşlı adam homurdanıp konuştu, "Tanısan bile faydası yok. Bedenindeki şeytan ruhu daha yeni büyümeye başladığı halde zorla onu kullanmaya çalıştın. Ustanın cezasını bekle sen!" Uzanıp Zhao Xingsha'yı yakaladı, sonra bakışları Wang Lin'e kaydı. İlgi duyuyormuş gibi göründü ve gülümsedi. "Küçük dostum, usta senden büyük şeyler bekliyor. Bu kıdemli çırak kardeşin mor bölümünün gerçek öğrenci pozisyonu yarışmasında yer almayacak, rahatlayabilirsin!"

 

Sonra yaşlı adam etraftaki yetişimcilere ellerini kavuşturup konuştu, "Burada beni tanıyan birkaç yetişimci olduğuna inanıyorum. Bugün mor bölümün küçükleri arasındaki dövüş ortamı mahvetti. Umarım kızmazsınız!"

 

Jiang Tianzu Chi Lie'ye bakıp hızla ve saygıyla konuştu, "Kıdemli çok düşünüyor. Ruh halimiz nasıl bu kavga yüzünden mahvolabilir? Hatta küçükler arasındaki kavga hepimizin içine su serpti, çünkü mor bölümün güçlü takipçileri olacak!"

 

Konuşmayı bitirdikten sonra başka biri daha anında benzer bir şey söyledi. Çok geçmeden neredeyse tüm yetişimciler aynı fikri dile getirdi.

 

Chie Lie kafasını iki yana sallarken güldü ve konuştu, "Bu iki afacan öğrenciyi övmeyin. Yarın kıdemli çırak kardeşim Tian Yunzi dao öğretecek. Millet, yapacak önemli işlerim olduğundan gidiyorum artık."

 

Sonra Chi Lie elinde Zhao Xingsha'yla hareket etti. Bir kırmızı bulut şekline ilerledi ve ufukta kayboldu.

 

Wang Lin yaşlı adam ortaya çıktığından beri tek kelime etmemişti. Kendine bir bardak şarap koydu ve tek yudumda hepsini içti. Gözleri düşünceli bir ışıkla doluydu.

 

'Zhao Xingsha'nın az önce kullandığı büyü de neydi öyle? Bir alan saldırısı gibi görünmüyordu ve bir antik tanrının tekniğine benziyordu. Yaşlı adamın dediğine göre o Zhao Xingsha'nın bedeninde daha yeni oluşan ve özgürce kullanılamayan bir şeytan ruhuydu.'

 

Düşünürken çeşitli tarikatlardan birçok insan Wang Lin'in yanına kadeh kaldırmaya geldi.

 

Wang Lin'in önceki savaşı, onun mor bölümün ikinci kardeşini kolayca öldürebileceğini ve kıdemli kardeşi kozunu kullandırtmaya zorlayacak gücü olduğunu göstermişti. Ama Zhao Xingsha'nın kullandığı büyünün kendisine de zarar veren türden bir büyü olduğu aşikardı. Zhao Xingha'nın yüzünden güçlü bir geri tepme çekeceği açıkça anlaşılıyordu.

 

Ve yedinci kardeş şahsen harekete geçmedi bile, dövüşmek için yalnızca büyülü hazinelerini kullandı. Dövüş devam etseydi kimin galip geleceğini konusunda emin olmasalar da Chi Li'nin konuşmasından anlaşıldığı üzere bu yedinci kardeşin Tian Yunzi için çok önemli olduğu apaçık ortadaydı.

 

Aksi takdirde neden Zhao Xingsha götürülürken yedinci kardeş nazik sözlerle bırakılsın ki?

 

Yetişimciler yaşlandıkça daha kurnaz hale gelirlerdi ve kutlamaya gelen insanlar basit değillerdi. Onlara göre Wang Lin kesinlikle bir gerçek öğrenci olacaktı, bu yüzden onunla şimdi arkadaş olmak gelecekte kesinlikle yararlı olurdu.

 

Bu sebeplerden dolayı bir sürü insan Wang Lin'le kadeh tokuşturmaya gitti.

 

Wang Lin düşüncelerini kenara kaldırdı ve herkesi bir gülümsemeyle selamladı. Tian Yun Gezegeni'nde sağlam bir mevkisinin olmasını istiyordu, bu yüzden tarikatın dışından arkadaşlar edinmenin sakıncası yoktu.

 

Yedi günlük şenliğin son gününde Wang Lin, dikkatin merkezi yerini Zhao Xingsha'dan alıp herkesle içtiğinde mor bölümün kutlaması doruk noktasına ulaştı.

 

Bai Wei ve dördüncü kız kardeşe gelince, onları selamlamaya pek fazla insan gitmedi. Wang Lin'le karşılaştıklarında epey yalnız görünüyorlardı.

 

Gece yaklaşırken insanlar dağılmaya başladı. Wang Lin Jiang Tianzun'la kadeh tokuşturdu. Jian Tianzun gittikten sonra Wang Lin'in bakışları dördüncü kız kardeşe kaydı.

 

 

Editör Notu: Arkadaşlar herkese merhaba, terimler konusunda yapılan bir değişim hakkında açıklama yapmak istiyorum. Söz konusu değişikliği yazar mı yaptı yoksa ingilizce çevirmen mi yaptı bilmesek de bu ve bundan sonraki bölümlerde daha önce aynı şeyi ifade etmek için kullanılan şeytan ve iblis kelimeleri farklı türleri anlatmak için kullanılmış. Bu nedenle bundan sonra demon kelimesini şeytan, devil kelimesini iblis olarak çevireceğiz. Yani ilerleyen bölümlerde, daha önce "Şeytan Xu Liguo ve Şeytanlar Denizi" şeklinde karşımıza çıkan terimler artık "İblis Xu Liguo ve İblisler Denizi" olarak karşınıza çıkacak. Serinin ilerleyen bölümlerinde iblis, şeytan farkının daha belirgin olması nedeniyle bu şekilde bir düzenleme yoluna gittik. İlerleyen bölümlerde değişiklik yaptığımız terimler karşımıza çıktığında onlar için ayrıca not düşeceğim. Herkese iyi okumalar dilerim.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44256 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr