Bölüm 482: Mor Orman Köşkü

avatar
3037 20

Xian Ni - Bölüm 482: Mor Orman Köşkü


Çevirmen: Hollywood Hootsman

Editör: Lord Viole Grace


Yaşlı adamın yüzü tamamen solgundu. Köylü gibi görülen yarı ölü bir yetişim gezegeninden gelen bir yetişimcinin bu kadar güçlü olabileceği aklından geçmezdi. Bu kişi onu birkaç saniyede yakalamıştı ve şu anda başka bir kıdemliyi arıtıyordu.

 

Böyle bir gücü yalnızca orta aşama Ruh Dönüşümü yetişimcileri gösterebilirdi!

 

Bu, hayatında pişman olduğu birkaç nadir andan biriydi. Zhao Xingsha'yı dinlemeseydi böyle bir duruma düşmezdi.

 

O anda yaşlı adamdan çok uzak olmayan, çanın altında hapsolmuş ortağı sefil çığlıklar atıyordu. Açıkça arıtılmanın acısını çekiyordu.

 

Çığlık sesleri yaşlı adamın kulaklarına girdiğinde uzunca iç çekip tüm direnme istediğini bir kenara attı. Karmaşık bir ifadeyle Wang Lin'e bakıp konuştu, "Lütfen ilk önce onu bırak. Bu konuda hatalıydık, bilmek istediğin her şeyi anlatacağız!"

 

Wang Lin hareket etmeden soğukça yaşlı adama baktı.

 

Yaşlı adamın yüzü tatsızdı. Önünde duran Yarımay Bıçağı'na bakıp konuştu, "Ata yedi bölümün her birinden bir tane olacak şekilde toplamda yedi öğrenci kabul eder ve dışarıdan öğrenciler de getirir. Fakat her bölümde yalnızca bir gerçek öğrenci vardır. Herkes öğrenci kabul edilse de atanın mirasını alamazlar."

 

Wang Lin tüm bunları konuşmadan dinledi. Orada dururken bir kibir duygusu yaydı. Şu anki o Göksel Kader Tarikatı'na geldiği halinden çok farklıydı.

 

"1.000 yıl önce mor bölümde bir dahi ortaya çıktı. Bu kişi mor bölümün bir numaralı öğrencisi oldu, Tian Yunzi'nin direkt öğrencilerinden biri olarak eski altıncının yerini aldı."

 

"Adı Sun Yun'du ve Mor Bulut Köşkü'nde yaşadı!"

 

Wang Lin'in gözleri sakince sorarken ciddileşti, "Bunun benimle alakası ne?"

 

"Normalde hiçbir alakası yok fakat 100 yıl önce Sun Yun bir nedenden ötürü tarikata ihanet edip kaçtı. Böyle olsa da ata onu avlaması için birini göndermedi ve bizzat kendisi gitti. Bir ay sonra ata tek başına döndü, sonra Mor Bulut Köşkü'nü mühürleyip Mor Bulut Köşkü'nü sonraki alan kişinin yedi direkt öğrencisinden biri olacağını yaydı!" Bu kısma geçtiğinde yaşlı adam biraz duraksadı. Wang Lin'e karmaşık bir ifadeyle bakıp konuştu, "Yedi mor bölüm öğrencisinin arasında sen hariç altısının hepsi Tian Yun Gezegeni'nde büyüdü, yalnızca sen yarı ölü bir yetişim gezegeninden geldin. Normal öğrencilerin gözünde bile köylünün tekisin ve onlardan daha alttasın. Her şey normal olsaydı bu kadar kötü olmazdı fakat Mor Bulut Köşkü'ne atandığına göre doğal olarak dışlanacaksın!"

 

"Ayrıca yetişim seviyen çok yüksek değil, kıdemlilerin senin göz zevklerini bozduğunu düşünüyor. Ata yüzünden direkt sana karşı harekette bulanmıyorlar fakat entrika ve arkadan bıçaklama kaçınılmaz! Söyleyebileceğim her şeyi söyledim. Bugünün meselesi bizim hatamız. Bugünden itibaren kardeşim ve ben bir daha asla sizlerin arasındaki meseleye karışmayacağız!"

 

Yaşlı adam bunu söylerken Yarımay Bıçağı'na baktı. Bu Yarımay Bıçağı'ndan çok korkuyordu.

 

Wang Lin'in gözleri soğuklaştı. Demek tüm bunların nedeni buydu.

 

Sağ elini salladı ve Semavi Kılıç ona geri uçtu. Xu Liguo bir çağırı yapıp Yarımay Bıçağı'nın kıdemliyi bırakıp Semavi Kılıç'ın etrafında dönmesini sağladı.

 

Yaşlı adam rahatlamış bir iç çektikten sonra yandaki dev çana baktı. Ortağının sefil çığlıkları çok alçaktı. Biraz tereddüt ettikten sonra konuştu, "O..."

 

Wang Lin sağ elini salladı ve çan anında eline uçtu. Çana fiske atıp küçülmesini sağladı. Küçük, yeşil bir ışık çandan çıkıp kaçmaya çalıştı fakat Wang Lin çabucak eliyle yakaladı.

 

Yeşil ışıktan tiz bir ses geldi.

 

"Ben bir inzibati kıdem..." Konuşmasını bitiremeden Wang Lin elini sıktı. Bu yeşil ışığın çöküp son derece zayıf bir has ruh ortaya çıkarmasına neden oldu.

 

Hiç bakamdan Wang Lin has ruhu ağzına attı. Has ruh Wang Lin'in ağzına girerken kuvvetli bir güç onu bedenindeki Bir Milyar Ruhlu Ruh Bayrağı'na emdi.

 

Tüm bunları yaptıktan sonra Wang Lin yaşlı adama bakıp sakince sordu, "Gitmek istemiyor musun?"

 

Yaşlı adam şaşkına dönmüş bir şekilde bu kişinin soluna baktı. Bu kişinin önünde bir has ruhu yutarak tarikat kurallarını çiğnemeye cüret edeceği aklının ucundan geçmezdi. Bu davranış şeytani yolluk bir davranıştı!

 

Birkaç adım geri çekilip kendisini gülmeye zorlarken kalbi şiddetle sallandı. "Hemen gidiyorum. Bugün burada ne olduğunu da bilmiyorum!" Sonra arkasına dönüp tüm gücüyle kaçtı.

 

Wang Lin'in gözlerinden usulca konuşurken soğuk bir ışık geçti, "Öldür onu!"

 

Xu Liguo mutlu bir şekilde bağırdı ve yıldırım gibi ilerledi. Fakat Yarımay Bıçağı daha da hızlıydı, göz açıp kapayıncaya kadar iz bırakmadan kayboldu.

 

Uzaktan alçak bir çığlık geldi ve göz açıp kapayıncaya kadar Yarımay Bıçağı geri uçtu.

 

Wang Lin'in sağ eli uzandı ve Yarımay Bıçağı'ndan yaşlı adamın has ruhunu aldı. Yaşlı adam çığlık atmak üzereydi fakat artık çok geçti. Wang Lin yaşlı adamın has ruhunu ağzına atıp ruh bayrağına mühürledi.

 

Tüm bunları bitirdikten sonra Wang Lin'in gözlerindeki soğukluk azalmak yerine arttı. Mor Bulut Köşkü'ne döndü ve oraya doğru yürümeye başladı.

 

'Tian Yunzi, Mor Bulut Köşkü'nde yaşamamı ayarladığına göre tüm bunları hesaba katmış olmalı.'

 

Tüm yolu uçtu ve kısa süre sonra Mor Bulut Köşkü'nün dışına vardı. Morlar içindeki kadın şu anda köşkün içinde oturuyordu. Dağ ve nehir tablosuna dokunuyordu ve gözleri geçmişin düşünceleriyle doluydu. Wang Lin'in gelişini fark ettiğinde kaşları çattıktan sonra bedeni kayboldu ve Mor Bulut Köşkü'nün dışında ortaya çıktı. Köşke doğru uçan kırmızı ışığa bakarken soğuk bir ses geldi. "Herkes şunu bilsin; Ben, Wang Lin, itip kakılacak biri değilim!"

 

"Neden buraya tekrar geldin? Defol!!!"

 

Wang Lin'in gözleri parladı. Tek kelime etmeden eli bir mühür oluşturdu ve kadına işaret etti. Semavi Kılıç kadına doğru ilerledi ve Yarımay Bıçağı hızla takip etti.

 

Kadının ifadesi değişti. Göz açıp kapayıncaya kadar kadın ortadan kayboldu. Hızı çok süratliydi, Yarımay Bıçağı'ndan aşağı kalır yanı yoktu. Yarımay Bıçağı bir darbe indirdi ve yalnızca birkaç saç teli kopardı.

 

Wang Lin soğukça homurdandıktan sonra göğe işaret edip bağırdı, "Toplan!"

 

Bedenindeki semavi ruhsal enerji elinde toplandı. Üç metre genişliğinde büyük bir ışık küresi aniden avcunun üzerinde belirdi.

 

Hiç tereddüt etmeden Wang Lin küreyi bastırdı ve konuştu, "Dışarı çık!"

 

Küre yıldırım gibi hareket edip gökten indi. Küre sağır edici bir kükremeyle yere vurdu ve sonra yerle birleşti. O an içinde dev bir ejderha hareket ediyormuş gibi yeryüzü kaydı.

 

300 metre uzakta bir beyaz ışık ışını yerden fırlayıp kadının dehşete düşmüş ifadesini açığa çıkardı.

 

Wang Lin'İn gözleri kadına bakarken soğuktu ve sonra konuştu, "Bugünden itibaren Mor Bulut Köşkü'nün adı Mor Orman Köşkü olarak değişecek!" Bunları dedikten sonra Wang Lin elini salladı.

 

Bir yeşil ışık ışını fırladı ve üç kelimeye, "Mor Bulut Köşkü"ne indi. Işık kaybolduğunda "Bulut" kelimesi "Orman" olarak değişmişti!

 

"Orman" kelimesi çok cüretkar ve kibirli bir şekilde yazılmıştı, sanki göğü yarıp geçerek yükseğe uçan bir ejderha gibiydi. Yalnızca batıklarında bile insanların kalplerini titretebilecek baskın ve kibirli bir aura bu kelimeden hissedildi.

 

Mor cübbeli kadının gözleri "Mor Orman Köşkü" sözlerine bakarken şaşkına döndü ve iki damla yaş yanaklarına aktı. Birdenbire başını Wang Lin'e çevirdi ve parçalanan bir sesle konuştu, "Seni öldüreceğim!!!"

 

Sonra harekete geçip tamamen ortadan kayboldu. Bir esinti esti ve Wang Lin kaşlarını çattı. Çabucak geri çekildi. Esinti öldürme niyetiyle doluydu. Bir patlama duyduktan sonra Wang Lin'in az önce durduğu yer büyük çatlaklarla doldu!

 

Wang Lin geri çekilirken morlu kadın esintiden çıktı. Gözleri kanlıydı ve öldürme niyetiyle doluydu. Çantasına dokundu ve bir kırmızı ışık ışını dışarı çıktı. Bu ışık havada yükselirken kırmızı bir ankaya dönüştü. Anka tiz bir ses çıkardı ve sonra etraf bir ateş deniziyle kaplandı. Fakat ateşlerin hiçbiri Mor Orman Köşkü'ne dokunmadı ve şiddetli bir dalga gibi Wang Lin'e ilerledi.

 

Wang Lin'in gözleri parladı. Uzandı ve Semavi Kılıç elinde belirdi. Semavi ruhsal enerji Semavi Kılıç'ta toplandı ve sonra Wang Lin kılıcı salladı. Bir kılıç enerjisi ışını fırladı ve bir patlamayla ateş deniziyle çarpıştı.

 

Bu ses çok yüksekti ve tüm dağ boyunca yankılandı. O kılıç enerjisi ışını ateş denizinde bir açıklık yarattı. Wang Lin ateş denizinden sakince çıktığında sağ başparmağı öne bastırdı.

 

Başparmağı öne bastırırken göklerin ve yerin rengi değişti. Tüm renkler kaybolup geride yalnızca bu başparmağı bırakmış gibiydi.

 

Bu, Situ Nan'ın yollarını ayırmadan önce Wang Lin'e öğrettiği üç öldürücü teknikten biriydi.

 

Ölüm Parmağı!

 

Üç öldürücü teknik çok güçlü ve Situ'nun on binlerce yıllık yetişimi sayesinde yarattığı şeytani tekniklerdi. Tüm hayatı boyunca bunları yalnızca Wang Lin'e öğretmişti.

 

Bir parmakla kadının beti benzi attı ve gözlerindeki delilik kayboldu. Anında geri çekilmek istedi ve dehşet içinde etrafındaki uzayın çok hassas olduğunu ve bir ışınlanmaya bile dayanamayacağını fark etti.

 

Işınlanmaya çalışsaydı Wang Lin daha bir şey yapmadan hiçlikte kaybolurdu.

 

Wang Lin'in gözleri, başparmağı kadının alnına doğru yıldırım gibi hareket ederken buz gibi soğuktu.

 

Mor cübbeli kadın dişlerini sıktı, bedeni titredi ve kendisinin bir klonu dışarı çıktı. Klon Wang Lin'in figürüyle çarpıştı ve sefil bir inilti çıkardı. Klon hızla kurudu, sonra Wang Lin'in başparmağı tarafından emilen beyaz ışık ışınlarına dönüştü.

 

Bu sefer Wang Lin'in başparmağının gücü daha da güçlüydü!

 

Mor cübbeli kadının yüzü öncekinden daha da solgun hale geldi. Bedeni sallanıp bir klon daha belirirken bir ağız dolusu kan kustu.

 

Kadın tiz bir sesle bağırdı, "Patla!"


Ç.N: "Lin" kelimesi çincede orman anlamına gelmektedir. Köşkün adının Mor Orman Köşkü olması bundan dolayıdır. 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44312 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr