Çevirmen: Hollywood Hootsman

Editör: Lord Viole Grace

"Oh?" Wang Lin, Situ Nan'a baktı.

Situ Nan'ın gözleri sevinçle doluydu. Bir gülümsemeyle konuştu, "Güzel, bu yaşlı adam bedenini seçti! Wang Lin, kuzey kutbuna gidiyoruz. İstediğim beden orada."

Sonra uçmaya başladı.

Wang Lin çantasına vurdu.  Sivrisinek bir kükreme patlatıp Wang Lin'in önünde belirdi. Sivrisineğin sırtına atlayıp oturdu ve Situ Nan'ı takip etti.

Situ Nan dönüp sivrisineğe baktı. Konuşurken gözleri parladı, "Ne tür bir hayvan bu? Nereden buldun? Bu yaşlı adam da oynamak için bir tanesini yakalayacak."

Sivrisinek hep zalim olmuştu fakat Situ Nan'ın aurasını hissettikten sonra vızıltılar çıkarıp ondan uzaklaştı.

Situ Nan bir süre sivrisinek canavara baktı. Bir anda sivrisineğin sırtında Wang Lin'in yanında belirdi ve konuştu, "Niçin kaçıyorsun? Seni yemeyeceğim."

Sivrisineğin vücudu yalvarır bir şekilde Wang Lin'e bakarken titredi.

Wang Lin, sivrisineğin büyük başını okşarken hafif bir gülümseme takındı. Yeşim parçası çıkardı ve ona bazı bilgiler işledikten sonra Situ Nan'a verdi. "Oraya gidersen istediğin kadar sivrisinek canavarı yakalayabilirsin."

Situ Nan yeşimi aldı. Taradıktan sonra ifadesi anında değişti. Çekinmiş bir şekilde konuştu, "Boş ver. Artık istemiyorum…"

Wang Lin'in verdiği yeşim, antik tanrının çok sayıda sivrisinek canavarı bulduğu gezegen hakkında bilgiler içeriyordu.

Situ Nan'ın gururuyla bile yeşimdeki bilgileri görünce kalbi titredi. Sonra sivrisinek canavarına garip bir ifadeyle baktı.

Situ Nan sinsi bir gülümseme takınıp konuştu, "Wang Lin, bir anlaşma yapsak ya? Bir bedenim olduğunda bir süreliğine incelemem için sivrisineği bana ödünç ver. Yalnızca inceleyeceğim, hayatına zarar vermeyeceğim."

"Hayatta olmaz!" Wang Lin hiç tereddüt etmeden reddetti.

Situ Nan panikledi ve konuştu, "Gerçekten öldürmeyeceğim! Daha da güçlü olabilir!"

"Hayatta olmaz!" Wang Lin kafasını iki yana salladı.

Situ Nan'ın gözleri Wang Lin'e bakarken genişledi ve bağırdı, "Velet, kimse bu yaşlı adamı reddetmeye cüret edemez. Geçmişte bu yaşlı adam ilk nesil Suzaku'nun cariyesini istedi ve sonra onu çalıverdim. İstediğim sürece kimse beni reddedemez. Verecek misin? Vermezsen seni bir tokatla öldürürüm, nankör çocuk!"

Wang Lin, Situ Nan'a baktı. Konuşmadı, sessizce onu izledi.

Kısa süre sonra Situ Nan tedbirli bir şekilde gülümsedi ve konuştu, "Yolum nasıl senin gibi birinin yanına düştü... Ah, sen hala çocukken yetişim yapabilesin diye vücudunu ayarlayan bendim. Birinin temelini çalma fikrini veren de bendim. Ayrıca seni defalarca kurtardım. Teng Ailesi'nin veledinin seni kovaladığı zamanı unuttun mu?"

"Ayrıca, Jue Min Vadisi'nin dışında seni kurtarmak için hayatımı riske attım. Gelmiş bana böyle mi davranıyorsun? Ben zavallı bir yaşlı adamım. Çok isteğim yok, yalnızca incelemek için sivrisineği ödünç almak istedim..."

Wang Lin'ın başının ağrımaya başladığını hissetti. Situ Nan sert oynamaya devam etseydi onu görmezden gelebilirdi ancak şimdi Situ Nan'ın dediği her söz kalbine işliyordu. Bir süre sonra Wang Lin çaresiz bir gülümseme takındı ve konuştu, "Peki, sana ödünç vereceğim, ödünç vereceğim!"

Situ Nan'ın ifadesi aniden yerini kibirli bir ifadeyle değiştirdi ve güldü. "Güzel, işte yaşlı adamın seçtiği kişi bu!" Sonra sivrisineğe baktı ve ürkütücü bir gülümseme takındı.

Sivrisineğin vücudu titredi ve çığlık attı. O gülümseme neredeyse gökten düşmesine neden oldu.

Uçarlarken Wang Lin biraz düşündü ve sordu, "Situ, Ji Alemi’ni biliyor musun?"

Situ Nan'ın ifadesi konuşurken ciddileşti, "Ji Dao'su üç alemin Ji'sidir. Neden soruyorsun?"

Wang Lin, Situ Nan'a baktı. Bu dünyada Li Muwan hariç tamamen güvenebileceği tek kişi Situ Nan'dı.

Wang Lin çantasına vurdu ve bir beyaz ışık damlası ortaya çıktı. Bu beyaz ışık ilahi ceza gibi bir baskı yaydı. Bu baskı Wang Lin için tehlikeli olmasa da dokunduğu herhangi bir Oluşan Ruh yetişimcisini öldürebilirdi.

Situ Nan şaşkınlıkla bağırdı. Beyaz ışığı aldı, yakından baktı ve ifadesi anında muazzam ölçüde değişti. Beyaz ışığı Wang Lin'in çantasına doğru fırlatmadan önce ilahi hissi anında etrafı kontrol etmek için yayıldı. Beyaz ışığı Wang Lin'in ilahi hissi aracılığıyla direkt çantaya gönderdi.

Situ Nan bağırdı, "Neden Ji Alemi'n var ?!"

Wang Lin yavaşça konuştu, "Jue Ming Vadisi'ndeyken, bu Ji Alemi'nın bir şeridi bedenimde ortaya çıktı. O zaman hala uyuduğundan görmedin. Sonra bedenim yok edildi ve tekrar uykuya dalmadan önce ruhumu kurtardın. Dış savaş alanında, Ji Alemi'm tamamlanışına ulaştı."

"Ji Alemi çok zalim bir maddedir. Hakkında çok şey bilmesem de Yetişim Birliği'nin sürekli Ji Alemi yetişimcilerini aradığını biliyorum. Ji Alemi'ne sahip birini bulduklarında onu öldürürler. Sakın bunu kimseye gösterme, özellikle şu anki Suzaku'ya!" Situ Nan'ın ifadesi çok ciddiydi...

Wang Lin başını salladı. Biraz düşündü ve konuştu, "Bu Ji Alemi'nin senin Yeraltı Yükseliş Yetişim Yöntemi'nle bir alakası olduğundan şüpheleniyorum."

Situ Nan şaşırdı. Çenesini ovuşturdu ve konuştu, "Kısmen haklı olabilirsin ancak bunda yer alan bazı bilinmeyen değişkenler var, aksi takdirde benim de Ji Alemi'm olurdu. Bildiğim kadarıyla Ji Alemi'nın ortaya çıkma şansı çok düşük. Ayrıca yetiştirmesi de zor, etkilenmeden bedenden çıkarabilmek zaten çok nadirdir." Situ Nan gözlerinde takdirle Wang Lin'e baktı.

"Situ, birinden Yetişim Gezegeni Kristali'nın Ji Alemi'nin kısıtlamalarını kırmada yardımcı olabileceğini duydum. Doğru mu bu? Yetişim Gezegeni Kristali tam olarak ne?" Wang Lin'in gözleri, nihayet yüzlerce yıldır içinde tuttuğu soruyu sorurken parladı.

"Yetişim Gezegeni Kristali'ni bile biliyorsun..." Situ Nan iç çekmeden önce karmaşık bir ifade sergiledi ve konuştu, "Yetişim Gezegeni Kristali... O eşya iyi bir şey değil ancak bu gezegeni terk etmek istiyorsan gerçekten onu elde etmek zorundasın, aksi takdirde gelecekte sorunlara yol açabilir... Ah! Yetişim Gezegeni Kristali, Yetişim Birliği'nın bir yetişim gezegenini kontrol etmek için kullandığı en kötücül şey..."

Situ Nan konuşmaya devam edecekti ki aniden uzağa baktı ve konuştu, "Bunu sonra konuşuruz. Şu anda önümüzde atasal ruhlarına sunumda bulunan Terk Edilmiş Ölümsüz Klanı üyeleri var. Bir düşüneyim... İlk nesil Suzaku'nun gizemli gücün bir kısmını emmek için atasal ruhu kullanabilen bir büyüye çalıştığını hatırlıyorum... Yaşlanıyorum ve hafızam gittikçe kötüleşiyor. Sanırım bu doğru. Wang Lin, bana bir semavi yeşim ver."

Wang Lin uzağa bakarken diğer çantaya vurdu, bir semavi yeşim çıkardı ve Situ Nan'a verdi.

Situ Nan semavi yeşimi aldı ve bir nefeslik sürede parçalanana kadar emdi. Konuşurken gözleri semavi ruhsal enerjiyle doluydu, "İlk nesil Suzaku'nun bu büyünün ölümcül bir zaafı olduğunu söylediğini hatırlıyorum. Bu zaaf şu anda benim için can sıkıcı olsa da ondan kaçınabileceğimi düşünüyorum. Wang Lin, beni burada bekle. Hemen döneceğim."

Sonra ortadan kayboldu.

Situ Nan ortaya çıktığında ve Zhuque Zi'yi korkutup kaçırdığında tüm Yükseliş yetişimcileri o güçlü aurayı hissetmişti.

Beyaz cübbeli bir adam Suzaku ülkesinin doğusundaki gökte belirdi. O Göksel Yeşim Tarikatı'nın tek Yükseliş yetişimcisi, Chu Yunfei idi. O an ifadesi karmaşıklaştı. Bir süre sonra iç çekti ve konuştu, "Çok güçlü bir aura..."

Hafifçe başını salladı. Doğuya bakarken gözleri soğuklaştı. Arkasında düzinelerce yetişimci vardı. Çoğu Ruh Oluşturma aşamasındaydı ve yalnızca üçü Ruh Dönüşümü aşamasındaydı.

Bu insanların arkasında 100'den fazla Oluşan Ruh yetişimcisi vardı.

Suzaku kıtasının güneyindeki gökte 100'den fazla güneye uçan yetişimciden oluşan bir yetişim ordusu vardı. Öndeki kişi orta yaşlı bir adamdı. O, Çatırdayan Yer Tarikatı'nın Yükseliş yetişimcisiydi. Acı acı gülümsedi ve konuştu, "Ne şanssızım, böyle can sıkıcı bir savaş dönemine denk geldim..."

Zhuque Zi Suzaku Dağı'na döndükten sonra çabucak tekrar ayrılmadan önce biraz dinlendi. Bu sefer hedefi Suzaku kıtasının batı kısmındaydı.

Suzaku kıtasının doğu sınırındaki siyah bulutlarda beşinci ata kasvetli bir şekilde bakışlarını geri çekti.

Ceset Tarikatı'nın kıdemlisi Sima, Ruh Dönüşümü yetişimiyle Situ Nan ortaya çıktığında gerçekleşen değişikliği tespit edemedi ancak beşinci atanın ifadesinin çirkinleştiğini görünce şaşırmadan edemedi.

Tam bilgi edinmek için soru soracaktı ki beşinci ata kollarını salladı ve konuştu, "Kıdemli Sima, başlayalım."

Sima'nın gözleri parladı ve güldü. "Güzel, buraya gelmemin nedeni bu cesedi teslim etmekti. Terk Edilmiş Ölümsüz Klanı'nızın atasal ruh ağacını daha da geliştirebilir."

Sonra arkasına dönüp iki ceset yardımcıya baktı.

Konuşmadan iki yardımcı tabuttan indi ve mühürler oluşturmaya başladı. Ruhsal enerji şeritleri onlardan uçup tabuta indi.

Kısa süre sonra ikisi bedenlerinden gizemli ve ruhani bir ışık saçtı ve bağırdılar, "Açıl!"

Tabutun tahta kapağı yavaşça hareket edip bir açıklık yaratırken iki odun parçasının birbirine sürtme sesi havayı doldurdu. Açıklık gittikçe büyüdü.

İçerisinden siyah gazla çürümüş et kokusu çıktı.

Beşinci atanın bakışları tabuta bakarken sakindi. Ancak arkasındaki üç sekiz yapraklı şaman çok gergindi ve gizlice tetikteydi.

"Yüksel!" iki ceset yardımcı bir kere daha birlikte bağırdı.

Kapak aniden görünmez bir el tarafından kenara itildi ve yere düştü.

O an tabuttan daha fazlası çıkarken siyah gaz daha da yoğunlaştı ve tüm tabutu çevrelemek istiyor gibi göründü.

Terk Edilmiş Ölümsüz Klanı'nın beşinci atası soğuk bir şekilde konuştu, "Bu bahsettiğiniz ceset mi?"

Kıdemli Sima sinsi bir gülümseme takındı ve konuştu, "Beşinci ata, beni suçlama. Emirler yukarıdan geldi ve ceset de yukarıdan teslim edildi. Benim karar verme hakkım yok. Ancak Suzaku gezegeninde çok Ruh Dönüşümü Dev İblis Klanı cesedi yoktur, bu başka bir gezegenden aktarıldı. Diğer dört ceset de çoktan yerlerine teslim edilmiştir."