Çevirmen: Hollywood Hootsman

Editör: Lord Viole Grace

"Du Tian!" Zhuque Zi ateş kırmızısı bir cübbe giyiyordu ve saçları rüzgarsız dalgalanıyordu. Antik görünse de çok baskıcı bir aura yayıyordu.

Bu kişi gök kararırken gelişigüzel bir biçimde orada durdu. Ateş kırmızısı cübbesinden çıkan bütün ışık Suzaku gezegeni üzerindeki hakimiyetini tamamen gösteriyordu.

Biri onun vücudunda bir ruhsal enerji şeridi, hatta semavi ruhsal enerji hissedebilirdi ancak ilk aşama Yükseliş yetişimcileri geri çekilmeye zorlanır ve orta aşama Yükseliş yetişimcileri bile bilinçsiz bir şekilde geri çekilirdi.

Suzaku gezegenindeki tek son aşama Yükseliş yetişimcisiydi.

Suzaku gezegenin gerçek hükümdarı!

Zhuque Zi sakin bir şekilde konuştu, "Geçmişte Suzaku ülkem Ruh Arıtma Tarikatı'nla bir anlaşma yaptı. Suzaku ülkesinin başı tehlikeye girdiğinde bize bir milyar ruhlu ruh bayrağını ödünç vermek zorundasınız. Bugün bu yaşlı adam bayrağı ödünç almak için geldi. Du Tian, bayrağı getir!"

"Saçmalık!" Du Tian Zhuque Zi'ye bakarken bir milyar ruhlu ruh bayrağını sıkıca tuttu ve bağırdı, "Ben bu anlaşmayı daha önce herhangi bir atadan nasıl duymadım? Yaşlı hırsız Zhuque, çalmak istiyorsan gel de al. Bu iğrenç oyunu oynamana gerek yok."

Zhuque Zi Du Tian'a baktı, hafifçe başını iki yana salladı ve iç çekti. "Bu mesele ilk nesil Suzaku'yla kurucu atanız arasında kararlaştırıldı, bilmemen normal. Ben de bunu bazı eski kayıtlardan öğrendim. Bugün çalmak için değil, ödünç almak için geldim!" Sonra uzandı. Gök renk değiştirdi ve kırmızı ışık her yönden toplandı. Kırmızı ışık, Du Tian'a bastıran dev bir kırmızı el oluşturdu.

Du Tian bağırdı, "Yaşlı hırsız!" Ruh bayrağını salladı ve hiç tereddüt etmeden bir milyar ruh parçasının hepsini serbest bıraktı. Dördüncü ruh hariç diğer 35 ana ruh da dışarı gönderildi.

100 kilometre içindeki her şey ruh parçalarıyla kaplıydı. Çığlıkları ve feryatları bölgeyi doldurdu.

Bir milyar ruh parçasının birleşik sesi, herhangi bir ses dalgası hazinesinden daha güçlüydü. 100 kilometre içindeki yer titremeye başladı ve etraftaki dağlar çöktü.

Bir milyar ruh parçasının 35 ana ruhunun hepsinin, kırmızı eli parçalara ayırırken hiddetli ifadeleri vardı. Sonra Zhuque Zi'yi kuşattılar ve hiddetle ona baktılar.

Zhuque Zi etraftaki bir milyar ruh parçasına baktı. Sakince konuşurken göz bebekleri hafifçe küçüldü, "Du Tian, inatçılığını bırakmayacağına göre bu yaşlı adam seni atalarının yerine cezalandırmak zorunda kalacak. Bir milyar ruhlu ruh bayrağı yalnızca ödünç almak istediğimi söyledim, ödünç alacağım ve sonra size iade edeceğim."

Du Tian gözlerinde alayla güldü. "Ödünç almak mı? Ne kadar süre ödünç almak istiyorsun?"

Zhuque Zi'nin ifadesi konuşurken ciddiydi, "Bayrağı Suzaku ülkesine 10.000 yıllığına ödünç ver. 10.000 yıl sonra iade edeceğiz."

"Yaşlı hırsız Zhuque, Ruh Arıtma Tarikatı'mda bir söz vardır: bayrak buradaysa tarikat da hala vardır. İstiyorsan almayı deneyebilirsin!" Du Tian'ın gözleri, elleri bir mühür oluştururken ciddileşti ve sonra Zhuque Zi'ye işaret etti.

"Birleş!"

Etraftaki bir milyar ruh parçası anında 35 ana ruha toplanmaya başladı ve sonra ana ruhlar birbirleriyle birleşmeye başladı.

Zhuque Zi'nin gözleri parladı. Bu birleşmenin devam etmesine izin veremezdi. Uzandı ve elinde kırmızı bir tüy belirdi.

Tüyü ileri gönderdi, sonra tüy aniden yanmaya ve ruhsal bir ışık yaymaya başladı.

"Kutsal Suzaku Ateşi!" Zhuque Zi'nin antik sesi ağzından patladı.

Yanan tüy titredi ve aniden çöktü. Tüy merkezde olacak şekilde bir ateş dalgası yayıldı ve anında çevredeki 100 kilometreyi kapladı.

Bu ateşin gücü hayal edilemezdi. Ruh Arıtma Tarikatı'nın üç dağı siyah, akışkansı bir sıvıya dönüştü. Ancak bu sıvı çabucak gaza dönüştü.

Wang Lin'in içinde olduğu mağara bile kayboldu ve Wang Lin de mağarayla birlikte kayboldu.

Tüm Ruh Arıtma Tarikatı, Suzaku gezegeninden kayboldu. Yüzlerce öğrenci ve hatta altın halkalarda saklanan üç Ruh Oluşturma kıdemlisi bile bu felaketten kaçamadı.

Birleşmek üzere olan 35 ana ruh parçası da ateş tarafından çevriliydi. Siyah gaz bedenlerinden süzüp geçiyordu ve hepsinin yüzünde acı çeken ifadeler vardı.

"Kutsal Suzaku Ateşi..." Du Tian'ın yüzü çok çirkindi. Etrafında süzülen üç antik yeşim vardı. Ateşi engelliyorlardı.

Zhuque Zi'nin ifadesi yavaşça konuşurken sakindi, "Du Tian, gökler adildir. İlk başta bunu yapmak istemedim ancak beni zorladın!"

Du Tian derin bir nefes aldı, dilinin ucunu ısırdı, bir ağız dolusu kan tükürdü ve lotus pozisyonunda oturdu. Sonra eli bir mühür oluşturdu ve konuştu, "Ruh Kaçışı!"

Du Tian onun asıl adı değildi, bu ustasının ona verdiği daoist adıydı. Bir keresinde Wang Lin'e ruh bayrağının tüm kullanıcılarının onu kullanmanın farklı yollarına sahip olduğunu söylemişti ve onun özel yöntemiyse kaçıştı.

35 ana ruh yeşil bir ışık yaydı ve sonra ateşin içinden kayboldu. Tekrar belirdiklerinde Du Tian'ın önündeydiler.

"Bu da ne?" Zhuque Zi şaşırdı.

"Birleş!" Du Tian daha fazla kan tükürdü. Bu sefer kan ana ruhlardan birinin üzerine indi. Sonra bir anda diğer 34 ana ruh onunla birleşti.

Göz açıp kapayıncaya kadar Zhuque Zi'ye rakip olabilecek bir aura ortaya çıktı ve gök ikiye yarılmış gibi göründü. Sol taraf ateş kırmızısıydı, Zhuque Zi'yi temsil ediyordu.

Sağ taraf ise siyahtı, 35 ana ruhun oluşturduğu son aşama Yükseliş ruhunu ve bir milyar ruh parçasını temsil ediyordu.

Bu ruh parçası belirdiği an elini salladı ve sağ taraftaki tüm ateşleri sol tarafa itti.

Tıpkı gök gibi yer de siyahla kırmızıya ayrılmıştı.

Zhuque Zi'nin göz bebekleri küçüldü. Ruha bakarken ifadesi biraz çirkindi ve konuştu, "Fena değil. Bu güçle ruh bayrağı Suzaku gezegeninin en iyi hazinesi olarak kabul edilebilir."

Du Tian'ın yüzü çok solgundu. İki yıldan az zamanı vardı ve şimdi ruh bayrağının birleşme tekniğini kullanınca neredeyse ömrü tükenmişti. Usulca fısıldadı, "Öldürün onu!"

Son aşama Yükseliş ruh parçası ilerlemedi, elini kaldırdı. Bulutlar insan şeklindeki bir bedeni oluşturmak için toplanırken bir gürleme sesi her yönden geldi.

Bu beden bulutlardan yapılmıştı ve ilk bakışta bir ölümlüden farkı yoktu.

Yükseliş ruh parçası ileriye bir adım attı ve bulutlardan yapılmış bedenle birleşti. Bulut insan ruhsal gözlerini açtı ve Zhuque Zi'ye baktı.

"Bulutlardan bir beden oluşturmak, bu gerçekten yalnızca son aşama Yükseliş yetişimcilerinin yapabileceği bir şey! Ancak sen birleşmeden oluştun. Bakalım ne kadar dayanacaksın!" Zhuque Zi'nin ifadesi çirkindi.

Sonra elini salladı. Önünde kırmızı bir ışık belirdi ve kısa, kırmızı bir kılıca dönüştü.

Kılıç ortaya çıktığı an yerdeki ateş kılıca çekildi.

"Bu kılıç çok eski ve kimse gerçek adını bilmiyor. İlk nesil Suzaku bu kılıcı elde etti ve Suzaku Kılıcı adını verdi." Sonra Zhuque Zi sağ eliyle kılıca işaret etti.

Uçan kılıç anında sanki semavi ruhsal enerjiyle doluymuş gibi kırmızı ışık saçtı. Bu kılıcın bir semavinin kılıcından farkı yoktu.

Bu kılıç bir semavi hazineydi.

Bulut insanın gözleri parladı ve sağ elini salladı. Tüm sağ eli uçtu ve Suzaku Kılıcı'nın aynısı bir kılıç haline geldi. Rengi hariç Suzaku Kılıcı'yla tıpatıp aynıydı, muazzam miktardaki semavi ruhsal enerji miktarı bile aynıydı.

Sonra Zhuque Zi'ye işaret etti ve küçük, beyaz kılıç ilerledi.

Kırmızı ve beyaz kılıç meteorlar gibi birbirleriyle çarpıştı. Bir dizi çarpışmadan sonra beyaz kılıç açıkça rakibi kadar güçlü değildi ve geri püskürtüldü. Ancak kırmızı kılıç beyaz kılıcın güçlü semavi ruhsal enerjisinden vuruşlar almıştı, bu yüzden yavaşladı.

Bulut insan Zhuque Zi'ye baktı ve hafif bir gülümseme takındı. Sonra bulut bedeni çöküp birebir aynı kılıcın sekiz kopyasını daha oluşturdu. Her biri muazzam miktarda semavi ruhsal enerji içeriyordu. Sekiz kılıç aynı anda hücuma geçti. Üçü Suzaku Kılıcı'nın peşinden gitti ve geri kalan beşiyse Zhuque Zi'ye yöneldi.

Zhuque Zi'nin ifadesi yaklaşık 100 metre geri çekilirken çirkindi. Çantasına vurup bir su kabağı çıkardı ve fısıldadı, "Topla!"

Beş kılıç kuvvetli bir güç tarafından çevrelendi ve sonra göz açıp kapayıncaya kadar su kabağının içinde tuzağa düştü.

Zhuque Zi'nin gözleri parladı. Tam su kabağını diğer üç kılıcı toplamak için kullanacaktı ki o an su kabağında gelen çatlama seslerini duydu. Bir saniye sonra su kabağının içinden gök parçalayan bir ses çıktı.

Bir patlamaya su kabağı parçalandı. Beş kılıç dışarı uçtu ve hiç tereddüt etmeden Zhuque Zi'ye doğru atıldı.

Aynı anda Suzaku Kılıcı'yla dövüşen kılıçlar bir emir almış gibi göründü, çünkü Suzaku Kılıcı'nı bırakıp hızla oraya uçtular.

Çabucak geri çekilirken Zhuque Zi'nin ifadesi muazzam ölçüde değişti.

Güç eksikliği çektiği yoktu ancak ruh bayrağı tarafından oluşturulan ruh ölümle doluydu ve kendi güvenliğine hiç bakmaksızın ona saldırıyordu. Kazanacağından emin olsa da kesinlikle yaralanırdı. Normalde fark etmezdi ancak şimdi geriye pek bir ömrü de kalmamıştı. Burada yaralanırsa ömrü kısalırdı.

Diğer önemli bir konu da Terk Edilmiş Ölümsüz Klanı'yla olan ikinci savaşın çoktan başlamış olmasıydı. Burada yaralanırsa çok kötü olurdu.