Çevirmen: Hollywood Hootsman

Editör: Lord Viole Grace

Wang Lin'in sesi Dev İblis Klanı'nda yankılandı. Dev İblis Klanı'nın kuzey kısmında, yerin 500 kilometre altında içinde oturan biri olan altın bir mağara vardı.

Bu kişi lotus pozisyonunda oturuyordu ve yetişim yapıyordu. Çok yakışıklı görünüyordu.

O an aniden gözlerini açtı. Bakışları mağara duvarlarından geçip dışarıyı görebiliyor gibiydi. Kısa süre sonra gözleri soğuklaştı ve mırıldandı, “Wang Lin, bir süre daha kibirli olmana izin veriyorum. Sahiplenmemi bitirince seni öldüreceğim. Dev İblis Klanı üyelerini mühürlesen bile mühürlerini kaldırabilirim.”

Sonra gözlerini tekrar kapattı ve yetişim yapmaya başladı.

Tam o an çantası parlamaya başladı. Çantasına vururken kaşlarını çattı ve Wang Lin'den çaldığı semavi kılıç çıktı.

Semavi kılıçtan siyah gaz çıktı ve Xu Liguo'nun şeklini aldı. Xu Ligu'nun gözleri kan çanağına dönümüştü ve ifadesi nefretle doluydu. Uzaklara baktı ve konuştu, “Efendim, o şeytanın burada olduğunu hissedebiliyorum. Efendim, bu kişiden intikam almaya yemin ettim. Dışarı çıkıp onunla dövüşmeme izin verin!”

Dev İblis Klanı'nın atası Xu Liguo'ya baktı. Geçen iki yılda Xu Liguo'yla çokça etkileşime girmişti. Aklı olan bir kılıç ruhunun gerçekten inanılmaz olduğunu hissetmiş ve bu kılıç ruhunu çok sevmişti.

“Onu öldürmek istiyorsun ama sahiplenmem bitene kadar beklemek zorundasın.”

Xu Liguo hemen Dev İblis Klanı'nın atasını memnun etmeye çalışan bir ifade takındı. Çabucak başını salladı ve konuştu, “Efendim beni gerçekten önemsiyor, o şeytan Wang Lin'den kat kat daha iyisiniz. Efendime ebediyen sadık kalacağım! Ancak efendim, Wang Lin'i öldürürken son darbeyi vurmama izin verebilir misiniz?”

Dev İblis Klanı'nın atası güldü ve konuştu, “Wang Lin sana nasıl davrandı da ondan bu kadar nefret ediyorsun?”

Xu Liguo dişlerini sıktı ve konuştu, “Efendim, Wang Lin'den ne kadar nefret ettiğimi bilmiyorsunuz. Hem beni çalışmaya zorladı hem de sık sık dövmek ve lanet okumak için dışarıya çağırdı. Bunlar çok önemli değil ama en önemlisi de emmem için ruh taşları veren efendimin aksine bana hiçbir fayda sağlamadı. Efendim, Wang Lin'i öldürdüğümüzde beni birkaç kadınla ödüllendirsenize. Küçük kız kardeşim periyi çağırsanıza. Bir süredir onu görmedim ve çok özledim.”

Dev İblis Klanı'nın atası hafifçe gülümsedi ve konuştu, “Kolay. Wang Lin'i öldürdüğümüzde Feng Luan'ın ruhunu çağıracağım ve onunla tanışmana izin vereceğim. Şimdi bu yaşlı adamın kapalı kapı yetişimine girmesi gerekiyor, bu yüzden içeri dön!” Sonra uzandı. Xu Liguo'nun yüzünde gülümse olsa da içinden lanet okudu. Semavi kılıca döndü ve çantanın içine geri konuldu.

'Bu kılıç ruhu insan açgözlülüğüyle dolu. Bu gerçekten de gizemli olsa da kontrol edilmesini kolaylaştırıyor. Ona ruh taşları ve kadın yetişimciler verebilirim, bu yüzden bana ihanet edeceğine inanmıyorum. Ayrıca bu kılıç ruhu Feng Luan'ın ruhuna kafayı takmış gibi. Elimde Feng Luan varken benden kaçamayacak!' Dev İblis Klanı'nın atası bir kez daha yetişim yapmak için gözlerini kaparken alayla gülümsedi.

Feng Luan'ın ruhu bir zamanlar elde ettiği bir hazinenin ruhuydu.

Bu ruh çok güzeldi ve şehvetle doluydu. Onunla ilk karşılaşmasında o zamanlar yetişim seviyesinin düşük olduğundan onun tarafından neredeyse büyüleniyordu. Neyse ki bu ruh hasarlıydı, bu sayede kaçabilmişti ve bugün bile ondan korkuyordu.

Semavi kılıcı elde ettikten sonra çok gizemli Xu Liguo'yu bulmuş ve kılıç ruhunu tamamen kontrol etmek için Feng Luan'ın ruhunu çağırmıştı. Beklediği gibi Xu Liguo, ruha aç bir kurt gibi atlayıp onun tarafından tamamen büyülenmişti.

Wang Lin Dev İblis Klanı'nın üstündeki gökte bir süre bekledi. Dev İblis Klanı'nın atasının ortaya çıkmadığını gördükten sonra ifadesi karardı. Dev İblis Klanı çok büyüktü ve birçok dağ içeriyordu. Ata gerçekten saklanmak isteseydi onu bulmak çok zor olurdu. Wang Lin doğuya doğru baktı ve Dev İblis Klanı'ndaki en uzun dağı gördü. Bazı sebeplerden dolayı o dağdan gelen gizemli bir güç hissetti.

Tam kontrol etmek üzereyken kuzeye doğru baktığında gözleri ciddileşti ve hafif bir gülümseme takındı.

“Xu Liguo...”

Wang Lin'in figürü kayboldu ve kuzeye atıldı.

Üç yıldızlı bir antik tanrının bedeniyle uçtuğundan yıldırım kadar hızlı hareket ediyordu. Yalnızca birkaç ışınlanmayla Dev İblis Klanı'nın kuzey bölgesine vardı. Yukarıdan bakılınca çimenlerle kaplı bir ovaydı.

Wang Lin'in gözleri keskindi. İlahi hissini yayarken bir şeyin yanlış olduğunu hissetti. Yaklaşık 500 kilometre yeraltında, üstünden geçerken ilahi hissinin hafifçe yönünü değiştiren ince bir bariyer vardı. Çok yakın olmasaydı onu tespit edemezdi.

Yüzünde küçümseyici bir gülümsemeyle Wang Lin kükredi, elini yumruk yaptı ve yere vurdu.

Bamm!

Yer parçalayan bir ses yankılandı ve yer kabuğunda bir çatlak belirdi. Bu çatlak her yöne yayıldı ve hızla yeraltının derinliklerine de yayıldı.

Nihayet bitmeden önce çatırtı sesi dalgaları uzun bir süre yeraltından geldi.

Wang Lin'in gözleri bir kez daha bağırıp yeri yumruklarken soğuklaştı.

Şok dalgası hızla yeraltına yayıldı. Yer kabuğunun parçalanmasının sesi bir ejderhanın kükremesi gibiydi.

“Dev İblis Klanı'nın atası, derhal ortaya çık!” Wang Lin bağırdı ve sonra bir yumruk daha attı.

Bamm!

Bu yumrukla ova anında çöktü, dev bir delik oluştu ve sonra yeşil bir figür aniden yeraltından dışarı çıktı.

“Ceng Niu!” Bu kişi orta yaşlıydı ama gözleri dış görünüşüne uymayan bir yaş sergiliyordu. Wang Lin'e baktı ve bağırdı, “Aslında seninle şimdi uğraşmak istemiyordum ama geldiğine göre ölümüne susamışsın!”

Sonra ileriye bir adım attı, Wang Lin'e doğru yıldırım gibi yaklaştı ve bir yumruk attı.

Wang Lin bir kahkaha attı. Geri çekilmedi, Dev İblis Klanı'nın atasının yumruğunu karşılayacak bir yumruk attı.

Bamm!

Şok dalgası etraftaki tüm kayaları ve kumları geri uçurdu. Dev İblis Klanı'nın atası metrelerce geriledi ve sağ yumruğunun kemiklerinde çatlaklar ortaya çıktı. Yüzü inançsızlıkla doluydu.

Wang Lin'in vücudu sadece birkaç adım geriledi ve kolu hafifçe titredi. Kuvvetli bir gücün vücuduna girip onu parçalamaya çalıştığını hissedebiliyordu ama bu has ruhu tarafından çabucak yok edildi.

“Dev İblis Klanı'nın vücut arıtma tekniği gerçekten gizemli.” Wang Lin, Dev İblis Klanı'nın atasına doğru bir kez daha hücuma geçti.

Dev İblis Klanı'nın atası içinden küfretti. Sahiplenmesi tamamlanmadığından yalnızca gücünün yüzde seksenini kullanabiliyordu. Ama yüzde seksende bile vücudunun gücü bazı hazinelerden korkmayacak kadar dehşet vericiydi.

Ama az önce Wang Lin'le yumruklaştığında vücudundaki en sert kemikler çatlamıştı. Nasıl şok olmazdı?

“Yetişim yöntemin ne?!” Dev İblis Klanı'nın atası kasvetli bir ifadeyle hızla geri çekildi. Ancak Wang Lin çok hızlıydı, başka bir yumrukla önüne varmıştı. Bu yumruk onu yerine kilitleyen bir baskı yarattı. İnce çizgiler yoktan belirip etrafını sarmaya çalıştı.

Dev İblis Klanı'nın atasının gözleri parladı. Vücudu hareket ederken basınçtan ve ince çizgilerden dolayı gıcırdıyordu. Havaya atladı ve Wang Lin'in yumruğunu karşılaması için bir tekme attı.

Bamm!

Başka bir yer parçalayan ses tüm Dev İblis Klanı'nda yankılandı.

Dev İblis Klanı'nın atasının yüzü kırmızıya döndü. Çarpışmanın gücünü hızla geri çekilmek için kullandı.

Wang Lin sağ yumruğunda acı hissetti. Nihayetinde durmadan önce birkaç adım geriledi. Wang Lin derin bir nefes aldı. Dev İblis Klanı'nın atası sahiplenmesini bitirmemişti ama vücudu neredeyse bir üç yıldızlı antik tanrıyla aynı güçteydi. Sahiplenmesini bitirebilseydi bedeninin bir üç yıldızlı antik tanrıdan neredeyse hiç aşağı kalır yanı olmazdı.

Dev İblis Klanı'nın atasının yüzü çok kasvetliydi. Wang Lin'in 12 sütunu yok ettiğini gördüğünde ortaya çıkmamaya karar vermişti. Ancak Wang Lin onu bulunca dövüşmekten başka çaresi kalmamıştı.

Wang Lin Dev İblis Klanı'nın atasına düşmanca baktı ve bir kez daha saldırdı.

Dev İblis Klanı'nın atası vücudu büyüyüp 30 metreden uzun bir deve dönüşürken kükredi. Hiç tereddüt etmeden semavi ruhsal enerjiyi kullandı ve altın bir ışık vücuduna yayıldı. Li Yuanfeng'in kullanabildiği semavi ruhsal enerji miktarı onunkiyle kıyaslanamazdı. Sonuçta Dev İblis Klanı'nın atası Ruh Dönüşümü ilk aşamaya kendi başına ulaşmıştı.

“Bu yaşlı adam sahiplenmeme müdahale edeceğinden semavi ruhsal enerjiyi kullanmak istemedi. Kullansam seni anında öldürürdüm. Şimdi beni semavi ruhsal enerjiyi kullanmaya zorladığına göre ölümünü arıyorsun!” Dev İblis Klanı'nın atası bağırdı ve bedenindeki altın ışık daha da parlak hale geldi. Işık, güneş gibi kör ediciydi.

Bedeni hareket ederken gökyüzü parçalanıp sayısız uzaysal yarıklar yarattı. Yok edici rüzgar dalgaları yarıklardan çıktı ve çevreyi kapladı.

Altın ışıkla dolu bir yumruk attı. Bu yumruk semavi ruhsal enerjiyle doluydu. Bu, bir Ruh Dönüşümü ilk aşama yetişimcisinin tam gücüydü.

Normal yetişimciler semavi ruhsal enerjiyi büyülerine ve tekniklerine eklerdi ama Dev İblis Klanı üyeleri için hiçbir şey vücutlarından daha iyi değildi, yani bu yumruk hem semavi ruhsal enerji hem de bir Dev İblis Klanı üyesinin bedeninin kuvvetli gücünü içeriyordu.

Bir yumruğun gücü Dev İblis Klanı'nın kuzeyinin tamamının parçalanmasına ve baskı tarafından uzaklaştırılan sayısız toz zerresine dönmesine neden oldu.

“Wang Lin, ölümünü kabullen!” Dev İblis Klanı'nın atası da çaresiz hissetti. Semavi ruhsal enerjiyi kullandığına göre bu vücut artık tekrar kullanılamazdı ve başka bir vücut bulmak zorunda kalacaktı.

Beden semavi enerji tarafından hasar gördükten sonra onunla daha fazla doğru düzgün birleşemeyecekti. Bu ancak yetişim seviyesi Ruh Dönüşümü orta aşamada olursa kullanılabilirdi.

Wang Lin'in gözleri garip bir ışıkla doluydu. Bu yumruğun gücü ona tehlike hissi verdi. Göklerin elçisine karşı dövüştüğü zaman hariç bu Wang Lin'in asıl bedeniyle birleştiğinde tehlike hissettiği ilk seferdi.

Ama o anda Wang Lin hiç korkmuyordu. Alnındaki üç yıldız hızla dönmeye ve mor bir aura bedenini kaplamaya başladığında kükredi.

Aynı anda antik tanrının figürü bir kere daha arkasında belirdi.