Bölüm 354: Kaçış Yolunu Kesiyorum

avatar
3089 19

Xian Ni - Bölüm 354: Kaçış Yolunu Kesiyorum


Çevirmen: Zawoske

Editör: Lord Viole Grace


Yaşlı adamın kaşları hala çatıktı. Wang Lin’i dört ayı aşkın zamandır takip ediyordu. Birkaç kez neredeyse yakalamıştı, lakin o vakitlerde Wang Lin’in kullandığı hazine beyaz bir ışık yayıp birdenbire ışınlanmıştı.

 

Bu onu şoke etmiş ve daha da öfkelenmesine sebebiyet vermişti. Kendisi gibi haşmetli, yedi yapraklı bir şaman bir veledi dahi yakalayamıyordu. Onun adına, bu aşağılayıcıydı.

 

Ne var ki, kendisi bir yetişimci değildi. Bütün gücü bedenindeki dövmelerinden geliyordu. Veledin hızını dört ay boyunca sürdürebileceğini beklemiyordu.

 

Yaşlı adamın gözbebekleri titreşti ve düşünmeye başladı. Çoktan epey gücünü harcamıştı, dolayısıyla takip etmesi artık mümkün durmuyordu. Daha da önemlisi, bu veledin daha kullanmadığı kaç hazinesi olduğundan ve kaç hapı kaldığından birazcık endişeleniyordu.

 

Kısa süre düşündükten sonra, yaşlı adam derin bir nefes verip ayrılmak için dönmeden önce gözlerinde bir isteksizlik sergiledi.

 

Wang Lin ansızın arkasındaki tehlikenin kaybolduğunu hissetti, bu yüzden yıldız pusulasını durdurdu. Arkasına baktı ve düşünmeye başladı.

 

‘Takip etmeye devam etmeyecek misin?’ Wang Lin’in gözleri ışıldadı. Yaşlı adam pes mi etti ya da kafasında entrikalar mı döndürüyor bilmiyordu. Bir süre düşündükten sonra, Wang Lin derin bir nefes verdi. Yaşlı adam yalnızca geç aşama Ruh Oluşturma aşamasında olsaydı, Wang Lin geri dönüp peşine düşerdi.

 

Ne var ki, bu yaşlı adam bir Ruh Değişimi yetişimcisine denkti, bu da Wang Lin’in tetikte olmasına neden oluyordu.

 

Biraz düşündü, homurdandı ve gerilemek yerine, yaşlı adamın yanına doğru dolaştı.

 

Yaşlı adam Wang Lin’in ne yaptığını fark etti. Yüzü düştü ama harekete geçmedi.

 

Birkaç gün sonra, yaşlı adamın kaşları sertçe çatıktı. Wang Lin devamlı onla aynı mesafeyi koruyordu. Bu kadar dayanmıştı lakin sonunda geri atıldı ve bağırdı, “Gerçekten dikkatsizsin!”

 

Bir ışık huzmesine dönüştü ve Wang Lin’in peşine düştü.

 

Wang Lin bir kahkaha patlattı ve yıldız pusulası boşlukta kayboldu.

 

Birkaç gün daha takip ettikten sonra, yaşlı adam dövmelerinin gittikçe zayıfladığını hissedebildiğinden pes etmek zorunda kaldı. Tekrardan çıkışa doğru dönmeden önce soğukça somurttu.

 

Wang Lin hemen durdu. Gözleri ışıldadı ve biraz düşündükten sonra, yaşlı adama sataşmayı sürdürdü.

 

Yaşlı adam, Wang Lin’i tamamen görmezden geldi ve uçmaya devam etti.

 

Zaman geçtikçe, Wang Lin bunun bir entrika olmadığına emin olmuştu. Yaşlı adamın harbiden peşinden gelmeyi sürdüremeyeceğini çözmüştü. Buna emin olduktan sonra, Wang Lin’in gözleri olağanüstü derecede soğuklaştı.

 

Boyutsal çantasına vurdu ve semavi kılıç elinde belirdi. Hızlıca mesafeyi azalttı ve yaşlı adamın belli bir mesafe yanına yaklaşınca, elindeki semavi kılıcı savurdu.

 

Hızlıca ayrılmadan semavi kılıcı üç kez savurmuştu.

 

Üç kılıç enerjisi huzmesi yaşlı adama doğru uçtu. Kılıç enerjilerini işaret ettiği sırada, yaşlı adamın yüzü düştü. Birdenbire üç patlama meydana geldi, fakat yaşlı adamın bedeni hareket etmedi. Kasvetle Wang Lin’e doğru baktı ve bağırdı, “Bu sefer, bu yaşlı adam gitmene izin verecek, defol! Yoksa hayatını alacağım için beni suçlama!”

 

Bununla birlikte, yaşlı adam Wang Lin’i görmezden gelirken çıkışa ilerlemeyi sürdürdü.

 

Genç adam alayla sırıttı. Gerilemek yerine, tekrardan yaklaştı ve yaşlı adama daha fazla kılıç enerjisiyle sataştı. Bir ayın ardından, yaşlı adam son derece öfkeliydi. Tek isteği gidip bu veledi parçalara ayırmaktı.

 

Ancak, Wang Lin yaşlı adam saldırmayı denediği anda tereddüt etmeden kaçıyordu ve yaşlı adam ayrılmak istediğinde de, kılıç enerjisiyle sataşıyordu. Bu kılıç enerjisi saldırıları kendisine zarar veremese de, ruh halinin kötüleşmesine neden olmuştular.

 

“Wang Lin, bu kadarı yetti mi?!” Bu günde, yaşlı adam sonunda dayanamadı ve arkasındaki boşluğa bağırdı. Bedenindeki dövmeler deli gibi parladı ve ağır bir baskı yaydılar.

 

Wang Lin o kadar uzaktaydı ki korkmuyordu. Söylendi, “Kıdemli beni birkaç ay takip etti. Pes etmek istemiyor olmalısınız. Buradaki küçüğünüzün çantasında çok hapı kalmadı, yani peşime düşerseniz, kesinlikle yakalayabilirsiniz!”

 

Yaşlı adamın bakışları oldukça kasvetliydi. Mesafedeki boşluğa baktı ve aniden kayboldu.

 

Yeniden belirdiğinde, yıldız pusulası ışınlanınca yaydığı beyaz ışığa vahşi bir şekilde bakıyordu.

 

İfadesi birdenbire değişti ve kafasını çıkışa doğru çevirdi. Wang Lin’in ışınlandığı yer yalnızca yaşlı adamdan uzak olmamakla kalmıyor, ayrıca çıkışa doğruydu da.

 

“Kıdemli, küçüğünüz çıkışı yok edecek, böylece burada sonsuza kadar kalabiliriz! Eğlenceli olmaz mı?!” Wang Lin’in sinir bozucu sesi yaşlı adamın kulaklarına girdi.

 

Yaşlı adam bir kükreme kopardı ve birden atıldı. Wang Lin’e olan nefreti sınıra dayanmıştı. Bu hazinesi olmasaydı, nasıl takip etse de etmese de kötü duruma düşeceği bir halde sıkışırdı ki?

 

Wang Lin’in gerçekten çok hapı kalmamıştı, fakat hala zirve kalite ruh taşları taşıyordu. Bunlarla, yaşlı adamdan kurtulabileceğine emindi.

 

Ara sıra yaşlı adamı sinirlendirmek için semavi kılıcı savuruyordu.

 

Bu takip bir yıpratma ve yürek savaşıydı.

 

Yaşlı adam, Wang Lin’in ne kadar hapı ve ruh taşı kaldığını tahmin edemiyordu. Bu dört ay takibi kendisinden şüphe etmesine neden olmuştu. Wang Lin sonsuz hap ve ruh taşı desteğine sahip gibi hissediyordu.

 

Bu his başlangıçta epey zayıftı, lakin pes edip Wang Lin peşine düştüğünde, bu hissiyat son derece güçlü hale gelmişti. Wang Lin’in hala bir sürü hapa ve ruh taşına sahip olduğunu düşünüyordu, dolayısıyla Wang Lin’in kullandığı hazine ansızın kırılmadığı sürece ne yaparsa yapsın yetişemezdi.

 

Yaşlı adam yıldız pusulasına saldırma yöntemleri düşünmüştü, lakin Wang Lin sadece hızlı değildi, ayrıca epey ihtiyatlıydı da. Ne zaman belli bir mesafe yaklaşsa, ışınlanıyordu.

 

O anda, Wang Lin yönünü değiştirdiğinden, takip bir kere daha başladı. Ancak öncesine kıyasla, acı çeken taraf Wang Lin değil yaşlı adamdı.

 

Birkaç ay sonra, Wang Lin bütün haplarını kullanmıştı ve şu anda ruhsal enerjisini yenilemek için ruh taşlarına güveniyordu.

 

Wang Lin’i ne kadar takip ederse, yaşlı adam o kadar sabırsızlanıyordu, bu yüzden daha fazla saldırıyordu. Ne var ki, Wang Lin yıldız pusulasına sahipti ve bütün bu saldırılar ıskalıyordu.

 

Dövme saldırılarından birisi hedefe ulaştığı sürece, o vakit Wang Lin’i öldüremese bile, ölümcül bir şekilde yaralardı. Hazineye denk gelirse, kırılmasına neden olarak bu veledi istediği gibi öldürmesini sağlardı.

 

Maalesef, yıldız pusulasını hızı Wang Lin bu sekiz ay süresinde alıştıkça artıyordu.

 

En sonunda, Wang Lin yıldız pusulasında dört oyuk oluşturdu ve içlerine dört zirve kalite ruh taşı yerleştirdi. Yıldız pusulasını sırf ruh taşlarıyla kullanıyordu. Pusulayı kontrol etmek için ilahi hissinden bir parça bıraktıktan sonra, geri kalan enerjisini yaşlı adama saldırmaya odaklamıştı.

 

Kısıtlama bayrağı kargısı, zaman etki alanı oymaları, kara damga ve birkaç antik hazinenin tamamını kullanmıştı genç adam. Yaşlı adama karşı işe yaramaz olsalar da, Wang Lin’in ustalığı gittikçe daha iyi hale geliyordu.

 

Sonuçta, yetişime başladığından beri, hiçbir zaman hazinelerini istediği gibi kullanabileceği bir durumda yer almamıştı.

 

Semavi kılıcı Xu Liguo vasıtasıyla on metrelik sınırda olduğu sürece uçan kılıç gibi kontrol edilebilir hale gelene dek birçok kez kullanmıştı.

 

Sonuç olarak, semavi kılıcın gücü artmasa da, çok daha rahattı. Bütün bunlar yaşlı adam sayesindeydi.

 

Yaşlı adamın öfkesi gırtlağına kadar dayanmıştı. Parmakları arasında ezebileceği basit bir karınca onunla böylesine uğraşabiliyordu. Bu aylar süren takipte, genç adam mutlaka öldürmesi gereken birisi halini almıştı.

 

Wang Lin’i bir dövme kuklasına çevirme fikrinden bile vazgeçmişti. Fırsat verilirse, Wang Lin’i tereddütsüz parçalara ayırırdı.

 

Wang Lin üç kılıç kınını dahi çıkarmış ve birer birer kullanmıştı. Genç adamın yetişim seviyesi artmamış olsa da, hazineleri üzerindeki kontrolü önceye kıyasla gökyüzüyle yeryüzü gibiydi.

 

Artık bir büyülü hazine kullandığında, çok daha güçlüydü.

 

Bu günde, Wang Lin çıkışı uzakta gördü. Çıkışta yarığı açık tutan devasa, parlayan bir dövme yer alıyordu.

 

Wang Lin yarık vasıtasıyla dış dünyayı görebiliyordu. Sayısız barbar dışarıda yarığa bakıyordu.

 

Wang Lin homurdandı. Asla bu yarıktan ayrılmayı düşünmemişti. Yıldız pusulasından atladı ve semavi kılıcı savurdu. Kılıç enerjisi yarığı açık tutan dövmelere vurdu. Bir dizi gümbürdeme sesi duyulabildi ve dövmelerin üzerinde çatlaklar belirdi.

 

“Hayır!!” Yaşlı adamın dövme gücü Wang Lin’i sekiz ay boyunca takip ettikten sonra neredeyse kurumuştu. Çıkıştaki dövmeye saldırdığını görünce, hemen bağırdı ve yüzünde bir panik belirtisi peydahlandı.

 

Olabildiğinde hızlı şekilde ışınlandı, lakin ulaştığında kendisini Wang Lin’in tekrardan savurduğu semavi kılıç karşılamıştı. Dövme yok edildi ve boyutsal yarık kapandı.

 

Yaşlı adam sersem sersem kaybolan çıkışa bakarken titredi.

 

“Kemik torbası, bu küçük lord ayrılamadığına göre, sen de kalmalı ve peşimden gelmeyi sürdürmelisin!” Wang Lin olduğu yerde durmadı. Dövmeyi yok ettikten sonra, pusulaya döndü ve kaçmayı sürdürdü.

 

Kahkahası yavaşça uzaktan duyuldu.

 

“Deli! Delinin tekisin! Ölsem bile, seni affetmeyeceğim!” Yaşlı adam Wang Lin’in peşine düşerken gözleri kan çanağına dönmüştü.

 

Ancak, bedenindeki dövmeler soluktu. Bir süre takip ettikten sonra, durdu. Bir kükreme kopardı ve aniden lotus pozisyonunda oturdu. Kaşlarının arasında yedi yapraklı bitki belirdi ve çok geçmeden tüm bedenini kapladı.

 

Yedi yaprağın yedisi de açıldığında, yaşlı adam tamamen kaplanarak, geriye boşlukta yalnız büyüyen bir bitki bırakmıştı.

 

“Klan ruhunu bir geçit atmak için ödünç almak istiyorum!!” Bitkinin içindeki yaşlı adam yavaşça gözlerini kapattı.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr