Çevirmen: Zawoske

Editör: Lord Viole Grace

Ardından yanılsama değişti. Bu sefer, bir sürü semavi öfkeyle kaplı çehreleriyle gökyüzünde uçuyordu.

Lakin tam o anda, kılıcı parçalayan el ters döndü ve yere indi. Gümüş bir ışık huzmesi aniden elden uçtu ve Wang Lin’e doğru atıldı.

Wang Lin bu manzaraya çekilmişti ve birdenbire şoke oldu. Gümüş ışık belirdiği anda, alarma geçti ve yaratık kapanını fırlattı. Yıldırım kurbağası belirdi, bir yıldırım küresi gönderdi ve gümüş ışık huzmesiyle çarpıştı.

Bir dizi gürültünün ardından, yıldırım kurbağası otuz metre geri çekildi. Wang Lin yıldırım kurbağasının üzeirne zıplayı gümüş ışığın arkasındaki kadına giderken ifadesi kasvetliydi.

Wang Lin yavaşça söylendi, “Kırmızı Kelebek!”

İllüzyonun içine daldığında, bu kadın ansızın belirmiş ve tek kelime etmeden saldırmıştı. Wang Lin’in ilahi hissi çoktan geç aşama Ruh Oluşturma seviyesine ulaşmasaydı, o vakit gümüş ışığı yanılsamanın parçası sanar ve o noktada öldürülürdü.

Kırmızı Kelebek’in ifadesi Wang Lin’e bakıp konuştuğu sırada soğuktu, “Gerçekten beni tanıyorsun. Konuş, sen de kimsin?”

Wang Lin karşılık verirken ifadesi sakinliğini kordu, “Kim Xue Yue’nin dahisini tanımaz ki?”

Kırmızı Kelebek soğukça homurdandı, “Söylemeyecek misin? O vakit sonsuza kadar burada kalabilirsin de!” Bununla birlikte, sağ elini kaldırdı ve avucunda gümüş bir ışık huzmesi peydahlandı. Soğukça Wang Lin’e baktı.

Wang Lin yüksek sesle güldü. Gözleri ışıldadı ve söze girdi, “Kırmızı Kelebek’in sadece yüz yılcık zamanda geç aşama Ruh Oluşturma’ya ulaşmayı başardığını duydum. Yüz yıl uzun olmasa da, ölümlüler için bir ömür. Merak ediyorum, ailen hala hayatta mı?”

Kırmızı Kelebek kaşlarını çattı. Elindeki gümüş ışığı salladı ve ardından gökyüzü birden gümüş ışık noktalarıyla kaplandı. Işık Wang Lin’in üzerine yağmaya başladı.

Wang Lin yıldırım kurbağasına hafifçe vurdu, ardından kurbağanın karnı şişti ve bir yıldırım küresi gönderdi. Yıldırım küresi havada süzüldü, ardından Wang Lin bağırdı, “Patla!”

Aniden, yıldırım küresi patladı ve yıldırım huzmeleri gümüş ışık noktalarını engelledi. Bu Wang Lin’in çabucak geri çekilmek adına zaman kazanmasını sağladı.

Yıldırım kurbağasına gelirsek, yıldırım küresini tükürdükten sonra, çabucak Wang Lin’le birlikte geriledi.

Wang Lin geri çekilirken, bağırdı, “Kırmızı Kelebek, ailenin başka çocuğu var mı? Yoksa, o vakit onları mezara gönderecek birisi de mi yok? Bu bir evlat olarak saygısız olduğunu gösterir.”

Kırmızı Kelebek soğukça Wang Lin’e bakıp peşine düştüğü sırada tekrar kaşlarını çattı. Sağ elini salladı ve aniden kafasının üzerinde bir uçan kılıç belirdi. Uçan kılıç kendi uçma hızından birkaç kat daha yüksek hızda Wang Lin’e atıldı.

Uçan kılıcın içinde bir etki alanı parçası vardı. Uçan kılıç güçlü bir duygusuzluk etki alanı barındırıyordu ki, kılıcın etrafında kar taneleri belirmeye başladı.

Wang Lin’in gözleri ışıldadı. Boyutsal çantasına vurdu ve kısıtlama bayrağı ortaya çıktı. Siyah gaz birden bölgeyi çevreledi. Gaz ejderha şekilleri oluşturdu ve uçan kılıca atıldı.

Akabinde, Wang Lin daha fazla gerilemedi; aksine, siyah gazda kayboldu. Yeniden belirdiğinde, Kırmızı Kelebek’in birkaç metre arkasındaydı. Eli bir mühür oluşturdu ve bedenindeki ruhsal enerji harekete geçti ve siyah beyaz bir girdap belirdi.

O anda, yaşam ve ölüm etki alanı bu girdaptan yayıldı.

Kırmızı Kelebek yeniden kaşlarını çattı ve söylendi, “Yerini bil!” Bununla birlikte, sağ elini kaldırdı ve havayı kavradı. Birdenbire, parmağından beş soğuk enerji huzmesi atıldı ve beş karlı dağ oluşturdu, hespi de Wang Lin’e doğru düştü.

“Bu kar gökyüzünde doğar ve yeryüzünde ölür!” Siyah beyaz girdap aktileşirken Wang Lin’in gözleri sakinliğini korudu. Rakibi bir geç aşama Ruh Oluşturma yetişimcisi olsa da, onu öldürmek istediğine göre, en azından savaşmalıydı.

Yaşam ve ölüm girdabı aniden büyüdü. Beş karlı dağ hemen erimeye başladı ve girdabın üzerine inene dek, çoktan asıl boyutlarının yarısından daha az kalmıştı.

Çarpıştıkları anda, Wang Lin’in bedenine bir iplik duygusuzluk etki alanı girerek, ağız dolusu kan kusmasına neden oldu. Kan bedeninden ayrıldıktan hemen sonra buza dönüştü.

Wang Lin bedeninin soğukluk tarafından çevrelendiğini hissedebiliyordu. Ailesinin, sevdiklerinin anıları solmaya başladı. Wang Lin’in kalbi paniklemedi. Bütün bu anılar kaybolduğunda, duygusuz bir katil olacağını biliyordu. Bu Kırmızı Kelebek’in yaşamı ve ölümünü kontrol etmesi için zihninde bir tohum halini alacaktı.

Yaşam ve ölüm etki alanı bedeninde aktifleşti. Ölümlüye döndüğü zamandan sahneler, Da Niu’nun ebeveynlerini yaşamı ve ölümü ve bir ölümlü olarak çeşitli deneyimi kalbinde sağlamlaştı.

Bu berraklık anını kullanan Wang Lin bağırdı:

“Yüz yıl; tam bir ölüm ve birisinin ailesinin sevgisi göklerin yok edebileceği bir şey değil. Kırmızı Kelebek, ebeveynlerin reenkarnasyon döngüsüne girmiş ve çoktan seni arkadan izliyor olsa da, arkana dönüp bakmaya cesaret ediyor musun?”

Kırmızı Kelebek’in ifadesi aynı kalsa dahi, Wang Lin bedenindeki duygusuz etki alanının biraz zayıfladığını hissedebildi. Yaşam ve Ölüm etki alanı bedeni boyunca hızla dolaşırken bedeni kayboldu. Yeniden belirdiğinde, yıldırım kurbağasının üzerindeydi. Ardından hızlıca geriledi.

Wang Lin elindeki kısıtlama bayrağını salladı ve kısıtlama gazından yapılma yüz ejderha Kırmızı Kelebek’e doğru atıldı.

Wang Lin duygusuzluk etki alanını bedeninden atmak için birkaç nefeslik zaman harcadı ki böylece daha fazla kendisine zarar veremezdi. İfadesi karanlıktı, zira az önce meydana gelen şey son derece tehlikeliydi. Bir şey yanlış gitseydi, döngünün parçası halini alır ve göklerle savaşma hakkına daha fazla sahip olmazdı.

“Bir geç aşama Ruh Oluşturma yetişimcisinin etki alanı gerçekten güçlü!” Wang Lin derin bir nefes aldı. Aslında, Kırmızı Kelebek gizlice saldırdığı anda, savaşları zaten başlamıştı.

Wang Lin Buzumsu Kar Taktiği’ni görmüştü. Anahtar noktası bütün duyguları açığa çıkarmak ve ardından ezip kişi duygusuz bir duruma ulaşana dek arıtmaktı.

Bu Kırmızı Kelebek’in Tao Kalbi’ydi!

Buzumsu Kar Taktiği’ni gördüğü günden beri, Wang Lin sadece yüz yılda geç aşama Ruh Oluşturma’ya nasıl ulaştığı hakkında düşünüyordu. Bu bir yandan, ne kadar güçlü olduğunu gösteriyor, lakin diğer yandan, en büyük zayıflıklarından biriydi de.

Tao Kalbi’ni çalışacak zaman olmadan, basitçe söylersek çok daha uzun süre yaşamış yaşlı canavarlarla kıyaslanamazdı. Aynıca, yalnızca yüz yılla, bütün duygularını tamamen silmesi mümkün değildi.

Bu yüzden Wang Lin ailesini ortaya atmıştı. Ancak Tao Kalbi’ni kırmak uğruna geçmişi hatırlatıp bir parça duygu hissetmesine neden olarak Wang Lin’in kazanma şansı olabilirdi.

Lakin bu kadının Tao Kalbi sağlamdı ve Wang Lin’in sözlerinden etkilenmemişti. Ancak Wang Lin duygusuzluk etki alanına direnmek için yaşam ve ölüm etki alanını aktifleştiridğinde sözlerinin işe yaradığını fark etmişti.

Pek bir şey söylemese de ve etki belli olmasa da, sözleri kalbine bir tohum ekmişti. Bu tohumu yok edemezse, asla Ruh Değişimi aşamasına ulaşamayacaktı.

Wang Lin derin bir nefes aldı. Kırmızı Kelebek’in yeteneği düşünülürse, bu tohumun uzun sürmeyeceğini biliyordu. Ancak, durmaksızın bu zayfı noktaya temas eder ve yaşam ve ölüm ekti alanının gerçek yolken umutsuzluk etki alanının kusurlu olduğunu kanıtlarsa, o vakit bu kadın daha fazla korkutucu olmazdı.

Kırmızı Kelebek ona doğru atılan bu ejderhaları umursamadı. Ejderhalar yaklaştığında, Kırmızı Kelebek’in Has Ruh’u ortaya çıktı ve elini salladı. Bir mavi ışık halkası yayıldı ve ardından bütün ejderhalar buza döndü.

Wang Lin’in geri çekildiği yöne baktı ve gözleri daha da soğuklaştı. Wang Lin’in niyetlerini anlıyordu. Başlangıçta, sorun değildi, lakin Wang Lin’in etki alanı epey garipti. Genç adam reenkarnasyon döngüsünden yaşam ve ölümün bir parçasını elde etmeyi başarmıştı.

Karlı dağlar girdaba indiği anda, açıkça bedenine giren yaşam ve ölüm etki alanını hissetmişt, geçmişin anılarının geri ortaya çıkmasına neden olmuştu. Çabucak bu görüntüleri yok edebilse de, Wang Lin’in sözleri kulaklarına ulaşmıştı. “Reenkarnasyon döngüsüne girmiş olsalar bile, arkandan izliyorlar.”

Bu sözler duyulduğu anda, Kırmızı Kelebek’in anıları kaotik bir hal almıştı. Berraklaştırması yalnızca bir anını alsa da, genç adamı öldürme şansını da kaçırmıştı.

“Paçavra bir erken aşama Ruh Oluşturma yetişimcisi, ama Tao Kalbi’mi bozmaya çalıştığından gerçekten ilgi çekici. Yaşamasına izin verilemez.” Kırmızı Kelebek’in gözleri normale döndü ve Wang Lin’in peşine takıldı.

Wang Lin kaçarken, elini salladı ve yıldırım kurbağasını kaldırdı. Ancak, bir geç aşama Ruh Oluşturma yetişimcisinin hızı bir erken aşama Ruh Oluşturma yetişimcisininkinden çok yüksekti. Çok geçmeden, arkasında beliren soğuk enerji ipliklerini hissetti.

Wang Lin derin bir nefes aldı. Tam kaçmak üzereyken, zihni aniden boşaldı ve sarayda gördüğü o devasa el izini hatırladı.

Anlamayı denemiş ama sonunda başarısız olmuştu.

Kaçarken, el izinin görüntüsü zihninde gittikçe berraklaştı. Aniden gördüğü yanılsamayı hatırladı, özellikle de kılıcı ezen ve yere inen el izini.

O elin yanılsaması hızlıca saraydaki el izinin görüntüsüyle birleşti. Bu garip zihinsel durum altında, Wang Lin’in bedeni birdenbire yukarı uçtu ve çabucak gökyüzüne tırmandı.

Kırmızı Kelebek peşinden takip ederken alayla sırıttı ve düşündü, “İleri veya yukarı kaçman fark etmez; bu kadar kolayca kurtulamayacaksın.”

Wang Lin gökyüzüne yükseldi ve aniden duraksadı. Adeta bir şeyi fark etmiş gibi aşağıya baktı ve eliyle nazikçe bastırdı.

Birdenbire, gökyüzü karardı ve altında çeşitli enerji dalgaları belirerek, tam Wang Lin’in altında devasa bir avuç oluşturdu.

Avuç Wang Lin’e doğru aşağı bastırıldı.

İlk defa, Kırmızı Kelebek’in ifadesi değişti. Kaçınmak istedi, lakin avuç çok büyüktü ve epey hızlıca ulaşmıştı. Kırmızı Kelebek’in bedeninden geçti ve yere inerek, toz dalgaları oluşturdu.

Şoke oldu ve çabucak bedenini kontrol edip hiçbir şeyin yanlış olmadığını fark etti. Wang Lin’in bu avucunun güce sahip olmadığını ve yalnızca onun el izini anlamaya çalışması olduğunu bilmiyordu.