Bölüm 297: İşe Yaramadan Bitirildi

avatar
3857 22

Xian Ni - Bölüm 297: İşe Yaramadan Bitirildi


Çevirmen: Zawoske

Editör: Lord Viole Grace


Wang Lin’in gözleri ışıldadı ve bedeni ansızın kısıtlama bayrağında kayboldu. Ancak, yeşil cübbeli yetişimcinin fark etmesi epey zordu. Sonuçta, yeşil cübbeli yetişimci yalnızca erken aşama Ruh Oluşturma’dayken, Wang Lin’in ilahi hissi bir geç aşama Ruh Oluşturma yetişimcisinin ilahi hissiyle aynı seviyedeydi.

 

İkili aynı yetişim seviyesine sahip olsa da, ilahi hisleri arasındaki fark geçilemeyecek boyuttaydı. Bu yüzden Wang Lin yeşil cübbeli adamı belirdiği anda fark edebilmiş ama yeşil cübbeli adam yaklaşana dek Wang Lin’i tespit edememişti.

 

Yeşil cübbeli yetişimci ona gelen siyah dumana bakmak için arkasını dönmeden önce formasyona bir adım attı. Yüzündeki soğuk bakış daha da soğuklaştı.

 

Ancak, tam o anda, Wang Lin’in figürü birdenbire formasyonun üzerinde belirdi ve tam belirirken, bir çan fırlattı.

 

Yeşil cübbeli yetişimcinin yüzü aniden solgunlaştı. Wang Lin’in bu kadar hızlı olacağını hiç düşünmezdi. Bu duraksama çanın yeşil cübbeli adamı kaplayı içinde kıstırmasına izin verdi.

 

Bunun ardından, Wang Lin elini salladı. Kısıtlama bayrağı ve çan çabucak kendisine geri döndü. Havada bedeni kayboldu ve yeniden belirdiğinde, yerdeydi.

 

“Kaçamayacaksın!” Wang Lin sakince söylendi, adeta kendi kendine konuşuyordu.

 

Yere oturdu ve eliyle çanın üzerine yerleşen çeşitli mühürler oluşturdu.

 

Çan birdenbire sallanmaya başladı, bu da çınlamasına sebebiyet verdi. Çınlama seslerinin çoğu çanın içinde kaldı. Kısa bir süre sonra, içinden acınası çığlıklar geldi.

 

Kısa bir zaman zarfı ardından, çandan gelen ses daha da yükseldi. Çanın çınlama sesi dışında, içeriden gelen çarpışma sesleri geliyordu. Yetişimci açıkça arıtılmaya razı değildi. Kılıcını çana saldırmak için kullanıyordu.

 

Wang Lin kılıcın keskin olduğunu biliyordu ve çanın dayanıp dayanamayacağı belirsizdi. Soğukça homurdandı ve eli daha da hızlandı. Çana yerleşen mühür sayısı arttıkça artarken, çınlama yükseliyor da yükseliyordu, lakin çanın içinden gelen sesler kısılıyor ve kısılıyordu.

 

Bu çan antik yetişim dünyasından bir büyülü hazineydi. Ana kabiliyeti insanları kıstırmak ve ardından arıtmak için bir dizi mühür kullanmaktı. Çan Has Ruhları bile arıtabilirdi, lakin kişinin içeride sıkışan kişiden daha yüksek yetişime sahip olması gereken bir koşulu vardı, yoksa kişi geri tepmeden acı çekerdi.

 

Bir Ruh Oluşturma yetişimcisi Has Ruh’unu oluşturduktan sonra, bir kerede bir sürü kişi tarafından saldırıya uğramadığı sürece, bire bir savaşta ölmesi zordu. Ancak, geç aşama bir Ruh Oluşturma yetişimcisi harekete geçerse, her şey değişirdi.

 

Tabii ki, çoktan büyük ölçüde zayıflamışlarsa, farklı bir hikayeydi. Tıpkı geçmişte olduğu gibi, Kambur Meng büyük ölçüde zayıflamış ve ardından Wang Lin tarafından oyuna getirilmişti. En sonunda, Kasırga Şeytanı Lordu’na ölmüştü.

 

Wang Lin’in mühürleri birer birer çana yerleşirken, acınası çığlıklar nihayetinde kaybolmadan önce yavaş yavaş zayıfladı. Wang Lin en sonunda durmadan önce bir süre daha mühür oluşturmaya devam etti.

 

Sağ elini salladı ve çan küçüldü. Ardından eline uçtu ve genç adam çantasına kaldırdı. Açmaya acele etmiyordu zira yetişimci ölse de, ölmeden önce bir tür misilleme tuzağı kurmuş olduğunu biliyordu.

 

Bir Ruh Oluşturma yetişimcisinin ölmeden önce yaptığı misilleme epey korkutucuydu, dolayısıyla Wang Lin’in dikkati düşünülürse, nasıl kontrol etmeye cüret ederdi? On günlüğüne, yarım aylığına veya daha uzun süreliğine, her şey arıtılana değin devam etmeye karar verdi.

 

Wang Lin’in bu hareketi son derece eşsizdi!

 

Ayaklandı. Yıldırım kurbağası zaten bronz bileziğe girmiş ve bileğine geri dönmüştü. O vakit kısa bir süreliğine düşündü. Tam dikkatle bu parçacığı araştırmak üzereydi ki, birden ifadesi değişti. Kendisini korumak için kısıtlama bayrağını çıkardı ve ağzına birkaç hap attıktan sonra çabucak yere oturdu.

 

Bedenindeki ruhsal enejri hızla bronz bilezik tarafından özümseniyordu. Uzun bir süre sonra, sonunda durdu ve Wang Lin gözlerini açtı. Ağzına birkaç hap attı ve sonunda bütün ruhsal enerjisi yenilendi.

 

Wang Lin mırıldandı, “Başlangıçta, her altı günde birdi, ama şimdi her dört günde. Bu yıldırım kurbağası işe yarar olsa da, kullanıp durmak gerçekten aşırı fazla ruhsal enerjiye neden oluyor. Gelecekte, öncesinden bileziğe ruhsal enerji göndermeliyim, zira savaşta böyle bir şey yaşanırsa, tehlikeli olacaktır.”

 

Ayaklandı ve saraya doğru uçtu. Sarayda bir şey bulamadıktan sonra, arama sınırlarını genişletti.

 

Üzerinde olduğu parça cidden büyük değildi, ama pek küçük de değildi. Yaklaşık Zhao boyutlarındaydı. Bütün parçacığı ilahi hissiyle kaplayabilse de, semavi enerji yakın olmadığı sürece ilahi hisle tespit edilebilecek bir şey değildi.

 

Wang Lin bu parçacığı araştırmaya bir ay harcadı. O saray dışında, çevrede başka bina olmadığını keşfetti.

 

Açıkça semavilerin Semavi Alem parçalandığında geçirdiği mücadeleyi gösteren, yerde bir sürü delik vardı.

 

Bir gün, Wang Lin parçadaki tek diğer dağa ulaştı. Ancak, bu dağın şekli epey garipti. Büyük bir kilit gibi gözüküyordu.

 

Bu dağ iyi durumdaydı, lakin üzerindeki bütün ağaçlar uzun zaman önce ölmüştü. Wang Lin ağaçlardan birinin dalına dokunduğunda, anında toza döndü.

 

Dağdaki bir sürü ağaca bakan Wang Lin acı acı gülümsedi. Ah bu ağaçlar hala hayatta olsaydı! Her biri bin yıllık ağaçtı. Hatta bazısı on bin yıllıktı.

 

Bu ağaçları tahta oymalar yapmak için kullansaydı, Wang Lin tahta oymanın gücünün birkaç kat artacağını düşünüyordu. Yazık olmuştu...

 

Wang Lin etrafı araştırırken pes etmeye razı değildi. Dağdaki her ağacı kontrol ettikten sonra, çaresizce iç çekti.

 

Dağın zirvesinde, Wang Lin bir mağara buldu. Bu mağaranın kapısı çoktan yok edilmişti ve tozla kaplıydı. Pek saklı gözükmüyordu ve Wang Lin daha önce kimsenin gelmediği bir mağara bulmayı beklemiyordu.

 

Mağara pek büyük değildi; sadece yedi sekiz odası vardı. Hiçbir şey bulmasa da, hayal kırıklığına uğramadı. Mağaraya girmesinin sebebi kısıtlamalardan bir kalıntı bulabilir mi görmek adınaydı.

 

Semavilerin kullandığı kısıtlamaların nasıl olduğunu görmek istiyordu. Biraz çalışabilirse, kısıtlama bayrağında 9.999 kısıtlamaya ulaşmasına epey yardım ederdi.

 

Dikkatli incelemenin ardından, çoğu kısıtlamanın kaybolmuş olduğunu fark etti, lakin bu hepsi için geçerli değildi. Odalardan birinde, bir kısıtlamanın kalanının birazını buldu.

 

Bu kısıtlama çok güçlü olmamalıydı. Sadece bir kapıyı mühürlemek için kullanılmıştı. Çoktan kırılmış olsa da, kapnını yanında bir parçası kalmıştı. Wang Lin’in gözleri ışıldadı ve incelemeye başladı.

 

Semavilerin kısıtlamaları Wang Lin’in bildiği antik kısıtlamalara benzerdi, lakin yine de farklılıklar vardı. Aslında, kısıtlamalar yalnızca daha dinamik formasyonlardı.

 

Üç gün sonra, Wang Lin mağaradan ayrıldı. Kısıtlama parçasını çoktan tamamen ezberlemişti.

 

Dağdan indi. Tam ayrılmak üzereyken, aniden dağdaki bütün ağaçların toza dönüp kaybolduğunu fark etti.

 

Lakin şimdi, bütün toz havada süzülüyor ve adeta kontrol ediliyor gibi hareket ediyordu.

 

Wang Lin yavaşça gökyüzüne uçtuğu esnada ifadesi aynı kaldı. Yukarıdan aşağı baktı ve ifadesi ansızın ciddileşti.

 

Pozisyonundan toz bulutuna bakınca, iki sözcük oluşturuyor gibi gözüküyordu:

 

“Kurtar beni.” Wang Lin kaşlarını çattı.

 

Toz yavaşça kayboldu. Yukarıdan, dağ daha da bir kilit gibi gözüküyor ve mağara anahtar deliğine benziyordu.

 

Wang Lin biraz düşündü, fakat kontrol etmeye gitmedi. Bu yer epey garipti, dolayısıyla incelemeye devam etmeye istekli değildi.

 

Daha da önemlisi, bu dağ konusunda bir şeyin yanlış olduğunu fark eden ilk kişi olmadığını düşünüyordu. Öyleyse, neden bu dağ hala buradaydı? Bunu düşünürken, Wang Lin kontrol etmeye daha da isteksizleşti. Yavaşça geriledi ve ayrıldı.

 

Burada bir semavi kilitli olsa bile, Wang Lin yine de hayatını riske atmayı içeriyorsa bir şey denemeye razı değildi.

 

Wang Lin zaten parçacığı birkaç geçen günde başlı başına aramış ve başka semavi enerji bulamamıştı. Bu yüzden, başka bir parçacığı kontrol etmeye karar aldı.

 

Ayrılmadan önce, bronz bileziğe ruhsal enerji gönderdi. Yeşil cübbeli yetişimcinin kullandığı aktarım dizisine vardıktan sonra, çanı çıkarmadan önce biraz düşündü.

 

Wang Lin’in bildiklerine göre parçacıktan ayrılma yöntemi gökyüzündeki bariyeri geçene kadar uçmaktı. Ardından başlangıç noktasına dönmek için girebileceği bir girdap olurdu ve rastgele başka bir parçacığa gönderilirdi.

 

Lakin bu yeşil cübbeli yetişimcinin bu parçacıkta belirmek için kullandığı yöntem epey garipti. Bir aktarım dizisi vasıtasıyla varmıştı. Bu Wang Lin’in cüretkar bir varsayımda bulunmasına neden oldu.

 

Bazı antik tarikatlar Semavi Alem’de birçok kez girdikten sonra birkaç aktarım dizisi yerleştirebilmişti. Bu aktarım dizileri o tarikatın öğrencilerine tarikatın daha önce bulunduğu parçacıklar arasında seyahat etmesini sağlardı.

 

Wang Lin’in gözleri ışıldadı. Çanı önüne fırlattı ve daha fazla mühür oluşturmaya başladı. İki gün sonra, bu Ruh Oluşturma yetişimcisi ölümünün ardı için missileme yapmış olsa bile, şimdiye kaybolmuş olurdu.

 

Wang Lin bunu düşünürken, sağ elini salladı ve çan yavaşça büyüdü. Bir bang ile, açıldığı esnada çanın tabanından rengarenk duman yayıldı.

 

Wang Lin içerisinde, yalnızca bir boyutsal çanta ve bir kılıcın olduğunu gördü. Lakin birdenbire, kılıç uğuldadı ve bir kol boyutunda bir kılıç Qi’si atıldı.

 

Wang Lin alayla sırıttı. Parmağını uzattı ve kılıç Qi’si kayboldu. Yanı sıra bir çığlıkla birlikte Has Ruh’un son birazcığı kayboldu.

 

Yeşil cübbeli yetişimci ölmeden önce son kez saldırmak için Has Ruh’unu kılıca yerleştirmişti. Ancak, onca süre arıtıldıktan sonra, Has Ruh’u daha fazla idare edememişti. Son umutsuz çabası kolayca Wang Lin tarafından durdurulmuştu.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44229 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr