Bölüm 290: İsimsiz (1)

avatar
3905 17

Xian Ni - Bölüm 290: İsimsiz (1)


Çevirmen: Zawoske

Editör: Lord Viole Grace


Yaşlı adam Ejderha Kaplumbağası’na vurdu ve yaratık Kaotik Kırık Yıldızlar’a yıkıntıları parçalayan bir kükreme savurdu.

 

Sessiz olsa da, halka ittirildi ve yıkıntılar yoldan çekildi.

 

Yaşlı adam ejderha kaplumbağasının eline zıpladı. Ejderha Kaplumbağaıs derin bir nefes aldı ve çevredeki bütün ruhsal enerji ağzına çekildi.

 

Ardından bir kükreme daha kopardı. Bu sefer, görünür bir ses dalgası halkaya çarpmadan hemen önce gözler önüne serildi. Halkanın içinde yüz metre genişliğinde bir tünel belirdi ve bütün yıkıntılar toza dönüştü.

 

Wang Lin’in gözleri ışıldadı. Bu yaratığın gücüne şaşırmıştı, lakin konu gerçek savaşa gelince korkmuyordu. Sonuçta, gördüğüne göre, saldırı oldukça doğrusaldı ve Wang Lin’in bir savaşta ne kadar çevik olduğu düşünülürse, nasıl yaratığın bu tür bir saldırıyla kendisine vurmasına izin verebilirdi?

 

Yaşlı adam atıldı ve kükremeyi arkasından bir ok misali takip etti. Göz açıp kapayıncaya kadar, neredeyse halkanın yüz metresi içindeydi. Kısa süre sonra, halkadaki yıkıntı yaşlı adamın klonlarını oluşturdu.

 

Yaşlı adam paniklemedi. Boyutsal çantasına vurdu ve onu aşkın yeşim parçası dışarı uçtu. Yeşimler yaşlı adamın etarfında döndü ve tam adama atılırlarken klonlara uçtular.

 

Her bir yeşim çabucak klonlara uçtu. Ardından yeşimler patlayarak, gizemli bir şekilde yaşlı adamın aynı şekilde klonlarına dönen gümüş toz bulutları oluşturdu.

 

Sonuç olarak, Kaotik Kırık Yıldızlar halkasındaki manzara son derece çılgınca bir hal aldı.

 

Yaşlı adam yıkıntıların oluşturduğu klonları engellemek için yeşimlerin oluşturduğu klonları kullandı, ardından bu anı Kaotik Kırık Yıldızlar’ı aşmayı denemek için kullandı.

 

Sınırı aştığı anda, yeşimlerin oluşturudğu bütün klonlar sessizce kayboldu. Yıkıntıların oluşturudğu bütün klonlar da kaybolurken öfkeli kükremeler kopardı.

 

Yaşlı adam arkasını döndü ve halkanın dışındaki Wang Lin’e baktı. Somurttu ve elini salladı. Ejderha kaplumbağası ona doğru uçan siyah bir ışığa dönüşene dek küçüldü.

 

Ancak, Kaotik Kırık Yıldızlar siyah ışığa tepki vermedi. Geri ejderha kaplumbağası halini almadan önce yaşlı adama uçmasına izin verdi.

 

Yaşlı adam yaratığın sırtına zıpladı ve derinlere ilerledi.

 

Wang Lin’in gözleri ışıldadı. Hemen ayaklanmak yerine sessizce bekledi.

 

Bu bekleyiş yedi gün sürdü. Sinek Yaratığa gelirsek, Wang Lin çantasına geri koymadı. Aksine, etrafta gezinmesine izin verdi. Yaratık aslen Şeytanlar Denizi’nden geliyordu. Şimdi evine döndüğünden, epey rahattı.

 

Yedi gün sonra, ejderha kaplumbağası figürü üzerinde oturan yaşlı adamla birlikte tekrardan belirdi. Yaşlı adamın yanında yedi ince, hızla hareket eden altın ışıklar vardı.

 

Lakin ne zaman kaçmaya çalışsalar, yollarını engelleyen bir ışık perdesi beliriyordu.

 

Yaşlı adam şaşırmış bir ifadeyle Wang Lin’e baktı, lakin bir şey demedi ve girdiği yöntemle aynı şekilde Kaotik Kırık Yıldızlar’dan ayrıldı. Çıktıktan sonra, bir gülümseme takındı ve elini kaldırdı. Altın huzmelerden birini kavradı ve söze girerken Wang Lin’e fırlattı, ‘’Yetişimci dostum, bu Seher Ateşi ipliğini sana vereceğim.’’

 

Bu altın huzme Wang Lin’e doğru yıldırım gibi ilerledi. Bir an Wang Lin’den epey uzaktaydı, ancak ardından çoktan önüne ulaşmıştı.

 

Sağ eliyle havayı işaret ettiği esnada Wang Lin’in ifadesi aynı kaldı. Yaşam ve Ölüm Etki Alanı hemen ruhunda aktifleşti. Yaşam ve ölüm etki alanı değişime odaklıydı. Sonuçta, yaşam ve ölüm durmaksızın birbirine dönüşürdü.

 

Altın huzme anında yavaşladı ve Wang Lin’in parmağı etrafında dönerken son derece itaatkarlaştı.

 

Wang Lin boğuk bir seste, söylendi, ‘’Reddetmek saygısızlık olur.’’

 

Yaşlı adamın gözleri ışıldadı. Artık Wang Lin’in bir Ruh Oluşturma yetişimcisi olduğuna emindi. Sonuçta, bu Seher Ateşi bir Kadim Ruh’u yutardı, yani kişi ancak Has Ruh’u oluşturduktan sonra güvenle baş edebilirdi.

 

Yaşlı adam muzip bir gülümseme takındı ve devam etti, ‘’Takım oluşturmak istemiyorsan, ayrılacağım.’’ Altındaki yaratığa vurdu ve ayrıldığı esnada tekrardan kırmızı bulutlar toplandı.

 

Wang Lin biraz düşündü, ayaklandı ve altın huzmeye baktı. Lakin tam o anda, sinek yaratığı önünde belirdi ve altın huzmeye bakmaya başladı. Sinek yaratığının gözleri korkusunu sergiledi lakin ayrıca açgözlülüğü de açıktı.

 

Sanki yemke istiyordu da cesaret edemiyordu.

 

Wang Lin parmağının etrafındaki itaatkar altın huzmeye baktığı sırada şaşırdı. Ardından sinek yaratığa sordu, ‘’Bu şey senin için yararlı mı?’’

 

Sinek nihayetinde nazikçe büyük kafasıyla onaylamadan önce çırpındı, lakin takiben bir parça korku gösterdi.

 

Wang Lin etki alanının ölüm kısmını aktifleştirdi ve altın huzmeyi çevreledi. Altın huzmenin etrafında bir ışık belirdi, ardından huzme titreşti ve dengesizleşirken, sönükleşti.

 

Sinek yaratığı Wang Lin altın huzmeyi ona fırlatıkren keyifli bir ifade takındı ve altın huzmeyle çarpıştı.

 

Birdenbire, altın huzme titredi ve sinek yaratığın kafasına girdi.

 

Sinek yaratığı yere düşüp çırpınmaya başlarken birkaç kez acınası şekilde inledi, lakin gözleri keyifliydi.

 

Wang Lin sinek yaratığa baktığı sırada epey şaşırmıştı. Üç saat sonra, sinek yaratığı çırpınmayı kesti. Bedeninden sesler geldi ve büyüdü.

 

Sinek yaratığı şimdi otuz metre büyüklüğündeydi ve küçük bir dağ olarak sayılabilirdi.

 

Uzun ağzı daha da büyümüştü, dehşet vericiliğine yeni bir boyut katıyordu.

 

Aslında, bu Seher Ateşi büyümek için Kadim Ruhları yuttuğundan sadece Ruh Oluşturma yetişimcilerinin idare edebileceği hazine arıtımı için bir malzemeydi. Normalde yaratıklar Seher Ateşi’nden uzak dururdu.

 

Lakin bu sinek yaratığı bir süredir Wang Lin’i takip ediyordu ve bir sürü hap tükettikten sonra, düşük kademe ruh yaratığından orta kademe ruh yaratığı olmuştu, bu da geç aşama Kadim Ruh yetişimcilerine denkti.

 

Aslen, sinek yaratığı altın huzmeyle birleşemezdi, lakin Wang Lin’in ölüm etki alanı tarafından zayıflatıldıktan sonra, yaratık tarafından özümsenebilmiş ve güçlenmesini sağlamıştı.

 

Wang Lin ayaklandı ve sinek yaratığa hafifçe vurdu. Yaratık anında anladı ve Wang Lin’in çantasına geri döndü.

 

Kısa bir zaman zarfı ardından, Wang Lin Kaotik Kırık Yıldızlar halkasını geçti. Merkez Oluşturma aşamasındayken kolayca geçebilmişti.

 

Yaşam ve ölüm etki alanı sayesinde, yetişim seviyesini gerçekte olduğundan çok daha zayıf gösterebiliyordu, dolayısıyla oluşan klonlar da zayıftı.

 

Halkayı geçtikten sonra, duraksamadı ve çabucak Antik Tanrı Bölgesi’nin girişine doğru ilerledi.

 

Girişe ulaşması çok sürmedi. Tam içeri girmek üzereydi ki, sinek yaratığı ortaya çıktı. Girişe kükreyip Wang Lin’e yalvaran bir ifadeyle bakmadan önce birkaç kez Wang Lin’in etrafında döndü.

 

Wang Lin ilahi hissini yaydı ve mesafede küçük bir yarık buldu. Yarıktan altın bir huzme çıkıyor, parlak bir ışık yayıyordu.

 

Bunu görünce, Wang Lin anladı ve güldü. ‘’Ne? Bir tane yeterli gelmedi mi?’’

 

Sinek yaratığı çabucak onayladı ve uzun ağzını sürterken hemen Wang Lin’e yalvarmaya çabaladı. Başkası bunu görseydi, pek çok kişi böyle bir ağızın kendi isteğiyle vücuduna değmesine izin vermeyeceğinden dehşete düşerdi.

 

Wang Lin mesafedeki altın huzmeye baktığı sırada güldü ve söylendi, ‘’Acele etme. Çevreyi kısıtlamalarla mühürlememe izin ver ki kimse bizi rahatsız edemesin, ardından daha sonra senin için toplamaya gideceğim.’’

 

Konuştuğu esnada, eli durmaksızın hareket ederek, sayısız kısıtlamanın belirmesini sağladı. Bu kısıtlamalar Kadim Ruh aşamasında olduğundakinden çok farklıydı.

 

Öncesinde, sadece güçlü kısıtlamalardı, lakin şimdi etki alanını barındırıyorlardı, güçleri birkaç kat daha fazlaydı.

 

Bu kısıtlamalar çabucak yayıldı ve çok geçmeden, yüzlerce metreyi kaplayan devasa bir kısıtlama formasyonu oluştu.

 

Bütün bunları bitirdikten sonra, altın huzmelerin olduğu yere ulaştı.

 

O anda, altın huzme fark etmiş gibi gözüktü ve çabucak geri çekildi. Göz açıp kapayıncaya kadar, çoğu içeri dönmüştü.

 

Sinek yaratığı panikledi ve kükremeye başladı ama öne çıkmaya cüret edemedi. Sadece Wang Lin’e baktı.

 

Wang Lin’in gözleri ışıldadı, ardından eliyle uzandı.  Altın huzmelerden birini kavradı ve sertçe geri çekti. Altın huzme Wang Lin tarafından eçkildi ve öfkeyle kaçmaya çabaladı.

 

Ölüm etki alanı çabucak aktifleşti ve altın huzme soluklaştı. Genç adam havaya fırlattı ve sinek yaratık huzmeyle birleşti.

 

O anda, altın huzmenin çıktığı yarık küçülmeye başladı. Kaybolmak üzere olduğunu görünce, Wang Lin oturdu. Has Ruh’u ortaya çıktı ve çabucak yarığa girdi.

 

Has Ruh’u yarığa girdiği anda, gözleri altın bir ışık tarafından karardı. Kör edici bir altın ışık yayan devasa bir beden ve bu bölgede etrafında hareket eden sayısız altın huzme gördü.

 

Tek kelime etmeden, Wang Lin bir avuç altın huzme kavradı ve çabucak yarık vasıtasıyla ayrılmadan önce Has Ruh’unun içinde sakladı.

 

Has ruh’u yarıktan çıktığı anda, yarık kapandı. Elindeki onu aşkın altın huzme ölüm etki alanının gücü altında soluklaştı, ardından huzmeleri sinek yaratığa fırlattı.

 

Sinek yaratığı heyecanlı bir bakış takındı, lakin bir kerede tüketmesi için aşırı fazla altın huzme vardı. Wang Lin altın huzmelerin üzerinde biraz ölüm etki alanını tutmaya devam etti ki böylece bu durumda kalırlardı,  ‘’Yavaşça burada tüketebilirsin. Antik Tanrı Bölgesi’ne gideceğim.’’

 

Bununla birlikte, bedeni kayboldu. Yeniden belirdiğinde, Antik Tanrı Bölgesi’nin girişindeydi. Derin bir nefes aldıktan sonra, gözleri ışıldadı, dişlerini sıktı ve sonunda eliyle mühürler oluştururken antik tanrı dilinde birkaç kelime sarf etti. Aniden, bedeni bulanıklaştı ve ardından kayboldu.

 

Wang Lin ilk denemedeki sonsuz kara tünelde dönen bir taş sütunun üzerinde belirdi.

 

Buraya geri geldikten sonra, Wang Lin hüzünlü hissetti, lakin acelesi vardı. Hemen oturdu ve sonunda mürekkep taşını çıkarmadan önce birkaç kısıtlama gönderdi.

 

Derin bir nefes aldı ve çok hızlı bir şekilde mürekkep taşına birbiri ardına saldırı kısıtlamaları yerleştirdi.

 

Zaman geçerken, mürekkep taşına yerleştirilen kısıtlama sayısı gittikçe arttı.

 

Başlangıç adımlarını bitirdikten sonra, bir ruh bayrağı çıkardı. İkisini birleştirdikten sonra, arıtmaya devam etti.

 

Zaman yavaşça geçti. Wang Lin mola vermedi; yapabildiği kadar çabuk arıttı.

 

Birer birer, kısıtlamalar bayrağa yerleşti ve bilinmeyen bir miktarda geçen zamanın ardından, sonunda üzerinde 999 kısıtlama belirdi. İlk tamamlanış aşamasına ulaşması için yalnızca bir tane kalmıştı.

 

O anda, Wang Lin tereddüt etmeye başladı. Tahmini yanlışsa ve ilahi ceza yıldırımı vurursa, bu bayrağı koruması aşırı zor olurdu.

 

Zarar gördüğünde, daha fazla mürekkep taşı elde edemediği sürece, Li Muwan’la bıraktığını almak zorunda kalırdı.

 

Şimdi durursa, kısıtlama bayrağı zayıf olsa da, kırılmazdı. Dikkatle kullanırsa, o vakit az çok işine yarardı.

 

Biraz düşündükten sonra, gözleri ışıldadı. Bu kısıtlama bayrağı ilk tamamlanış aşamasına ulaşmazsa, o zaman Yağmur Kutsal Alemi’nde kullanmak için aşırı zayıf olurdu.

 

Sağ eli son kısıtlamayı oluşturup kısıtlama bayrağına yerleştirirken dişini sıktı.

 

Birdenbire, bayrak titrerken siyah gaz iplikleri ortaya çıktı, takiben de kadim bir aura. Wang Lin ilahi hissiyle taradı ve şoke oldu. Saf saldırı kısıtlama bayrağının güçlü olacağını biliyordu, lakin hızlı bir kontrolden sonra, tamamlanmadan önceki halinin on katından daha güçlü olduğunu keşfetmişti.

 

Sonuç olarak, bu kısıtlama bayrağı Ruh Oluşturma yetişimcileri için bile bir tehditti.

 

Bütün kısıtlamalar bir kısıtlamaya birleşti ve dokuz kısıtlamayı kısıtlama bayrağının ruh kabiliyeti için feda edebilirdi.

 

Bu kabiliyet göklerdeki bütün ruhsal enerjiyi ve hatta yetişimcilerin içindeki ruhsal enerjiyi dahi kısıtlayabilir, hiç ruhsal enerji olmayan bir bölge yaratabilirdi. Sonuç olarak, kutsal enerjiye sahip olan bir yetişimci olmadığı sürece, çevredeki herkes kısa bir zaman zarfı boyunca ruhsal enerji kontrol etme kabiliyetini kaybederdi.

 

Kısıtlama bayrağını kavrarken Wang Lin’in gözleri ışıldadı. Kutsal Alem’e olacak bu yolculuğunda güveni büyük ölçüde arttı.

 

İlahi ceza yıldırımına gelirsek, gelmemişti. Oynadığı kumarı kazandığını bildiğinden Wang Lin epey heyecanlıydı.

 

Antik Tanrı’nın bedeni kendi alemiydi, dolayısıyla ilahi ceza kısıtlama bayrağının varlığını hissedememişti.

 

Derin bir nefes aldı ve kısıtlamalar yerleştirmeye devam etti. Ancak, o kadar saf saldırı kısıtlaması olmadığından ikinci tamamlanma aşamasına ulaşamazdı. Bu tek yön kısıtlama bayraklarını engelleyen temel sebepti.

 

 







Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr