Çevirmen: Zawoske

Editör: Lord Viole Grace

Şeytani görünüşlü genç adam Wang Lin’e baktı ve yavaşça konuştu, ‘’İlahi ceza. Burası gibi bir çöp gezegende böyle bir hazine olabildiğine inanamıyorum.’’

Wang Lin bu kişiye baktı. Ancak bu kişi ilahi cezaya bakıp korkulu bir bakış sergilediğinde biraz rahatladı.

Genç ilahi cezaya karşı kayıtsız olsaydı, o zaman tek yapabilececeği şey Cennet’e Başkaldıran Boncuk’un boyutunda saklanmaktı ve bu da iyi bir fikir değildi.

Şeytani görünüşlü genç de son derece hüsrana uğramış hissediyordu. Burada ilahi cezanın gücüyle karşılaşacağını hiç düşünmemişti. Tam gücünde olsaydı, büyütülecek bir olay olmazdı. Bu ilahi ceza huzmesini yok edebileceğine emin olurdu.

Lakin şu anda gücünün sadece yüzde otuzunu yenilemişti. Yalnızca erken aşama Ruh Değişimi seviyesindeydi. Sonuç olarak, ilahi cezaya karşı kendisini savunabilse de, kesinlikle yaralanırdı. Eğer yetişimi Ruh Değişimi’nin altına düşerse, ayrılamaz ve tekrardan iyileşmek için başka bir yer bulmak zorunda kalırdı.

Bütün bu endişesi Yıldız Diski’ni kullanmak için gereken en düşük yetişim seviyesinin Ruh Değişimi olmasındandı.

Ne var ki, bunlar ana nedenleri değildi. Ana nedeni aktarım dizisindeyken, tüylerini diken diken eden bir güç hissetmişti. Bu epey tanıdık olduğu bir güçtü.

Şeytani görünüşlü genç adam homurdandı. İlahi cezaya daha fazla bakmadı ve Wang Lin’e doğru baktı. ‘’Velet, boyutsal çantayı ver ben de bu meseleyi uzatmayayım.’’ dedi.

‘’Kıdemlinin istediği şey bu mu?’’ Wang Lin figüre baktığı esnada bakışları ciddiydi ve bir boyutsal çanta çıkardı.

Şeytani genç adamın bakışları çabucak çantaya kaydı ve söylendi, ‘’Doğru. Buraya gönder.’’

Wang Lin biraz tereddüt etti. Genç basitçe aşırı hızlıydı. Eğer uzaklaşmasını veya kendisi uzaklaşana kadar beklemesini söylerse, hepsi işe yaramazdı. Bu kişi gerçekten onu öldürmek isterse, son derece kolay olurdu.

Biraz düşündükten sonra, Wang Lin kararlı bir şekilde boyutsal çantayı fırlattı.

Şeytani görünüşlü genç adam boyutsal çantayı yakaladı. İlahi hissiyle taradıktan sonra, ifadesi yumuşadı. Wang Lin’e baktı. Yüzünde bir ifade yoktu, ne öfke ne mutluluk.

Wang Lin genç adama baktı. İlahi ceza yıldırımını önüne koydu ve konuştu, ‘’Kıdemli, küçüğünüz çoktan boyutsal çantanızı geri verdi, artık gidiyorum.’’ Bununla birlikte, dikkatle geri çekildi.

Şeytani görünüşlü genç adam Wang Lin’e baktı. Gözleri aniden parlamaya başladı. İki rengârenk ışık huzmesi birdenbire gözlerinden Wang Lin’e doğru akıl almaz bir hızda atıldı.

Wang Lin bütün bu zaman boyunca dikkatli kalmıştı, dolayısıyla gencin harekete geçtiğini gördüğünde, Ji Âlemi tereddütsüz atıldı ve rengârenk ışıkla çarpıştı. Kısa süre sonra, Ji Alemi’nin oluşturduğu kızıl yıldırım rengarenk ışığın gücü altında çökerken Wang Lin kan kustu.

Wang Lin geri çekildiği esnada, kısıtlama bayrağını çıkardı. Son kısıtlama elinde belirdi ve neredeyse kısıtlama bayrağının üzerine yerleşmek üzereydi.

Şeytani gönürüşlü genç adamın ifadesi büyük ölçüde değişti ve bağırdı, ‘’Dur! Küçük dostum, acele etme!’’ Bununla birlikte, geriledi ve korkuyla kısıtlama bayrağına baktı.

Acı acı gülümsedi. Bir ilahi ceza şeridi sadece yetişim seviyesini düşürürdü, onu öldürmezdi. En fazla, birkaç bin yıllığına kapalı kapı eğitimine girmek zorunda kalırdı.

Lakin kısıtlama bayrağını gördükten sonra, bu küçüğün neden bir ilahi ceza şeridine sahip olduğunu anladı. Kısıtlama bayrağının ne olduğunu bilmese de, anında bunun ilahi ceza çekebilecek bir büyülü hazine olduğunu söyleyebilirdi.

Kendisi de birkaç tane böyle silaha sahipti, dolayısıyla gücünü biliyordu. Bu gencin devam etmesine izin verirse, o vakit yenilenmek için zaman gerekmesi gibi basit bir şeyle sıyrılamazdı. Belki sonsuza kadar yetişimini yenileme şansını kaybedebilirdi.

Wang Lin şeytani gence baktığı sırada dudaklarının kenarında hala biraz kan vardı. Şu anda, tek bir düşünceyle, son kısıtlama kısıtlama bayrağına yerleşirdi. Bayraktan vazgeçer ve ardından yönlendirme olarak ilahi ceza şeridini kullanırsa, ilahi cezanın gücünü şeytani genç adama yönlendirebileceğine emindi.

Wang Lin genç adama bakıp söylendi, ‘’Çoktan boyutsal çantayı geri verdim ve içini açmadım bile. Neden kıdemli sözünden döndü?’’

Şeytani görünüşlü genç adam bir süre düşündü, ardından sordu, ‘’Az önce kullandığın kızıl yıldırım Ji Alemi miydi?’’ Ses tonu kararsızdı.

Wang Lin’in ifadesi normalliğini korudu, lakin sessizce genç adama bakarken kalbi karmaşa içindeydi.

Şeytani görünüşlü genç Wang Lin’e baktı ve devam etti, ‘’Öyle olmalı. Az önce kullandığın şey Ji Alemi’ydi!’’ Şu anda, gencin duyguları son derece karmaşıktı. Wang Lin ardı ardına onu şaşırtıyordu.

Bu neredeyse çöp gezegende, bu velet sadece bir ilahi ceza şeridine ve ilahi ceza çekebilecek bir hazine taşımakla kalmıyor, ayrıca Ji Alemi’ne de sahipti.

Öldürme arzusunun tamamen kaybolmasını sağlayan şey bu Ji Alemi’ydi.

Şeytani Görünüşlü adam derin bir nefes aldı ve garip bir ifade takındı.

Wang Lin’in ifadesi sakinliğini korudu. Bir anlık sessizliğin ardından, konuştu, ‘’Kıdemlinin söyleyecek başka bir şeyi yoksa küçüğünüz veda edecek.’’ Bununla birlikte, ihtiyatla geriledi.

Genç harekete geçerse, tereddüt etmeden ilahi cezayı aktifleştirirdi.

Şeytani görünüşlü genç adam bir süre tereddüt etti ve sordu, ‘’Ji Alemi’nin darboğazı aşmasını istemiyor musun?’’

Wang Lin hareket etmeyi kesti ve gence baktı.

Şeytani görünüşlü genç adam bir kere daha tereddüt etti. İç çekti ve söylendi, ‘’Unut gitsin, velet, dinlesen iyi edersin. Ji Alemi son derece uç bir güç. Darboğazı aşmak epey zor, lakin imkansız değil.’’

Wang Lin sessizce gence baktığı sırada ifadesi etkilenmemiş bir şekilde kaldı.

Şeytani görünüşlü genç adam takdir eden bir ifade takındı ve rengarenk ışık belirirken gözleri aniden ışıldadı. Işık bir ışık küresine dönüştü ve eline süzüldü.

Wang Lin rengarenk ışığa baktığı sırada dikkati uç noktaya ulaştı.

Şeytani genç adam rengarenk ışığa karışık bir ifadeyle baktı. Uzun bir süre sonra, iç çekti ve söylendi, ‘’Işığı ilahi hissinle incele.’’

Wang Lin ışığı ilahi hissiyle incelemeden önce biraz düşündü. İfadesi anında garipleşti. Duraksadı, ardından sordu, ‘’Bu...’’ Rengarenk ışığın içinde, bir Ji Alemi ipliği tespit etmişti. Bu keşif kalbini titretti.

Şeytani görünüşlü genç adam derin bir nefes aldı ve yavaşça konuştu, ‘’Buldun mu? Bu rengarenk ışığa gezegenimde beş renkli Ji Alemi deniyor. Bu aslında benim değil. Ölürken bir arkadaşım bana hediye etti.’’

Wang Lin derin bir nefes aldı. Rengarenk ışığa baktığı esnada gözleri seğirdi.

Şeytani görünüşlü genç adam elini salladı ve rengarenk ışık kayboldu. Wang Lin’e baktı ve devam etti, ‘’Ji Alemi bir sürü türe ayrılıyor. Kaç tane olduğuna gelirsek, kimse gerçekten bilmiyor. Ji Alemi olan yetişimciler yetişim birliğinde nadir, dolayısıyla Ji Alemi’nin barındırdığı özelliği göremem. Ama Ji Alemi türü ne olursa olsun, hepsi bir darboğaza sahip ve bu darboğazları aşması aşırı zor.’’

‘’Ji Alemi’nin darboğazı aşmasını sağlayan bir yöntem biliyorum: Yetişim Gezegeni Kristali. Bu kristal terfi edildiklerinde her altıncı derece yetişim ülkesine yetişim birliği tarafından veriliyor. Yetişim birliğinin yaşlı canavarları göklere başkaldıran güçlerini kristali oluşturmak için kullanıyorlar. Bu altıncı derece bir yetişim ülkesinin ulusal hazinesi. Eğer bir Ji Alemi yetişimcisi elde eder ve arıtırsa, o zaman Ji Alemi darboğazını aşması için bir şansı olur.’’

Wang Lin’in ifadesi çirkindi. Altıncı derece bir ülkenin ulusal hazinesi elde edebileceği bir şey değildi.

Şeytani görünüşlü genç adam Wang Lin’e baktı. Ardından boyutsal çantasına vurdu ve siyah bir disk çıkardı. Rahatça sağ eliyle diske vurdu ve disk nazik bir ışık yayarken aniden büyüdü.

‘’Yetişim Gezegeni Kristali’ni elde etmeyi başarabilir ve bu çöp gezegenden ayrılma niteliklerine sahip olursan, Beş Element Gezegeni’ne gelip beni bulabilirsin. İsmim Na Duo.’’ Bununla birlikte, havaya yükseldi ve uçan diskin içinde kayboldu. Kısa süre sonra, disk hızla dönmeye başlayarak, gökyüzünde bir deliğin açılmasına neden oldu. Delik vasıtasıyla, Wang Lin parlak yıldızlarla dolu sonsuz boşluğu görebiliyordu.

Disk harekete geçti ve deliğe girdi. Delik hızla küçüldü ve iz bırakmadan kayboldu.

Wang Lin bu kişinin boyutsal çanta meselesini uzatmadığı için kendisini son derece şanslı sayıyordu. İster kısıtlama bayrağı olsun ister ilahi ceza şeridi, ikisi de nihai silahlarıydılar, özellikle de ilahi ceza şeridi. Bu şeyler zorunda değilse kullanmak istemediği şeylerdi.

Deliğin kaybolduğu yere baktı ve içinde güçlü bir dürtü belirdi. Gençken, gökyüzünde uçmayı düşlerdi, lakin şimdi yıldızların arasında uçmak istiyordu.

Derin bir nefes aldı ve ayrılmak için döndü.

Altıncı derece bir yetişim ülkesinin Yetişim Gezegeni Kristali o anda elde edebileceği bir şey değildi. Şeytani gencin doğru söyleyip söylemediği belli olmasa da, bu yine de bir ipucuydu. Eğer elde edebileceği bir yetişim seviyesine ulaşırsa o vakit denemeyi sorun etmezdi.

Şimdi endişelenmesi gereken tek şey nasıl Ruh Oluşturma aşamasına ulaşacağıydı.

Bir Ruh Oluşturma yetişimcisi oluşturmak üçüncü derece bir ülkenin dördüncü dereceye ulaşma gereksinimiydi. Oldukça zordu. Bütün gezegende, sayısız üçüncü derece yetişim ülkesi vardı, lakin dördüncü derece yetişim ülkeleri yirmiden azdı.

Bu veri açıkça Ruh Oluşturma aşamasına ulaşmanın zorluğunu gösteriyordu.

Ruh Oluşturma aşamasına ulaşmak istiyorsa, üçüncü derece bir ülkenin ruhsal enejrisi ve çevresi yeterli değildi. Wang Lin’in hedefi dördüncü derece bir yetişim ülkesi bulmak ve orada Ruh Oluşturma aşamasına ulaşmaktı.

Haritayı çıkardı. Bir süre inceledikten sonra, Beş Tarikat Birliği’ne göz dikti. Bu dördüncü derece yetişim ülkesi şu anki konumuna en yakın olandı.

Yarım ay sonra, Beş Tarikat Birliği’nin sınırı Wang Lin’in önünde belirdi. Sınırda, yolu engelleyen bir ışık perdesi vardı. Bu üçüncü ve dördüncü derece bir ülke arasındaki fark idi. Bu ışık yabancıların girmesini engelliyordu.

Wang Lin ışık perdesinin önüne vardı. Biraz inceledikten sonra, bir kısıtlama gönderdi. Kısıtlama ışık perdesinin üzerine indi ve bir giriş belirdi.

Tek kelime etmeden, Wang Lin içeri girdi.