Bölüm 231: Zhao’nun Konumu

avatar
4210 20

Xian Ni - Bölüm 231: Zhao’nun Konumu


 

 

Çevirmen: Zawoske

Editör: Lord Viole Grace

 

Wang Lin şehirdeki bir handa üç gün kaldı. Bu sırada, bir sürü kişi onu ziyarete gelmişti. Sıradan aldırışsız tavrını bir kenara koymuş ve genç adam bir sürü kişiyle tanışmıştı.

 

Bu Kadim Ruh yetişimcilerinden çoğu şehirden değildi. Gizli takasa katılmak için gelmişlerdi. Wang Lin’in kel adamla olan savaşı hepsinin dikkatini çekmişti. Ne de olsa, Şeytanlar Denizi’nde güç her şeydi ve Wang Lin kolayca kel adamı yenebilmişti. Bütün Kadim Ruh yetişimcilerinin şahsen ziyarete gelme nedeni güç gösterisiydi.

 

Üç gün geçmişti ve şimdi gizli takas günüydü. Bu sabah, bir Merkez Oluşturma yetişimcisi geldi ve kibarca Wang Lin’e bir davetiye verdi. Ardından, Merkez Oluşturma yetişimcisi Wang Lin’i dükkana götürdü.

 

Dükkandan yaşlı adam Wang Lin’i gördükten sonra, çabucak son derece saygılı bir tavır takındı. Dikkatle Wang Lin’i bir duvara götürdü, ardından bir iki kez duvara vurdu. Bunun ardından, duvar adeta içine yeni bir taş düşürülen dalgasız su gibi dalgalandı.

 

Bütün bunları yaptıktan sonra, bir cübbe çıkardı ve Wang Lin’e verdi.

 

Wang Lin orada durdu, lakin ilerlemedi. İlahi hissini içeri gönderdi. Orada çok güzel bir salonla birlikte ayrı bir uzay olduğunu buldu. İçeride yedi sekiz yetişimci vardı, hepsi aynı cübbeyi giyiyordu. Bazısı kendi kendine otururken bazısı birbiriyle konuşuyordu.

 

Wang Lin ilahi hissini gönderdiğinde, sadece orta yaşlı bilge görünümlü bir adam gözlerini açtı. Başka kimse Wang Lin’in ilahi hissini fark etmiş gibi gözükmüyordu. Bu bilge görünümlü adam ayrıca cübbe giymeyen tek kişiydi.

 

Bilge görünümlü adamın ifadesi ayn ıkaldı, ancak gözlerinden şaşkınlığa dair bir belirti geçti.

 

Wang Lin şaşırdı. İlahi hissiyle herkesi taradığında, orada bulunan herkesin erken aşama Kadim Ruh seviyesinde olduğunu fark etmişti, lakin bu bilge görünümlü adam dışında herkes için geçerliydi. Bilge görünümlü adam erken aşama Kadim Ruh’da gözükse de, aslında, çoktan geç aşama Kadim Ruh’un zirvesindeydi ve Ruh Oluşturma aşamasından sadece bir adım uzaktı.

 

Wang Lin bu kişinin çalıştığı tekniği bilmiyordu, lakin Wang Lin’i tespit edebilmesi için ilahi ruhunun çok güçlü olması lazımdı. (Ç.N: Burada İngilizce’de ilahi ruh diyor ama daha önce böyle bir kavram geçmedi, ya ilahi histen bahsediliyor ya da ruhundan.) 

 

İlahi hissini geri çektikten sonra, Wang Lin cübbeyi aldı ve giydi. Ardından, tek kelime etmeden, duvarın içine yürüdü. Yeni bölgede belirdiğinde, kendi başına oturmak için bir masa buldu ve gözlerini kapattı.

 

Bu hareketi anında onunla konuşmak isteyen birkaç yetişimcinin kararlarını değiştirmesine neden oldu.

 

Wang Lin’in gözleri kapalı olsa da, ilahi hissi bilge görünümlü adamı yakından inceliyordu. Odaya girdiği andan beri, bilge görünümlü adam da durmaksızın ona bakıyordu.

 

Bir süre sonra, birkaç yetişimci daha geldi. Hepsi yüzlerini gizlemek için bu cübbelerden giyiyordu ve hatta bazısı siyah bir sis tarafından çevriliydi.

 

Bunu gördükten sonra, Wang Lin bu kişilerin tanınmak istemediğini fark etti. Eğer kim oldukları açığa çıkarsa, o zaman hazinelerini açığa çıkardıklarında, bu epey sorun çıkmasına neden olurdu.

 

Ancak, buradaki birçok yetişimci yüzlerini gizlemiyordu. Görünüşe göre kendilerine güveniyorlardı ve kimliklerini açığa çıkarmaktan korkmuyorlardı.

 

Lakin Wang Lin hala şüpheliydi. Nasıl bu kadar çok Kadim Ruh yetişimcisi burada, Lian Mo Şehri’ndeki bu küçük dükkanda toplanabilirdi?

 

Gizlice etrafa bakındı ve otuzu aşkın masa gördü. Bu gizli takasa otuzdan fazla Kadim Ruh yetişimcisi katılıyor olabilir miydi?

 

İçinden şüpheli olsa da, ifadesi tamamen sakindi.

 

Wang Lin biraz daha bekledi. Biraz zaman geçtikten ve hiç yetişimci gelmedikten sonra, önde oturan bir yaşlı adam ayaklandı. Bir kere öksürdü ve söze girdi, ‘’Bu gizli takasa üç şehir ev sahipliği yapıyor, yani normalden daha fazla kişi var, ancak buradaki herkes bir şey aradığına göre, ihtiyacınız olan şeyi bulacağınızı düşünüyorum. İlk ben başlayacağım.’’ Bununla birlikte, bir boyutsal çanta çıkardı ve birkaç çekirdekle büyülü hazineler sergiledi.

 

Hazineler büyük miktarlarda ruhsal enerji salarak, ne kadar güçlü olduklarını gösteriyordu.

 

Yavaşça devam etti, ‘’Bu çekirdekler orta kademe ruh yaratıklarından. Hepinizin bildiği gibi, bu yaratıklar güç konusunda geç aşama Kadim Ruh yetişimcilerine denk. Bu büyülü hazinelerin tümü orta kalite ruh yaratıklarının kemiklerinden yapıldı, özellikle de bu çan. Bu eşyalar için sadece ruh taşları kabul edeceğim.’’

 

Eşyalar öylece yaşlı adamın önünde süzülüyordu. Birisi ilgilenirse, tek yapması gereken elini sallamaktı ve eşya hemen eline uçardı. Kimse bu gizli takasta birinin bir şey çalacağından korkmuyordu. Ne de olsa, bu oda güçlü kısımlamalar barındırıyordu. Bir şey çalıp kaçmaya cüret eden birisi olursa, sadece ölümünü arardı.

 

Wang Lin bütün bu bilgiyi son üç günde konuştuğu kişilerden almıştı. Bu takasın üç şehir tarafından yapıldığını duyunca, buranın özel bir yer olduğunu anladı. Üç şehir boyunca bir sürü dükkan olmalıydı ve yetişimcilerin buraya girmek için tek yapması gereken birini seçmekti.

 

Sonuç olarak, katılanların güvenliği garantiydi.

 

Uzun süre bekledikten sonra, bir yetişimci çanı ruh taşlarıyla takas etti. Kimse bir teklif yapmadı. Çok geçmeden, sonraki kişinin sırası geldi.

 

Yavaş yavaş, çeşitli büyülü hazineler, haplar ve parşömenler sergilendi. Hepsi yüksek fiyatlaraydı. Sadece bu bile burada satılan eşyaların ne kdar değerli olduğunu gösteriyordu.

 

Bu eşyalardan herhangi birisi hazine rafine etme köşkünün en yüksek katına yerleştirilebilir ve astronomik rakamlara satılabilirdi. Buradaki yetişimcilerden çoğu sadece takas için buradaydı. En çok sevdikleri şeyler haplar ve hazine malzemeleriydi. Tabii ki, tam haplar ve hazineler olursa, onlara da hayır demezlerdi. Bundan sonra ruh taşları geliyordu.

 

Şeytanlar Denizi’ni çevreleyen sis kaybolmadan önce olsaydı, o zaman ruh taşlarının pek bir kullanımı olmazdı. Değerleri sadece bazen yetişim için gerektiğinden düşüktü.

 

Sis kaybolduktan ve yaratıklar Şeytanlar Denizi’ni kaplamaya başladıktan sonra, insanlar aktarım dizilerini daha da çok kullanmaya başlamıştı.

 

İki tür aktarim dizisi vardı. Birisi antik yetişimciler tarafından yapılan, antik aktarım dizileriydi. Sadece birkaç tane kalmıştı ve birçoğu hasarlıydı, yani çok az kullanılabilirlerdi. Kullanılan ruh taşı miktarına göre, birisini en azından 1.000.000 kilometre uzağa ışınlayabilirdi. Ancak, kullanmak için, zirve kalite ruh taşı kullanılmak zorundaydı, yani Şeytanlar Denizi’nde kimse kullanamazdı.

 

Sonuçta, zirve kalite ruh taşları neredeyse tükenmişti. Birisi sahip olsa bile, çok az kişi bir aktarım dizisinde kullanmak isterdi.

 

Diğer türse normal aktarım dizileriydi. Çok daha basitlerdi. Bedelleri on düşük kalite ruh taşıyla yüz orta kalite ruh taşının altında değişiyordu. En fazla, birkaç yüz kilometre ışınlayabilirlerdi. Bedele göre çok etkili olduklarından, yetişimciler arasında seyahat yöntemi olarak tercih ediliyorlardı.

 

Lakin sonuç olarak, ruh taşı tüketimi artmış ve bedelleri de aynı şekilde çoğalmıştı.

 

Bir dizi takastan sonra, şimdi sıra yağmurluk giyen bir yetişimcideydi. Kalın bir sesle, söylenirken kafasını eğdi, ‘’Satacak çok şeyim yok, sadece birkaç antik yazıt. Eğer yetişimci dostlarımdan birisi ilgilenirse, alabilirsiniz, lakin bu yazıtların doğasından dolayı, yakından bakmanıza izin veremem.’’ Bununla birlikte, boyutsal çantaısna vurdu ve yedi sekiz yeşim parçası ortaya çıktı.

 

Bu yeşimlerin renkleri son derece soluktu ve bazısı çatlaklara bile sahipti. Her biri antik bir aura salarak, ne kadar eski olduklarını gösteriyordu.

 

Bu yeşimleri çevreleyen yeşil bir ışık kalkanı vardı. Açıkça, insanların içindekileri kontrol etmesini engellemek için kullanılan bir teknikti.

 

‘’Bu bir antik yaratık listesi. Bu antik yetişim dünyası gizli yazıtı. Bu antik aktarım dizisi yapım formülü. Bunlar için...sadece orta kademe ruh yaratığı çekirdekleri alacağım. Birisi için beş çekirdek.’’ Bununla birlikte, insanların yazıtlar hakkında tepkisi için bekledi.

 

Odadaki herkes kaşlarını çattı. Bu yeşimlerden beşi bile bir orta kademe yaratık çekirdeği için gerçekten değmezken, nasıl olabilir de kabul edilebilirdi?

 

Aslında, yağmurluk giyen adam da iç çekti. Bu yeşimler dışında başka satacağı bir şeye de gerçekten sahip değildi. Bunları bir antik yetişimcinin mağarasında bulmuştu. Antik yetişimci son derece fakirdi ve sadece bu yeşimlere sahipti.

 

Adam satmayı denediği ilk zamanda, fiyatı aşırı yükseltmemişti, lakin bir sürü takasta görmezden gelindikten sonra, göklere ulaşan bir fiyat koymaya karar vermişti. Bu şeylerin çoğu kişi için işe yaramaz olduğunu ve birisi gerçekten isterse, fiyatı ne olursa olsun alır diye düşünmüştü.

 

Aslına gelirsek, doğru tahmin etmişti.

 

Wang Lin antik aktarım dizisi yapımı yeşimini duyduğu anda, kalp atışları hızlanmaya başladı. Bulmak için epey uğraştığı antik atkarım dizileri hakkında yeşimi burada bulacağını hiç düşünmezdi.

 

Tek kelime etmeden, sağ elini salladı ve antik aktarım dizileri hakkındaki bilgiyi barındıran yeşimin etrafındaki kalkanı kırıp yeşimi aldı.

 

Yağmurluk giyen adam şoke oldu ve yüzü aniden çirkinleşti. Yeşil ışığın güçlü olmadığını biliyordu, lakin bu kadar kolayca kırmak onun yapabildiği bir şey değildi. Orta aşama Kadim Ruh yetişimcilerinin bile bu kadar kolayca kırabileceğini düşünmüyordu, yani bu alan kişinin geç aşama Kadim Ruh yetişimcisi olduğunu belirtiyordu.

 

Yeşimi aldıktan sonra, Wang Lin ilahi hissiyle inceledi ve kaldırdı. Aynı zamanda, beş orta kademe ruh yaratığının çekirdeğini çıkardı.

 

Yağmurluk giyen adam çabucak çekirdekleri yakaladı ve iç çekti. Yeşil ışığı kırma konusunu uzatmadı. Bir süre bekledikten ve kimsenin ilgilenmediğini gördükten sonra, yeşim parçalarını kaldırdı.

 

Wang Lin harekete geçtiğinde, üç tane yetişimci ona fazladan dikkat etmeye başladı. Birisi bilge görünümlü adamdı. Diğer ikilinin yüzleri örtülüydü. Kafalarını kaldırdıklarında gözleri ışıldadı. 

 

Kısa bir sessizliğin ardından, başka bir yetişimci eşyalarını sunmak için ayaklandı.

 

Çok geçmeden, sıra Wang Lin’e geldi. O anda, herkes sessizleşti ve Wang Lin’e döndü. Wang Lin’in hareketleri yetişiminin basit olmadığını açığa çıkarmıştı.

 

Bu yetişimciler Wang Lin’in ne satacağı hakkında epey meraklıydı.

 

Biraz düşündükten sonra, Wang Lin boyutsal çantasına vurdu. Birkaç orta kademe ruh yaratığının çekirdeği ve hiç kullanmadığı birkaç hazine ortaya çıktı.

 

Wang Lin’in sadece birkaç yaygın eşya çıkardığını görünce, hayal kırıklığına uğradılar. Ancak, hepsinin ifadesi aynı kaldı. Ne de olsa, her biri Kadim Ruh aşamasına ulaşmıştı. Uzun zamandır yetişim yaptıklarından, ifadelerini saklama konusunda çok yetenekliydiler.

 

Wang Lin yavaşça söylendi, ‘’Suzaku gezegeninin bir haritasıyla takas etmek isterim. Ne kadar tamamlanmış olursa, o kadar iyi olur.’’

 

Bu sözler söylendiği anda, bütün yetişimcilerin ifadesi garipleşti. Uzun bir zaman sonra, birisi konuştu, ‘’Yetişimci dostum, sadece bu şeylerle, bir harita almak epey zor olur. Korkarım ki sadece Şeytanlar Denizi’nin bir haritasını dahi alamazsın.’’

 

Wang Lin sakince karşılık verdi, ‘’Oh? O zaman bir harita için neye ihtiyacım var?’’

 

Bilge görünümlü adam sıcakca gülümsedi ve yanıt verdi, ‘’Yetişimci dostum Şeytanlar Denizi’ne yeni olmalı, dolayısıyla bunu açıklamayı bana bırakın. Sadece Şeytanlar Denizi’nde değil, aksine her yetişim ülkesinde, bir harita çok önemlidir. Ne de olsa, Suzaku gezegeni basitçe aşırı büyük. Bir haritan olmazsa, nereye gireceğini bilemezsin.’’

 

‘’Şeytanlar Denizi’ndeyse, daha da önemli. Şeytanlar Denizi’nin haritasının bir kopyası 100.000 yüksek kalite ruh taşı eder ve kimse düşük ve orta kalite ruh taşlarını dahi kabul etmez. Sadece yetişimci dostumun bu hazineleri düşünülürse, açıkça yeterli değil.’’

 

‘’Suzaku gezegenini haritasına gelirsek, kimsenin sahip olamayacağı bir şey. Yetişimci dostum istiyorsa, bende Şeytanlar Denizi’nin bir haritası var. Ancak, bir sürü keşfedilmemiş bölgenin olduğu sadece düşük kalite bir harita elimdeki.’’

 

Wang Lin biraz düşündü ve sordu, ‘’Yetişimci dostumda Şeytanlar Denizi’ni çevreleyen ülkelerin genel geniş bir bölge haritası var mı?’’

 

Bilge görünümlü adam kafasını iki yana sallarken temkinli bir şekilde gülümsedi ve söylendi, ‘’O tarz bir haritam yok.’’

 

Köşede oturan cübbeli bir yetişimci aniden söze girdi, ‘’Bende var!’’ Bu kişi, Wang Lin az önce harekete geçtiğinde gözleri ışıldayan yetişimcilerden biriydi.

 

Wang Lin’in bakışları bu kişinin üzerine düştü.

 

Cübbeli yetişimci yavaşça konuştu, ‘’Dört çevre kıta ve 148 ülkenin dahil olduğu yükse kalite bir Şeytanlar Denizi haritası. Teklif etmek istediğin fiyat ne?’’

 

Bu sözler söylendiği anda, bütün yetişimciler döndü ve gözleri ışıldadı. Yüksek kalite bir harita zaten çok nadirdi, lakin bunda çevredeki dört kıta ve 148 ülke bile dahildi. Bu neredeyse Suzaku gezegeninin ¼’üydü!

 

Bu haritanın fiyatı akılalmaz derecede yüksek olurdu.

 

Wang Lin biraz düşnüdü. Şu anda, elinde iki harita vardı. Birisi Qiu Siping’den aldığı ve diğeri de Savaş Tanrısı Tapınağı’ndan eline geçendi.

 

Savaş Tanrısı Tapınağı’ndan aldığı sadece ülke ve Şeytanlar Denizi’nin dış bölgesine kadar olan çevresindeki alanlar hakkında detaylı bilgi barındırıyordu. Bunun daha uzağı, Şeytanlar Denizi gibi yerler, son derece belirsizdi ve bazı aktarım dizileri eklenmemişti bile.

 

Şeytanlar Denizi’nin ardındaki bölgeyse, belirsiz bir işaret dahi yoktu, sadece birkaç dağ dizisi vardı. Wang Lin haritayı incelediğinde, Zhao’nun diğer tarafta olduğunu düşünmüştü, lakin bu sadece bir varsayımdı. Bu yüzden hemen harekte geçmemiş, aksine daha tam bir harita arayışına çıkmıştı. 

 

Wang Lin biraz düşündü ve sordu, ‘’Ne istiyorsun?’’

Gelişmci ilahi hissiyle bir mesaj gönderdi. ‘’Yetişimci dostum, acelen yoksa, takastan sonra özel olarak konuşmaya ne dersin?’’

 

Wang Lin bu kişiye bakıp onayladı.

 

Herkes ne olduğunu fark etti ve daha fazla dikkat etmedi. Ne var ki, hepsi Wang Lin’in böyle değerli bir eşya için ne kullanacağını merak ediyordu.

 

Bir saat sonra, gizli takas sonlandı ve herkes ayrıldı. Wang Lin odadan ayrıldı ve cübbeyi çıkardı. Orada çoktan güzel bir hizmetçi onu bekliyordu.

 

Wang Lin’i gördükten sonra, saygıyla konuştu, ‘’Kıdemli, ustam sizinle buluşacağını, bu yüzden benim sizi ona götürmemi söyledi.’’

 

Wang Lin’in kalbi tekledi ve daha da tetiğe geçti, lakin ifadesi sakinliğini korudu. Kadına baktı. Bakire değildi ve sadece orta aşama Temel Oluşturma’daydı. Ancak, ruhsal enerjisi çok zayıftı. Açıkça bu seviyeye bir sürü dışarıdan aldığı destek vasıtasıyla ulaşmıştı.

 

Wang Lin bu durum hakkında zaten birkaç tahmine sahipti.

 

Kadının rehberliği altında, Wang Lin şehrin ortasında göze batmayan bir konuta vardı. Kadın kapının dışında durdu ve konuştu, ‘’Kıdemli, lütfen girin. Küçüğünüz burada bekçi kalacak.’’

 

Wang Lin boşa bir şey söylemedi ve içeri girdi. Çoktan ilahi hissini içeri göndermişti.

 

Kanca bir burunla, kırmızı bir gömlek giyen yaşlı bir adam gördü. Yanındaki yeşil çay demliğiyle birlikte orada oturuyordu. Yaşlı adam Wang Lin’in girdiğini gördüğünde, güldü ve seslendi, ‘’Gel otur, yetişimci dostum. Bu Hou Fen ülkesinden yüksek kalite bir çay. Bu çayı özellikle girişken arkadaşlarım için yaptırdım.’’

 

Wang Lin ellerini birleştirdi ve yaşlı adamın karşısına oturdu. Çaya bakmadı bile, aksine çevreyi incelemeye başladı. Bu yaşlı adamın orta aşama Kadim Ruh’da olduğunu kolayca görebilmişti.

 

Yaşlı adam önemsemedi ve şahsen iki fincana çay doldurdu.  Çayını yudumlayarak konuştu,‘’Yetişimci dostumun ismi ne?’’

 

Wang Lin gülümseyip yanıtladı, ‘’Wang Lin!’’

 

Yaşlı adam fincanı bıraktı ve nazikçe gülümsedi. ‘’Yetişimci dostum Wang, benim ismim Zhou Wude.’’

 

Wang Lin yaşlı adama bakarken sersemledi. 

 

Yaşlı adam kafasını iki yana salladı ve sakince konuştu, ‘’Hayır, sadece yetişimci dostum bir arkadaşımla aynı isme sahip de, kendimi bir anlığına kaybettim.’’

 

Yaşlı adam kahkahayı patlattı, lakin içinden düşünüyordu, ‘’Ne demek istiyor? Beni bozmak için bilerek mi öyle davrandı?’’

 

Yaşlı adam Wang Lin’in ne düşündüğünü bulamadı, bunun yerine güldü ve söylendi, ‘’Bir fırsat olursa, o kişiyle görüşmek isterim.’’

 

Bununla birlikte, boyutsal çantasına vurdu. Bir boyutsal çanta çıkardı ve devam etti, ‘’Yetişimci dostum Wang, bahsettiğim harita bu. Sana göstereceğim. Kontrol edip bir sorun olmadığına emin olduktan sonra, anlaşmamızı konuşabiliriz.’’

 

Yaşlı adam biraz ruhsal enerji gönderirken yeşim yumuşak bir ışık saldı. Anında, yeşim Wang Lin’in önünde devasa bir harita açığa çıkardı.

 

Bu harita son derece detaylıydı. Her antik aktarım dizisinin hasar seviyesi bile detaylı bir şekilde açıklanmıştı. Çevredeki her bölgede olan durumlar hakkında da detaylar vardı ve hatta bütün Kadim Ruh ve üstündeki yetişimcilerin isimleri vardı.

 

Bunlar odak değildi, aksine her antik aktarım dizsiinin bağlı olduğu yerlerin detaylı açıklaması dahi vardı. Sadece bu nokta bu haritanın fiyatının göklere ulaşmasına sebep olurdu.

 

Wang Lin’in daha da heyecanlanmasına sebep olan şey her ülkenin gücü hakkında bile bazı detayların olmasıydı. Madenlerin ve vahşi yaratıkların yuvalarının olduğu yerler hakkında dahi detaylı kayıtlar vardı. Sonuç olarak, bu harita akılalmaz derecede değerliydi.

 

Bütün bu şeyler Wang Lin’i cezbetmek için yeterli olmazsa, o zaman bu onu tamamen şoke ederdi. Şeytanlar Denizi’nin çevresi Savaş Tanrısı Tapınağı’ndan aldığındaki harita gibi sadece iki kıtaya sahip değildi, aksine dört kıtaya sahipti.

 

Haritada, Şeytanlar Denizi’ni çevreleyen dört kıta açıkça gösteriliyordu. Soldakı kıtada, çok küçük kelimeyi görebildi: Zhao.

 

Yaşlı adam rastgele haritada bir yeri işaret etti. Harita aniden kayboldu ve yaşlı adamın gösterdiği yeri gösterdi. Tüm harita adeta birisi o yere kuş bakışı bakıyormuş gibi gözüktü.

 

Ardından, yaşlı adam sağ elini salladı ve harita kayboldu. Yeşimi boyutsal çantasına geri koydu ve Wang Lin’e baktı.

 

Wang Lin yaşlı adama bakarken bakışları sakindi. Zaten bu kişiyi öldürme dürtüsüne sahipti. Onu öldürdüğü sürece, yeşim parçasını alabilir ve çabucak Zhao ülkesine dönebilirdi.

 

Yaşlı adam hemen birkaç adım geri çekildi ve konuştu, ‘’Yetişimci dostum, bu yeşim son derece eski ve kolayca kırılabilir. Kırılmasına engel olmak için, çoktan ilahi hissimle bağladım.’’

 

Wang Lin yavaşça konuştuğu esnada bakışları sakindi, ‘’Ne istiyorsun?’’

 

Yaşlı adam dişlerini sıktı ve yanıtladı, ‘’Birisini öldürmeme yardım ettiğin sürece, bu yeşim parçasını vereceğim.’’

 

Wang Lin’in gözlerinden soğuk bir ışık geçti. ‘’Yetişim seviyesi ne?’’ diye sordu.

 

Yaşlı adam çabucak konuştu, ‘’Geç aşama Kadim Ruh, Ruh Oluşturma’ya yarım adım!’’

 

Wang Lin ayaklandı ve sakince devam etti, ‘’Şimdi mi? Yolu göster!’’

 

Yaşlı adam sersemledi. Bir süre tereddüt ettikten sonra, konuştu, ‘’Tamam. Yetişimci dostum Wang, takip et beni.’’

 

Göz açıp kapayıncaya kadar, ikili Lian Mo şehrinden ayrıldı. Şehirden üç bin kilometre uzakta bir havza vardı. Kısa bir zaman zarfında, ikili oraya ulaştı. Wang Lin ilahi hissini yaydı ve içinden alayla sırıttı. Bir şeyin yanlış olduğunu çoktan fark etmişti. Yaşlı adam onu zaten çok iyi biliyormuş gibi gözüküyordu. Buluştuklarında kadın hizmetkar hemen ona gitmişti. O zaman zaten bütün bunun arkasında bir entrika olduğunuı düşünmüştü.

 

Wang Lin bilerek aynı ismi olan arkadaşım cümlesini yaşlı adamı test etmek için kullanmıştı, ve güçlü ilahi hissiyle, yaşlı adamın duygularının biraz kızıştığını fark etmişti. Şimdi olanlara bakılırsa, tam olarak beklediği gibiydi.

 

Havzanın altında dört Kadim Ruh yetişimcisini saklayan bir formasyon vardı.

 

Wang Lin sakince söylendi, ‘’Ne yazık ki o kel adam öldü, yoksa altınız mükemmel şekilde Kaçışsız Öldürme Formasyonu’nu kullanabilirdiniz.’’

 

Kanca burunlu adamın ifadesi aniden değişti, ve o anda, Wang Lin’in Ji Alemi harekete geçti. Yaşlı adamın yeşimi kıracak zamanı bile yoktu. Yalnızca önünde kırmızı ışığı görebildi.








Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44312 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr