Bölüm 166: Antik Aktarım Dizisi

avatar
4460 25

Xian Ni - Bölüm 166: Antik Aktarım Dizisi


 

Çevirmen: Zawoske

Editör: Mehmet Uyar

 

Lakin düşünce belirdiği gibi, kayboldu. Gizlice pişmanca iç çekti. O yere girmek için ihtiyaçları olduğu gerçeği olmasaydı, genç adamı bir iç öğrenci olarak alırdı. Ancak, genç adamın sonunda hala hayatta olup olmayacağı tartışılırdı.

 

O anda, kafasını kaldırıp mesafeye bakarken ifadesi aniden değişti. Wang Lin hemen doğal olmayan bir ruhsal enerji dalgalanmasının mesafeden geldiğini fark etti. Bu dalgalanma son derece hafifti, lakin yoğun bir güçle de doluydu.

 

Kafasındaki kafa bandanayla gri bir cübbe giyen bilge vari bir figürün mesafeden geldiğini gördü. Bu figürün yüzü kar kadar beyazdı ve soğukluğu gözlerinde görülebiliyordu.

 

Bedeni gökyüzünden inerken rüzgarda sallanan bir söğüt gibi hareket etti. Elini salladı ve sakince konuştu, ‘’Duanmu Ji, yeryüzü botum işine yaradı mı?’’

 

Wang Lin’in göz bebekleri küçüldü. Bu figürün gelişim seviyesini tıpkı Sekizinci Olağanüstü Şeytan Lordu’nunki gibi göremiyordu. Sekizinci Olağanüstü Şeytan Lordu’yla eşitmiş gibi konuştuğunu görüyordu, gelişim seviyeleri yakın olmalıydı.

 

Sekizinci Olağanüstü Şeytan Lordu Duanmu Ji yeryüzü botunu çıkarıp fırlatırken homurdandı, ‘’Sıçsam daha işime yarardı! Bu bozuk şeyi bir hazine olarak mı görüyorsun? Bedavaya versen bile istemem be!’’

 

Gri cübbeli bilge yeryüzü botunu sağ eliyle yakaladı ve kaldırdı. Bakışları Wang Lin’e düştüğü esnada sakince sordu, ‘’Neden burada bir Merkez Oluşturma küçüğü var?’’

 

Duanmu Ji  gözlerini devirdi ve söylendi, ‘’Açıkça yapması gereken bir şey var. Hadi gidelim. O yer açılmak üzere.’’ Bununla birlikte, hemen büyüyen su kabağını fırlattı. Bir adımla, su kabağının üzerine zıpladı.

 

Wang Lin bir adım atıp su kabağına zıplamadan gri cübbeli bilgeye baktı. Gri cübbeli geldiğinden beri, ilahi hissi Wang Lin’i incelediğinden son derece ihtiyatlıydı.

 

Tam o anda, birdenbire Duanmu Ji’den bir ses aktarımı aldı. ‘’Bu kişi Wang Qingyue. 4.derece bir ölümsüz ülkesinden Yin ve Yang Tarikatı tarafından gönderilen bir elçi. Gelişimi dehşet verici, yanı onu kızdırma.’’

 

Wang Lin’in ifadesi aynı kaldı, lakin içten içe daha da tedbirli bir tavır takındı. Üçlü hızlıca Şeytanlar Denizi’ne atıldı. Wang Lin bütün zaman boyunca soğukça Wang Qingyue’yi gözlemledi. Ayaklarının altında hiç hazine yoktu, lakin su kabağı kadar hızlı ilerliyordu. Bir metre önündeki sis otomatik olarak yanlara hareket ediyordu.

 

Çok geçmeden, üçü Şeytanlar Denizi’nin derinlerine girdiler. Nan Dou şehri hızlıca önlerinde belirdi, lakin üçü burada durmadı.

 

Yol boyunca, üçlüyü gören her gelişimcinin yüzü değişti. Bazısı su kabağını tanımış gibi görünüyordu ve saygıyla yanda dikildiler. Sadece su kabağı kaybolduktan sonra hareket etmeye cüret ettiler.

 

Wang Qingyue’nin sakin ifadesi hiç değişmemişti. Uçarken, yavaşça söylendi, ‘’Sekizinci Olağanüstü Şeytan Lordu’nun şöhreti fena değilmiş. Dış denizde bile seni tanıyacak insanlar var.’’

 

Üçü çok hızlı ilerliyordu, lakin sözler açıkça herkesin kulaklarına ulaşıyordu. Yaşlı adam Duanmu Ji göz gezdirip karşılık verdi, ‘’İç denizde olsaydık, o zaman beni tanıyan daha fazla insan çıkardı. Bunu gördüğüne göre, daha fazla hakaret etmek istiyor musun?’’

 

Wang Qingyue bakışları Wang Lin’e kayarken kıkırdadı ve Duanmu Ji’ye karşı konuşmaya başladı, ‘’Bir Merkez Oluşturma gelişimcisini o yere götürüyorsun. Ölmesini mi istiyorsun?’’

 

Duanmu Ji sakince yanıtladı, ‘’Bu serseriyi küçümseme. Üçüncü alemde oldukça işimize yarayabilecek olan Ölümün Fısıltısı’nı biliyor.’’

 

Wang Qingyue afalladı, lakin çok geçmeden gözleri daha önce hiç olmadığı kadar parladı. Wang Lin’e bakarken çok garip bir gülümseme takındı. Kısa süre sonra, kafasını iki yana sallarken gözlerindeki ışık kayboldu. ‘’Ne yazık. Kadim Ruh aşamasında olsaydın, seninle dövüşmekten keyif alırdım.’’

 

Wang Lin sessizliğin korudu.

 

Wang Qingyue Duanmu Ji’ye baktı ve ansızın sordu, ‘’Duanmu Ji, 1000 yıl önce oraya gittiğinde, birkaç hazine almış olmalısın. Yoksa başka türlü neden bu kadar çok geri gitmek istersin ki? O yer tam olarak nerede? Bahsettiğin şey gerçekten orada mı?’’

 

Duanmu Ji karşılık vermeden önce biraz düşündü, ‘’Bu su kabağını o yerden aldım. Wang Qingyu, sadece bu kadar şey söyleyebilirim: oraya varında, doğal olarak öğreneceksin. Üzgünüm.’’

 

Wang Qingyue su kabağına anormal bir ifade sergilemeden baktı. Ardından, sessizce Duanmu Ji’yi takip etti. Üçü oldukça yüksek hızda uçuyordu. Göz açıp kapayıncaya kadar, bir ay geçti.

 

Bu bir aylık zaman zarfında, üçü bir kere durmadı. Yol boyunca, Wang Lin toplamda dört şehir gördü. Her şehir bir öncekinden daha fazla gelişimciye sahipti. Bu şehirler Nan Dou Şehri’nden daha çok gelişmişti.

 

Bu günde, sonu görünmeyen çok büyük bir dağ sırası önlerinde belirdi. Duanmu Ji su kabağına vurdu ve hızlıca dağ sırasına doğru fırladılar.

 

Çok geçmeden, dağın tepesinin etrafından dolaştılar ve dağın içindeki bir vadiye vardılar. Vadi yaşama dair bir ipucu olmadan oldukça sessizdi.

 

Duanmu Ji bu yere aşinaydı. Kısa sürede vadinin merkezine ulaştılar. Su kabağından atladı ve eliyle bir mühür oluşturdu. Garip bir rüzgar belirdi ve çevredeki her şeyi temizleyerek, bir giriş oluşturdu.

 

Wang Lin su kabağından atladı ve anında meydandaki dairesel formasyonu fark etti. Bu formasyonun üzerine antik bir aura yayan sayısız sembol oyulmuştu.

 

Wang Qingyue formasyonu gördükten sonra, garip bir ifade takındı ve düşünceli bir şekilde Duanmu Ji’ye baktı.

 

Duanmu Ji boyutsal çantasını tokatladı. Dikkatle süt gibi beyaz bir ışık yayan bir ruh taşı çıkardı. Formasyondaki bir deliğe yerleştirirken yüzünde üzgün bir ifade belirdi.

 

Duanmu mırıldandı, ‘’Bu lanet formasyon ruh taşları yemek için yapılıyor. Aktarım tamamlandıktan sonra, bu zirve kalite ruh taşı yok olacak.’’

 

Wang Qingyue’nin gözleri ruh taşına bakarken tekrardan ışıldadı ve sordu, ‘’Duanmu Ji, o zirve kalite ruh taşı da…o yerden mi?’’

 

Duanmu Ji somurtkan bir şekilde, formasyonla ilgilenirsek söylendi, ‘’Doğru. O zamanlar, üç parça elde edebilmiştim, yoksa başka türlü o yere girmemiz imkansız olurdu. Sadece bu antik formasyon bizi oraya götürebilir. Geçmişte, ben ve birkaç eski arkadaşım antik yazıtları araştırdık ve bu yeri bulmak için 1000 yıl harcadık. Ardından birçok ruh taşı ve materyali girmek için Suzaku’dan zirve kalite ruh taşlarıyla değiştirmek için kullandık."

 

Wang Qingyue zirve kalite ruh taşına bakarak konuştu, ‘’Zirve kalite ruh taşı…zirve kalite ruh taşları bu gezegenin her yerinde aşırı nadirdir. Söylentilere göre ana kullanımı gezegenler arasındaki işlerdedir. O yerde gerçekten yüksek kalite ruh taşları varsa, o zaman Ruh Değişimi hapı olmasa bile, yine de keşfetmeye değer.’’

 

//Arkadaşlar benim 162.bölümde çeviride yaptığım bir hatadan bahsedeyim. Ruh Oluşturma demişim orada Ruh Değişimi olacakmış o bölümdeki hatayı düzelttim şimdi tekrardan belirtiyorum. Bu hapı alanın direkt Kadim Ruh ve Ruh Oluşturma aşamasının üzerindeki Ruh Değişimi aşamasına ulaşma şansı oluyor.

 

Duanmu Ji Wang Lin’e baktı ve mırıldandı, ‘’Bu aktarım dizisi hayal ettiğiniz gibi değil. Bizi direkt göndermek yerine Şeytanlar Denizi’ndeki Kaotik Kırık Yıldızlar’a aktaracak. Oraya gidince, birkaç arkadaşımla buluşmayı bekleyeceğiz ve içeri beraber gireceğiz. Öteki türlü, oraya uçmak aşırı uzun sürer. Bir yüz yılımız olmadan, oraya zamanında varmamız imkansız. Kırık Yıldızları’n dışındaki tehlikelerden bahsetmiyorum bile, sadece dış ile iç deniz arasındaki kırmızı sis dahi yeterince kötü. Bizim gelişim seviyemizle, sadece dikkatli olmamız yeterli, lakin bu çocuk kesin ölecek. Öbür türlü nasıl olurdu da bir zirve kalite ruh taşını oraya acele gitmek için harcardım?’’

 

Duanmu Ji eliyle birkaç mühür oluşturdu ve aktarım dizisine yolladı. Formasyonun merkezindeki zirve kalite ruh taşı parlamaya başladı. Çok geçmeden, formasyonun üzerindeki sayısız sembol ışıldamaya başladı. Bütün semboller ışıldadığında, zirve kalite ruh taşı parçalandı.

 

Bütün aktarım dizisi aniden hareket etmeye başladığı esnada, büyük bir miktarda ruhsal enerji sergiledi. Bu ruhsal enerji rüzgar gibi hareket ederken neredeyse katılaşıyor, sisle birlikte hareket ediyordu. Çok geçmeden, devasa bir ruhsal enerji girdabı belirdi. Girdap büyüdükçe büyüdü.

 

Böyle bir şok edici sahne aktarım dizisinin merkezindeki deliğe bakarken derin bir nefes almasına neden oldu. Zirve kalite ruh taşı çokta toza dönmüş ve rüzgar tarafından uçurulmuştu.

 

Ancak, zirve kalite ruh taşının içindeki ruhsal enerji Wang Lin’i cezbediyordu. On binlerce yüksek kalite ruh taşı bile bu ruhsal enerji miktarıyla eşleşemezdi. Aynı seviyede dahi değildiler.

 

Duanmu Ji Wang Lin’in yanına geçti ve söylendi, ‘’İçine git!’’

 

Wang Lin Duanmu Ji’nin düşüncelerini fark ederken içinden alayla sırıttı. Wang Lin’in sonuncu olmasına izin verirse bir problem olacağından korkuyor olmalıydı. Wang Lin sessizce girdaba doğru ilerledi ve dizinin merkezinde dikildi.

 

Duanmu Ji de hızlıca dizinin içine yürüdü. Son kalan Wang Qingyue’ydi. İçine girmeden önce dikkatle kontrol etti.

 

Çok geçmeden, girdap ansızın durdu. Ardından her yeri çökerek, bütün dağın sallanmasına neden oldu. Formasyonun içindeki üçlü birdenbire kayboldu.

 

Yerin normale dönmesi uzun bir süre aldı. Yana itilmiş sis yavaşça bir kez daha bölgeyi çevreledi.

 

Şeytanlar Denizi son derece genişti. İç ve dış deniz arasında, bir kırmızı sis bölgesi vardı. Kişinin yeterince yüksek bir gelişim seviyesi yoksa, bedeni kırmızı sisle temas ettiği anda çürürdü. Ayrıca ruhu da kaçamaz ve sonsuza kadar kırmızı sisin içinde sıkışırdı.

 

Bu kırmızı sis iç ve dış deniz arasındaki bir doğal bariyerdi. Bariyer sadece sisin denize döndüğü bir gün geçilebilirdi.

 

İç denize girmek veya çıkmak isteyen çoğu gelişimci o gün hızlıca geçmeyi tercih ederdi.

 

İç deniz güçlü gelişimcilerle doluydu. Birçok ünlü olmayan şeytani gelişimci iç denizde yaşıyordu.

 

İç deniz de aşırı büyüktü. Kişi bir tarafından uçmaya başlarsa, diğer tarafına ulaşması en azından 100 yılını alırdı. İç denizin en kuzeyinde, Kaotik Kırık Yıldızlar diye adlandırılan bir ova vardı.

 

Bu yer Şeytanlar Denizi’nde sis denize dönüştüğü zaman hiç etkilenmeyen tek yerdi. Bölgenin etrafında doğal bir bariyer oluşturan gizemli kırık taşlar halkası vardı.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44338 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr