Bölüm 162: Bir Anlaşmaya Varmak

avatar
4005 27

Xian Ni - Bölüm 162: Bir Anlaşmaya Varmak


 

Çevirmen: Zawoske

Editör: Mehmet Uyar

 

Yaşlı adam bunu söylerken, elini salladı ve her yönden yıldırımlar toplandı. Çok geçmeden, Wang Lin’i sıkıştıran bir yıldırım kafesi oluştu.

 

Wang Lin’in yüzü kasvetliydi. Hareket etmeyi kesere, yaşlı adama döndü, ve soğukça sordu, ‘’Kıdemli ne istiyor?’’

 

Yaşlı adam Wang Lin’e baktı. Uzunca bir süre sonra, söylendi, ‘’Ölümün Fısıltısı’nı  ödünç almak istiyorum.’’

 

Wang Lin biraz düşündü, ardından etrafındaki yıldırım kafesine baktı. Yıldırımdan her yere cızırtı sesleri geliyordu.

 

‘’Nedenini bilmek istiyorum.’’ Yaşlı adam kafasını iki yana sallamadan önce biraz düşündü. ‘’Bu konuyu konuşmanın daha zamanı değil, lakin endişelenme; bu yaşlı adam sana bir hiç uğruna bir şey sormaz. Benimle gelirsek, sana bir Yeryüzü Değişim Hapı hediye edeceğim!’’

 

Wang Lin’in ifadesi sakin kaldı, lakin son derece cezbedilmişti. Yeryüzü Değişim Hapı’nı ve ne kadar nadir olduğunu Li Muwan’dan duymuştu. Kişinin Merkez Oluşturma aşamasındayken gelişimde bir seviye atlamasını sağlamak için kullanılıyordu. Bu hapı alan bir erken aşama Merkez Oluşturma gelişimcisinin orta aşamaya yükselmesi için yüksek bir şansı oluyordu. Orta aşamadan geç aşamaya yükselme şansı o kadar yüksek olmasa bile, yine de ruhsal enerjisini arttırıyor ve geleceğe temel oluşturuyordu.

 

Wang Lin kafasını yaşlı adama bakmak için kaldırmadan önce biraz düşündü, lakin tek kelime etmedi. Kafası oldukça karışmıştı. Yaşlı adamın gelişimini göremese de, o, Hou Fen Birliği’nin tarikat koruyucu formasyonunu tek bir avuç içiyle yok edebilmiş ve bir kükremeyle Kadim Ruh gelişimcilerini dağıtabilmişti. Ya geç aşama Kadim Ruh’un zirvesindeydi, ya da Ruh Oluşturma aşamasına çoktan adım atmıştı.

 

Yaşlı adamın gelişimiyle, Wang Lin’e gözdağı vermek için kolayca birkaç kısıtlama koyabilirdi, veya sadece rafine ederek Wang Lin’i her emrini dinleyecek bir kukla haline bile getirebilirdi. Yaşlı adamın Wang Lin’le pazarlık eder bir tonda konuşmasına gerek yok gibi görünüyordu.

 

Wang Lin gizlice düşündü, ‘’Burada bir sorun olmalı.’’ Ancak dışarı anormal hiçbir şey sergilemedi. Yaşlı adama bakışlarını geri çevirmeden önce biraz daha düşündü ve kafasını iki yana salladı.

 

Yaşlı adam sakince söylendi, ‘’Ölümü arıyorsun.’’ Sağ elini kapadı ve Wang Lin’i çevreleyen yıldırım kafesi küçülmeye başladı. Wang Lin yaşlı adama bakarak, alaycı bir ifade takındı.

 

Yıldırım kafesi neredeyse genç adama değecek kadar yaklaştı.  Saçının ve kıyafetlerinin kenarları rüzgar estiğinde kafese değdi ve toza dönüştüler.

 

Kafes Wang Lin’le temas etmek üzereyken, yaşlı adam durdu ve Wang Lin’e baktı. ‘’Ruhsal gücün iyiymiş, ancak yerini bilmiyorsun. Gerçekten seni öldürmeyeceğimi düşünüyor musun?’’

 

Wang Lin’in yüzündeki alaycı ifade sakince konuştuğu esnada genişledi, ‘’Bir Yeryüzü Değişim Hapı yeterli değil.’’

 

Yaşlı adam Wang Lin’e baktı ve içinden küfretti. Oraya giden kişilerin üzerine kısıtlama yerleştirilemediği gerçeği olmasaydı, çoktan bu serserinin üzerine kısıtlamalar yerleştirir ve bütün sorunlardan kurtulurdu.

 

Burada kısıtlamalar kullansa bile, hepsi o yere girince yok olurdu. Ayrıca, Ölümün Fısıltısı gereken aşamada, bu serseri kızarsa, kolayca herkesi ölüme sürükleyebilirdi.

 

Bu 1000 yıl önce ilk o yere girdiğinde öleyazmasının tam nedeniydi. Gelişimini yenilemek 1000 yılını almıştı, ve şimdi öncesinden biraz daha yüksek olsa da, o yeri ne zaman düşünse titremeden edemiyordu.

 

Bu nedenle, Wang Lin’in üzerine kısıtlayacak veya genç adamı engelleyecek bir şey koymamıştı. Wang Lin’in sözlerini duyduktan sonra, elini sallayıp yıldırım kafesini gevşetirken biraz rahatladı.

 

Wang Lin yıldırım kafesine bir bakış bile atmadı. Sadece sakince yaşlı adama bakıyordu.

 

Yaşlı adam düz bir şekilde söylendi, ‘’Ne istiyorsun? Mantıklı olsun.’’

 

‘’Gideceğimiz yerin ne kadar tehlikeli olduğunu bilmek istiyorum. ‘’Wang Lin sakin ancak kararlı bir sesle, konuştu.

 

Yaşlı adam kahkaha attı. ‘’Bu yaşlı adam ne kadar tehlikeli olduğuna dair yalan söylemeyecek. Erken aşama Kadim Ruh gelişimcileri %90 ölme şansına sahip. Orta aşama Kadim Ruh gelişimcilerine gelirsek, şansla, hayatta kalabilirler. Sadece yarı Ruh Oluşturma’ya ulaşmış geç aşama Merkez Oluşturma gelişimcileri orada güvenle hareket edebilir, ancak dikkatli olmazlarsa, hala onlar için de ölme şansı var.’’

 

‘’Ancak, o yer tehlikeli olsa da, getirileri de büyük. Büyülü hazineler, haplar, gelişim metotları…istediğin her şeyi orada bulabileceğin söylenebilir. Ayrıca Ruh Oluşturma Hapı’na dair bir söylenti de var. Tek bir hapla, bir Ruh Oluşturma gelişimcisi olmak için bir şansın olur.’’

 

‘’Tehlikelere gelirsek, çok endişelenmene gerek yok. Ölümün Fısıltısı oradaki sınamalardan birinde büyük işimize yarayacak. En azından o zamana kadar, hiçbir tehlikeyle karşılaşmayacaksın. Ardından, aşırı açgözlü olmadığın sürece ve beklediğin sürece, o zaman zaman geçince, doğal olarak dışarı ışınlanacaksın.’’

 

Wang Lin bunu duyunca düşünmeye başladı. Yaşlı adamın sözlerini duyduktan sonra, sadece %30’una inanmıştı.

 

‘’Merkez Oluşturma aşamasına yeni ulaştığını görüyorum. Unut gitsin; benimle gelmeyi kabul edersen, bende bir tane Kadim Oluşturma Hapı var, onu sana vereceğim. Ayrıca, o yerden aldığım bir büyülü hazine vereceğime dair de söz veriyorum. Buna ne dersin?’’

 

Bu Kadim Oluşturma Hapı’nı daha önce Li Muwan’dan duymuştu. Kadim Ruh oluşturma şansını birazcık arttırabilirdi. 3.derece ölümsüz ülkelerinde aşırı nadirdi ve 4.derece ölümsüz ülkelerinde de nadirdi. Tarifine gelirsek, 5.derece ölümsüz ülkeleri tarafından kontrol ediliyordu.

 

Wang Lin biraz düşündü. Yaşlı adamın bahsettiği bu gizemli yer biraz ilgisini çekmişti. Gerçekten Ruh Oluşturma Hapı’nı elde etmeyi düşünmüyordu, lakin birkaç hap ve Kadim Ruh aşamasına ulaşmasına yardım edecek gelişim metodu bulmayı umut ediyordu. Öbür türlü, dış yardımlar  olmadan, Merkez Oluşturma aşamasına ulaşmak için ne kadar uzun süre meditasyon yapması gerektiğin bilmiyordu.

 

Ve bu anlaşmayı reddetmeye devam ederse, yaşlı adam ani bir öfkeyle onu öldürürdü. Şu anda ilerleyebileceği tek bir yol vardı.

 

Wang Lin kafasını salladı ve sakince söylendi, ‘’Tamam, kabul ediyorum!’’

 

Yaşlı adam aniden sormadan önce bir süre Wang Lin’e baktı, ‘’O iki tamamen kaybolduğun sefer, nasıl yaptın bunu?’’

 

Wang Lin yaşlı adama baktı ve tek kelime etmedi. İkili bir süre sadece bakıştı. Yaşlı adam bakışlarıı çekti ve daha fazla soru sormadı. Soğukça söylendi, ‘’Hadi gidelim. O yer açılmadan önce yarım yıldan az süre var. Yol sırasında kaçmaya kalkışırsa, o zaman başka şansın kalmaz. Seni kolay bir şekilde rafine ederim.’’ Ardından yaşlı adam havaya Wang Lin’in bedenine doğru uçan hızlıca bir sembol çizdi.

 

‘’Bu bir ilahi his işareti. Sadece seni izlemek için kullanılır, zarar vermeyecektir. O yere ulaştığımızda, seni salacağım.’’

 

Wang Lin bunu kendisi olsaydı aynı şeyi yapacağı için çoktan böyle bir şeye hazırdı. Ayrıca, yaşlı adam zararlı kısıtlamalar yerleştirmek isteseydi, şimdiye kadar beklemesine gerek olmazdı.

 

Wang Lin hareket etmedi. Hou Fen’e doğru baktı ve konuşmaya başladı, ‘’Küçüğünüzün hala yapması gereken bir şey var. Umarım kıdemli birkaç gün daha bekleyebilir.’’

 

Yaşlı adam Wang Lin’e bakarken kaşlarını çatıp sordu, ‘’Ne?’’

 

Wang Lin’in aklına ansızın bir şey geldi ve sordu, ‘’Kıdemli Savaş Tanrısı Tapınağı’nın İlahi Yol’unu duydu mu?’’

 

Yaşlı adam alayla sırıttı. ‘’Kişinin Kadim Ruh oluşturma şansını arttırabilen gelişim metodu. Geçmişte, bunu bulan küçük velet teknikle birlikte öylesine büyük bir kargaşaya neden olmuştu ki… Ancak, gitsen bile, Tian Gang adlı 4.derece ölümsüz ülkesine gitmediğin sürece asıl İlahi Yol’u bulamazsın.’’  

 

Wang Lin’in ifadesi dıştan aynı kalmıştı, lakin kalbi teklemişti. Aslında düşünürken, Savaş Tanrısı Tapınağı’nın gerçekten de artık asıl İlahi Yol’a sahip olmadığını düşünmüştü.

 

Ne var ki, gidip kendi kontrol etmeden önce buradan ayrılmayacaktı. Sonuç olarak, Hou Fen Birliği’ne doğru uçtu. Yaşlı adam da rahatça Wang Lin’in peşine takılmadan önce gözleri ışıladı.

 

Çok geçmeden, Hou Fen Birliği’nin dağı önünde belirdi. Bağırmadan önce yaşlı adam yetişene kadar bekledi, ‘’Mai Liang Savaş Tanrısı Tapınağı kıdemlisi Feng Luan’ı selamlıyor!’’

 

Sesi dağ boyunca gök gürültüsü vari bir şekilde yayıldı. Kısa süre sonra, dağdan birkaç kişi fırladı. Güzel bir hanımefendi gruba öncülük yapıyordu. Bu kişi Feng Luan’dan başkası değildi.

 

Güzel kadının ilk fark etiği şey bakışları Wang Lin’e dönmeden önce arkasındaki yaşlı adamdı. İçten içe şoke oldu. Birkaç kısa yılda, genç adam çoktan çekirdeğini oluşturmuştu. Ancak, bedeni ele geçirdiği düşünüldüğünde, öncesinde zaten Merkez Oluşturma aşamasında olmalıydı.  Bu da tekrardan bu kadar çabuk ulaşabilmesini açıklardı. Soğukça sormadan önce biraz düşündü, ‘’Geçen üç yılda araştırdığı kişi sen miydin?’’

 

Wang Lin soruyu es geçerken sakinliğinden ödün vermedi ve karşılık verdi, ‘’Kıdemli Feng Luan, küçüğünüzün kabul edebileceğinizi umduğu bir isteği var.’’

 

Feng Luan sakince konuşmadan önce endişeyle yaşlı adama baktı, ‘’Konuş.’’

 

Wang Lin sakince ve yavaşça yanıtladı, ‘’Küçüğünüz İlahi Yol’a bakmak istiyor.’’

 

Feng Luan yaşlı adamın gökyüzüne baktığını fark etmeden önce biraz düşündü. Geçen üç yılda, yaşlı adamın gelişim seviyesine dair bir fikir kazanmıştı. Kapı önlerine geldiğini görünce, içten içe afallamadan edememişti.

 

O anda, Feng Luan’ın ardından kırmızı yüzlü yaşlı bir adam çıktı. Ciddi bir bakışla Wang Lin’e bakarak söylendi, ‘’Savaş Tanrısı Tapınağı’mın bir öğrencisi olduğuna göre, görmende bir sorun yok. Beni takip et.’’ Bununla birlikte, yaşlı adama göz ucuyla baktı.

 

Tek kelime etmeden, Wang Lin arkasından uçmaya başladı.

 

Yaşlı adamın ifadesi değişmedi. Bir aptal değildi, yani Wang Lin’in onu İlahi Yol’u görmek için kullandığı besbelli açıktı. Ancak, gerçekten böyle küçük bir şeyle ilgilenerek çıldıracak değildi. Serseriye yardım edeceğine göre, sonunda genç adam da ona yardım edebilirdi. Bu şekilde, serseriyle ilişkisini geliştirmek için bir kıyak geçebilirdi.

 

Bunu düşünürken, konuştu, ‘’Küçük dostum, seni burada bekleyeceğim. Eğer herhangi bir şekilde zarar görürsen, bu dağdaki yaşan her şeyin seninle birlikte gömüldüğüne emin olacağım.’’

 

Kırmızı yüzlü yaşlı adamın bedeni hafifçe titredi, lakin hızlıca kendini toparladı. Wang Lin’le birlikte dağın arkasına ilerlediler ve bir taş levhanın önünde durdular.

 

Kırmızı yaşlı adam Wang Lin’e doğru dönerken sessizliği bozmaya karar verdi ve kelime kelime konuştu, ‘’Seni Wang Lin diye mi çağırmalıyım?’’

 

Wang Lin sessizce onayladı.

 

Yaşlı adam derin bir nefes aldı ve sert bir ses tonuyla söylendi, ‘’Wang Lin, hadi yeni bir sayfa açalım. Kendini ne belasına bulaştırdığını umursamıyorum, lakin Savaş Tanrısı Tapınağı’nı içine çekme. Bana söz verirsen, o zaman tapınağı İlahi Yol’u görmen için açacağım!’’

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44301 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr