Bölüm 160: Çekirdeğin Yetiştirilmesi

avatar
4287 31

Xian Ni - Bölüm 160: Çekirdeğin Yetiştirilmesi


 

Çevirmen: Zawoske

Editör: Mehmet Uyar

 

İçindeki kuşku daha da güçlendi. Kaybolmadan önce biraz düşündü ve Hou Fen’de korkutucu bir tempoyla volta atmaya başladı. Komşu ülkelerden birisine, Tian Mao’ya, gitti.

 

Hedefi Tian Mo’nun merkezindeki Gökyüzü’nün Kulesi’ydi. Kulenin içindeki kişi yüksek bir ölümsüz ülkesinden bir elçiydi.

 

Bütün 3.derece ölümsüz ülkelerinde Gökyüzü’nün Kulesi yoktu. Hou Fen ve Xuan Wu’da bir tane yoktu. Bu ayrıca Hou Fen’in Tian Mao yerine Xuan Wu’yu istila etmeye karar verme nedeniydi.

 

Wang Lin Cennet’e Başkaldıran Boncuk’un içinde meditasyon yaparken zaman yavaşça geçti. Bir süre sonra, 100 gün geçmişti.

 

Bu gün, Wang Lin aniden gözlerini açtı. Kafasının üzerindeki ‘’Cezalandır’’ yazısı kan renginden griye dönene kadar soldukça solmuştu.

 

Görünmez bir dalga belirdi ve yavaşça dışarı doğru itmeye başladı. Cennet’e Başkaldıran Boncuk başlangıçta yumuşak ışık yayıyordu, lakin o anda, parlakça ışıldamaya başladı. Dalga yayılırken, daha da fazla ışık parlakça ışıldamaya başlıyordu. Nihayetinde, bölgedeki her ışık parlakça ışıldıyordu.

 

Wang Lin önündeki manzaraya baktı. Şoke olmuştu.

 

Çok geçmeden kafasının üzerindeki ‘’Cezalandır’’ yazısı küçüldü, Wang Lin güçlü ruhsal enerji dalgalanmalarını görebiliyordu. Dalgalanmalar havada gri, küre biçiminde bir hap belirene kadar daha da yoğunlaştı.

 

Bir parça alev hapın üzerinde süzülüyordu. Wang Lin hapa doğru uzandı ve hap Wang Lin’in avucunun birkaç santim üzerine gelene kadar genç adamın eline doğru çekildi.

 

İlahi hissiyle incelediğinde, bu hapın içerdiği ruhsal enerjinin tam olarak orta aşama Merkez Oluşturma gelişimine sahip olan birisiyle eşleştiğini fark etti. Wang Lin öldürme emri hakkında Li Muwan’ın verdiği bilgilendirmeyi hatırladı. Biraz düşündükten sonra, hemen kullanmak yerine kaldırdı.

 

Wang Lin Kadim Ruh’unu oluşturmayı denediği zaman için bu hapı saklamaya karar verdi. Böylece başarı oranının yükselmesini sağlardı. Bir Kadim Ruh oluşturma şansı altın çekirdeğini oluşturmaktan daha düşüktü. Çekirdeğini oluşturabilmesinin ana nedeni Yeraltı Yükseliş Gelişim Metodu ve Li Muwan’ın hapıyla alakalıydı.

 

Eğer bunlardan birisi olmasaydı, muhtemelen çekirdeğini oluşturma da başarılı olamaz ve belki de sonsuza kadar Temel Oluşturma aşamasında sıkışırdı. Gelecek düşünüldüğünde aşması gereken daha da zor bir engel vardı: Kadim Ruh aşaması.

 

Bir Kadim Ruh oluşturma basitçe anlatırsak aşırı zordu. Wang Lin Mai Liang’ın bedeninin yeteneğiyle bile, Li Muwan’ın bahsettiği Kadim Ruh oluşturma şansını arttırabilen efsanevi haplardan bulmadığı sürece hiç umudu yoktu. Ancak, neredeyse bütün bu haplar 5.derece veya daha yüksek ölümsüz ülkelerinde bulunuyordu, ve nadiren dışarı sızdırılıyorlardı.

 

Wang Lin kendi kendine mırıldandı, ‘’Kadim Ruh… Kadim Ruh… Cennet’e Başkaldıran Boncuk’la bile, korkarım ki başarmak için yüzlerce yıla ihtiyacım olacak…şu anda en önemli olan şey yeni bir gelişim metodu bulmak. Yeraltı Yükseliş Gelişim Metodu zirveye ulaştı ve Si Tu Nan hala uyuyor, yani kendime güvenmem gerekiyor.’’ İhtiyacı olduğu ilk şey Merkez Oluşturma aşaması için bir gelişim metoduydu.

 

Lakin bu gelişim metodunu seçmek aşırı zordu. Şu anda, sahip olduğu bütün gelişim metotları öldürdüğü insanlardan eline düşmüştü. Bazısı bir Merkez Oluşturma gelişimcisinin kullanımına uysa da, hepsi aşırı farklı olduğundan, birinin seçmesini zorlaştırıyordu.

 

Düşünülecek anahtar noktalar yoktu. İstediği anahtar nokta Kadim Ruh’unu oluşturma şansını arttıracak bir gelişim metodu almaktı. Bunun hakkında düşünürken, gözleri parladı. Mai Liang’ın anılarından, Savaş Tanrısı Tapınağı’nın İlahi Yol’unun bu etkiye sahip duruyordu.

 

Ne var ki, Wang Lin’in kafasını karıştıran şey Savaş Tanrısı Tapınağı gerçekten böyle bir gelişim metoduna sahipse, kendi ülkelerinin zirvesindeki kişiler açgözlü olmaya başlardı, hatta 4.derece veya 5.derece ölümsüz ülkeleri bile sadece bunu bırakmazdı.

 

Ancak, Mai Liang’ın anılarına göre, Savaş Tanrısı Tapınağı’nın İlahi Yol’u azıcık dahi yüksek derece ölümsüz ülkelerinin ilgisini çekmemişti. Bu Wang Lin’in kafasını karıştırıyordu.

 

Bununla birlikte, tek şansı bu İlahi Yol’du. Wang Lin İlahi Yol’u ne olursa olsun ele geçirmeye karar verdi. Mai Liang’ın bildiği bir kıdemlinin asıl İlahi Yol’dan kazandığı iç görüleri kaydederek oluşturduğu bir teknikti, yanı aslında sahteydi. Wang Lin’in görmek istediği şey asıl İlahi Yol’du.

 

Wang Lin’in yapacağı her şey gelecekte başarıyla Kadim Ruh’unu oluşturmayı garantiye almak içindi. Sadece şimdiden hazırlanarak başarı oranını olabildiğinde yükseltebilirdi.

 

Lakin tek bir gelişim metodu Wang Lin’in emin olmasını sağlamaya yeterli değildi. Bir Kadim Ruh oluşturmak aşırı zordu. 2.derece bir ölümsüz ülkesinin birisi Kadim Ruh aşamasına ulaştığında 3.dereceye ulaşmasını sağlayan bir yeterlilik olduğu söylenmek zorundaydı. Yalnızca bu gerçek bile ne kadar zor olduğunu gösteriyordu.

 

Wang Lin içinden ofladı ve meditasyona geri döndü. Cennet’e Başkaldıran Boncuk’un içinde birkaç gün daha kaldıktan sonra, ayrılmak için hazırlandı.

 

Ayrılmadan önce, Si Tu Nan’ı ve ailesinin ruhlarını ziyaret etmeye gitti. Sessizce biraz durmanın ardından, Cennet’e Başkaldıran Boncuk’tan çıktı.

 

Yeraltında aynı konumda, Wang Lin belirirken gökkuşağı renkli bir ışık yanıp söndü. Belirmesinin hemen ardından, hızlıca mesafeye fırladı.

 

Aynı zamanda, ilahi hissini yaydı ve dikkatle dışarıyı gözlemledi. Gecenin körüydü ve her yer sakindi. Wang Lin Hou Fen Birliği’ne doğru hızlıca atılmadan önce biraz düşündü.

 

Lakin çok ilerleyemeden önce, aniden ilahi hissinden yoğun bir tehlikenin geldiğini hissetti. Hızlıca yer altına inmek için Yeryüzü Kaçış Tekniği’ni sınırına kadar kullandı. 100 metreden 300 metreye, aşağı inmeye devam etti ve hızı hiç yavaşlamadı, tam tersine arttı!

 

Yaşlı bir ses Wang Lin’in ilahi hissi boyunca yayıldı, ‘’Bu yaşlı adam seni 97 gündür bekliyor, küçük serseri!’’

 

Wang Lin’in kafatası sızladı, saçları dikleşti, ve bütün yüzü kasvetli bir aldı. Tek kelime etmeden, aşağı inmeye devam etti. 300 metre, 600 metre, 900 metre….3000 metre. Wang Lin aşağıya doğur batıyordu, ve derinlere inerken, hemen yönünü çapraz inişe değiştirmesine neden olan, ona karşı direnen bir güç hissetti.

 

‘’Hehe, iyi ki bu yeryüzü botunu birisinden ödünç almışım. Buradaki güç yüzünden yeryüzü kabuğunu kaçarken geçtiğinde yakalamam gerçekten zor olurdu. ‘’ Ses Wang Lin’in ilahi hissinde yankılanmaya devam ediyordu.

 

Wang Lin aniden yönünü değiştirip yukarı çıkmaya başlarken sessizliğini korudu. 300 metre yeraltından 30 metreye, ve tam önündeki Hou Fen Birliği’nin dağ dizisine atılmak için yüzeye çıktı.

 

Ortaya çıktığı gibi, dağa doğru atıldı. Dağın etrafında bir ışık perdesi belirdi. Işığa temas ettiği anda, verilen kimlik saptama yeşimini çıkardı. Rahatlıkla ışığı geçti ve ardından arkasına baktı.

 

O anda, büyük, siyah bir tahta bot yeraltından çıktı. Botun üzerinde yaşlı adam duruyordu ve ışık perdesinin diğer tarafındaki Wang Lin’e bakıyordu. Kafasını sallayarak söylendi, ‘’Fena değil. İlahi hissin aşırı garip. Bedenine ayarlamış olsan da, hala biraz sorunlu. Görünüşe göre bu bedeni çalmışsın. Küçük serseri, benimle gel. Bu yer seni koruyamaz.’’

 

Wang Lin sessizce alaylı bir gülümseme takınırken yüzü karanlıktı.

 

Yaşlı adamın dudakları kıvrılarak, garip bir gülümseme sergiledi. Sağ eliyle hafifçe ışık perdesine bastırarak, bütün ışık perdesi tamamen parçalanmadan önce birkaç çatlağın belirmesine neden oldu. Bütün dağ sallanarak, bayağı çok çamur ve toz havaya kalktı.

 

Hou Fen Birliği2nin Kadim Ruh gelişimcileri, dehşete düşmüş bir şekilde, birer birer havaya fırladı.

 

Wang Lin’in gözbebekleri küçüldü. Arkasını döndü ve kaçmak için tekrardan yeraltına girdi.

 

Yaşlı adam alayla sırıttı ve tam takip etmeye başlayacaktı ki, Şeytan iblis Tarikatı’nın Kadim Ruh gelişimcileri zor bir karar alarak sordu, ‘’Ölümsüzlük yoluna adım atmış dostum, neden tarikatımız koruyucu formasyonunu yok ettin?’’

 

Karşılarındaki figür üç aydır etraftaydı. Zamanının çoğunda ilahi hissiyle bölgeyi incelemek dışında pek bir şey yapmıyordu. İlahi hissi aşırı güçlüydü ve bütün Kadim Ruh gelişimcilerini şoke etmişti.

 

Gizlice, Hou Fen gelişimcileri yaşlı adamı gözlemlemeye devam ediyordu. Bugün Hou Fen Birliği’nden bir öğrencinin geldiğini görmüşlerdi, lakin yakından bir bakış atamadan önce, hepsi, yaşlı adamın tarikatlarının koruyucu formasyonunu sadece avuç içini bir kere bastırmasıyla yok ettiğini görerek afallamışlardı.

 

Eğer bunun devam etmesine izin verirlerse, Hou Fen Birliği bütün itibarını kaybederdi. Bu Kadim Ruh gelişimcisinin zor bir karar alıp soru sormasının nedeni, bugün dağı koruma görevinin Şeytan İblis Tarikatı’nda olmasından dolayıydı. Böylece, bu meseledeki düşüncelerini seslendirmişti. Yaşlı adam ister yanıtlasın ister yanıtlamasın, her iki şekilde de Kadim Ruh gelişimcisi meseleyi üstelemeyecekti.

 

Yaşlı adam Hou Fen gelişimcilerine baktı ve tek kelime sarf etti: ‘’DEFOLUN!’’

 

Bu tek kelime gelişimcilerin kulaklarında çınlayan güçlü bir şok dalgası oluşturdu.

 

Ses dalgası geçtikten sonra, yaşlı adam zaten arkasında iz bırakmadan kaybolmuştu. Figürler birbirlerine baktı. Bazılarının ağzından ve burnundan kan sızıyordu. Hiçbirisi tek kelime sarf edemezdi.

 

Lakin yaşlı adam çok geçmeden geri döndü. Dağ bakarken yüzü aşırı kasvetliydi. Gözlerini kapattı ve ardından aniden açtığı esnada, güçlü ilahi hissi yayıldı. Dağdaki her kişi tek tek inceledi ve hatta 300 metre yeraltını bile inceledi. Daha fazla inceledikçe, kaşları daha fazla çatılıyordu. Sonunda, bedeni hareket etti ve birden ikiye, ardından ikiden dörde ayrıldı.

 

Dört aynı görünüşlü yaşlı adam dört yöne dağılarak, her biri kendi ilahi hissiyle bölgeyi tarıyordu, lakin yine de hiçbir şey bulamadılar. Asıl yaşlı adam yere ayağını vurduğu sırada, üç avatarının her biri yaşlı adamın yerleştiği köşe hariç Xuan Wu’nun dört köşesinden üçüne yerleşti. İlahi hisleri bağlandı ve bütün ülkenin etrafını çevreledi.

 

//Bu avatar kelimesinin Türkçe karşılığı ne bulamadığımdan dolayı böyle kullandım ama kopya vücudu denebilir, somut bir şey bulursam değiştiririm diğer bölümlerde.

 

‘’Sadece üç yıl kaldı. Küçük serseri, bu üç yılda, ben, Sekizinci Olağanüstü Şeytan Lordu, seni bulmak için Xuan Wu’yu rafine edeceğim. Ah, o yeri geçmek için Ölümün Fısıltısı gerekmese, seni yakalamaya çalışırken bunca zaman harcamazdım!’’

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44266 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr