Bölüm 153: Nan Dou’da Güç Gösterisi

avatar
4066 29

Xian Ni - Bölüm 153: Nan Dou’da Güç Gösterisi


 

Çevirmen: Zawoske

Editör: Mehmet Uyar

 

 

Bu gelişimcilerin hepsi orta aşama Merkez Oluşturma’daydı. Normalde sadece meditasyon yapmaya odaklanırlardı. İster üç hükümdar tarikat olsun, veya Savaşan Şeytan Tarikatı olsun, herkese karşı naziklerdi.

 

Öldürme emri ortaya çıkmasaydı, bu insanlar da belirmezdi.

 

Figürlerden kıpkırmızı bir yüzü olsa da kötü bir ifadesiyle Wang Lin’e baktı. Göz bebekleri küçüldüğü esnada, yavaşça konuştu, ‘’Çok geçmeden harekete geçmeliyiz. Eğer bu devam ederse, kesinlikle Kadim Ruh gelişimcilerinin dikkatini çekecektir. Nan Dou’nun çevresindeki 100 milyon kilometre içinde hiç Kadim Ruh’un olmadığı düşünülürse bile, daha da uzaklarda? Bir Kadim Ruh gelişimcisi gelince, başarılı olmak için bir şansımız olmayacaktır.’’

 

Wang Lin’in bir Merkez Oluşturma gelişimcisini kolayca öldürdüğünü gören yaşlı bir adam yavaşça söylendi, ‘’Bu kişi sadece erken aşama Merkez Oluşturma’da, lakin neden bu kadar güçlü? Yaşlı şeytan Shanguan’ın bile öğrencisi olmaya istekli olduğunu gördük, harekete geçsek dahi, muhtemelen sorunu çözemeyiz.’’

 

‘’Ayrıca o uçan kılıç da var. Daha önce hiç ışınlanabilen bir uçan kılıç görmemiştim. O kılıç en azından Kadim Ruh seviyesinde bir hazine olmayı, hatta Ruh Oluşturma seviyesinde bir hazine dahi olabilir. Çoktan yüz kişiyi öldürdü.’’

 

‘’Hmph, başlangıçtan beri bu canavar ruhlu veledin arkasında sürüklenen on bedeni görmüyor musunuz? Onlar Savaşan Şeytan Tarikatı’nın üstatları. Böcek ezermiş gibi Merkez Oluşturma gelişimcilerini öldürebiliyor. Eğer hala açgözlülükle kaplıysanız, bu sizin probleminiz. Bu pisliğin içine karışmayacağım. Görüşürüz!’’ Figürlerden birisi Wang Lin’e baktı, gözleri endişeyle kaplıydı. Konuşmasını bitirdikten sonra, bir bot çıkardı ve hızlıca ayrıldı.

 

Kalan figürler sessizce düşünüyordu, ta ki aralarından birisi aniden konuşmaya başlayana kadar, ‘’İç denizden elçi yakında gelecektir. Yüz yılı aşkın birikimimi korumak için için bu insanı öldürmek istiyorum. Gelişim hapını alınca, geç aşama Merkez Oluşturma’ya ulaşabileceğim ve birikimimi koruyabileceğim."

 

Kırışıklarla kaplı yaşlı bir figür derin bir nefes aldı ve yavaşça konuşmaya katıldı, ‘’Al benden de o kadar. Eğer önümüzdeki on yıl içinde gelişim seviyem artmazsa hayatım sona erecek…bu sefer, ne olursa olsun, denemek zorundayım!’’

 

Bununla birlikte, bedeni yıldırım vari bir hızla Wang Lin’in olduğu yere atıldı ve diğer konuşan figür de peşine takıldı.

 

Kalan gelişimciler sessiz kaldılar ancak dikkatle ikiliyi izlediler. Eğer ikili küçük de olsa bir kazanma şansı gösterirse, hepsi harekete geçmeye karar vermişti, lakin eğer dayanma şansları olmazsa, hepsi bu canavar ruhlu genç adamı düşman yapmamak için ayrılacaklardı.

 

Wang Lin çoktan ölmüş Merkez Oluşturma gelişimcisini yana fırlattı ve altın çekirdeğini eline aldı. Dağılmış figürlere baktı ve içinden alayla sırıttı. Ejderha tendonuna vurdu ve söylendi, ‘’Dışarı çık. Bugünlük, istediğin kadarını tüketebilirsin.’’

 

Ejderha tendonunun içindeki şeytan önündeki bütün bu lezzetli yemeklerin cazibesine dayanamıyordu. Ancak, Wang Lin’in emri olmadan dışarı çıkmaya cesaret edemiyordu, tabii Wang Lin’in sözlerini duyduktan sonra, bir kahkaha patlattı ve ejderha tendonundan fırladı. Gerçek formunu gözler önüne sererek, hızlıca kaçan bir Merkez Oluşturma gelişimcisinin bedenine atıldı. Gelişimcinin bedeni nihayetinde solup bir iskelet halini almadan önce biraz titredi. Kırmızı bir sis kafasından yükseldi ve şeytan kahkaha attı. ‘’İyi hissettiriyor! Sonunda yiyebiliyorum, o zaman patlayana kadar yiyeceğim!’’

 

Wang Lin şeytana baktı ve ardından dikkatini Li Muwan’a çekti. Li Muwan’ın yüzü şeytana baktığı esnada alt dudağını ısırırken solgundu.

 

Bunun ne olduğunu bilmiyordu, lakin şeytan belirdiği anda dehşete düşmüştü.

 

Wang Lin bakışlarını geri çekti ve soğukça şeytana baktı. Şeytan hızlıca uzaklaşırken düşünüyordu, ‘’Kim yanında olmak ister ki? Ne kadar uzaklaşırken, o kadar iyi. Hatta en iyisi seni bir daha hiç görmeyeyim. Dünya büyük; özgür olmak ne kadar rahat olur…’’

 

Lakin kendisi bile bunun açıkça çok fazla şey istemek olduğunu biliyordu. Gelişimcilerin peşinden giderken şeytan kendi kendine geveledi. Tam şeytani gülümsemesini sergileyip bir gelişimciyi yutacaktı ki, altın bir ışık gelişimcinin göğsünü deldi geçti. Şeytan yüksek sesle sövdü. Tam başka bir gelişimciye atılacakken, altın ışık bir kez daha ışıldadı.

 

Şeytan ayrıldıktan sonra, Li Muwan’ın kalbi yavaş yavaş sakinleşti. Wang Lin’e dönüp sormadan önce, biraz tereddüt etti, ‘’O… o?’’

 

Wang Lin’in gözleri ışıldadı. 100 metre yakınında hiç gelişimci kalmamıştı. Bütün ölü gelişimciler ejderha tendonu tarafından yakalanmış ve bir pelerin gibi arkasında süzülüyorlardı.

 

Bu savaş Wang Lin’in isminin bütün Nan Dou bölgesinde yayılmasına neden olmuştu. Arkasında, gökyüzünü kaplayan, en azından 1000 beden vardı.

 

Kafasının üzerindeki kırmızı ‘’Cezalandır’’ yazısı güçlü bir gelişimciyi dahi cezbedecek büyük bir simge halini almıştı.

 

‘’O bir şeytan. ‘’Wang Lin sakince yanıtladığı sırada, ona doğru 1000 kilometre uzaktan gelen ıkı ışık huzmesine bakıyordu. Dönüp ayrılmadan önce, biraz gözlerini kapattı.

 

‘’Shang Guanmo, Mu Nan, Mu Bei, üçünüz yeterince gördünüz mü?’’

 

Soğuk ses üçlünün kafasında çınladı. Shang Guanmo bir kere daha kendisine odaklanırken ve yolu gösteren ikiliye doğu uçarken bedeni titredi. Kalbi şu anda tamamen bir kaos halindeydi. Bu canavar ruhlu figürün güçlü olduğunu biliyor olsa da, bu kadar güçlü olduğunu düşünmüyordu.

 

‘’Ölümün Fısıltısı…gerçekten dehşetengiz…eğer bu sefer ölmezsem, o zaman ne olursa olsun, bu tekniğe çalışmam lazım. Bu güce sahip olursam, şeytanlar denizinin dış kısımlarından iç taraflara doğru ilerleyebilirim.’’ Shang Guanmo derin bir nefes aldı ve ruh kanı özünü verdiği için daha fazla kötü hissetmedi.

 

Nerede olunursa olunsun, güçlü saygı görecektir. Bu özellikle Şeytanlar Denizi’nde doğruydu.

 

Mu Nan ve Mu Beni’nin tutumları da Shang Guanmo’nunkiyle aynıydı. Bu canavar ruhlu figürün ele geçirdiği güçle, Savaşan Şeytan Tarikatı’nın ayakta kalma şansı yoktu. Eğer yaşamak istiyorlarsa, o zaman güçlü canavar ruhlu figürü takip etmeliydiler.

 

İkili dişlerini sıkıp hızlıca Shang Guanmo’yu takip etmeden önce birbirlerine baktılar.

 

Shang Guanmo bir figüre baktı ve kahkaha attı, ‘’Ha ha, bu yaşlı adam Ouyang değil mi? Uzun zamandır görüşmüyorduk, bu yüzden hadi biraz takılalım.’’ Hemen arkasındaki kılıca dokundu. Siyah kılıç havaya fırladı ve yaşlı adama doğru atıldı.

 

Mu kardeşlere gelirsek, ikisi de erken aşama Merkez Oluşturma gelişimcileri olsalar da, birlikte savaşmaya alışkındılar. Dezavantajda savaşıyor olsalar bile yine de biraz dayanabilirlerdi.

 

Wang Lin’in bakışları 1000 kilometre ötedeki Merkez Oluşturma gelişimcilerini süpürdü ve gözleri soğuklaştı.

 

Hayatta kalan gelişimciler çoktan mesafeye kaçmıştı. Hepsi daha hızlı kaçabilmek için fazladan bir çift bacaklarının çıkmasını diliyordu. Wang Lin’in figürü şimdi kalplerine kazınmıştı ve asla kaybolmayacaktı.

 

Dört orta aşama Merkez Oluşturma gelişimcisi arasında, kıpkırmızı tene sahip olan yaşlı adam kafasını iki yana salladı. Arkasını dönüp tam ayrılmak üzereydi ki, gözbebekleri aniden küçüldü.

 

On metre önünde bir kadın ve bir erkek duruyordu. Erkeğin kafasının üzerinde, kan kırmızısı ‘’Cezalandır’’ sembolü havada süzülüyordu.

 

Kalan gelişimciler neyin yanlış olduğunu fark ettiler ve bütün hazinelerini sanki en büyük düşmanlarıyla karşılaşmış gibi çıkardılar, lakin hiçbirisi ilk hareket eden olmaya cüret edemiyordu.

 

Wang Lin dördünü inceledi ve soğukça söylendi, ‘’Defolun!’’

 

Dörtlü arasında, sadece ayrılmaya hazır olan yaşlı adam minnettar bir bakış attı ve hızlıca ayrıldı. Kalan üçlünün yüzleri kırmızıdan beyaza dönerken yavaşça gerilediler. Aralarından birisi

 

Li Muwan gizlice iç çekti ve düşündü, ‘’Neden hızlıca ayrılmıyorlar? Bu işe yaramaz şeyleri söylemenin anlamı ne?’’ Şüphesiz bu yeterliydi, konuşmasını bitiremeden önce, Wang Lin kaşlarını çattı ve elini salladı. Ji Alemi yayıldı ve gelişimcinin gözleri anında kan çanağına döndü. Bir bom sesiyle patlamadan önce kafasını tuttu, ve kanla kaplanmış altın çekirdeği Wang Lin’in eline uçtu.

 

Kalan iki gelişimci arkalarını döndüler ve tek kelime etmeden kaçtılar. Wang Lin ikiliye baktı. Ji Alemi’yle üzerlerine bir damga bıraktı.

 

O anda, Shang Guanmo’yla savaşan gelişimci acınası bir çığlık attı ve hızlıca kaçmaya başladı. Kaçarken, şeytan ve kristal kılıç aniden önünde belirdi. Şeytan kükredi, ‘’Benden çalmayı kes! Bu benim! BENİM!’’

 

Ne var ki, yine de bir adım aşırı geç kalmıştı. Altın ışık bir kere ışıldadıktan sonra, gelişimcinin göğsünde büyük bir delik belirdi.

 

Yarım saat sonra, Mu kardeşlerle savaşan gelişimci Shang Guanmo’nun sinsi saldırısı altında can verdi. Wang Lin kristal kılıcı tekrardan yuttu ve şeytan isteksizce ejderha tendonuna döndü.

 

‘’Yolu göstermeye devam edin!’’ Wang Lin’in sesi aşırı soğuktu ve öldürme arzusu ortalığı kasıp kavuruyordu.

 

Wang Lin burada dayanacağı bir yer istiyorsa, gücünü göstermesi gerektiğini biliyordu, ve Savaşan Şeytan Tarikatı bunu yapmak için en iyi yerdi.

 

O anda, Mu Nan ve Mu Bei’nin kalplerinin derinliklerinden Wang Lin’e karşı derince bir saygı yükselmişti. Özellikle de samimi saygısını gözlerinde belli Eden Mu Bei Savaşan Şeytan Tarikatı’nın yolunu hızlıca göstermeye başlamıştı.

 

Wang Lin’in arkasındaki, büyük miktardaki bedenler ölümcül bir aura yayıyordu. Bu görüntü sözlerden daha etkiliydi. Kötü niyete sahip birçok gelişimci binlerce bedeni görünce anında solgunlaşıyor ve bu pisliğe bulaşmaktan korkarak, geri çekiliyordu.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44263 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr