Bölüm 151: On Bin Şeytan Yüz Günlük Öldürme Emri

avatar
4335 32

Xian Ni - Bölüm 151: On Bin Şeytan Yüz Günlük Öldürme Emri


 

Çevirmen: Zawoske

Editör: Mehmet Uyar

 

Wang Lin durdu. Soğuk bakışları Qian Kun’a kilitlenmeden önce nişana göz attı. Li Muwan nişanı gördükten sonra, yakından bir bakış atmadan önce tereddüt etti, ve yakından baktığında şaşkınlık benliğini sardı. Konuşmaya başladı, ‘’Bu On Bin Şeytan Yüz Günlük Öldürme Emri. Şeytanlar Denizi’nde bu tür bir hazine olduğuna inanamıyorum. Bunu sadece antik kayıtlarda görmüştüm.’’

 

Li Muwan nişan hakkındaki detayları hızlıca Wang Lin’e açıkladı. Bitirene kadar hızlı hızlı solumuştu ve nişana baktığında gözlerinde korkusu belirmişti.

 

Qian Kun Wang Lin’in nişanı tanımayacağından gerçekten korkuyordu. Eğer Wang Lin ona öldürmeseydi ve onu her halükarda öldürseydi, cidden kötü olurdu.

 

Ne var ki, kızın açıkladığını gördükten sonra, nihayet biraz rahatlamıştı. Öldürme emrinin etkisini öğrendikten sonra onu öldürmeye istekli olacak birisinin olduğuna inanmıyordu. Kalbini sakinleştirip söylenmeye başladı, ‘’Ölümsüzlük yoluna adım atmış dostum, teklifim hakkında ne düşünüyorsun? Çok inatçı olma. Eğer gerçekten beni öldürürse, öldürme emri tarafından damgalanacaksın ve bu başına birçok sorun oluşturacaktır. Yanındaki kız da bunun içine çekilecektir, yani neden böyle olsun ki? Yanlış mıyım?’’

 

Wang Lin Qian Kun’a bakmadı bile. Li Muwan’a döndü ve sordu, ‘’Emin misin? Eğer 100 gün dayanabilirsem, onun tüm gelişimini elde edebilir miyim?’’

 

Li Muwan derin bir nefes aldı ve onayladı.

 

Qian Kun bir şeylerin yanlış gittiğini fark ettiği esnada, kalbi tekledi. Geri çekilmeye başlamıştı, lakin Wang Lin’in soğuk bakışları aniden üzerine kilitlendi. Genç adam, tek bir kelime sarf etmekle yetindi, ‘’ÖL!’’

 

Qian Kun, ağzından ve burnundan kan gelirken acınası bir çığlık attı. Ayrıca ölürken kan kulaklarından ve gözlerinden de sızmaya başlamıştı. Düştüğü sırada, elindeki nişan kırıldı ve kırmızı bir ışık aniden havaya fırlayarak, havada ‘’Cezalandır’’ kelimesini oluşturdu.

 

Bu kelime kan kırmızısıydı. Sanki yeni bir kan havuzundan çekilip çıkartılmıştı. Wang Lin’in kafasının üzerinde süzülüyordu ve son derece parlak görünüyordu.

 

Wang Lin kafasını kaldırdı ve üzerindeki devasa ‘’cezalandır’’ yazısına baktı, ancak ifadesizdi. Ejderha tendonu ipimsi telleriyle uzandı ve Qian Kun’un bedenini yakaladı. Wang Lin Li Muwan’ı kavradı ve Wu Ding Dağı’na göz açıp kapayıncaya kadar geri döndü.

 

Mu Nan ve Mu Bei şaşkınca havadaki devasa, kırmızı ‘’Cezalandır’’ yazısına baktılar ve bir açgözlülük dürtüsü içlerinde yükseldi. Lakin sırtlarındaki ürpermeyle Wu Ding dağının tepesinde saygıyla dikilirlerken bu dürtü hızlıca kayboldu.

 

Wang Lin soğukça baktı ve söylendi, ‘’Savaşan Şeytan Tarikatı’nın merkezinde Kadim Ruh gelişimcileri var mı?’’

 

Mu Nan hızlıca yanıtladı, ‘’Hiç yok. Sadece Savaşan Şeytan Tarikatı’nda değil, Nan Dou Şehri’nin de içinde olduğu on milyon kilometre içinde hiç Kadim Ruh gelişimcisi yok. O kıdemliler nasıl burada olabilirler? Hepsi Şeytanlar Denizi’nin iç kısımlarında.’’

 

Wang Lin tekrar soru sormadan önce, Mu Nan’ın gözlerine Mu Nan’ın bacakları titremeye başlayana kadar baktı, ‘’Savaşan Şeytan Tarikatı’nın liderinin gelişim seviyesi ne?’’

 

Mu Bei hızlıca öne bir adım attı ve yanıtladı, ‘’Kıdemli, Savaşan Şeytan Tarikatı’nın tarikat lideri orta aşama Merkez Oluşturma seviyesinde. Ancak, bu aşamanın zirvesinde ve geç aşamadan sadece bir adım uzakta olduğunu söyleniyor.’’

 

Wang Lin içten içe alayla sırıttı. Gözlerinde soğuk bir ışık parlarken konuşmaya koyuldu, ‘’İkiniz, yolu gösterin. Savaşan Şeytan Tarikatı’nın merkezine bir ‘’Merhaba’’ demeye gidelim.’’

 

Mu Nan ve Mu Bei nasıl olurdu da reddetmeye cesaret ederdi? Hemen hareketlendiler ve saygıyla yolu göstermeye başladılar.  Wang Lin’i öldürmek için daha fazla insan çekileceğine dua ediyorlardı.

 

Wang Lin nereye gitse, kırmızı yazıyı ve arkasındaki gelişimci cesetlerini gören bütün gelişimciler derin nefesler alırlarken genç adam bir kargaya neden oluyordu.

 

En göze çarpan şey Wang Lin’in kafasının üzerindeki kan kırmızısı ‘’cezalandır’’ yazısıydı. Bunun ardından meteorlar gibi arkasında uçan on beden geliyordu. İnsanlar bu on kişinin de genç adamı öldürme emri yüzünden öldürmeyi denediğini, lakin bunun yerine kendilerini öldürdüklerini düşünmeden edemiyordu.

 

Genç adam bu bedenleri herkese bir uyarı vermek için bu bedenleri sergiliyor olmalıydı. Manzarayı gören herkes hoşnutsuz bir tavır takınıyordu, lakin tek yaptıkları ses aktarım yeşimleri çıkarmak ve haberleri arkadaşlarına, tarikatlarına göndermekti.

 

Şeytanlar Denizi’nde On Bin Şeytan Yüz Günlük Öldürme Emri’nin yeniden belirdiği haberi çeşitli vatılar sayesinde hızlıca yayıldı. Bu haberlerle birlikte yayılan bir şey daha var; birisi bu kişiyi öldürebilirse, erken aşama bir Merkez Oluşturma gelişimcisinin en azından tüm gelişimini elde edebilecekti.

 

Böyle bir şey Merkez Oluşturma veya Temel Oluşturma gelişimcileri için muazzam bir çekiciliğe sahipti. Hele hele Temel Oluşturma gelişimcileri için; zira eğer başarırlarsa Merkez Oluşturma aşamasına ulaşabilirlerdi.

 

Ayrıca orta aşama Merkez Oluşturma gelişimcilerinin geç aşama Merkez Oluşturma’ya adım atmalarını sağlayabilirdi.

 

İnsanları özellikle meraklandıran şey öldürme emrini aktifleştiren kişinin gelişim seviyesiydi. Eğer bir geç aşama Merkez Oluşturma gelişimcisiyse, o zaman bu çılgınlık daha da büyük olurdu.

 

Wang Lin ilerlerken, model çekirdeğinin olduğu yerde şimdi yumruk boyutunda altın bir çekirdek vardı ve bedenini ruhsal enerjiyle dolduruyordu.

 

Wang Lin Merkez Oluşturma gelişiminin Temel Oluşturmadan 100x daha güçlü olduğunu hesapladı. Şeytanlar Denizi’nin iç kısımlarına baktı. Gözleri direkt iç denizi aşmış ve diğer taraftaki Zhao’ya odaklanmış gibi gözüküyordu. Dudakları kıvrılarak soğukça gülümsedi ve içinden mırıldandı, ‘’Teng Huayuan, bugün Merkez Oluşturma aşamasına ulaştım. Kadim Ruh aşamasına ulaştığım gün, Zhao’ya geri dönerken yoluma çıkan herkesi öldüreceğim gün olacak! Teng Huayuan, yaşasan iyi edersin. Seninle birlikte her Teng Aile üyesini gömeceğim!’’

 

Mu Nan gizlice Wang Lin’e baktı. Genç adamın ifadesini gördüğünde teni karıncalandı ve kalp atışları hızlandı. İçinden sövmeye başladı, ‘’Nasıl olur da bu kişiyi öldürmeye kimse gelmez?! Kafasının üzerindeki o koca yazı varken, birisi hızlıca gelip onu öldürmeli! Eğer gerçekten yolu gösterirsek, o zaman bu velet öldürmese bile, tarikat lideri bizi öldürecektir! Hay s*keyim!’’

 

Tam birisi gelsin diye dua ederken, sisten bir figür çıktı. Bu figür bir canavara benziyordu. Ortaya çıkarken, sis yolundan çekildi. Figür, siyah saçlara, siyah gözlere sahipti, ve siyah bir cübbe giyiyordu. Bütün figürü siyahi bir ışık saçıyordu.

 

Bu figür soğuk görünüşlü  olsaydı, o zaman öldürme arzusuyla kaplı gibi görünürdü, lakin ne yazık ki, bu figür çoktan orta yaşlıydı. Karnını şişirdi ve yüzüne bir gülümseme yerleştirdi.

 

Sonuç olarak, ortada hiç öldürme arzusu yoktu. Bunun yerine, oldukça sinsi görünüyordu. Mu Nan ve Mu Bei’nin ifadesi bu figürü gördüklerinde anında değişti, lakin yüzlerinde hızlıca keyifli bir ifade belirip kayboldu.

 

Orta yaşlı şişko adam Wang Lin’in üzerindeki kelimelere baktı, bomba gibi bir kahkaha patlattı ve takdir etti, ‘’Tsk, Tsk, On Bin Şeytan Yüz Günlük Öldürme Emri, güzel! Güzel!’’

 

‘’Küçüğüm, ölmeden önce meselelerinle ilgilenmek için sana yarım saat veriyorum. Direnmeye çalışma; sadece erken aşama Merkez Oluşturma gelişiminle, benimle, Siyah Pelerinli Şeytan Lordu’yla, aşık atamazsın.’’ Konuşmasını bitirdikten sonra, arkasındaki elleriyle gökyüzüne bakarak, sanki göklere yukarıdan bakıyormuş gibi bir ifade takındı.

 

Li Muwan kibirli şişko adama bakarken gülümsedi. Ardından Wang Lin’e baktı ve gülümsemesi genişledi.

 

//Abi bu kıza aşık oldum ben :D//

 

Mu Nan heyecandı. Şimdi karşılarında gerçek bir uzman vardı. Bu figür, tarikat liderini bile usandıran küstah gelişimci, Şeytan Lordu Shang Guanmo idi. Söylentilere göre gelişim seviyesi tarikat lideriyle aynıydı, orta aşama Merkez Oluşturma’nın zirvesi ve geç aşama Merkez Oluşturma’dan bir adım uzak. Ayrıca gelişim metodu da tarikat liderinden bir adım yüksekti.

 

Wang Lin kaşlarını çatıp alayla gülümsedi, ‘’Ölümle flört ediyorsun!"

 

Shang Guanmo şaşırdığı esnada, yeşil gözleri Wang Lin’e kilitlendi ve küçümsemeyle homurdandı. ‘’Kendini gerçekten abartıyorsun. O zaman bu yaşlı adam sana bir ders verecek. Sana orta aşama Merkez Oluşturma’nın gerçekte ne olduğunu göstermeme izin…’’

 

Konuşmasının sonunu beklemeden, Wang Lin Siyah Pelerinli Şeytan Lordu Shang Guanmo’yu işaret etti ve söylendi, ‘’ÖL!’’

 

‘’ÖL’’ dediği anda, Shang Guanmo’nun göğsünden bir yeşim fırladı ve ikiye ayrıldı. Yeşim, Şeytanlar Denizi’nde kaybolan bir duman bulutu yaydı.

 

‘’Bu da ne?’’ Wang Lin uzandı ve iki yeşim parçasını kavradı. İlahi hissiyle inceledi, ardından yüzünden bir anlığına şaşkın bir bakış belirip kayboldu. İki yeşim parçasını boyutsal çantasına attıktan sonra, dehşete düşmüş Shang Guanmo’ya baktı.

 

‘’Ölümün Fısıltısı!!!!’’ Soğuk ter Shang Guanmo’nun yüzünden aşağıya adeta yağmur gibi akıyordu. Bu yeşim parçası uzun zaman önce ölmüş ustası tarafından verilmişti. Bir Kadim Ruh gelişimcisinin tam güçte saldırısını engelleyebileceği denebilirdi. Geçen yıllar boyunca, her zaman Şeytanlar Denizi’nin dış kısımlarındaydı ve ne zaman bir Kadim Ruh gelişimcisiyle karşılaşsa rahatsız etmeye cüret edemeyerek saklanırdı. Eğer kendisinden daha düşük bir gelişim seviyesinde olan birisiyle karşılaşırsa, alabileceği her şeyi gasp ederdi. Bunu yaparak kendisine bir isim oluşturmuştu. Ancak, şimdi Wang Lin’in soğuk bakışlarını gördükten sonra ne yaşandığını sonunda anlamış ve Wang Lin’in tekrardan ‘’öl’’ diyeceğinden korkmaya başlamıştı. Bacakları zayıfladı ve hızlıca diz çöküp yalvarmaya başladı, ‘’Kıdemli, merhamet gösterin, kıdemli merhamet gösterin. Küçüğünüz Shang Guanmo yanlış olduğunu biliyor, lütfen beni affedin.’’

 

Mu Nan şaşkınca yaşananlara baktı, ardından gizlice Wang Lin’e bir bakış attı. Genç adamın soğuk bakışlarını gördükten sonra, az önce düşündüğü şeyleri daha fazla düşünmeye cesaret edemedi. Mu Bei de korkusunu saklamak için kafasını eğmişti.

 

Shang Guanmo Wang Lin’in bakışlarının hala soğuk olduğunu görünce, kalbi tekledi. Dişlerini sıktı ve sözlerine devam etti, ‘’Kıdemli küçüğünüz öğrenciniz olmaya ve her emrinizi dinlemeye istekli. Usta, lütfen beni öğrenciniz olarak alın!’’ Li Muwan’a baktı ve devam etti, ‘’Sen karısı olmalısın. Lütfen beni öğrencisi olarak kabul etmesini rica et!’’

 

Li Muwan kızardı ve Wang Lin’e baktı. Ancak, soğuk ifadesini gördükten sonra, iç çekti ve sessizce kafasını indirdi.

 

Wang Lin soğukça Shang Guanmo’ya baktı. Ji Alemi kafasında yükseliyordu ve kırmızı yıldırım gözlerinde görülebiliyordu. Shang Guanmo bunca zamandır Wang Lin’i dikkatle gözlemliyordu ve bir şeylerin iyiye gitmediğini fark etti. Wang Lin koruma yeşimini aktif edebildiğinden ve ikiye bölebildiğinden dolayı, Wang Lin’in mutlaka bir Kadim Ruh gelişimcisine benzer bir saldırı gücüne sahip olduğunu biliyordu. Ölümün Fısıltısı’nı da ekleyince, kaçsa bile, ölümden kaçmanın zor olacağını tahmin ediyordu.

 

Stres ve endişe içinde, kaşlarının arasını işaret etti ve ruh kanı özü dışarı süzüldü. Bu ruh kanı özü damlası altın rengindeydi. Kan damlası belirdiği anda, Shang Guanmo’nun bedeni, ruhsal enerjisi bir kabarırken titredi. Sanki gelişim seviyesi düşmek üzereymiş gibi görünüyordu.

 

Kişinin gelişimi ne kadar yüksekse, Ruh Kanı Özü o kadar önemli oluyordu. Eğer alınırsa, kişinin gelişim seviyesi zarar görürdü, ve gelişim seviyesi ne kadar yüksekse, zarar da o kadar artardı.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44335 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr