Wang Lin yeşim tılsımı kabul ederken sevinçli bir ifade sergiledi. Orta yaşlı adam Wang Lin’e başka bir şey söylemedi. Feng Luan’la konuşmak için anka arabasına girdi.

Wang Lin yerini bilmeyen birisi değildi. Orta yaşlı adam anka arabasına girdiği anda, ayrılmış ve ordu dizilerine katılmıştı.

Hou Fen’in sınır komşusu Xuan Wu idi. Gelişimcilerle birlikte, bütün ölümlüler de aileleriyle Xuan Wu’ya ilerliyordu. Değişim geçirmiş ateş yaratıkları şimdi nadiren ölümlülere saldırıyordu; tek hedefleri Wang Lin’di.

Zaman geçerken, ateş yaratıkları yetişmeye başlamıştı. Gelişimci ordusunun arkasında daha da fazla ateş yaratığı belirerek, herkesin üzerine çöken ağır bir baskıya neden oluyordu.

Hou Fen’in sınırlarında devasa bir havza vardı. Gelişimci ordusu oraya vardıktan sonra, çeşitli tarikatların ve ölümsüz ailelerinin liderleri, 19 Kadim Ruh’la birlikte, önemli bir gizli toplantıya başladı.

Burada buluştuktan sonra, 19 figür havzanın üzerinde süzülmeye başladı.  Lou He Tarikatı gelişimcilerinden biri bağırdı, ‘’Yıllarca yıl araştırdıktan sonra, Lou He Tarikatı’m burasının ateş yaratıklarının atalarının evi, ateş yaratıklarının doğum yeri olduğunu saptadı. Eğer buraya bir mühür yerleştirirsek, Hou Fen’deki bütün volkanları etkileyecektir. Ardından, eğer bin yılı aşkın zaman önce atalarımızdan kalan ülke mühürleme düzenini kullanırsak, ateş yaratıklarını Hou Fen’de mühürleyebiliriz.’’

Şeytan İblis Tarikatı’nın Kadim Ruh’larından birisi zemine baktı ve homurdandı. ‘’Eğer atanız çoktan böyle şeyler hazırladıysa, o zaman neden böyle bir şeyin olmasını beklemek yerine onların kökünü kazımadılar?’’

Ceset Tarikatı’nın üç Kadim Ruh gelişimcisi arkalarında tabutlara sahip değildi. Bu bedenlerinin tamamen ele geçirilmek üzere olduğu anlamına geliyordu.

En sakin ifadelere sahip olanlar bu üçüydü. Sanki hiçbir şeyle ilgilenmiyorlardı. Eğer şu anda Hou Fen’in ruhsal enerjisiyle kendi enerjilerini yenilemelerinin imkansız olduğu gerçeği olmasaydı, bu göçe dahi dahil olmazlardı.

Savaş Tanrısı Tapınağı’nın atası Song gözlerini devirdi ve söylendi, ‘’Atalar bile bu felaketin gerçekleşeceğini tahmin edemezdi. Öngörseler bile, bir yardımları dokunmazdı. Bize bir şans vermek için 1000 yılı aşkın zaman önce bir şey bırakabilmeleri yeterince iyi. Ölümsüz kardeşlerim, hadi başlayalım.’’

Ata Song konuşmayı bitirdikten sonra, altı Kadim Ruh, orta yaşlı bilge ve Feng Luan da dahil, belli bir düzende birlikte durdular ve elleriyle garip bir mühür oluşturdular.

Altı figür birlikte bağırdı ve altı lotus çiçeği havzanın doğu köşesine doğru uçuşa geçti. Havada kırmızı bir duman bulutu süzülürken bütün havza sallandı.

Bunun ardından, Lou He Tarikatı, Ceset Tarikatı, ve Şeytan İblis Tarikatı sırasıyla Güney’e, Batı’ya ve Kuzey’e lotus çiçekleri gönderdi.

Daha da çok kırmızı duman belirirken havzada daha çok kükreme yankılanıyordu. Kırmızı duman bir yerde toplandı ve içi boş bir halkaya dönüşmeden önce sayısız şekil oluşturdu.

O anda, ölümsüz ülkelerinden daha harekete geçmemiş Kadim Ruh gelişimcileri acı acı gülümsedi. Kendi alınlarına vurduklarında, Kadim Ruhları belirdi. Ardından halkanın içindeki boş alana uçtular ve orada kaldılar.

Lou He Tarikatı’ndan birisi bağırdı, ‘’Ölümsüzlük yolunda yürüyen özgür dostum, şimdi harekete geç. Ne bekliyorsun?’’

Halkanın içindeki Kadim Ruh’lardan birisi net bir ses tonuyla karşılık verdi, ‘’Unut gitsin! Dört büyük tarikat karşılığı Kadim Haplar’la ödeyeceğine göre,  bu sadece 100 yıllık ruhsal enerji kaybı! Yapacağım!’’ Bununla birlikte, Kadim Ruh bir mühür oluşturdu ve dumana doğru atıldı. Dumana girdiği anda, sanki sisle kaynaşmış gibi Kadim Ruh’u kayboldu.

Kalan Kadim Ruh’lar dişlerini sıktı ve içine girdiler. Duman halkasının boyutu değişmemişti, lakin içindeki ruhsal enerji hareketlenmeye başlamıştı.

Bu atanın bıraktığı ülke mühürleme düzeni sadece dört büyük tarikatın harekete geçmesini gerektirmiyordu, ayrıca Kadim Ruh gelişimcileri Kadim Ruh’larını mührü mükemmelleştirmek için kullanmalıydı.

Kanın rengi bu duman halkasının üzerinde daha da yükselirken gittikçe koyulaştı. Çok geçmeden, halka Hou Fen’in dört köşesine doğru genişledi.

Kırmızı halkanın geçtiği bütün volkanlar kırmızı duman yayıyordu. Volkanlardan yayılan kırmızı duman da halkaya katılıyor ve genişleme hızını arttırıyordu.

Bir saat sonra, halka bütün ülkeyi bir kase misali kapladı. Ülke mühürleme düzeni başarıyla açıldı.

Ülke mühürleme düzeni bir açıldı mı, sadece ölümlüler özgürce girebilirdi. Ruhsal enerjisi olan hiçbir şey ve Ruh Oluşturma aşaması altındaki hiç kimse geçemezdi.

Mühürleme düzeni açılırken, 19 Kadim Ruh gelişimcisi hiçbir tarikata bağlı olmayan Kadim Ruh gelişimcilerinin bedenlerini aldı. Ailesi olanlar bedenlerini ailelerine bırakırken, olmayanlarsa bedenlerini Lou He Tarikatı’na emanet etmişti.

Lou He Tarikatı’ndan ölümsüzlük yoluna adım atmış birkaç kişi düzenin dışında dikiliyordu. Başlarını eğdiler ve bağırdılar, ‘’Ölümsüz dostlarımız, düzeni korurken lütfen rahat olun. Bedenlerinizi güvende tutacağımıza söz veriyoruz. Bu düzenin sadece 3 ay sürmesi gerekiyor. O zamana kadar Xuan Wu’da bir yerimiz olacağına inanıyorum. O zamana kadar, yüksek ölümsüz ülkeleri de canavarları yok etmeye gelecektir diye düşünüyorum. Şahsen sizi karşılamak için geleceğiz!’’

Bu sözler söylendiği anda, numara yaptıklarını belli etmeden içtenlikle başlarını eğdiler.

Ülke mühürleme düzeni açıldıktan sonra, ateş yaratıkları öfkeyle kükremiş ve kırmızı bariyere saldırdılar. Ne zaman bariyere çarpsalar, bariyer titriyordu, lakin hiçbirisi aşamıyordu. 

Şimdi ateş yaratıklarını geçici olarak durdurmayı başarmışlardı, gelişimci ordusu en yüksek hızda ilerliyordu. Xuan Wu’ya doğru atılan uçan kılıçların arkalarında bıraktığı ışık huzmeleri görülebiliyordu.

Xuan Wu’nun sınırında birkaç ölümlü ordusu vardı. Bu ölümlüler sayısız uçan kılıç kafalarının üzerinden geçerken gökyüzüne aval aval bakıyordu. Kimse gelenlerin kim olduğunu bilmiyordu, lakin birisi çığlık attı ve gökyüzüne doğru secde etmeye başladı. Çok geçmeden, herkes diz çökerek, gökyüzüne doğru secde etmeye başlamıştı.

Ordunun arasındaki bir gelişimci gibi giyinmiş bir figür vardı. Bu figürün yüzü, kendi kendine mırıldanırken solgundu, ‘’Bu… Bunlar Hou Fen ülkesinin gelişimcileri…’’

Figür soğuk havadan bir nefes çekti ve birkaç adım geri çekildi, lakin tam o anda, gökyüzünde ürpertici bir kahkaha yükseldi. Şeytan İblis Tarikatı’nın Merkez Oluşturma gelişimcilerinden birisi bir uçan kılıcın üzerinde geldi. Üç uçan kılıç hızlıca orta yaşlı figürün göğsünü deldi.

Orta yaşlı figür parçalara ayrılırken sefilce inledi.

Ölümlü ordusu hemen dağıldı. Hatta ölümlü general bile, bu karışıklıkta araya kaynamaktan korkarak kaçmaya başladı.

Göz açıp kapayıncaya kadar on binlerce uçan kılıç Xuan Wu’ya atıldı. Sisle kaplı bir dağda durdular. Kasvetli ifadesiyle yaşlı bir adam ordunun ön taraflarına ilerledi. Elini salladığı gibi, muazzam bir güç dağa çarptı.

Altın ışık huzmeleri belirerek, muazzam gücü engelleyen bir perde oluşturdu.

Işık perdesinin altında ölümsüzlük yoluna adım atmış binlerce figür vardı. Yüzlerindeki korkuyla gökyüzüne bakıyorlardı. Aralarından yaşlı bir kadın öne çıktı ve bağırdı, ‘’Hou Fen’den ölümsüzlük yolunda ilerleyen dostlarım, bu da ne anlama geliyor?’’

Savaş Tanrısı Tapınağı’ndan Yang Sen nazikçe harekete geçti ve ışık perdesinin tepesinde belirdi. Sade ifadesiyle, sağ elini öne uzatarak havaya kavradı. Işık perdesi baskının altında anında çatladı ve parçalandı.

Yaşlı kadının gözbebekleri küçüldü. Etrafında döndü ve tek kelime etmeden ayrıldı. Bedeni kayboldu ve on bin kilometre ötede geri belirdi. Ne var ki, önündeki bulutlar Yang Sen’in şeklini aldı. Yang Sen’in figürü soğuk bakışlarıyla kadına odaklandı ve tek kelime etmeden elini salladı. Yaşlı kadın kendi kafasına vururken bir kükreme savurdu ve Kadim Ruh’u dışarı çıktı.

Kadim Ruh’u ortaya çıktığı anda, bedeni yıkıcı bir güç tarafından yok edildi.

Yaşlı kadın dehşete düşmüştü. Rakibi açıkça orta aşama Kadim Ruh’un zirvesindeyken, kendisi sadece erken aşama Kadim Ruh seviyesindeydi. Bu gelişim seviyesinde olup da Xuan Wu’da yaşayan sadece üç kişi vardı. Karşı koyacak cesareti dahi yoktu; sadece hayatta kalmak istiyordu.

Yang Sen homurdanarak bağırdı, ‘’Kaçamayacaksın!’’

Yang Sen’i görmezden gelerek, ışık perdesi parçalandığı anda, Hou Fen’den gelen bütün Merkez Oluşturma ve Temel Oluşturma gelişimcileri saldırıya geçti. Gördükleri herkesi öldürdüler, ve göz açıp kapayıncaya kadar, bütün dağ zirvesi kanla kaplandı. Hayatta kimse bırakmamışlardı.

Bu büyük dağ şimdi dört tarikat tarafından tamamen işgal edilmişti. On binlerce öğrenciyle birlikte üstlerinde uçan Yang Sen dışında, bütün Kadim Ruh gelişimcileri dağın zirvesinde duruyordu.

Savaş Tanrısı Tapınağı’nın Atası Song’un gözleri yıldırım variydi. Bağırırken sesi öldürme arzusuyla doluydu, ‘’Bu doğrunun veya yanlışın olmadığı bir savaş! Eğer üç ay içinde Xuan Wu’da bir dayanak oluşturamazsak, o zaman ateş yaratıklarıyla yüzleşmek zorunda kalacağız. Lakin ateş yaratıkları korkutucu değil! Asıl korkutucu olan artık Hou Fen’de gelişim yapabilmemiz için ruhsal enerji yok!’’ 

‘’Bugünden itibaren, Savaş Tanrısı Tapınağı, Şeytan İblis Tarikatı, Lou He Tarikatı ve Ceset Tarikatı Hou Fen Birliği’ni oluşturacak. Hou Fen Birliği tüm öğrencilere bir Merkez Oluşturma seviye hazine verecek, ve her Merkez Oluşturma öğrencisine bir Kadim Ruh seviye hazine verilecek.’’ 

‘’Savaş esnasında, ele geçirdiğiniz her şey size aittir. Birlik sizlerden onları almayacak. Öğrenciler, bu bir savaş, lakin ben şahsen bunu bir mücadele olarak görmenizi istiyorum, bir hatta kalma mücadelesi!’’

Yandaki Lou He Tarikatı’ndan bir Kadim Ruh öksürerek söylendi, ‘’Hazinelerin yanı sıra, her birinize öldürdüğünüz düşmanları kaydeden bir yeşim tılsımı verilecek. Kim 100 tane Qi Yoğunlaştırması’nın 5.katmanında veya daha yüksek seviyedeki gelişimciyi öldürürse, ya da on Temel Oluşturma gelişimcisi öldürürse on orta kalite ruh taşıyla ödüllendirilecek. Kim bunun iki katını başarırsa veya 1 Merkez Oluşturma gelişimcisi öldürürse 10 şişe ruh hapıyla ödüllendirilecek.’’