Bölüm 110: Liu Mei

avatar
4556 33

Xian Ni - Bölüm 110: Liu Mei


 

Çevirmen: Zawoske

Editör: Mehmet Uyar

 

Wang Lin’in ifadesi normalken soğukça söylendi, ‘’Konuş.’’

 

Kadın öğrenci dişlerini sıktı ve hızlıca konuştu, ‘’Xuan Dao Tarikatı’nın toplanma yerinde. Orada hala duranlar olmalı. Li Shan’ı takip etmek için acele ediyorduk, bu yüzden orada kalmakla ilgilenmedik, ama eminim ki bir nişan onlardadır.’’

 

Li Shan’ın ifadesi aniden değişti, ancak ardından Wang Lin’in bakışları üzerine kaydığı için acı acı gülümsedi.

 

‘’Üstat Liu Mei’de…’’ Yalan söylemek istiyordu, ancak Wang Lin’in bakışlarını gördüğü an, doğruyu söyleyemeden edememişti. Ata Punnan Zi ile buluştuğunda bile, asla bu tür bir hissiyat tatmamıştı.

 

‘’Üstat Liu Mei?’’ Wang Lin biraz düşündü. Zihninde oldukça güzel genç bir kadın resmi belirdi. Li Shan’a bakarak söylendi, ‘’Temel Oluşturma aşamasına mı ulaştı?’’

 

Li Shan kıskaçlıkla onayladı ve konuşmaya başladı, ‘’Ata Punnan Zi şahsen Temel Oluşturma aşamasına ulaşmasına yardım etti.’’

 

Wang Lin biraz düşündü ve geçmişte Heng Yue Dağı’ında yaşanan her şeyi aklına getirmeden edemedi. Ebeveynlerinin manzarası gözlerinin önünde belirdiğinde, kalbinin sızlamasına engel olamadı.

 

Havaya zıplarken, uzanıp kadın öğrenciyi ve Li Shan’ı yakaladı. Kadın öğrenci panikledi ve yüzü kırmızıya dönerken pantolonunda nemli bir nokta belirdi.

 

‘’Xuan Dao Tarikatı nerede söyle.’’ Wang Lin kadın öğrenciyi biraz daha uzağında tutarken kaşlarını çattı.

 

Kadın öğrenci zayıfça bir yönü işaret etti ve Li Shan da gideceği yönü daha da detaylı anlattı. Wang Lin bir şey demedi ve hızlıca ileri atıldı. Kısa bir zaman zarfından sonra, ikilinin rehberliği altında Xuan Dao Tarikatı’nın toplanma noktasına ulaştılar.

 

Zemin tamamen dağılmıştı. Burada öncesinde sert bir savaşın yaşandığı açıktı. Wang Lin vardıktan sonra, elini salladı ve kadın öğrenciyle Li Shan yere düştü.

 

‘’Sen gidebilirsin.’’ Wang Lin kadın öğrenciye baktı ve Xuan Dao Tarikatı’nın toplanma noktasına doğru ilerlemeye başladı.

 

Kadın öğrenci dikkatle geriledi. 200 metreden fazla geri çekildikten sonra, uçan kılıcına zıpladı ve fiziksel olarak ulaşabileceği en yüksek hızıyla kaçtı.

 

Wang Lin sade ses tonuyla söylendi, ‘’Li Shan, Xuan Dao Tarikatı’ndakileri çağır. Sadece nişanı istiyorum, insanları öldürmeyi değil.’’

 

Li Shan acı bir gülümsemeyle boyutsal çantasından bir yeşim çıkartırken alnı terle kaplanmıştı. Yeşimi alnının karşısına tuttu. Bir süre sonra, yeşimi, ileri fırlattı. Yeşim görüşlerinden çıkana kadar bir ok gibi ilerledi.

 

Bir süre sonra, zeminde ışık halkaları belirdi. Ardından ışık halkaları ışık sütunlarına dönüştü.

 

Sütunların içinde, zeminin üzerinde bağdaş kurmuş on kişi oturuyordu. Aralarında güzel bir kız vardı ki, onu gören herhangi birinin kalbini hızlandırırdı. İfadesi ciddiydi, elleri bir vazo şekli oluşturuyordu ve kafasının üzerinde bir tüy parçası süzülüyordu. Bu tüy parçası beyaz ışık dalgaları yayarken tıpkı beyaz saç gibi görünüyordu.

 

Wang Lin’in gözleri bu on kişiye bakarken parlamaya başladı.

 

Güzel kız aniden gözlerini açtı. İlk Li Shan’ı gördüğünde, umursamadı, ancak Li Shan’ın yanındaki Wang Lin’i fark ettiğinde, şaşkınlıktan donakaldı. Wang Lin’i dikkatlice inceledikten sonra, gözlerinde garip bir ışık belirdi. Elini salladığı gibi tüy parçası kafasına kondu. Işık sütunları da yavaşça dağılıverdi.

 

On kişi arasından, 30 veya daha büyük genç bir adam karışık ifadesiyle Wang Lin’e baktı ve konuştu, ‘’Wang… kıdemli kardeş Wang, görüşmeyeli uzun zaman oldu…’’

 

Bu konuşan kişi Liu Mei’nin abisi, Liu Feng’di. Wang Lin ilahi hissiyle onu incelediğinde, onun da erken aşama Temel Oluşturma’ya ulaştığını fark etmişti. Ne var ki, ruhsal enerjisi düzenli değildi. Temel Oluşturma aşamasına yeni girdiği belliydi.

 

Wang Lin karşısındakilere baktı ve iç çekerek söylendi, ‘’Xuan Dao Tarikatı… unut gitsin. Nişanınızı verin ve ben de siz çocuklar için işleri zorlaştırmayayım.’’

 

On Xuan Dao Tarikatı öğrencisinden biri, yaşlı bir adam, ayaklandı ve homurdandı, ‘’Ne kibirli bir velet, nişanımızı hemen vermemizi istiyor. Liu Feng, kim bu dingil biliyor musun?’’

 

Liu Feng çarpıkça gülümseyip karşılık verdi, ‘’Kıdemli çırak Ma, o… o Wang Lin.’’

 

Ma isimli yaşlı adam şaşırmıştı, ancak ardından alayla gülümsedi, ‘’Demek sen Wang Lin’sin. Ancak Temel Oluşturma aşamasına ulaşmış olsan bile, önümüzde kibirlenemezsin. Defol!’’ Bununla birlikte, elini salladı ve devasa bir kasırga Wang Lin’e doğru atıldı.

 

Wang Lin sıyrılmayı denemedi bile. Tam kasırganın çarpmasına 5 metre kala, buz parçalarına dönüşerek yere düştü. Aynı anda, yeşil bir ışık parladı ve Ma isimli yaşlı adamın bedeni, göğsünde devasa bir delik belirirken titredi. Ardından, bütün bedeni dondu ve öldü

 

Wang Lin’in içinde, ruhsal enerjisinin değişmesinden sonra zihnindeki öldürme arzusunun güçlendiğine dair güçlü bir his vardı. Birçok kez neredeyse kontrolü kaybetmişti, bu yüzden kontrol etmeyi kesmişti.

 

Uçan kılıcı, Xuan Dao Tarikatı öğrencilerini işaret eden ucuyla genç adamın etrafında daire çizerken yeşil ışıklar saçıyordu. Uçan kılıç süzülürken eğer birisi yakından bakarsa, durduğunu, ancak Wang Lin’in hızlıca tekrardan harekete geçmesi için zorladığını fark ederdi.

 

Xuan Dao Tarikatı öğrencilerinin ifadesi büyük ölçüde değişti ve Liu Feng’in kalbi hızlanırken ve alnı ter damlalarıyla dolarken şaşkınlıktan dili tutuldu.  Wang Lin’i her zaman bir hedef olarak görmüştü ve Punnan Zi’nin yardımıyla bir yıl önce Temel Oluşturma aşanasına ulaştığında, Wang Lin’i geçtiğini düşünmüştü.

 

Ancak şimdi bakınca, Wang Lin sadece Temel Oluşturma aşamasına ulaşmakla kalmamıştı, ayrıca gelişimi de son derece garipti. Kıdemli çırak kardeşi Ma, orta aşama Temel Oluşturma seviyesindeki kişi dahi, Wang Lin’in tek bir saldırısına dayanamamıştı.

 

Wang Lin hangi gelişim seviyesine ulaşmıştı? Liu Feng ne kadar çok bunu düşünürse, bir o kadar çok korkusu artıyordu.

 

Liu Mei beklenmedik bir şekilde şaşırmış bir ifade sergilemedi, lakin Wang Lin’e baktıktan sonra, katı suretle nişanı çıkardı ve genç adama fırlattı.

 

Başlangıçtan sona kadar, tek kelime etmemişti, ancak gözleri her zaman Wang Lin’in üzerindeydi.

 

Nişanı aldıktan sonra, Wang Lin soğukça Liu Mei’ye baktı. Ardından arkasını döndü ve mesafede kayboldu. Uzun süre sonra, Liu Mei bakışlarını çekip iç çekti. Eşsiz cazibesi görünüşe göre Wang Lin’in önünde işe yaramıyordu.

 

 

Mağarasına döndükten sonra, Wang Lin beş nişanı çıkardı. Biraz düşündükten sonra, dördünü tereddüt etmeden kırdı ve kalan nişanı boyutsal çantasına yerleştirdi. Çekim gücü tekniğini kullanarak girişi kapatmak için kayaları hareket ettirdi. Birkaç savunma formasyonu kurduktan sonra, kapalı kapı eğitimine başladı.

 

İki ay içindeki savaşa tam olarak hazırlanması gerekiyordu.

(2/2)

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43991 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr