Çevirmen: Zawoske

Editör: Mehmet Uyar

Bütün güçlü Kadim Ruh gelişimcileri Gökyüzünün Kulesine doğru uçuyordu.

Ceset Tarikatı’nın derin mağaralarında, Ye Zizai’nin gözleri parlarken odadan kayboldu ve çabucak uzağa ışınlandı. Ayrılmadan önce, yeşil yeşimtaşını Cesset Tarikatı’nın her öğrencisine bir bir emir göndermek için kullanmıştı.

‘’Birkaç günlüğüne ortalıkta olmayacağım. Savunma formasyonunu çalıştırın ve ayrılmaya cesaret eden herkesi öldürün!’’

Teng Aile atası, Teng Huayuan,  gökkuşağı renkli bulut belirdiğinde Teng Aile atasının evinde meditasyon yapıyordu. Gözleri ışıldarken bir tereddüt, ışıl ışıl parlayan gözlerinde belirdi. Bir süre sonra, bir ses iletme yeşimtaşı bıraktı ve ayrıldı.

Aynı sahne Zhao ülkesi boyunca çoğu tarikatta gerçekleşmişti.

Zhao ülkesindeki bölgede, bütün ışık huzmeleri Gökyüzünün Kulesi’nde toplandı.

Gökyüzünün Kulesi bir ülkenin Ölümsüz Birliğinin parçası olduğunun sembolüydü. Bir ülke katıldığında, Birlik birilerini binayı inşa etmek için yollardı ve bir elçi de Gökyüzünün Kulesi’nin içinde yaşardı. Bu elçiler, bulundukları ülkenin sorunlarına karışmaz, sadece büyük sorunları çözmek için ortaya çıkarlardı.

Punnan Zi Gökyüzünün Kulesi’ne ulaşan ilk Kadim Ruh gelişimcisiydi. Sonuçta, 500 yıl öncesinden kalan tek Kadim Ruh gelişimcisiydi. Gelişim seviyesi çoktan orta aşama Kadim Ruh’a ulaşmıştı ve geç aşama Kadim Ruh’tan sadece bir adım uzaktaydı.

Dış savaş alanından edindiği tecrübenin yanı sıra, Zhao ülkesindeki en güçlü gelişimci pozisyonunu sağlam bir şekilde koruyordu.

Gökyüzününü Kulesi’nin altında belirdiği gibi, giydiği gri cübbeyi gözler önüne sermişti. Gökyüzünün Kulesi’ne baktı, sekizgen şeklindeki kule neredeyse gökyüzüne kadar uzanıyordu. Ayrıca kuleden gelen ışık patlamaları, son derece gizemli görünmesini sağlıyordu.

Punnan Zi hala gözlerinden silinmemiş korkusuyla Gökyüzünün Kulesi’ni izledi. Bu, burada bulunduğu ikinci seferdi. İlki ise 500 yıl önce, Zhao ülkesindeki 23 Kadim Ruh gelişimcisinin-yani tüm Kadim Ruh aşamasındakilerin- 4.derece bir ülke tarafından dış savaş alanına girmeye zorlandıkları zamandı.

500 yıl geçmişti ve tek geri dönen kişi kendisiydi.

Punnan Zi bile geçen 500 yıl içinde nasıl hayatta kaldığını bilmiyordu. Her gün birkaç büyük savaşla karşılaşmıştı ve o sıralarda yaşamak da ölmek de bir anda değişebilen durumlardı.

500 yılı aşkın zamanda, ölümsüzlük yoluna adım atmış bir sürü muazzam figür görmüştü. Bu muazzam figürler o kadar güçlüydü ki, sadece tek bir parmaklarını kaldırmaları onu öldürmek için yeterdi!

Zhao ülkesinden bir Kadim Ruh gelişimcisinin, Heng Yue Tarikatı’nın atası, son derece sıradan görünen bir gelişimci tarafından yutulduğunu Punnan Zi şahsen görmüştü.

Punnan Zi daha çok gördükçe, daha da korkar olmuştu ve daha da korkar oldukça, daha da çok Kadim Ruh aşamasını aşmak istemişti. Dış savaş alanındaki 500 yıl da, Ruh Bölme aşamasının ötesinde, Ruh Değişimi aşamasının olduğunu öğrenmişti.

//Arkadaşlar burada Sprit Severing Stage diyor yani Ruh Bölme Aşaması ancak bu Wuxia’nın ve bizim tanıtımımızda yazmıyor. Benim tahminin bu Ruh Bölme aşaması ile Ruh Formu aşaması aynı aşama.//

Karışık duyularla, Gökyüzünün Kulesi’ne doğru kafasını eğip konuşmaya başladı, ‘’Elçi, Xuan Dao Tarikatı’ndan Punnan Zi burada.’’

‘’Punnan Zi, sen ve ben eski tanıdıklar olarak kabul edilebiliriz. Bu kadar resmi olmana gerek yok.’’ Kuleden, ses geldi, takiben de yaşlı bir adam ortaya çıktı. Bu yaşlı adam hafiften yuvarlaktı, çirkin bir tipti ve komik bir görünüş kazanmasını sağlayan, yuvarlak göbeğini öne çıkaran yeşil bir cübbe giyiyordu.

Ancak Punnan Zi saygısız bir hareket yapmaya cesaret edemiyordu. Elini salladı ve bir boyutsal çanta çıkardı. Yaşlı adama uzatırken söylendi, ‘’Elçi hazretleri, burada döndüğümden beri topladığım birkaç eşya bulunuyor. Aralarında sizin aradığınız birkaç eşya da var.’’

Yaşlı adam gözlerini kıstı ve bir kahkaha patlattı. İçine bir bakış bile atmadan çantayı kabul etti ve boyutsal çantasına kaldırırken konuşmaya koyuldu, ‘’Punnan Zi, Zhao ülkesine elçi olarak atandığımdan beri dış savaş alanından geri dönebilmeyi başaran Zhao ülkesinin ilk Kadim Ruh geliştiricisisin.  Çoktan seninle ilgili bilgileri tarikatıma gönderdim ve bana verdikleri yanıtta; eğer 100 yıl içinde son aşama Kadim Ruh’u aşabilirsen, o zaman kuralları göz ardı edecekler ve seni onursal öğrenci olarak kabul edecekler.’’

Punnan Zi ifadesi coşkuyla kaplandı, hemen kafasını sallayarak onayladı.

İkili konuşurken, iki ışık huzmesi gelerek, açık bir alana inmişti. Işık huzmesinin içinden bir kadın ve adam çıktı. Adam, 30 yaşlarında duruyordu. Şeytani bir şekilde, aşırı yakışıklıydı. Şişko yaşlıyı gördüğünde, hızlıca ve saygıyla konuşmaya başladı, ‘’Bendeniz, He Huan Tarikatı’ndan Chen Huan, saygılar elçi hazretleri.’’

Şişko elçi kafasını salladı ve Punnan Zi’yle muhabbet etmeye başlarken ikiliye daha fazla dikkat etmedi. Onun gözünde, sadece Punnan Zi ancak onunla konuşmaya değerdi.

Kısa süre sonra, Teng Huayuan dahil, ondan fazla figür gelmişti. Son gelen kişi, Ye Zizai’ydi. Kuleye girdiği anda, usulca bir nefes verdi. Ye Zizai’ye baktı ve dudaklarının hafifçe kıvrılmasına izin verdi.

Bütün Kadim Ruh gelişimcileri geldiğinde, gökyüzündeki gökkuşağı renkli bulut daha da yoğunlaştı. Şişko elçinin ifadesi, birkaç mühür oluşturup gökyüzüne yönlendirirken daha ciddi bir hal aldı.

Kısa süre sonra, bulut hareketlenmeye başladı ve gökyüzünden Gökyüzünün Kulesi’nin üzerine bir kırmızı ışık huzmesi düştü. Çok geçmeden, gökkuşağının diğer altı rengi de Gökyüzünün Kulesi’nin üzerine inmişti.

Gökyüzünün Kulesi 7 ışık huzmesini özümsedikten sonra, titredi ve düzinelerce metre çapınca bir ışık halkası kulenin tepesinde belirdi. Işık halkası gökyüzüne doğru fırlayarak, bir kara delik oluşturdu ve beyaz şimşekler de kara deliği çevreledi.

Yukarı bakıldığında, birisi ışık sütunlarını merkez alarak yayılan enerji dalgalarını görebilirdi. Bulutlar, karın üzerine dökülüyormuş gibi eriyordu.

Işık sütunlarından ani bir rüzgar esti. Rüzgar herkesin kıyafetlerine çarparak, patlama seslerinin yayılmasını sağladı. Orada bulunanların çoğu erken aşama Kadim Ruh geliştiricisiydi. Hepsi, rüzgarın altında, birkaç adım geri çekildi. Sadece 4 kişi rüzgara dayanıp geri çekilmemişti.

Bu dört kişi; Punnan Zi, Ye Zizai, Piao Miao Tarikatı’ndan beyaz saçlı bir figür ve Tian Dao Tarikatı’ndan sıska bir yaşlı adamdı.

Şişko elçinin ifadesi son derece ciddileşti. Havaya fırladı ve saygıyla bağırdı, ‘’Bendeniz, 3.derece ülke yöneticisi Shi Linyi, Ölümsüz Birliği’nin elçisini karşılamaktan memnuniyet duyarım.’’

Devasa bir kafa kara delikte belirdi ve herkese soğukça baktı.

Geri çekilmeyen dörtlü de dahil, bütün Kadim Ruh gelişimcileri sanki Kadim Ruhları bakışın altında yok olacakmış gibi hissediyordu. Eğer kara delikteki figür bakışlarını çekmeseydi, Kadim Ruhları baskıya dayanamayacak ve patlayacaktı.

Punnan Zi ilk toparlanan oldu. Yüzü solgundu. Bu figürün kim olduğunu çok açık bir şekilde anlamıştı. Dış savaş alanından Dev Şeytan Ailesi uzmanlarından biriydi. Bu ölümsüz ailesi diğerlerinin gelişimcileri tüketme yolunu kullanarak gelişim yapıyordu. Heng Yue Tarikatı’nın atası, Dev Şeytan Ailesi üyelerinden biri tarafından, gerçek formlarını bile sergilemelerine gerek kalmadan tüketilmişti.

Devin bakışları Linyi’ye kaydı ve ifadesi biraz yumuşadı, fakat sabırsızca konuşmaya başladı, ‘’Bu ıssız bölge neredeyse hiç ruhsal enerjiye sahip değil. Şu lanet anlaşma olmasaydı, buradaki bütün ruhsal enerjiyi bir nefeste çekebilirdim. Hepiniz, iyi dinleyin. Dış savaş alanı beş ay içinde açılacak. Siz çocuklar, girişin 58 derece kuzeyindeki 100,000 kilometrekarelik bir alandan sorumlusunuz. Burada 7 nişan var. Normaldeki gibi aynı kurallar geçerli; dört tanesi kırılmalı. Girmeye sadece 3 tarikatın izni var. Beş aydan sonra eğer üçten fazla nişan kalırsa, Zhao ülkesi katılma hakkını kaybedecek.’’

Bununla birlikte, ağzını açtı ve 7 ışık huzmesi dışarı süzülerek, zemine yerleşti ve yedi nişan ortaya çıktı. Bunu da halledince, dev elini kara deliği geri çekti, ancak başını aniden delikten çıkardı ve bağırdı, ‘’Eğer birisi dış savaş alanında buna benzer bir boncuk bulursa, hemen ele geçirmeli. Kim ele geçirip bize teslim ederse, bir Ruh Değişimi seviye büyülü hazineyle ödüllendirilecek, tarikatı da 10 Ruh Bölme aşamasında zombiyle ödüllendirilecek ve ülkesi bir derece yükseltilecek!’’

‘’Ancak, eğer birisi kendine saklamaya cesaret ederse, bütün ülkesi tarihten silinecektir! Linyi, bu Suzaku’dan daha yüksek bir yerden gelen bir mesaj. Mesajı birkaç gün içinde alırsın.’’ Bununla birlikte, gözleri parladı ve gökyüzü bir resim şeklini aldı. Resimde üzerine kazınmış bulutlarla bir boncuk vardı.

Eğer Wang Lin burada olsaydı, anında bu boncuğun göğsüne yakın tuttuğu boncuk olduğunu anlardı.

Bununla birlikte, dev birkaç kez mırıldandı, ardından devasa bir el siyah delikten dışarı çıktı ve Gökyüzünün Kulesi’nin zirvesindeki ışık sütununu kavradı. Birkaç kez salladı ve söylendi, ‘’Linyi, bu yedi renkli büyülü hazineyi alıyorum. Sonuçta buraya gelip de bir hatıra almadan dönemem, değil mi?’’

Büyük bir gümbürtünün ardından, ışık sütunu kara deliğe geçildi ve birlikte kayboldular. Gökyüzündeki gökkuşağı renkli bulutta dağıldığında, Zhao ülkesini kaplayan büyük baskı da kaybolmuştu.

Şişman elçinin ifadesi çirkinleşti. Kolunu sallayıp kuleye girerken havaya soğuk bir ‘’Hmph!’’ savurdu. Kuleden gelen sesi kasvetliydi.

‘’Aynı eski kural geçerli; Merkez Oluşturma ve Kadim Ruh gelişimcilerinin katılması yasak. Temel Oluşturma gelişimcilerinizi hazırlayın. Sizin ana dövüş gücünüz onlar. Herkes, geri dönün. Savaş 3 gün içinde başlayacak.’’

Yedi akılcı ve şeytani tarikat nişanlarını aldı. Birbirlerine birer bakış attılar ve tek kelime etmeden bölgeyi terk ettiler. Tek ilginç kısım, üç akılcı tarikatın Kadim Ruh gelişimcileri aynı yöne doğru ilerliyordu.

Tian Dao Tarikatı’nın sıska yaşı adamı vahşice, ayrılan üç kişiye baktı ve söylendi, ‘’Ölümsüz kardeşlerim, benim mekanıma bir süreliğine uğramaya ne dersiniz?’’