Bölüm 89: Sihirli Hazine Blöfü

avatar
5538 33

Xian Ni - Bölüm 89: Sihirli Hazine Blöfü


 

Çevirmen: Zawoske

Editör: Mehmet Uyar

 

Wang Lin’in gözleri soğukça parlarken söylendi, ‘’Burada meditasyon yapmak için bulunuyorum, yani gerçekten gerekli değilse, harekete geçmek istemiyorum. Eğer geri çekilir ve beni bir daha asla rahatsız etmezsen, gitmene izin vereceğim ve bu konu hakkındakileri unutacağım.’’

 

Garip adam kafası karışmış bir ifadeyle dikildi ve garip birkaç söz söyledi. Açıkça Wang Lin’i anlamıyordu ve Wang Lin de onu anlayamıyordu.

 

Wang Lin hafifçe gözlerini kıstı ve yavaşça yıkık duvara doğru ilerledi. Garip adam, Wang Lin’in hareket ettiğini gördüğünde çabucak alarm durumuna geçti.

 

Wang Lin sağ elini sallarken hızlıca yıkık duvara bir şeyler çizmeye başladı. Garip adam şaşırmıştı. Wang Lin’in parmağına bakarken, anladığını belli eden bir ifade sergiledi.

 

Genç adam parmağıyla çabucak kalıntıların bir resmini çizmiş, ardından, parmağını dümdüz bir çizgi atmak için kullanmasıyla, kalıntıları ikiye bölen bir çizgi oluşturmuştu.

 

Sonra, Wang Lin garip adamı işaret edip resmin böldüğü taraftan sağ kısmını işaret etti, ardından kendini işaret etmesini takiben resmin sol tarafını gösterdi. Bütün bunları yaptıktan sonra, Wang Lin’in parmağı yavaşça sağa sola hareket etti ve garip adama dik dik bakarken duvarda biz iz bıraktı. Gözleri öldürme arzusuyla doluydu, niyeti açıktı.

 

‘’Eğer tekrardan benim tarafıma gelirsen, tüm ruhsal gücümü seni öldürmek için kullanırım!’’

 

Garip adam şaşırmıştı. Gözlerindeki korkuyla çenesini okşarken bir süre tereddüt etti. Gözlerindeki dehşete düşmüş bakışla uçan kılıca göz attı ve garip sözler sarf etti.

 

Wang Lin kaşlarını çattı. Garip figür, Wang Lin’in anlamadığını fark ettikten sonra, anında çıldırmış gibi bir hal almış ve elini sallamaya başlamıştı. Ardından aniden kafasına vurdu ve duvarın yanına ilerleyip yumruk attı. Duvarı yumrukladığı anda, bedenindeki bir sembol parladı ve duvar ufalandı.

 

Garip adam yıkılmış duvarın birkaç parçasını aldı. Gözlerinde beliren, bir şeyleri hatırlamanın pırıltılarıyla, kayalara baktı. Kayaları zemine yerleştirdikten sonra, Wang Lin’e baktı ve birkaç söz sarf etti.

 

Wang Lin biraz rahatlamıştı. Havaya doğu uzandı ve aniden, garip figürün yanındaki bütün taşlar belirli bir düzende yan tarafa ilerledi. Ardından, sağ eli bir mühür oluşturdu ve bir ışık fırladı. Çok geçmeden, taşların sınırları etrafında bir sis oluşmuştu.

 

Wang Lin garip figüre baktı ve sakince söylendi, ‘’Bu kısıtlamadan mı bahsediyorsun?’’

 

Garip figür elini sallayıp göğsüne vururken çabucak heyecanlanmış ifadesini sergilemişti. Birdenbire, bedenindeki sembol parladı ve figür ellerini açtı. Zemin aniden sallandı ve kaya formasyonu, arkasında zeminde devasa bir çukur oluşturarak, havaya fırladı.

 

Küçük karmaşa formasyonu havada, sanki garip figürün kafasının üzerinde küçük bir dağ varmışçasına süzülüyordu. Garip figür Wang Lin’e doğru kafasını salladı, ardından hızlıca ayrıldı. Biraz uzaklaştıktan sonra, durdu ve Wang Lin’e döndü. Birkaç şey bağırdı ve mesafede uzaklaşmadan önce Wang Lin’e iyi niyetini göstermek için bir hareket çaktı.

 

Wang Lin garip kişinin figürüne baktı. Öldürmeyi düşünmediğinde dolayı bırakmamıştı, bunun yerine üzerindeki aşırı güçlü sarı tılsım yüzünden gitmesine izin vermişti. Kesinlikle gerekli olmadığı sürece, garip adamla ölümüne bir dövüşe girmek istemiyordu.

 

Bunları düşünürken, ifadesi aniden değişti. Gözleri öldürme arzusuyla dolarken uçan kılıcı yanına uçmuştu. Garip figür geri dönmüştü!

 

Wang Lin önündeki figüre dik dik baktı, soğuk ses tonuyla söylendi, ‘’Ölümle flört ediyorsun!’’

 

Garip adam çabucak durdu. Elinde yuvarlak bir nesne tutuyordu. Elini sallayarak açıklamayı denedi. Wang Lin’in gözlerinin hala soğuk olduğunu fark ettikten sonra, yuvarlak nesneyi Wang Lin’e doğru fırlattı.

 

Wang Lin yavaşça birkaç adım attı. Garip adam çok fazla güç kullanmamıştı, bu yüzden yuvarlak nesne biraz yuvarlandıktan sonra genç adamın önünde durmuştu.

 

Nesneyi fırlattıktan sonra, garip adam Wang Lin’e gülümseyip ayrıldı.

 

 

Bu noktada, halen etraf aydınlıktı, bu yüzden Wang Lin dikkatle figürün istikametini baktı. Uzun süre sonra, bakışlarını geri çekti. Yuvarlak nesnenin yanına ilerleyip bakmak için bakışlarını indirdi.

 

Bu bir yumruğun 1/10 boyutunda bir boncuktu. Tozla kaplıydı ve üzerinde birkaç çatlak bile vardı. Boncuğa bir süre baktıktan sonra, şaşırmış ifade sergiledi. Zeminden bir taş aldı ve hafifçe boncuğa vurdu. Boncuk biraz geriye yuvarlandı.

 

Zayıf ruhsal güç şeritleri boncuktan sızıyordu.

 

‘’Bir hazine mi?’’ Genç adam afallamıştı. Sağ eliyle havaya uzandı ve boncuk havada süzülmeye başladı. Bir süre gözlemledikten sonra, tereddüt etmeden sağ eliyle boncuğu kaptı. İlahi hissiyle  tarayıp biraz ruhsal güç gönderdi.

 

Birdenbire, boncuktan beyaz bir duman çıktı. Duman havada süzülüyorken, bir yaşlı adam figürü oluşturdu. Yaşlı adam bir turnanın saçına, bir tavuğun cildine, bir kartalın gagasına ve bir tazının kafasına sahipti. Yaşlı adam tehlikeli bir aura yaydı. Wang Lin’e üstünkörü bir bakış attı ve alaylı gülümsemesiyle söylendi, ‘’Bu yaşlı adamla dövüşmeye cesaret ediyor musun?’’

 

Wang Lin afallamış ve birkaç adım geri çekilmişti. Dikkatle baktıktan sonra, bu figürün sadece Qi Yoğunlaştırması’nın 15.katmanında olduğunu fark etti. Burnunu ovuşturdu. Gözleri parladığında, hızlıca taş boncuğa daha fazla ruhsal güç gönderdi.

 

Ruhsal enerjinin girişiyle, yaşlı adamın ruhsal gücü, orta aşama Temel Oluşturma’ya ulaşana kadar hızlıca yükseldi. Yaşlı adamın saçı rüzgar olmadan hareket etti ve bedeni muazzam bir savaşma aurası yaydı. Yaşlı adam havada süzülürken söylendi, ‘’Bu yaşlı adamla dövüşmeye cesaret edebiliyor musun?’’

 

Wang Lin tamamen afallamıştı. Bu boncuğun ne için kullanıldığı hakkında hiçbir fikri yoktu, içine biraz daha ruhsal güç göndermeye karar verdi.

 

Yaşlı adamın gözleri parlakça ışıldadı ve aurası hızla arttı. Elini kaldırması, gelişimi Wang Lin’in bile söyleyemeyeceği bir noktaya ulaşana kadar artarken gök gürültüsü vari kükremelere sebebiyet verdi. Yaşlı adamın gelişimi çoktan tek bakışla korkuya neden olacak dereceye ulaşmıştı. Yaşlı adam bir nefes verdi ve emsalsiz bir uzman aurasını sergiledi. Elini sırtının arkasında tutarak söylendi, ‘’Merkez Oluşturma aşamasının altındaki kişilerin benimle dövüşmeye hakkı yok. Defol!’’

 

Wang Lin ruhsal gücünü geri çektiğinde, yaşlı adam çabucak kayboldu ve tekrardan beyaz duman haline döndü. Duman boncuğa geri dönünce, bir çatlama sesiyle, başka bir çatlak boncukta belirmişti.

 

Wang Lin taş boncuğa baktı ve tek kelime bile edemedi. Taş boncuğun etkisine tamamen inanmıştı. Taş boncuk bir hayali büyülü hazineydi ve gerçekten neredeyse farksız illüzyonlar oluşturuyordu. Yaşlı adamın kayıtsız konuşması, yaydığı uzman aurası, tıpkı son sözleri gibi mükemmeldi, ’’Merkez Oluşturma aşamasının altındaki kişilerin benimle dövüşmeye hakkı yok. Defol!’’

 

Aurası ve ifadesi doruk noktaya ulaşmıştı. Wang Lin bu yaşlı adamın belirmesini kendisi sağlamış olsa da, sahte olduğunu söyleyemezdi. Sonuçta, çoğu insanın görüşünde, yaşlı adam yaşlı bir uzmanın aurasına sahipti.

 

Ve gelişimin artışıyla, boncuğa daha fazla ruhsal güç gönderebilirdi ve yaşlı adamın gücü artardı. Bu gerçekten insanları korkutmak için en iyi yöntemdi.

 

Wang Lin hazineyi kaldırdı ve kendi kendine mırıldandı, ‘’Bu garip mavi figür gerçekten ilginç. Küçük karmaşa formasyonunu kırdıktan sonra kötü hissetmiş olmalı, bu yüzden bu hazineyi bana verdi."

 

Bu küçük takas, anında garip figürün büyülü hazineler kullanamadığını ve bu kalıntılarda, bir sürü büyülü hazine olması gerektiğini anlamasına neden olmuştu.

 

Şimdi bu yıkıntı şehir Wang Lin’in gözünde bir hazine deposu haline gelmişti.

 

‘’Yaraları iyileştiren gizemli bir ışık, bir hayali büyülü hazine ve garip mavi figür… Başka ne gibi sırların var?’’ Wang Lin çenesini ovuşturdu. Şu anda, hala hava aydınlıktı, bu yüzden tekrar formasyonu kurdu. Ortasına oturarak biraz Yin sıvısı içti, ardından meditasyon yapmaya başladı.

 

İki ay, göz açıp kapayıncaya kadar geçmişti.

 

Bugün, Wang Lin odada lotus pozisyonunda oturuyordu. Olağanüstü Yin enerjisiyle gelişim yaptığı bu iki ayda, ilk atılımını başlatmak için yeterince enerji toplamıştı.

 

Genç adamın gözleri parlıyordu. Yeraltı Yükseliş Tekniği’ne çalışmayı çoktan bitirmişti ve üç büyük atılımın nasıl olacağını oldukça iyi biliyordu.

 

Sınırları kırmanın üç anahtar noktası, karnındaki dantian, göğsündeki Qi denizi ve ata meridyeniydi.

 

Bu üç yer, soğuk çekirdeği oluşturmak için üç kere sınırları kırmalıydı. Daha basit terimlerle anlatırsak, ilk seviyede, dantianı açılmalı ve ikinci seviye ulaşacağı zaman, dantianındaki açıklık ezilmeli ve tekrardan açılmalıydı.

 

Yeraltı Yükseliş Tekniği’nin esası önce kırmak, ardından daha fazla güç kazanmak için yenilemekti.

 

Wang Lin bir an düşündü, ardından ilk atılımına başlamak için dantianındaki Yin enerjisini yönlendirdi.

 

Kontrolü altında, Yin enerjisi daha da hızlı dönerek, karnında keskin bir acı hissiyatına sebebiyet verdi. Wang Lin bu tekniği son derece aşinaydı, bu yüzden daha fazla acının, atılım anına yakın olduğunu gösterdiğini biliyordu.

 

Bu tür bir acı, normal birinin dayanabileceği bir şey değildi. Sanki karnı bir kılıçla deliniyormuş ve kılıç içinde döndürülüyormuş gibi hissettiriyordu. Sadece birkaç nefes alış verişinde, Wang Lin soğuk terle kaplanmıştı.

 

Yin enerjisi genişledikçe çabucak bir girdap halini aldı. Dışarıdan bakıldığında, Wang Lin’in karnının yeşile döndüğü ve vücudunda buz parçalarının bir araya toplanmaya başladığı görülebiliyordu.

 

Wang Lin, acı daha da kötüleşirken dişlerini sıktı. Birdenbire, soğuk enerji baştan başa bedenini süpürdü.

 

Bu noktada, Yin enerjinin dönüşüyle beraber, bir kara delik belirdi. Belirdiği anda, sanki suya atılan kayalar gibi Yin enerjisini içine çekti.

 

Kısa süre sonra, bütün ruhsal enerjisi de, kala deliğe girerken bir çırpıda emildi.

 

Garip değişiklik kara deliğin içinde yaşanıyordu. Wang Lin’in bedenindeyken, her zaman Yin enerjisini görmezden gelen ruhsal enerji, Yin enerjisiyle savaşmaya başlamıştı. İki enerji, kontrol için birbiriyle çarpışıyordu.

 

Yavaş yavaş, Yin enerjisi ve ruhsal enerji yok olmaya başlamış ve birbiriyle karışarak, yeni bir tür ruhsal enerji yavaşça kara deliğin içinde yavaşça dönmeye başlamıştı…

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr