Bölüm 57: Sahneye Çıkmak[7]

avatar
5514 44

Xian Ni - Bölüm 57: Sahneye Çıkmak[7]


 

Çevirmen: Zawoske

Editör: Mehmet Uyar

 

Yuan Dao Tarikatı’nın tüm öğrencileri öfkelenmeye başlamıştı. Hepsi Wang Lin’i çok kibirli olduğu için lanetliyordu, fakat hiçbirisi öne çıkacak kadar cesur değildi. Üstat Ou Yang ve diğer iki üstat da kaşlarını çatarak Wang Lin’e pek de dostça olmayan bakışlar atmaya başlamıştı.

 

Wang Lin kafasını kaldırıp bomba gibi bir kahkaha patlattı. Şu anki tavrı, tamamen Zhou Peng’in önceki hareketleriyle aynıydı. ‘’Yuan Dao Tarikatı, bir kerede hepinizin gelebileceğini söylememe rağmen hala kimse öne çıkmadı, benden bu kadar mı korkuyorsunuz?’’

 

Heng Yue Tarikatı öğrencileri oldukça heyecanlanmış ve yüksek sesle tezahürat etmeye başlamıştı.

 

‘’Çöp Yuan Dao Tarikatı öne çıkmaktan bu kadar mı çok korkuyor? Tüm kibriniz nereye kayboldu? Hadi, öne çıkın!’’

 

‘’Kıdemli kardeş Wang Lin yenilmez! Yuan Dao Tarikatı’nı yumruklayın! Yuan Dao Tarikatı’nı tekmeleyin! Hatta Yuan Dao Tarikatı’nı tükürüğünle boğ kıdemli kardeş!’’

 

‘’Kıdemli kardeşiniz yeterince iyi değildi! İkinci kıdemli kardeşiniz de aynı şekilde! Siz dingiller üçüncü bir kıdemli kardeşe sahip misiniz? Hepiniz, birlikte çıkın şu sahneye!’’

 

‘’Liu Feng, öne çık da ölüm fermanını imzala!’’

 

Heng Yue Tarikatı öğrencileri gittikçe daha da gürültü çıkarmaya başlamış ve Huang Long’un gülümsemesi genişledikçe genişlemişti. Ta ki, Yuan Dao Tarikatı öğrencilerinden birisi daha fazla dayanamayıp sonunda bağırana kadar:

 

‘’Wang Lin, aşırı kibirlisin! Eğer hepimizin gelmesini istiyorsan, geleceğiz! Kıdemli dövüşçü kardeşlerim, hadi hep beraber gidelim ve şu dingili ölene kadar pataklayalım!’’

 

‘’Doğru! Bu kardeş Wang’ın özel isteği, yani kurallara aykırı değil. Üstatlar, izin verin gidelim!’’

 

Yuan Dao Tarikatı’nın öğrencileri teker teker sahneye çıkıp çıkamayacaklarını soruyordu. Üstat Ou Yang dişlerini sıktıktan sonra cevaplamaya başladı. ‘’Heng Yue Tarikatı böyle olmasını istediğine göre, o zaman, her kim öne çıkmak istiyorsa, çıkabilir!’’

 

Konuşmayı bitirdiği anda, üç öğrenci hemencecik sahneye çıkmıştı. Çok geçmeden, 7-8’den fazla öğrenci sahneye doluşmuştu. Aralarında birkaç tane kız bile vardı. Birinden gelen bağırışla birlikte, hepsi büyülü hazinelerini çıkarmış ve Wang Lin’e saldırmaya başlamıştı.

 

Wang Lin pek de umursamamıştı. Çekim Gücü Tekniği’ni kullanarak, birkaç tane devasa el oluşturmuş ve sahnede dikilen topluluğu süpürüp geçmişti. Aniden, birkaç figür uçuşa geçmişti. Hemen ardından, genç adam birkaç adım geriye çekilmiş ve devasa eller Yuan Dao Tarikatı öğrencilerini tıpkı sinek yakalar gibi yakalamış ve hepsini uzağa fırlatmıştı.

 

Topluluktan çığlıklar yükselmişti. Yuan Dao Tarikatı öğrencileri birer birer sahneden uçurulmuştu. Ayrıca yere düştükten sonra hepsi ayağa kalkmaktan aciz duruma geliyordu.

 

Wang Lin dövüştükçe, bu duruma daha çok alışıyordu. Çekim Gücü Tekniği üzerinde kontrolü daha da zarifleşmiş ve bir süre sonra, sahnede geriye sadece üç kişi kalmıştı; bunlardan biri de Liu Feng’di.

 

Wang Lin bir kahkaha patlatırken geriye kalan son koku bombasını çıkartmıştı.

 

Liu Feng’in ifadesi birdenbire değişmişti. Diğer ikiliyi artık umursamıyordu. Hemen bağırmaya başladı: ‘’Kardeş Wang, merhamet et! Pes ediyorum, pes ediyorum!’’ Konuştuğu sırada, hızlıca geri çekilmiş ve sahneden inmişti. Zhou Peng ve Yang Yi’ye olanları zaten görmüştü, bu yüzden onlarla aynı kaderi paylaşmak istemiyordu.

 

Geriye kalan iki kişi Xu Mu ve Li Shan’dı.

 

Xu Mu da olayların iyiye gitmediğini görmüş; hızlıca pes edip hantal bir şekilde sahneden inmişti.

 

Li Shan’ın yüzü kederle doluydu. Yüksek sesle Wang Lin’e bağırdı: ‘’Wang Lin, gel! Son koku bombanı üzerimde kullan hadi!’’ Sahip olduğu güçle, normalde sona kalan kişi olmamalıydı, fakat, sahneye çıktığında, hemen ölüyü oynamıştı. Birkaç kez hayatı tehlikeye girmiş olsa da, tarikattaki geleceği için buna değeceğini düşünüyordu.

 

Li Shan yapacaklarını iyi planlamıştı. Eğer kıdemli kardeşi ve ikinci kıdemli kardeşi gibi koku bombası tarafından vurulursa, belki merhamet ederlerdi de daha az dayak yerdi.

 

Wang Lin hafifçe gülümsedi. Koku bombasını boyutsal çantasına koymuş ve konuşmaya koyulmuştu. ‘’Bu bir hazine, yani dikkatsizce kullanılmamalı. Sahneden inebilirsin.’’

 

Çekim Gücü Tekniği’yle, Li Shan’ı sanki küçük yavru bir civcivmiş gibi tutmuş ve sahneden aşağıya fırlatmıştı.

 

Üstat Ou Yang ve diğer iki üstat sinirden kuduruyordu. Tam şu anda, yere şiddetle vurmak ve büyük bir oyuk açmak istiyorlardı.

 

Huang Long’un yüzü neşeyle kaplanmışken söylendi: ‘’Kardeş Ou Yang, iki tarikat arasındaki değiş tokuşun kazananı kim?’’

 

Üstat Ou Yang burnundan solurken homurdanmaya başladı: ‘’Heng Yue Tarikatı’n böyle iyi bir öğrenciye sahip olacak kadar şanslı. Bu değiş tokuşun galibi sizsiniz! Fakat, daha önceden söylediklerim doğru. Heng Yue Tarikatı’nın Kadim Ruh seviyesindeki tüm ataları öldü! İstediğin her şey boyutsal çanta da, görüşürüz!’’

 

Sözleriyle birlikte, elini sallamış ve bir tane boyutsal çanta fırlatmıştı. Huang Long düşünceli bir ifadeyle boyutsal çantayı yakalamıştı.

 

Üstat Ou Yang bir kükreme koparmış ve çok geçmeden, siyah bulut bulunduğu yere gelmişti.

 

Wang Lin yakından bir bakış atmış ve bulutun aslında bin ayaklı kırkayak olduğunu fark etmişti.

 

Tek kelime etmeden, üstat Ou Yang öne doğru bir adım atmış ve kırkayağın üzerine zıplamıştı. Bütün Yuan Dao Tarikatı öğrencileri de, utanç, öfke ve başka bir sürü ifadeyle dolu bakışlarıyla birlikte kırkayağın üzerine çıkmıştı.

 

Ayrılmak üzere olduklarını görünce, Wang Lin’in gözleri parlamış ve bir karar almıştı. Kırkayağın üzerindekilerine doğru bağırmaya başladı: ‘’Yuan Dao Tarikatı’ndan yaşıt kardeşlerim ve üstatlar, akıl almaz bir talebim var!’’

 

Sözlerinin ardından, çekim gücü tekniğiyle bedeni ileri doğru uçmuş ve kırkayağın önünde durmuştu.

 

Üstat Ou Yang’ın ifadesi değişmedi. Eğer Heng Yue Tarikatı’ndan başka bir öğrenci olsaydı, umursamazdı, ancak bu Wang Lin’in gücü aşırı şaşırtıcıydı, bu yüzden içindeki hoşnutsuzluğu bastırıp konuşmasına izin vermeye karar vermişti: ‘’Söyle!’’

 

Wang Lin bin ayaklı kırkayağa bakmış ve dürüstçe konuşmaya başlamıştı. ‘’ Kırkayağın zehrinde biraz almak istiyorum. Umarım üstat Ou Yang bu isteğimi kabul eder.’’

 

Üstat Ou Yang cevap veremeden, bütün Yuan Dao Tarikatı öğrencileri öfkelenmeye başlamıştı. Hatta birisi bağırmaya başlamıştı, ‘’Wang Lin, fazla ileri gidiyorsun!’’

 

‘’Wang Lin, bu kırkayak Yuan Dao Tarikatı’mızın ruhsal yaratık muhafızlarından birisi! Sadece almak istiyorsun diye nasıl verebiliriz?’’

 

‘’Çok kibirlisin! Üstat, bu kişi Yuan Dao Tarikatı’mıza saygısızlık yapıyor! Üstattan ona bir ders vermesini rica ediyorum!’’

 

Diğer iki üstat da küçümseyerek gülmelerine engel olamamıştı.

 

Üstat Ou Yang ürkütücü bir gülümsemeyle Wang Lin’e bakıyordu. ‘’Küçüğüm, çek git. Seninle uğraşamayacağım!’’

 

Huang Long ve Heng Yue Tarikatı’nın diğer üstatları uçan kılıçlarına adım atmışlar ve Wang Lin’in yanına uçmuştular. Huang Long net bir sesle konuşmaya katıldı: ‘’Dostum Ou Yang, Yuan Dao Tarikatın çok cimri. Sadece kırkayağın zehri, hayatını falan istemiyor ya!’’

 

Üstat Ou Yang’ın ifadesi çirkinleşmişti. Etrafına bakmış, ardından bakışları Huang Long’a tekrardan kaymıştı. ‘’Dostum Huang Long, biraz zehir vermek büyük bir sorun değil, fakat bu küçüğünüz Yuan Dao Tarikatı’ma saygısızlık yapacak kadar kibirli!’’

 

Huang Long bir an tereddüt etti. Gerçekten Yuan Dao Tarikatı’nı çok rahatsız etmek istemiyordu, çünkü getirdikleri haberler aşırı korkunçtu. Eğer söyledikleri doğruysa, ölümsüz ülkesi Zhao’daki güç dengesi karışacaktı.

 

Wang Lin bir süre kararsız kalmıştı. Kesinlikle bu kırkayağın zehrinden alacaktı. Üstat Ou Yang’a bakarak konuşmaya başladı: ‘’Üstat Ou Yang, sadece kırkayağın zehrinden birazcık istiyorum. Söz veriyorum, onu incitmeyeceğim. Eğer kabul ederseniz, karşılığında bir şeyler vermeye hazırım.’’

 

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44306 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr