Bölüm 137: Soygun

avatar
4235 6

Wu Dong Qian Kun - Bölüm 137: Soygun


Çeviri: Deuce

 

Sembol Usta Kulesinin boş beşinci seviyesinde, Lin Dong sakin bir ifadeyle altıncı seviyeye giden merdivenlerin önüne yere oturmuş kendisine bakan Cao Zhu ve Liu Long’u gözlemliyordu. İkilinin bu işin peşini kolayca bırakmayacağını zaten çok önceden tahmin etmişti.

 

“Ufaklık, zor yolu seçtiğin için bizi suçlama!” Cao Zhu, Lin Dong’a halinden memnun bir ifadeyle bakarken şeytani bir şekilde sırıtıyordu. Bugün sonunda Cao Zhu itibarını geri kazanabilecekti.

 

Lin Dong, Cao Zhu ve Liu Long’a şöyle bir bakış attı. İkiliden Liu Long gerçekten diğerinden çok güçlüydü. Fakat hala 3. Mühür Ustalığına ulaşabilmiş değildi. Her şeyi göz önüne alıp değerlendirildiğinde, bu ikili ona çok da halledilemez gelmiyordu.

 

“Heh heh Lin Dong kardeş, ikimize karşı öyle aman aman bir plan yapmana gerek yok. ‘Gizemli Buz Kılıçları’ astım Cao Zhu’ya geri verip üstüne de Sembol Usta Kulesinden ayrılmadan önce 20.000 Yang Yuan Taşı verdiğin müddetçe bu meselenin kesinlikle barışçıl bir şekilde hallolmasına izin veririz.” Liu Long konuşurken gülümsüyordu.

 

Liu Long’un şartlarını işitmesi üzerine Lin Dong da karşılık olarak gülümsedi ve konuştu: “Ne kadar açgözlüsünüz! Peki ya şartınızı kabul etmezsem?”

 

“Aahh, o halde seni burda mahvederiz.” Liu Long iç çekerken cevap verdi.

 

“Burada birilerin hayatını almaya izin var mı?” Lin Dong soru sorarken çok şaşırmış gibi yapıyordu.

 

“Her ne kadar öldürmek yasak olsa da bir iki kol, bacak kırmaya kimse bir şey demez.” Liu Long hafif kıkırdayarak konuştu.

 

“Bilgilendirme için çok teşekkürler.”

 

Lin Dong devam etmeden önce yüz ifadesi ciddileşmişti: “Madem durum böyle, sizi buraya kolumu bacağımı kırmaya davet ediyorum.”

 

“Piç kurusu, eğer canına susadıysan istediğini vereceğim!”

 

Lin Dong’un yapmacık rolünü görmesi üzerine Cao Zhu sonunda Lin Dong’un kendileriyle dalga geçtiğini sonunda anlamıştı. Birden, elbisesinin kolunun altından birkaç soğuk ışıklar fırlayıp doğruca Lin Dong’a doğru bir yıldırım gibi hamle yaparken Cao Zhu sinirden lanetler okuyordu.

 

“Çın Çınnn Çınn!”

 

Üç Gizemli Buz Kılıcı havada tıpkı üç gümüş yılan gibi dans edip gelen saldırıyı püskürtürken Lin Dong’un bedeni yerinden oynamamıştı.

 

“Bu kadar dik kafalı olduğundan, sana merhamet göstermedik diye sakın bizi suçlama!” Liu Long’un ifadesi kararırken elini sallamasıyla Qiankun Çantasından kıpkırmızı koca bir kılıç çıktı.

 

Kızıl kılıç ortaya çıkar çıkmaz havayı yakıcı bir aura doldurmuştu. Parlaklığına bakılacak olursa, sıradan bir eşya değil gibiydi.

 

Lin Dong, bu kızıl kılıca meraklı bir bakış attı. Kılıcın yüzeyinde bir takım garip semboller kazınmıştı ve tek bir bakışta, Büyük Usta seviyesindeki biri tarafından dövüldüğü söylenebilirdi.

 

“Tam da Gökyüzü Ateş Şehrinden olan kişilerden beklenildiği gibi. Her bireri çok zengin.” Lin Dong içinden hafif kıskanmıştı. Onun önceki silahı sadece, Gizemli Kırık Yuan Metalinden yapılan birkaç Kırık Yuan Parçalarıydı. Bu karşısındaki elemanların silahlarıyla karşılaştırılınca bu biraz utanç vericiydi.*

*Deuce: Tabi o esnada, arka fonda boynu bükükler şarkısı var :D

 

Lin Dong’un garip bir şekilde iç çektiğini gören Cao Zhu ve Liu Long çoktan harekete geçmişlerdi. İkilinin bedenlerinden şiddetli Zihinsel Enerji dalgaları yayılıyordu. Her ikisinin de 3. Mühür Sembol Usta Seviyesine ulaşabilme potansiyeli vardı ve şu an güçlerini birleştirdiklerinde önceki sekiz Gökyüzü Ateş Şehri Sembol Ustalarının toplam gücünü fazlasıyla aşıyorlardı.

 

“Vızz!”

 

Zihinsel Enerji yumruklarının etrafını hızlıca sararken Cao Zhu yumruklarını birbirine çarpıştırdı. Kaşla göz arasında önünde hızla dönen iki Zihinsel Enerji diskine yoğunlaşmışlardı. Keskin ve yuvarlak disk hızlıca dönerken etrafına vızıldayan sesler yayıyordu.

 

“Gidelim!”

 

İkili oldukça iyi bir şekilde birbirlerine uyum sağlamıştı ve karşılıklı bakışmanın ardından kızıl uzun kılıçla keskin Zihinsel Enerji diskler süratle Lin Dong’a doğru saldırırken havada iki farklı rota çizmişlerdi.

 

“Çıınn!”

 

İkilinin saldırısına bakan Lin Dong ise parmaklarını şaklatmasıyla birlikte üç Gizemli Buz Kılıcı harekete geçmişti. Üç kılıçtan ikisi, kızıl uzun kılıcı karşılamış ve onunla havada çarpışırken etrafa kıvılcımlar saçılmıştı.

 

Geriye kalan diğer Gizemli Buz Kılıcı ise Zihinsel Enerji disklerinin yolunu çıkmıştı. Kısa süre içerisinde, her iki saldırı birbirine çarpıştıkça “çın çın” sesler yankı bulurken bir yandan da etrafa kıvılcımlar saçılıyordu.

 

Nesneler üzerindeki hakimiyet, kişinin Zihinsel Enerji üzerindeki gücüne bağlı bir durumdu. İki insan birbirlerinin kılıç tekniklerinden kurtulmaya çalışırken tıpkı birbirlerini palayla doğramaya çalışan insanlar gibi görünüyorlardı. Bu darbe alışverişi tamamen kişilerin saf gücüne dayalıydı.

 

“Çın Çın!”

 

Kılıçların havada süzülüp çarpışırken karşılıklı hamleler devam ediyordu ve bu da Liu Long’un ifadesinin giderek ciddileşmesine neden oluyordu. Gizemli Buz Kılıçlara hamle yaptığı her seferinde kızıl uzun kılıcının etrafını kaplayan Zihinsel Enerjinin giderek azaldığını çok iyi bir şekilde hissediyordu. Görünen o ki; Lin Dong’un Zihinsel Enerjisi ondan daha güçlüydü.

 

Daha da önemlisiyse, Lin Dong tek seferde her ikisine karşı mücadele etmesine rağmen Lin Dong’un Zihinsel Enerjisi ikiye ayrılmış ancak yine de mücadeledeki üstünlüğünü elde tutabilmişti.

 

“Cao Zhu’nun bu çocuğa kaybetmesine şaşmamalı. Bu genç çok yetenekli.”

 

O esnada Liu Long’u hafif bir huzursuzluk kaplamıştı. Lakin şu noktadan itibaren pişmanlık duymanın bir manası yoktu. Aniden gözlerinde soğuk bir ışık parladı.

 

“Cao Zhu, Zihinsel Enerjilerimizi birleştirelim!”*

*Deuce: Voltran geliyor :)

 

Liu Long dövüşü daha fazla uzatmak istemiyordu. Bu yüzden bir zihin hareketiyle Gizemli Buz Kılıçlarıyla çarpışan kızıl uzun kılıcını geri çağırdı ve kılıç Liu Long’un önünde süzülmeye başladı.

 

Liu Long’un bağırmasını işiten Cao Zhu’nun gözleri karardı ve ciddi bir ifadeyle onayladı. Elleriyle bir takım mühür işaretleri yapmasıyla güçlü bir Zihinsel Enerji bedeninden çıkıp akın akın her ikisinin önünde havada süzülen kızıl kılıcın içine doğru akmaya başladı.

 

Cao Zhu’nun Zihinsel Enerjisini aktarırken, Liu Long da boş boş durmamış o da Zihinsel Enerjisini kızıl kılıcın içine doğru aktarmaya koyulmuştu.

 

“Vızz vızz!”

 

İkili Zihinsel Enerjilerini çılgınca aktarırken, kızıl kılıçtan birden parıldayan kırmızı bir rengin patlamasıyla birlikte ortaya son derece korkutucu bir aura yayıldı.

 

“Kızıl Kılıç, doğra!”

 

Liu Long bağırırken ifadesi tamamen kapkaranlıktı. Az önceki kızıl kılıcın görünüşü birden birkaç metre uzunluğunda, alev alev yanan bir kılıç görüntüsüne evrilmişti. Kılıç saldırısı, Lin Dong’a doğru acımasızca hamle yaparken etrafa havayı yakan kavurucu bir sıcak Qi yayıyordu.

 

Böylesi müthiş kılıç aurasıyla karşı karşıya kalan Lin Dong son derece şaşırmıştı. İkilinin birbirleriyle bu denli uyum sağlayabileceğini hiç beklemiyordu. Birden avucunu hareket ettirmesiyle üç Gizemli Buz Kılıç tıpkı üç beyaz yılan gibi birbirleriyle iç içe geçtiler ve yanan kılıç görüntüsüne ağır bir şekilde çarpmadan önce ortaya soğuk bir Qi çıkardılar.

 

“Chi!”

 

Ateş ve buzun etkileşime girmesiyle meydana “chi chi” ses dalgaları çıkmıştı. Ancak görünen o ki, bu seferki saldırıda üstün taraf Liu Long ile Cao Zhu idi. Bu sebeple, iki kuvvet çarpışmaya başladığı esnada Gizemli Buz Kılıçlarından yayılan ışık giderek matlaşmaya başlamıştı.

 

“Doğra!”

 

Bu sahneyi görmelerinin ardından Liu Long ile Cao Zhu’nun yüzlerinde memnun olmuş bir ifade peyda oldu. Yanan kılıç görüntüsü zorla Gizemli Buz Kılıçların savunmasını peyderpey kırıp Lin Dong’un başına doğru ilerlerken, ikili kollarını şiddetli bir şekilde sallıyordu.

 

Lin Dong başını kaldırdı ve yanan kılıcın görüntüsü göz bebeklerinde giderek büyüyordu. Ancak sanılanın aksine bu saldırıyı savuşturmadı. Onun yerine, sağ avucunu ileriye doğru uzatırken güçlü bir Zihinsel Enerji tabakası elinin üzerinde şekil aldı.

 

“Geberecek!”

 

Lin Dong’un bu hareketi gördüklerinde Liu Long ve Cao Zhu’nun her ikisi de hemen sırıttı. Beraber koordineli olarak yapmış oldukları bu saldırı, koca bir kayayı bile un ufak edebilirdi. Ancak Lin Dong, bu saldırıyı tek bir avucuyla karşılamaya cüret ediyordu.

 

“Chi!”

 

O anda, yanan kılıç görüntüsü Lin Dong’un avucuyla buluştu. Avucunun üzerindeki Zihinsel Enerji tabakası, alev alev yanan muazzam ateş Qi tarafından hızlıca eritilmişti. Ancak avucun üzerindeki Zihinsel Enerji tabakası tam yok olmanın eşiğine gelmişti ki; garip bir soğurma kuvveti birden Lin Dong’un avucundan dışarıya fışkırdı.

 

“Vıızz Vıızz!”

 

Soğurma kuvvetinin altında, kızıl alevli kılıcın etrafını çevreleyen ikilinin Zihinsel Enerjisi; hızlı bir şekilde Lin Dong’un avucunun içindeki soğurma kuvveti tarafından içeriye çekiliyordu.

 

Kılıcın Zihinsel Enerjisi Lin Dong tarafından emilirken, alevli kızıl kılıcın parıldayan ışığı hızla matlaşıyor ve sahip olduğu muazzam ateş Qi de tamamen yok oluyordu.

 

“Bu nasıl mümkün olabilir?”

 

Mutlak zaferlerinin gizli bir darbeyle yok edildiğini gören Liu Long ve Cao Zhu’nun yüzlerini kocaman bir şaşkınlık kaplamıştı.

 

Lin Dong ise şaşkınlıktan küçük dillerini yutan ikiliye küçük bir gülücük attı ve elini uzatmasıyla Liu Long’un kızgın bakışlarının altında alevli kızıl kılıcı kavradı. Lin Dong’un bedeninde şiddetli bir Yuan Gücü patlarken ayakları zemini süratle basıp ikiliye doğru fırlıdı.

 

“Çabuk, geri çekil!”

 

Lin Dong’un kızıl kılıcı yakalayıp kendilerine doğru hızla atıldığını gören Liu Long ve Cao Zhu’nun tüyleri diken diken olmuştu. En güçlü saldırılarının Lin Dong’a işlemediğini kırk yıl düşünseler akıllarına gelmezdi. Bu yüzden bu sahne karşısında birden paniğe kapılmışlardı.

 

İkilinin hala kayda değer Zihinsel Enerjileri vardı fakat ikilinin Yuan Güçleri, Lin Dong’un Yuan Gücü ile kıyaslanınca devede kulak kalıyordu. Dolayısıyla, tam kaçmak için hamle yapmak üzereydiler ki, Lin Dong’un figürü hemen önlerinde belirdi. Beklemeksizin Lin Dong, elindeki kızıl kılıcıyla ikilinin bedenlerine doğru şimşek kadar hızlı bir şekilde hamle yaptı.

 

Kocaman, alev alev yanan kılıç bedenlerine çarpmak üzereyken, Liu Long ile Cao Zhu o kadar ürkmüşlerdi ki, ruhlarının bedenlerinden ayrılacağını sanmışlardı. Önceki saldırılarında çok fazla Zihinsel Enerji kullanmalarının yanı sıra birde beşinci seviyenin baskına dayanabilmek için de Zihinsel Enerji kullanıyorlardı. Bu yüzden, kendilerine doğru yaklaşan saldırıdan kurtulmak için sadece bedenlerindeki Yuan Gücüne güvenebilirlerdi.

 

Ancak bu düzeydeki bir savunmayı aşmak, hiç şüphesiz Lin Dong için kağıdı kesmekten bir farkı yoktu. Kılıç hızlıca hamle yaparken, Yuan Gücü savunması tamamen parçalara ayrıldı. Ardından kılıç, hız kesmeden yoluna devam etti ve ikilinin birkaç parmağını kesip attı.

 

“AArrgghh!”

 

Kesilmiş birkaç parmak havada uçuşurken, sefil ve perişan bağırışlar etrafta yankılanıyordu.

 

Liu Long ile Cao Zhu, kanayan ellerini tutarken bembeyaz kesildiler. Şu anda, beşinci seviyenin Zihinsel Enerji baskısına da daha fazla dayanamamış, oldukları yere çöktüler. Ancak acı acı feryat ederlerken kızıl alevli kılıç ikilinin boynunda durdu.

 

“Lin Dong, eğer bizi öldürürsen, Gökyüzü Ateş Şehri Sembol Usta Loncası asla peşini bırakmaz!”

 

Liu Long ve Cao Zhu, boyunlarını hedef alan kızıl kılıca dehşet içinde bakarken feryatları kesilmiş ve güçlü görünmeye çalışan bir sesle konuşmaya çalışmışlardı.

 

Lin Dong ise hafifçe kıkırdayarak konuştu: “Merak etmeyin, sizi öldürmeyeceğim…”

 

Bu sözler üzerine Liu Long ve Cao Zhu derinden bir ok çektiler. Ancak Lin Dong’un bir sonraki sözleri ikilinin tüm kanının çekilmesine sebep olacaktı.

 

“Ancak eğer hayatlarınızı satın almak istiyorsanız, ödeme yapmak zorundasınız. Bu konuda oldukça adil olacağım: Kelle başına 50.000 Yang Yuan Taşı, nasıl?”*

*Deuce: Bide nasıl diye soruyor hayvan :D

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44310 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr