Bölüm 129: Gösterinin Sonu

avatar
5699 6

Wu Dong Qian Kun - Bölüm 129: Gösterinin Sonu


Çeviri: Deuce

 

Wei Tong öldü.

 

Arenadaki herkes usulca yere düşen bedene bakarken anlamışlardı ki; Kanlı Kumaş Tarikat lideri, bu mücadelenin sonunda kendi sonuyla buluşmuştu. Dahası, onu bu hale getiren kişiyse henüz yirmisine bile adım basmayan genç bir çocuktu.

 

Arenada Lin Dong’un gerilmiş sinirleri sonunda gevşemişti. İçinde engellenemez bir sevinç peyda olmuştu fakat Lin Dong bu hissi zorla bastırmıştı.

 

Gelişmiş Yuan Dan Seviyesi, Lin Dong’un tahminlerini biraz aşmıştı. Başlangıç Yuan Dan gücü ve 3.Mühür Sembol Ustasıyla mücadele edebilecek güçteki Zihinsel Enerjiye sahip olan Lin Dong, açıkçası Wei Tong ile mücadele ederken çok zorlanacağını düşünmüyordu. Ancak ne var ki, az önce tecrübe ettiği dövüş oldukça heyecanlı ve çekişmeli geçmişti.

 

“Eğer Gelişmiş Yuan Dan Seviyesiyle uğraşmak bu kadar zorsa Kusursuz Yuan Dan Seviyesindeki birine karşı mücadele etmek kim bilir ne kadar zordur?”

 

Lin Dong dudaklarını büzüp birden bakışlarını seyircilerin olduğu tarafa çevirdi. Orada; Yue Shan’ın son derece çirkinleşmiş suratını, sımsıkı yumruğunu ve tüm kalbiyle öfke ve ölüm saçan ifadesini apaçık görebiliyordu. O bile, Lin Dong’un acımasızca ve tereddüt etmeden öldürücü hareketi yapacağını beklemiyordu.

 

“Aferin, aferin!”

 

Stadyumun en tepesinde Yue Shan, oldukça karanlık bir ifadeyle Lin Dong’a zehirli ve delici bakışlar fırlatırken, ağzından öldürme niyeti taşıyan bu iki kelime çıkmıştı. Ardından Yue Shan elini sallayıp arkasına döndü. Oradaki kimse, Kanlı Kurt Klanının liderinin ve ayrıca Yan Şehrinde oldukça ünlü bu uzmanın, Lin Dong’un Wei Tong’u öldürmesine ne kadar içerlediğini asla bilemezdi.

 

Ve eğer bu seviyedeki bir kişi gücendirilecek olursa, durum muhtemelen bir kan festivaline dönerdi.

 

Bu düşüncelerden yola çıkılırsa stadyumun tepesindeki gruplardan bazıları Lin Dong’a acımaktan kendilerini alamamışlardı. Bu sefer, Kanlı Kurt Klanı’nın nefretini diretk üstüne çekmişti.

 

Ancak Lin Dong bu bakışların karşısında sakinliğini hiç bozmadı. Yue Shan, Lin Dong’u çoktandır yolunda duran bir diken olarak görüyordu ve bu yüzden buradaki hareketi çok da şaşırtıcı değildi. Wei Tong ise, Lin Dong’un kesinlikle öldürmesi gereken biriydi. Zira bugün Wei Tong’un işini bitirmeseydi, tüm kalbiyle emindi ki, Wei Tong öcünü almak için kesinlikle tüm gücüyle harekete geçerdi. Aptalca bir belayı kapıya çağırmak ise, Lin Dong’un asla yapamayacağı bir şeydi. Bunun bedeli Yue Shan’ı ve Kanlı Kurt Klanını gücendirmek olsa dahi bunun mutlaka yapılması gerekiyordu!

 

Yue Shan etrafına öldürücü bir aura yaya yaya ardına dönmüş devam ederken, bir jüri de arenaya indi. Wei Tong’un perişan olmuş bedenini bir süre kontrol etmesinin ardından gözleri şok içinde Lin Dong bakarken, içinden “Ne kadar da acımasız çocuk!” diye geçirmişti.

 

Lin Dong’un son saldırısı, Wei Tong’un boğazında yumruk büyüklüğünde bir delik oluşturmuştu. Hiç kimse Wei Tong’u bu ölümcül yaradan kurtaramazdı.

 

Wei Tong’un ölümünü onayladıktan sonra, jüri düşük bir sesle ilan etti: “Bu mücadelenin galibi; Lin Ailesinden Lin Dong oluyor!”

 

 

Mücadele Arenasındaki bu dövüş, hiç şüphesiz Yan Şehrin en popüler konusu haline gelmişti. Bu tür bir sonuç, hem Lin Dong’un hem de Lin Ailesinin şöhretini tüm Yan Şehrine yayılmasına yardımcı olmuştu. Çoğu insan Qingyang Kasabasından gelen bu aileyi artık fark etmeye başlamışlardı.

 

Ölüm-kalım maçının hemen ardından, tam da beklenildiği gibi Kanlı Kumaş Tarikatında iç çekişmelerden dolayı tam bir kaos hakim olmuştu. Her ne kadar Kanlı Kurt Klanı bu kargaşaya müdahalede bulunmuş olsa da Kanlı Kumaş Tarikatı, üyelerinin çok fazla mücadele etmesinden dolayı parçalara ayrılmıştı. Çok kısa bir sürenin ardındansa, şehirde herkes tarafından bilinen Kanlı Kumaş Tarikatı tamamen ortadan kalkmış ve sahip olduğu bölgeler de diğer gruplar arasında heyecanla paylaşılmıştı.

 

Kanlı Kurt Klanı ise bu durum karşısında öfkeden kudursa da şehirdeki ilk üçte bulunmanın vermiş olduğu gücü ve nüfuzu kullanıp bazı bölgeleri geri almaktan yapacak başka çareleri yoktu. Ancak tüm uğraşlara rağmen Kanlı Kumaş Tarikatının dağılmasına mani olamadılar.

 

Kanlı Kumaş Tarikatının parçalanıp dağılmasına karşılık Lin Ailesi ise, bu durumu lehine kullandılar. Şu an, sadece Lin Dong’un şöhretine sahip olmakla kalmayıp şehirdeki en güçlü ilk gruplardan biri olan Bin Altın Derneği ve şehirdeki üst seviye uzman olan, Büyük Usta Yan ile iyi ilişkilere sahiptiler. Bu süre zarfında, rüzgar onların lehine esiyordu.

 

Her ne kadar rüzgar onların istediği yönden esiyor olsa da, Lin Zhentian ve diğerleri sahip oldukları karşısında heyecandan mantıklarını ve soğukkanlılıklarını kaybetmediler.  Tam tersine işlerine daha da odaklandılar. Ellerinden geldiğince hareketlerini, dikkat çekmemek için düşük profilde tuttular. Zira Yan Şehri, Qingyang Kasabası gibi değildi ve burada çok fazla muhtelif gruplar vardı. Eğer buradaki güçleri dikkatli gözlemlemezlerse, onların yararına esen rüzgar birden onları alt üst eden fırtınaya her an dönebilirdi.

 

Lin Ailesinin mevcut gücü bir bütün olarak düşünüldüğünde, Yan Şehrinde kurulmak için yeterli sayılabilirdi. Neticede şehre yeni gelmişlerdi ve dikkat çekmemek amacıyla düşük profilde olayları muhakeme etmeleri kesinlikle onların yararına olacaktı. Özellikle de Kanlı Kumaş Tarikatı meselesini halletmelerinin ardından ondan daha büyük klanı, Kanlı Kurt Klanını gücendirmişlerdi…

 

Elbette her ne kadar gösterişten uzak, şatafatsız hareket etseler de Lin Zhentian ve diğerleri gizliden gizliye bünyelerine epeyce uzman katmayı da ihmal etmemişlerdi. Ne de olsa Yan Şehrindeki insan gücü ile kaynak, Qingyang Kasabasına nazaran çok daha fazlaydı. Yeteri kadar paraya sahip olduğunuz sürece Yuan Dan Seviyesindeki uzmanları bile yanınıza alabilirdiniz.

 

Para konusundaysa Lin Ailesinin kendisine bu konudaki güveni tamdı. Sonuçta, madendeki Yang Yuan Taşlarından gelen sabit gelir sayesinde sadece yarım ayda neredeyse on tane Göksel Yuan Seviyesindeki uzmanı klana almalarının yanı sıra, Dünyevi Yuan Seviyesinde işe alınan uzman sayısı ise, bir düzine kadardı.

 

Bu düzeydeki güç, önceki Kanlı Kumaş Tarikatını sollayamamış olsa da mevcut koşullar altında bu, mükemmel sayılabilirdi. Neticede Lin Ailesi, Wei Tong’un kellesini alan Lin Dong’a hala sahipti.

 

Bununla birlikte, bu kısa yarım ay boyunca Lin Ailesinin gücünde yeri göğü sarsan bir değişim meydana gelmişti. Her ne kadar bu düzeydeki bir güç artışı beraberinde finansal yükü de getirmiş olsa da, Lin Ailesindeki herkesin özverili bir şekilde çalışmasıyla her hangi bir özel çaba sarf etmeden bunun üstesinden gelmişlerdi.

 

Eğer Lin Ailesi bu güce daha önceden sahip olsaydı, Wei Tong kuduz köpek gibi davranmaya nasıl cesaret edebilirdi ki?

 

Eğer Lin Dong o gün, bu maç için sözleşmemiş olsaydı, nasıl olur da Lin Ailesi bu vakte kadar hayatta kalabilirdi? Geçmişteki hatalarından ders çıkartan Lin Zhentian ve diğerleri sonunda anlamışlardı ki; dünyadaki en önemli şey, gücün kendisiydi!

 

 

Yan Şehrinin kuzeyindeki bir bölgede, bir malikâne vardı. Girişindeyse hiç kımıldamadan duran birkaç muhafız vardı. Burası, Lin Ailesinin Yan Şehrindeki yeni ikametgahıydı. Çekirdek operasyonları Yan Şehrine taşımayı planladıklarından dolayı böyle bir yer, doğal olarak gerekliydi. Bu sebeple, burası için oldukça büyük bir meblağ harcamalarının ardından bu malikanenin adını Lin olarak değiştirmişlerdi.

 

Malikanenin derinliklerinde küçük, gözlerden ırak bir avlu vardı. Burası, Lin Dong’un kişisel konaklama yeriydi. Lin Dong’un Lin Ailesindeki konumu, Lin Zhentian’ınki ile eşit olacak şekilde önemli bir hale gelmişti. Lin Dong’un bu tür muameleye sahip olmasına ise kimsenin şikayeti yoktu. Neticede eğer Lin Dong olmasaydı Lin Ailesi muhtemelen Lei ve Xie Aileleri tarafından çoktan bastırılmış olurdu.

 

Çimenli avluda Lin Dong, bir taş bankın üstünde gözleri sıkıca kapalı bir şekilde oturuyordu. Çevresinde göksel ve dünyevi Yuan Gücü, sonunda Yuan Gücünün akımlarına dönüşüp Lin Dong’un bedenine akın etmeden önce bir araya gelip birbirleriyle kaynaşıyorlardı.

 

Yarım ay boyunca gizlice eğitim yapmasının ardından Lin Dong, "Üç Güneş Sanatı"nın yirmi iki kanalını sonunda açmıştı. Bu sanatın gücü hiç de zayıf değildi ve önceki kullandığı "Qingyuan Sanatı"ndan defalarca kat daha güçlüydü.

 

Kısa bir süre önce, Lin Dong bu "Üç Güneş Sanatı"nı Lin Zhentian’a da öğretmişti. Sonuçta ailesinin sahip olduğu "Qingyuan Sanatı" oldukça utanç vericiydi ve bunu diğeriyle değiş-tokuş etmesi gayet doğaldı. Tabikii de "Üç Güneş Sanatı"nın sadece on beş kanalı açtığını söyledi ve Taş Tılsımın ona öğrettiği ek yedi kanaldan ise bahsetmemişti. Daha önceden küçük sansar tarafından uyarıldığı için tedbiri hiçbir şekilde elden bırakmamış ve bu sırrı tüm kalbiyle herkesten saklamıştı.

 

Lin Ailesinin ana Gizli Sanatının "Üç Güneş Sanatı" ile yer değiştirilmesinin ardından Lin Dong, ayrıca babası Lin Xiao’ya da gizlice Yin Yang İncisini vermişti. Lin Xiao’nun şu anki gücü, çoktan Göksel Yuan Son Seviyesine ulaşmıştı ve bu gücüyle Lin Ken ile Lin Mang’ı  aşıyordu. Lin Xiao, Lin Ailesinde Yuan Dan Seviyesine ulaşma şansı en yüksek kimseydi ve bu Yin Yang İncisini babası için kullanmak diğerlerine nazaran çok daha faydalı olacaktı.

 

“Huuu…”

 

Sıkı gözleri yavaşça açılırken ağzından beyaz Qi topu çıkarmadan evvel Lin Dong’un gelişimi tam iki saat sürmüştü. Kısa bir sürenin ardından, avuçlarının merkezinden bir ışık hafifçe parlarken iki kolunu da ileri uzattı. Kısa bir aradan sonra, bu ışıklar yumruk büyüklüğünde iki Yuan Gücü ışık toplarına dönüştüler. Bu ışık toplarının içinde, belli belirsiz hafif bir parıltı görülebiliyordu.

  

Bu ışık toplarının içinden oldukça yoğun Yuan Gücü dalgaları etrafa yayılırken yüzeylerinde hafif bir ışık da titriyordu.

 

Bu ışık toplarıysa, "Üç Güneş Sanatı"nın ‘Üç Güneş Topu” idi. Yarım aylık yoğun çalışmanın ardından Lin Dong, Dantianında bu üç toptan ikisini başarılı bir şekilde yoğunlaştırabiliyordu. Her ne kadar bu sanatın tam gücüne nail olamasa da, bu topların ne kadar öldürücü olabileceğini az çok tahmin edebiliyordu.

 

Lin Dong önündeki 'Üç Güneş Topu'nun ikisine bakarken, onların dışarıya yayılan çılgın dalgalanmalarını hissedince oldukça memnun olmuş bir şekilde başını onaylarcasına salladı. Küçük bir hareketler, bu topları tekrar Dantianına gönderdi.

 

Geçen yarım ay zarfında Lin Dong, Wei Tong’u yendiği için gelişimdeki hızı yavaşlatmamıştı. Bu sefer de Kanlı Kurt Klanının nefretini üzerine çekmişti ve Yue Shan’ın karakteri göz önüne alındığında, bu işin peşini öyle kolayca bırakmayacağı kesindi. Yue Shan, Bin Altın Derneği tarafından şimdilik bastırılmış olsa da, eğer eline şans geçerce Lin Dong’dan kurtulmak için en ufak bir tereddüt göstermezdi. Bu yüzden, üstünde böyle bir baskı varken Lin Dong gelişimini ağırdan almaya cesaret edemezdi.

 

Her ne kadar Gelişmiş Yuan Dan Seviyesindeki Wei Tong’u öldürmüş olsa da hala Kusursuz Yuan Dan Seviyesindeki biriyle başa çıkabilecek güce sahip değildi. Bu iki gelişim aşaması arasında sadece tek bir kelime fark olsa da, güç bakımından aralarındaki fark kocaman dağlar kadardı. Hatta o kadar ki, koca Yan Şehrinde Kusursuz Yuan Dan Seviyesindekilerin sayısı iki elin parmağını geçmezdi.

 

Lin Dong şakaklarına bir yandan hafifçe masaj yapıyor bir yandan da ıslık çalarken kalbindeki bu sıkıntıyı şimdilik geçici bir süre içine atmayı planladı.

 

Islığı tam kaybolduğu esnada, kırmızı bir gölge hızlıca avlunun içine girdi. Kaşla göz arasında Lin Dong’un olduğu yöne doğru geldi ve sahip olduğu aura Lin Dong’un istemsizce kaşlarını kaldırmasına sebep oldu.

 

Bu kırmızı gölge, tabii ki de, Lin Zhentian ve diğerleri Yan Şehri’ne gelirken beraberinde getirdikleri Alev Topuydu. Birkaç aylık ayrı kalmasın ardından Alev Topu’nun bedeni çok fazla büyümemişti ancak bedenindeki tüyler tıpkı kırmızı kristal zırh gibi tüm bedenini sarmalamış ve bu da ona egzotik bir hava katmıştı.

 

Lin Zhentian ve diğerleri Alev Topu’nun neden bu şekilde değişim gösterdiklerine anlam verememişlerdi. Bu konuda bildikleri tek şey, Alev Piton Kaplanı’nın bu şekilde değişim göstermediğiydi.

 

Üstüne üstlük, Lin Zhentian ve geri kalanlarını asıl şaşırtan şeyse, Alev Topu Lin Dong’dan ayrıldıktan sonra bir ay kadar uykuya dalmış olmasıydı. Bir ay sonra uzun uykusundan uyanmasının ardından, Alev Topu’nun sahip olduğu gücün eskisine nazaran bir roket gibi fırlamış olduğunu gözlemlemişlerdi. Alev Topu’nun şimdiki mevcut gücünün, Başlangıç Yuan Dan Seviyesi’ndeki birine eşdeğer olabileceğini tahmin ediyorlardı.

 

Lin Zhentian ve diğerleri, Alev Topu’nun bu değişimi karşısında ne yapacaklarını bilemez haldeyken Lin Dong bu değişimin, o gün Alev Topu’nun mağaradaki Şeytani Kristali yutmasından dolayı olduğunu tahmin edebiliyordu.

 

“Genç efendi Lin Dong, Büyük Usta Yan sizi yanına davet etmek üzere bir ulak gönderdi.”

 

Lin Dong, Alev Topu’nun kırmızı gür tüylerini gülümseyerek okşarken, hizmetçi bir kız birden avlunun kenarında belirmiş ve saygıyla rapor vermişti.

 

“Yaa?”

 

Lin Dong, hizmetçi kızın sözlerini işitmesi üzerine hafifçe şaşırmıştı. Bu, Büyük Usta Yan tarafından kişisel olarak yanına ilk defa çağırılışıydı. Büyük Usta Yan’a karşı derin bir saygı beslediğinden Lin Dong hemen başıyla onayladı.

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44264 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr