Bölüm 126: Savaş Başlıyor

avatar
4603 6

Wu Dong Qian Kun - Bölüm 126: Savaş Başlıyor


Çeviri: Deuce

 

“Ne kadar da geveze bir ağzın varmış. Dişlerini teker teker söküp dilini kopardığım zaman da böyle konuşabilecek misin bakalım?!”

 

Lin Dong’un sıradan, umursamayan ses tonu Wei Tong’un çileden çıkmasına yeterli olmuştu. Ne olursa olsun Wei Tong kendini, Yan Şehrinde güçlü kimselerin arasında görüyordu. Böyle muazzam bir kalabalığın önünde Lin Dong gibi genç bir velet tarafından aşağılanmayı hiç beklemiyordu. Bu nedenle, zaten çok küçük bir birey olan Wei Tong’un kalbindeki nefret artık yerinde duramayacağı kadar çok büyümüştü.

 

“Kes zırvalamayı, bunu ancak yumruklarımızı çarpıştırınca öğreneceğiz.” Lin Dong soğuk soğuk kıkırdadı.

 

“Güümm!”

 

Wei Tong, Lin Dong’a karşı tehditkar bir şekilde bakıyordu. Birden, bedeninden Yuan Gücü dışarıya fışkırırken ayakları ileriye doğru fırlamış ve son derece ezici, kötücül niyetli aurası da havayı doldururken pelerinin dalgalanmasına neden olmuştu.

 

Yan Şehrinde böyle güçlü bir klan kurduğu gerçeği göz önüne alınırsa Wei Tong, hiç de aptal biri değildi. Bunca geçen seneler boyunca, birçok sayısız kanlı savaşlara katılmış ve bu savaşlarda sürekli bilediği yetenekleriyse şimdiye dek onu hayatta tutmuştu. Bu sebeple Lin Dong’un şu an karşılaştığı rakibi bu zamana dek karşılaştıklarını fazlasıyla aşıyordu.

 

Wei Tong’un savaş tecrübeleri Lin Dong’dan kat be kat daha fazlaydı. Üstüne üstlük, onun yöntemleri zalimane ve aşağılıkçaydı. Dolayısıyla Lin Dong eğer yanlış bir adım atacak olursa anında öbür tarafı boylardı.

 

Tüm bu sebepleri bildiğinden Lin Dong’un yüz ifadesi hızla ciddileşmişti.

 

Başlangıçta Lin Dong tarafından öfkeden kudurtulmuş olsa da Wei Tong, savaş moduna girdiğinde gözlerindeki öfke hızlıca yok olmuştu. Onun yerine gözlerinde, tıpkı her an avına atlamaya hazır kana susamış bir kurt gibi, soğuk ve kurnaz bir parıltı vardı.

 

Wei Tong’un ani değişimi karşısında Lin Dong’un kaşları hafifçe çatılmıştı. Wei Tong’un sahip olduğu gücü görünce neden Kanlı Kumaş Tarikatının lideri olduğunu sonunda anlamıştı.

 

Karşısındaki rakip, Lin Dong için oldukça zorlu biri olacaktı.

 

“Güümm!”

 

Bu düşünceler tam Lin Dong’un aklında dönüp dururken, aynı zamanda, Wei Tong ise doğrudan saldırmayı seçmişti. Figürü bir ışık gibi hızlıca ilerlerken korkutucu bir aura taşıyarak birden Lin Dong’un önünde belirmişti. Wei Tong’un sıradan gibi görünen sağ yumruğu Lin Dong’un göğüs kafesini hedeflemiş ilerliyordu.

 

Wei Tong’un yumruğu oldukça sıradan ve normaldi. Ancak elinin etrafını saran Saf Yuangang Enerji sayesinde herhangi bir bıçak veya kılıçtan çok daha keskin görünüyordu.

 

“Hmmm!”

 

Derinden bir uğultu sesi yankı bulurken, yumruğunun çevresindeki hava da sürekli patlıyordu.

 

Wei Tong’un korkunç yumruğunu görür görmez Lin Dong, hafifçe sersemlemişti. Gelişmiş Yuan Dan Seviyesi, gerçekten de Başlangıç Yuan Dan Seviyesiyle kıyas kabul etmiyordu. Sadece bu saldırının muhtevasındaki Saf Yuangang Enerjinin gücü ve yoğunluğu bile Lin Zhentian’ın önceki saldırısından birkaç kat daha güçlüydü.

 

Yuan Gücü bakımından Lin Dong, Wei Tong’a kıyasla biraz noksan sayılırdı. Bu yüzden rakibinin saldırısını direkt karşılaşacak kadar aptal değildi. Birden Niwan Sarayından Zihinsel Enerjiyi hızlıca çıkartıp geriye doğru adımlarken önüneyse Zihinsel Enerjiden bir kalkan oluşturdu.

 

“Güümm!”

 

Lin Dong’un savunma kalkanıyla karşı karşıya kalınca Wei Tong’un gözlerinde küçümseyici bir bakış belirdi. Yumruğunu savurmasıyla birlikte, ağır bir darbe Zihinsel Enerji kalkanıyla çarpıştı ve tıpkı patlayan bir volkan gibi korkunç bir Saf Yuangang Enerjisi ileriye doğru fışkırdı.

 

“Çatıırtt!”

 

Wei Tong’un ezici saldırısını karşılarken Lin Dong’un kalkanı daha fazla dayanamayarak parçalara ayrıldı ve Lin Dong’a nefes alacak bile zaman bırakmayıp Wei Tong bir kez daha bastırdı.

 

Wei Tong’un aşırı saldırgan darbesi altında Lin Dong süratle geri çekildi. O esnada, Lin Dong’un zar zor ayakta tuttuğu Zihinsel Enerji kalkanının katmanları karşılaştığı güç karşısında zorla paramparça oldu.

 

Arenadaki kovalamacaya benzeyen sahneye bakarken, arenanın birçok yerinden hayal kırıklığına uğrayanların uğultuları duyuluyordu. Kalabalığın çoğunluğunun hüsrana uğradıkları her hallerinden belli oluyordu. Lin Ailesindeki bu çocuğun gerçekten de Wei Tong karşısında yetenekli olabileceğini düşünmüşlerdi. Ancak şahit oldukları tek sahne; Lin Dong’un Wei Tong’dan sürekli kaçışıydı.

 

Seyircilerin bakışlarını gören Lin Dong, dikkatini onlara vermedi. Zira tüm gözleri şu an sadece tehditkar bir şekilde saldıran Wei Tong’un üzerine yapışmış durumdaydı. Her ne kadar Lin Dong’un yüzünde ciddi bir ifade bulunsa da gözlerinde en ufak bir korku yoktu.

 

“Pa!”

 

Süratle geri çekilirken Lin Dong birden durmuştu. Gözlerini hızlıca arkasındaki boş alana kaydırmasıyla arkasındaki boş alanda tanıdık bir titreşim hissetmişti: Zihinsel Enerji!

 

“Hehe ufaklı, ölüm-kalım maçı başlar başlamaz bir Zihinsel Enerji duvarı etkileştirildi. Keşke uçan numaranı bir kez daha kullanabilseydin!”

 

“Ölümcül Yıkım Yumruğu!”

 

Lin Dong bu gerçek karşısında hafif çileden çıksa da, Wei Tong bir kez daha ona yaklaşmıştı. Kaçacak başka yeri olmayan Lin Dong’a bakarken Wei Tong istemsizce kötücül ve pis bir şekilde sırıtmıştı. Saldırısı, bir yumruk sağanağına dönüşürken şiddetli bir Saf Yuangang Enerjisi etrafa yayılmış direkt olarak Lin Dong’u hedef alarak ilerliyordu.

 

Yumruk dalgası yaklaşırken, Lin Dong bedeninin her yerinin bu acımasız saldırı tarafından hedeflendiğini görebiliyordu. Ancak bu yumruk sağanağının arasında kalp gibi atan bir duyguyu da hissedebiliyordu. Bu his, sanki ona çalılıklarda kendisine her an saldırmayı bekleyen zehirli bir yılan gibi hissettiriyordu.

 

Lin Dong kendisine doğru yaklaşan saldırıya bakarken derin bir nefes aldı. Zihinsel Enerjisi hızlıca dışarı çıktı. Lin Dong çok farkındaydı ki; Wei Tong’un yaklaşan bu saldırısındaki gizli hareketi onun ölümcül kozuydu.

 

Yumruk dalgası oldukça hızlı bir şekilde yaklaşıyordu. Kaşla göz arasında, birçok sayısız ve ölümcül yumruk Lin Dong’un bedenine varmak üzereydi.

 

“İşte buldum!”

 

Lin Dong’un bedeni tam da dalga tarafından vurulmak üzereydi ki, Lin Dong gözlerini birden açtı.

 

Yaklaşan yumruk dalgasını görmezden gelerek, kılıç gibi keskin iki parmağını yaklaşan saldırıya doğrulttu ve saldırının ardında gizlenen asıl öldürücü yumruğa doğru şiddetli bir şekilde hamle yaptı.

 

“Güümm!”

 

Lin Dong’un parmakları yumrukla çarpıştığı vakit, etrafındaki hayali yumruk dalgaları da anında yok olmuştu. Hemen ardındansa, güçlü ve şiddetli bir Yuan Gücü şok dalgası tıpkı bir fırtına gibi etrafa dağıldı.

 

“Hıh!”

 

Wei Tong, Lin Dong’un saldırısındaki ölümcül yumruğunu keşfettiğini görmesi üzerine bir süre şaşkınlıktan donakalmıştı. Aniden bir homurtuyla birlikte, kemiklerindeki eklemler Lin Dong’un parmaklarına hamle yaparken eklemlerinden dışarıya oldukça güçlü ancak gizli bir güç dalgası hücum etmişti. Açıkça görülüyordu ki; Wei Tong, Lin Dong’un parmaklarını kırmak istiyordu.

 

Wei Tong bu kadar kurnaz olur da Lin Dong onun yanında hiç aptal kalır mıydı? Zihinsel Enerjisinin algısal yeteneği sayesinde, Wei Tong’un eklemlerinde bir araya getirdiği enerji akışını anında keşfetmişti. Birden, Lin Dong’un parmakları bir pençe gibi şekil alırken parmaklarının ucundaysa Saf Yuangang Enerjisini tıpkı bir iğne gibi şekillendirmiş ve yaklaşmakta olan Wei Tong’un yumruğunun arkasına pençe gibi geçirmişti.

 

“Tsss!”

 

Korkunç Saf Yuangang Enerjisi, tıpkı son derece delici bir eskrim kılıcı gibi, doğrudan Wei Tong’un elinin tersini delip geçmişti. Beş kanlı iz anında ortaya çıkmıştı!

 

“Piç kurusu!”

 

Lin Dong’un başarılı bir şekilde saldırısından sıyrıldığını gören Wei Tong’un kanı beynine sıçramıştı. Ancak hala soğukkanlılığını koruyordu. Elindeki kan izleri akmaya devam ettiği sırada, bedeni birden yana çevirdi ve tıpkı koca bir dağ gibi Lin Dong’u sarsmak için omzunu Lin Dong’un bedenine çarptı.

 

“Güümm!”

 

Lin Dong’un bedeni aldığı darbe nedeniyle geri doğru savrulurken derin bir ses yankı bulmuştu. Bedeni Wei Tong’dan uzaklaştığı esnada, Lin Dong’un elbisesinin kollarından bir ışık parıldadı ve Wei Tong’un gözlerini, boğazını, kalbini, Dantianını ve sırasıyla tüm ölümcül noktalarını hedef alan soğuk bir ışığa dönüştüler.

 

Normalde Wei Tong, Lin Dong’a ölümcül bir darbe vurabilmek için gerekli hızı yakalamaya çalışıyordu. Fakat Lin Dong’un birden yaptığı ani saldırıyı da görmezden gelemezdi. Ellerini ve ayaklarını bir araya getirerek Lin Dong’un saldırısından zar zor paçayı kurtarabilmişti. Ancak, saldırıdan kurtulmasına rağmen suratında yüzeysel bir kan izi meydana gelmesine mani olamamıştı.

 

Karşılıklı darbe alışverişinden sonra, Wei Tong üstün taraf olmasına rağmen kanı akan ilk kişi olmuştu…

 

Wei Tong’un perişan olmuş cübbesine ve kolunda beş kanlı ize bakan seyircilerin önceki sevinçli halleri nedense kaybolmuştu. Bu noktada herkes; Wei Tong’un korkunç saldırısının, Lin Dong gibi genç bir çocuğun olağanüstü gücü karşısında başarısız olduğunu bir bakışta söyleyebilirdi.

 

Dahası, arenadaki ikili arasında geçen kısa mesafeli yoğun darbe alışıverişinden sonra, seyircilerin hepsi bu mücadelenin gerçekten de heyecanlı geçeceğini anlamışlardı.

 

Kalabalığın heyecanlı bakışları altında Wei Tong’un omuz saldırısıyla savrulan Lin Dong, siyah gölgelerin ayağının altında toplanmasıyla dengesini birden kazandı.

 

Lin Dong, göğsüne bakmadan evvel Wei Tong’a buz gibi soğuk bir bakış gönderdi. Göğsündeki kumaş lime lime olmuştu. Üstüne üstlük, o bölgede hafif bir acı da hissedebiliyordu. Gelişmiş Yuan Dan Seviyesindeki bir uzmandan gelen bir darbe gerçekten de hafife alınmaması gereken cinstendi.

 

Ancak önceki karşılıklı saldırılarının ardından Lin Dong, Wei Tong’un gücünü yavaş yavaş kavramaya başlamıştı. Görünen o ki; Gelişmiş Yuan Dan Seviyesindeki bir rakip, onun için çok da zor bir düşman değilmiş gibi hissediyordu.

 

“Huff…”

 

Lin Dong ayaklarını Kırık Yuan Parçalarına yerleştirmesiyle havada süzülüyordu. Bakışlarını aşağıya indirmesiyle kendisine zalimane ve kötücül bakışlar atan Wei Tong ile karşılıklı bakışırken Lin Dong yavaşça nefes verdi. Rakibinin gerçek yiğitliğini görmesi üzerine artık kendi hareketini yapmanın zamanı gelmişti.

 

Kuvvetli Zihinsel Enerji akımları süratle fışkırıp Lin Dong’un önünde gözle görünür hale gelirken Niwan Sarayındaki iki Kader Ruh Sembolü şiddetli bir şekilde titremeye başladı.

 

“Ne kadar da güçlü bir Zihinsel Enerji!”

 

Lin Dong Zihinsel Enerjisini sergilemesiyle birlikte, koltuğunda oturan Büyük Usta Yan gördüklerine inanamayan bir ifadeyle arenadaki gence bakıyordu. Böylesi muazzam Zihinsel Enerji gücü, sıradan bir 2.Mühür Sembol Ustalarını tamamen aşıyordu. Hatta ve hatta, 3.Mühür Sembol Ustalarıyla kıyaslanabilecek türden bir güçtü.

 

Lin Dong’un kalabalığın şaşkın bakışlarına ayıracak vakti yoktu. Tüm gücünü güçlü Zihinsel Enerjiyi kontrol etmek için harcarken sonunda onu hızlıca dönen, koni biçimde şiddetli bir Zihinsel Enerji rüzgarına yoğunlaştırabilmişti.

 

Zihinsel Enerji yukarda şekil alırken, aşağıdaysa Wei Tong’un yüz ifadesi giderek çirkinleşiyordu. Sonunda anladı ki; Lin Dong’un şimdiki Zihinsel Enerjisi önceki iki aya nazaran çok daha güçlüydü.

 

Üstüne üstlük, bu şiddetli Zihinsel Enerji rüzgarının görünüşüne baktığında kendini tehlikede hissetmekten alıkoyamamıştı.

 

Wei Tong başını kaldırdı ve buz gibi soğuk bakışlarla kendisine dik dik bakan Lin Dong’u gördü. O esnada, Saf Yuangang Enerjisi, tıpkı volkandan fışkıran bir lav gibi, bedeninden fışkırırken yüzündeki ifade de giderek daha da çirkin bir hal almasıyla birlikte etrafa son derece ezici ve boğucu bir aura yayılmaya başlamıştı.

 

“Ufaklık, benimle dövüşmeye yetecek kabiliyete sahip değilsin.”

 

Bedenindeki tüm Yuan Gücünü son damlasına kadar dışarıya çıkarırken Wei Tong’un yüzündeki uğursuz, kötü niyetli ifadesi de giderek daha da artıyordu!

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 43988 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr