Bölüm 114: Göksel Dan Havuzuna Giriş

avatar
5349 4

Wu Dong Qian Kun - Bölüm 114: Göksel Dan Havuzuna Giriş


Çeviri: Deuce

 

Jürinin sesi dağın zirvesinde yankı yaptığı esnada, her iki taraf da sessizlik içinde yüzüyordu. Aniden, Bin Altın Derneğinin olduğu taraftan kutlama sesleri yükseldi.

 

Bu sonuç, herkesin beklentilerini tamamen aşıyordu.

 

Kimse, Jiang Li’nin “Kan Dönüşüm Sanatı”nı kullanıp Başlangıç Yuan Dan Seviyesine kadar gücünü kat be kat artırmasına rağmen Lin Dong tarafından yenileceğini beklemiyordu.

 

“Xuan Su, muhakeme yeteneğin her zamanki gibi olağanüstü. Lin Dong’un doğuştan gelen Yuan Gücü her ne kadar çok fazla güçlü olmasa da Zihinsel Enerjisi muhteşem. Sonda sergilediği Gizli Ruh Sanatı’na bakıp konuşacak olursak, büyük olasılıkla 2.Mühür Sembol Ustalığa ilerlemiş olmalı.” Xia Wanjin’in, Lin Dong’un bu beklenmedik galibiyeti karşısında yüzüne gurur ve neşe yerleştirirken Xuan Su’ya dönüp gülümsemişti.

 

Bu sözleri duyması üzerine Xuan Su karşılık olarak sadece gülümsedi. Dışarıdan bakınca oldukça sakindi fakat içindeki fırtına adeta yükselip alçalıyordu.

 

Usta Ruo’ya göre Lin Dong, Zihinsel Enerji eğitimine çok kısa süre önce başlamıştı. Ancak şu anki Lin Dong, çoktan 2.Mühür Sembol Ustası ile eşdeğer bir seviyedeydi. Bu gencin önündeki parlak geleceğin ucu bucağı yoktu.

 

“Bu çocuğun yeteneği, muhtemelen Usta Ruo’nun da beklentilerini aşmış gibi. Gelecekteki başarıları hiç şüphesiz inanılmaz derece büyük olacak…” Xuan Su kendi kendine söylenirken gözlerinde bir kıvılcım parlamıştı. Şu an Lin Dong, tüm Yan Şehrinde en üst seviyede biri olarak sayılmazdı lakin sahip olduğu potansiyel kesinlikle rakipsizdi.

 

Her ne kadar onu kendilerine katmamış olsalar da onu gücendirecek şeylerden kesinlikle kaçınmalılardı.

 

Xuan Su, karar verme yeteneğine her zaman güveniyordu.

 

“Bu çocuk kendini çok iyi gizlemiş.” Xuan Zhilan, Jiang Li’nin pejmürde haline bakmasının ardından bakışlarını havada güçlü bir baskı yayın genç çocuğa dönmüştü. O an elinde olmayarak kızarmıştı.*

*Deuce: Olamaz ya ahanda abayı yaktı :/

 

Tabii ki de bu sevgiden dolayı olan bir şey değildi. Daha çok, daha önce Lin Dong’a söylediği “art arda iki zafer” ve “sen sadece sayıyı tamamlamak için burdasın” gibi kaba sözler yüzündendi…*

*Deuce: İnşallah öyledir amin…

 

Durumu şimdi kavrayıp daha önce söylediği o sözleri hatırlayınca Xia Zhilan’ın yüzü biraz alev almıştı. Aslında daha çok, kendi yüzünü yüksek sesle tokatlamış gibiydi.

 

 

“Kaybettik…”

 

Bin Altın Derneği şen şakrak kutlama içerisindeyken, Kanlı Kurt Klanının olduğu cephedeyse koca bir sessizlik hakimdi. Aynı zamanda, Yue Shan ile geri kalanların suratları oldukça korkunçtu.

 

Aslında bu son turu kolayca kazanabileceklerini düşüyorlardı. Ancak ne var ki; olaylar hiç de bekledikleri gibi gerçekleşmemişti.

 

“Görünen o ki şu genç, Bin Altın Derneğinin gerçek gizli kozuymuş.” Yue Shan’ın hemen yanındaki meymenetsiz, nursuz, şükürsüz yaşlı osuruk acı acı gülerken kendi kendine mırıldanıyordu.*

*Deuce: Artık ne kadar nefret ettiysem bi küfür etmediğim kalmış :D

 

“Bu çocuk nereden geliyor?”

 

Yue Feng, kaşları oldukça çatılmış haldeyken buz gibi bir ses tonuyla sormuştu. Yan Şehrinde, genç nesillerin arasında bir dahi olarak nitelendiriliyordu. Ancak Başlangıç Yuan Dan Seviyesindeki birini yenme konusunda kendisine güveni yoktu. Lakin gelin görün ki, kendisinden daha genç olan Lin Dong denen çocuk böyle bir başarıya muktedir olmuştu. Bu başarıysa yüzünde kin, nefret ve kıskançlığın doğmasına sebep oldu.

 

“Bilmiyorum. Yüzü hiç tanıdık gelmiyor. Belki de Yan Şehrinin dışındandır.”

 

Bu sözleri işitmesi üzerine Yue Shan, gözlerini Lin Dong’a doğru dikerken kaşlarını birbirine girmişti. O esnada, gözlerinde soğuk bir ışık parladı.

 

“Klan lideri Yue Shan, sonuçlar az önce duyuruldu. Teşekkür ederim.” Yue Shan’ın Lin Dong’a dik dik baktığını gördüğünde Xia Wanjin de gelişigüzel gülümsedi ve ellerini birleştirdi.

 

“Heh heh, Başkan Xia, görünüşe göre kendinize çok iyi bir yardımcı bulmuşsunuz.” Diyerek Yue Shan kıkırdadı.

 

“Tıpkı sizin gibi. Ancak Bin Altın Derneğimiz üç yarışmadan ikisinde galibiyet elde etti ve böylece Göksel Dan Havuzu artık bize ait. Bu gerçeğe dayanarak, Klan lideri Yue Shan’ın herhangi bir itirazı yoktur, değil mi?” Xia Wanjin bunları söylerken gülümsüyordu.

 

Bu sözleri duymaları anda Yue Shan ve geri kalanlar, ister istemez yumruklarını sıkmıştı. Yue Feng ile Yue Ling, diğerlerinden çok daha hoşnutsuzdu. Çünkü bu Göksel Dan Havuzu kendileri gibi Göksel Yuan Son Seviyesinde olanlar için inanılmaz yararlı bir hazineydi. Eğer bu hazineden faydalanacak olsalardı, Başlangıç Yuan Dan Seviyesine ulaşmaları için gereken zamanı birkaç kez azaltmış olacaklardı.

 

Kanlı Kurt Klanındakilerin tavrını gördüklerinde Bin Altın Derneğinin birçok uzmanı gerilmiş, belindeki silahlara yavaşça ellerini uzatmışlardı.

 

“Ne yani, Klan Lideri Yue Shan, kaybettiğinizi kabullenmek istemiyor musunuz? Bugünkü mesela tüm Yan Şehrinde oldukça iyi biliniyor. Eğer burada olacak haberler şehirde yayılırsa, bu, Kanlı Kurt Klanının ününe oldukça zarar verir. Bu hiç de iyi olmaz.” Xia Wanjin yüzündeki sükuneti korurken Yue Shan’a bakarak konuşmuştu.

 

Yue Shan’ın yüzündeki ifade birden değişti. Kısa bir sürenin ardından, kıkırdadı ve: “Endişelenmeyim, Kanlı Kurt Klanım bu yenilgiyi kabulleniyor.”

 

“Baba!” Babasının kararını duyunca Yue Feng mutsuz bir şekilde bağırdı.

 

“Ayrılıyoruz!”

 

Yue Shan elini sallayıp gür bir sesle emrederken iki adamına da ağzı yüzü dağılmış Jiang Li’yi desteklemeleri için talimat verdi. Ardından büyük gruba önderlik edip dağın yamacından aşağıya doğru ilerlemek için yola koyuldular. Tam Lin Dong’un yanına gelmişti ki aniden adımlarını durdurdu ve Lin Dong’a doğru döndü. Birden gülümseyerek: “Genç adam, gerçekten de gücün inanılmazmış. Kanlı Kurt Klanımız bu yenilgiyi hak etti. Gelecekte eğer ilgi duyacak olursan seni Kanlı Kurt Klanımızda görmekten memnun oluruz. Hak ettiğin değeri azami derecede görmen için elimden geleni yaparım!”

 

“Klan lideri Yue Shan, teklifiniz için minnettarım.”

 

Yan Şehrinden olan uzmanla karşılaşınca Lin Dong, yavaş hareket etmeye cüret edemeyip hızlıca ellerini saygıyla birleştirdi ve gülümsedi. Bakışları Yue Shan ile buluşunca kalbinin ürperdiğini hissetti. Yue Shan’ın gözlerinden yayılan soğukluğu anında tespit etmişti. Bu durum, görünüşle oldukça büyük bir zıtlık taşıyordu, dıştan hiç de göründüğü gibi vahşi ve gaddar görünmüyordu. Ancak gerçek şu ki; Yue Shan oldukça kurnaz biriydi.

 

Lin Dong’un alışılagelmiş, adetler gereğince yaptığı selamından sonra Yue Shan daha fazla konuşmaya zahmet etmedi. Bacağıyla atı dürtmesiyle arkasını döndü. Yanındaki Yue Feng ve geri kalanlar da arkalarını dönmeden önce Lin Dong’a bakış atmayı unutmadılar.

 

Onların bakışlarını gördüğü anda Lin Dong hepsini görmezden geldi. Her ne kadar hareketleri Kanlı Kurt Klanını gücendirmiş olsa da, bu, Göksel Dan Havuzunu elde edebilmesi için ödemesi gereken bir ücretti. Daha doğrusu, Lin Dong bu fırsatı Bin Altın Derneğiyle olan ilişkisini geliştirmek için kullanacaktı. Bu sebeple, onların kaybından olabildiğince istifade etmek istiyordu.

 

Kanlı Kurt Klanı, tıpkı bir sel gibi dağı terk ederken dağın zirvesi aniden oldukça boş hale gelmişti.

 

“Hehe, Göksel Dan Havuzu için yapmış olduğun katkılardan dolayı sana içtenlikle teşekkür etmeliyiz, Lin Dong!” Kanlı Kurt Klanı dağdan ayrılırken Xia Wanjin de Lin Dong’a doğru yürüyüp gülümseyerek konuşmuştu. Davranışı öncekine nazaran çok daha nazik olduğu su götürmez bir gerçekti.

 

“Sonuçta bu benim görevimdi.” Lin Dong gülümseyerek cevap verdi.

 

“Endişen olmasın, Göksel Dan Havuzundaki enerjiyi soğurmana izin vermeyi kabul ettiğimizden dolayı bu vaadimizden dönmeyeceğiz.” Xuan Su, nazikçe ileriye doğru adımlarken gülümsüyordu.

 

Xuan Su’nun sözlerini işitmesi üzerine Xia Wanjin biraz afallamıştı. Ama sonunda, fazla söz etmedi. Sonuçta Lin Dong’un daha önce arenada sergilediği gücü, onu Bin Altın Derneğine katmaya değer olduğunu göstermişti.

 

Xuan Su önderliğindeki grup dağ duvarlarının yakınındaki küçük havuza doğru ilerliyordu. Havuza yaklaştıkları anda Lin Dong, havuzdan dışarı taşan Yin ve Yang Enerji açıkça hissedebiliyordu.

 

“Burayı ilk keşfettiğinde, burayı koruyan bir Şeytani Canavar vardı. Yorucu dövüşün ardından onu tek başıma alt edemedim. O esnada Yue Shan da burayı keşfetti ve hemen buraya geldi. Ardından ikimiz güçlerimizi birleştirdik ve Şeytani Canavarı yaralayıp kovaladık. Göksel Dan Havuz Mücadelesi’ni yapmamızın sebebiyse işte buydu.” Xia Wanjin, havuzun yanında durmuş bunları anlatırken hafifçe iç çekiyordu.

 

“Yaa?”

 

Bu sözleri duyması üzerine Lin Dong, iki Başlangıç Yuan Dan Seviyesindeki iki uzmanı bu kadar zorlayan Şeytani Canavarın ne olduğunu merak etmeden duramamıştı.

 

“Önceden Göksel Dan Havuzundaki enerjinin miktarını ölçmüştüm ve buranın alabileceği insan sayısı en fazla dört kişi. Xuan Su, daha önceden Lin Dong’a söz verdiğinden sözümüzde duracağız. Peki ya şuna ne dersiniz: Bu dört kişi; Zhilan, Liu Yi, Lin Dong ve Xia Shi olsun.” Xia Wanjin aklındaki fikri söylemeden önce, Göksel Dan Havuzuna bakıp derin düşüncelere dalmıştı.

 

İlk üç kişi, yarışmaya katılan kişilerdi. Sonuncusu ise; Bin Altın Derneğinin oldukça iyi tanınan bir üyesiydi.*

*Deuce: Soyadına bakacak olursak dedeyle, Xia Wanjin, bir akrabalığı var. Bugün yine zekiyim ya nalet olsun :D

 

Lin Dong’un havuza dahil olmasınaysa çoğunun bir itirazı yoktu. Eğer bugünkü dövüşte inisiyatifi ele alıp Jiang Li’yi anasından emdiği sütü burnundan getirinceye dek dövmeseydi, bugün dağın zirvesinden ayrılan taraf Bin Altın Derneği olurdu.

 

Dolayısıyla, Xia Zhilan bu konuyla alakalı tek kelime etmedi. Lin Dong’un hem gücüne hem de katkılarına şahit olmuştu.*

*Deuce: Yani, bi zahmet konuşma.. şatap plz

 

“Dördünüz aynı anda havuza girebilirsiniz. Her ne kadar havuz geniş olmasa da bayağı bir derin ve derin kısımlarsa çok soğuk. O yüzden derin kısımlara gitmeye teşebbüs etmemeniz sizin için daha iyi olur. Siz havuzda olduğunuz süre boyunca eğer herhangi bir aksilik yaşanırsa, sizi korumak için yakınlarda olacağız.”

 

“Göksel Dan Havuzundan ne kadar enerji toplayacağınız ise, tamamen size bağlı.”

 

Xia Wanjin açıklamasını duyduktan sonra dördü de başlarıyla onayladı. Gözlerindeki heyecan ve hevesle birlikte havuzdan yükselen Yin Ve Yang enerjisine bakıyorlardı.

 

“Haha, gerekli bilgileri aldığınıza göre şimdi havuza girebilirsiniz…” Xia Wanjin, yakınlardaki bir kayaya oturmadan önce nazikçe gülümsemişti. Bin Altın Derneğinde geri kalanlar ise yakınlarda korumalık yapmaya giderken gözden kaybolmuşlardı.

 

“Splaaşş!”

*Deuce: Bu nedir diye sormayın; sıvıya katı bir cismin çarpmasıyla çıkan ses işte :)

 

Havuza giren ilk kişi doğal olarak, Xia Zhilan idi. Hızlıca havuza atlarken bedeninin etrafında, tıpkı ince bir koruyucu tabaka gibi, Yuan Gücü dalgalanmıştı.

 

Xia Zhilan havuzu atlar atlamaz, saf Yin ve Yang Enerji kanalları süratle bir araya toplanırken suyun yüzeyindeyse aniden bir girdap şekli oluştu. Görünüşe göre Xia Zhilan, enerjiyi çoktan soğurmaya başlamıştı.

 

Bu sahneye şahit olmaları üzerine Liu Yi ile Xia Shi olarak bilinen iri yarı erkek de anında havuza atladılar. Ne de olsa havuzdaki enerji kısıtlıydı ve daha fazla enerjiden mahrum kalmak istemiyorlardı.

 

Onların bu hareketini görmesiyle Lin Dong elinde olmayarak gülmüştü. Ardından Xia Zhilan’da olduğu gibi, o da havuza atlamasıyla Yuan Gücünün bedenine akmasına izin verdi.

 

“Splaaaşş!”

 

 Lin Dong ve diğerleri havuza atlamasının ardından, Göksel Dan Havuzunun yüzeyindeki girdap daha da büyürken, sudaki çalkantıdan meydana gelen ses ise giderek artıyordu...

 

----Deuce Not-------

Arkadaşlar İngiliz çevirmen bir türlü ne diyeceğine karar veremediğinden bundan sonra “Kanlı Kurt Çetesi”nin adını “Kanlı Kurt Klanı” olarak değiştirip bundan sonra bu haliyle devam edeceğim.

Beni destekleyen ve seriyi okuyan herkese de ayrı ayrı teşekkür eder, keyifli okumalar dilerim :)

 

 






Giriş Yap

Site İstatistikleri

  • 44245 Üye Sayısı
  • 398 Seri Sayısı
  • 44158 Bölüm Sayısı


creator
manga tr